Jump to content

Feneroin

Yönetici
  • İçerik sayısı

    1024
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    10

Everything posted by Feneroin

  1. İstifçilik de denen dispozofobi kullanılmayan tüm eşyaların atılmayıp biriktirilip saklanması durumuna denir. İnsanlarda bu hastalığın görülme sıklığı nüfusun %3 kadar yani azımsanmayacak derecededir. Dispozofobi Nedir? Halk arasında istifçilik olarak da bilinen dispozofobi hastalığı sağlıklı ve ya sağlıksız bütün eşyaları atmayıp biriktirmek olarak ifade edilir. Bu hastalığın insanlar üzerindeki tek düşüncesi “ileride lazım olabilir” düşüncesidir. Tabi ki bu düşünceyle birlikte dispozofobi hastaları yaşadıkları yerleri yaşanmaz bir hale getirirler… Dispozofobi Ne Biriktirir? Dispozofobi nüfusun yüzde 3’ü hatta daha fazla insanda bulunan bir hastalıktır. Sorunları biriktirmek olan bu hastalar ellerine geçen her şeyi saklamaya çalışırlar. Dispozofobi hastalarının en çok biriktirdikleri eşyalar kağıt, mektup, giyim eşyaları ve gazetelerdir. Faturaları ileride işimize yarar düşüncesiyle kitaplar ve evrakları ileride okunur düşüncesiyle atmaz, hatta elektronik postaları bile silmezler… Dispozofobi hastaları ellerine geçen her şeyi biriktirdikleri için evleri yaşanmayacak bir hal alır. Biriktirdikleri eşyalar sanki gerekliymiş gibi algılarlar ve bundan dolayı hiçbir şeyi atmazlar. Dispozofobi Nasıl Başlar? Dispozofobi, çocukluktan gelen ekonomik sorunlardan, sevgi eksikliği ve şefkat ihtiyaçlarının yeterli karşılanamaması sonucunda ortaya çıkar. Ayrıca sevdiği kişilerden gelen hediyelerden ayrılamama gibi sorunlarla başlar. Dispozofobinin Belirtileri Nelerdir? Dispozofobi, obsesif kompülsif bozukluk türü olarak karşımıza çıkar. Biriktirme hastalığı olan insanların belitileri şöyledir; Ellerine geçen gerekeli gereksiz her şeyi biriktirmeye çalışırlar. Topladıkları eşyaları kesinlikle atamazlar. Birisinin biriktirdiği eşyaları atması durumunda öfkelenirler. Yaşamlarında davranış bozukluğu sergilerler. Evlerinin her alanında biriktirilmiş bir şeylerin olması dispozofobi hastalığının habercisi olabilir. Dispozofobiden Nasıl Kurtulabiliriz? Dispozofobi ve bunun gibi takıntı türündeki hastalıklardan kurtulmak mümkündür. Hasta uzman bir hekimden destek almasıyla dispozofobiden kurtulabilir. Takıntı türündeki hastalar ilaç yerine terapi yöntemiyle tedavi edilmektedir. Bu süreçte hastaların ailelerine çok iş düşmektedir. Çünkü kişi kendi hastalığının farkında olmayıp bir uzmana baş vurma gereksinimi duymaz. Bu yüzden ailelerinin desteklerine ihtiyaçları vardır. Dispozofobi hastalarının uzman psikologlardan destek almaları gerekir
  2. Öfke son derece doğal ve insani bir duygu olup hayatımızın bir parçasıdır. Ancak kendimize ve çevremize zarar verecek düzeyde bir öfkenin kontrol altına alınması gerekir. Öfke kontrolü yaşayan insanlar bir uzmana başvurmak yerine bu duyguyu bastırarak kontrol edebileceklerini zannederler. Öfkeyi bastırmaya çalışmak ve yok saymak ise sonuçları ağır olacak hastalıklara neden olur. Öfke kontrol bozukluğu çocukluk zamanlarında ortaya çıkan bir durumdur. Çocukluk zamanlarında yaşanan yanlış tutumlar onların öfke kontrolünün bozulmasına neden olur. Öfke kontrol bozukluğu yaşayan bireylerin mutluluk hormonu adı verilen serotonin hormonunun çalışmasında bir sorun olduğu bilinmektedir. Bizi Neler Öfkelendirir? Öfke düşünceler neticesinde oluşur. Bizi öfkelendiren bazı durumlar şöyledir: Hayal kırıklıkları Haklarımıza saldırı Anlaşılmadığımızı düşünmek Acizlik Beklentilerin karşılanmaması Yetersizlik duygusu Öfke Anında Ortaya Çıkan Tepkiler Öfke anında bir çok tepki gösterilir. Öfke anında ortaya çıkan bir kaç tepki aşağıdaki gibidir. Nefes alıp vermekte düzensizlik oluşması Aşırı stres yapmak ve gergin olmak Tartıştığı kişi ve ya herhangi bir nesneye şiddet uygulamak Kan basıncının artıp kalp atışının hızlanması Yüksek sesle konuşmak Ağlamak Öfke Kontrol Bozukluğunun Sebep Olduğu Hastalıklar Öfke kontrol bozukluğu bir çok hastalığı beraberinde getirebilecek bir sorundur. Öfke kontol bozukluğunun neden olduğu bir kaç hastalık şöyledir: Hipertansiyon Şeker Hastalığı Kalp Hastalıkları Ruhsal Bozukluklar Öfke Kontrol Bozukluğunun Tedavisi Öfke kontrolü sırasında karşınızdaki kişiyle empati yapmaya çalışmak öfke durumunda değişime neden olacaktır. Öfkelendiğimizde nefes egzersizi yapmak ve başka şeyleri düşünmeye çalışmak sakinleşmeyi sağlar. Ancak öfke kontrol bozukluğu durumunda mutlaka uzman bir hekime (psikolog ve ya psikiyatrist) başvurulması gerekir
  3. Günlük yaşamda herkes bazı konular hakkında endişe, evham ve takıntılara sahip olabilir. Birçok insan ortaya çıkan bu duygularla baş edebilir ve yaşamını etkilemelerini izin vermeden çözüme ulaştırabilir. Ancak bazı kişiler gerçeklik duygusunu kaybetmeden doğru olmadığını bilmesine rağmen takıntılı düşüncelere sahip olabilir. Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) Nedir? Obsesif kompulsif bozukluk, takıntılı düşüncelerin günlük hayatı, hatta yaşamsal aktiviteleri etkileyecek düzeye gelmesi sonucu ortaya çıkan ruhsal bir hastalıktır. Takıntılı düşünce ve dürtüler anlamına gelen obsesyon ile yineleyici zihinsel eylemler ve davranışlar anlamına gelen kompulsiyon davranışları bir araya gelerek hastalığı oluşturur. Obsesyon, yani kişinin zihninde uzaklaştıramadığı fikir, düşünce ve dürtüler, kişinin isteği dışında gelişir. Kişi bunları mantık dışı olarak değerlendirse de düşünmekten kendini alamadığı için yoğun sıkıntı yaşayarak huzursuzluğa ve dolayısıyla anksiyeteye sahip olur. Obsesyonların yarattığı huzursuzluğu ve sıkıntıyı ortadan kaldırmak amacıyla da yineleyici davranış ve zihinsel eylemler geliştirir. Son yıllarda toplum içinde görülme oranı artış gösteren obsesif kompulsif bozukluk hastalığı her 100 kişiden iki ya da üçünde rastlanabilir. Genel olarak ergenlik dönemini ve 2-0-30’lu yaşları kapsayan hastalık çocukluk dönemi de dâhil her yaşta görülebilir. Kadınlarda daha sık olarak görülen obsesif bozukluk erkeklerde genellikle erken yaşlarda oluşur. OKB Belirtileri Nelerdir? En yaygın obsesyon belirtileri: Aşırı kuşku ve sürekli güven ihtiyacı Simetri, düzen ve kusursuzluk dürtüsü Günahkâr düşünmekten korkma Sosyal açıdan kabul edilmez bir davranışta bulunmaktan ya da rezil olmaktan korkma Hata yapmaktan korkma Başkasına zarar vermekten korkma Pislik ya da mikrop bulaşmasından korkma En yaygın kompülsiyon belirtileri: El sıkışmamak, kapı tokmağını tutmamak Tekrar tekrar ellerini yıkama, duş alma Değeri olmayan nesneleri toplama ve biriktirme Yapılacak işleri belirli bir sayıda ve belirli sıraya sokarak yapma Belirli cümleleri, kelimeleri ya da duaları tekrarlama Rahatsız edici, akıldan çıkmayan ve uykuyu bölen görüntülere, kelimelere ya da düşüncelere takılma Yemeklerini belirli bir sıraya göre tüketme Evdeki eşyaları ya da kişisel eşyalarını belirli bir biçimde düzenleme Günlük rutin işleri yaparken yüksek sesli ya da içinden sürekli sayı sayma isteği Kilit, ocak, ütü, elektrik gibi kapanması gerekli olan eşyaları sürekli kontrol etme OKB Nedenleri Nelerdir? Obsesif kompulsif bozukluğun nedeni tam olarak bilinmese de biyolojik ve evresel faktörlerin hastalığın gelişiminde önemli rol oynadı düşünülmektedir. Çevresel faktörler: Kişinin sosyal ve aile çevresinde yaşadığı stres hastalığın gelişimini tetikleyebilir. Kişide var olan hastalık hafifi semptomlarla seyrederken belirli çevresel faktörler hastalık semptomlarını arttırabilir. Cinsel taciz, kişinin yaşamında köklü değişikliklere sebep olan evlilik, taşınma, çocuk sahibi olma gibi faktörler obsesif kompülsif nedenleri arasında sayılabilir. Bunlara ek olarak hastalık, kişinin sevdiği birini kaybetmesi, okul ya da iş yaşamındaki problemler, insanlarla ilişkilerinde yaşadığı travmalar ve kaygılar da hastalığı tetikleyen önemli sebeplerdendir. Biyolojik faktörler: Karmaşık bir yapıya sahip olan beyin, normal fonksiyonlarını devam ettirebilmek için nöron adı verilen sinir hücrelerine ihtiyaç duyar. Elektrik sinyalleri ile iletişim kuran nöronların birbirleriyle bilgi alışverişini sağlayan kimyasallar nörotransimitterlerdir. Bu transmitterler arasında yer alan seratonin seviyesindeki düşme obsesif kompülsif bozukluğun gelişimine neden olabilir. Seratonin miktarındaki değişimin ebeveynlerden çocuğa geçmesi de obsesif kompulsif bozukluğun genetik olabileceğini düşündürür. Beyindeki seratonin dengesizliği beynin planlama ve sağduyu ile ilgili bölgelerini olumsuz etkiler. Ayrıca streptokok bakterisi nedeniyle oluşan enfeksiyonun da obsesif kompülsiyon gelişimine yol açtığı ile ilgili de araştırmalar vardır. Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisi Obsesif kompülsif bozukluğun teşhisi için herhangi bir laboratuvar testi söz konusu değildir. Konusunda uzman bir psikiyatrist tarafından hastanın davranışları izlemeye alınır ve belirtiler değerlendirilerek hastalık teşhis edilir. Tedavinin başarısında erken teşhis son derece önemlidir. İlaç tedavisi ve bilişsel davranış terapisi birlikte uygulanır. Bilişsel davranış terapisi: Terapi tedavisinin amacı hastaların ritüellerini gerçekleştirmesini önleyerek korkularıyla yüzleşmelerini sağlamak ve anksiyetelerini azaltmaktır. Obsesif kompülsif bozukluğu olan hastaların abartılmış felaket içeren düşüncelerini azaltmaya odaklanan bilişsel davranış terapisi ile hastanın gerçek gibi algıladığı düşüncelerden uzaklaştırılması sağlanır. İlaç tedavisi: Antidepresan ilaçlar ve beyindeki seratonin düzeyini dengelemeyi sağlayan ilaçlar hastalığın tedavisinde yaygın olarak kullanılır. İlaç ve bilişsel davranış tedavisine cevap vermeyen hastalarda beyin cerrahisi ya da elektrokonvulsif terapi uygulanır. Elektrokonvulsif terapi hastanın başına takılan elektrotlar yardımıyla nöbete sebep olan elektrik şoku verilir. Oluşturulan nöbetler sayesinde beyinde nörotransmitterlerin salınımı artar. Düzenli yapılan tedaviler ile hasta normal yaşantısına dönebilir
  4. Oosouji yeni yıl geleneği olarak 28 Aralık’da gerçekleştirilmeye başlanan Japonların geleneksel temizliğidir. Yeni yıla temiz girme düşüncesiyle yapılan Japonların Oosouji bahar temizliği geleneği neden ve nasıl yapılır gelin hep birlikte öğrenelim. Japon Temizlik Sanatı “Oosouji” Oosouji genel olarak yeni bir yıla girmeden önce yapılan bir temizliktir. İnsanların aileleriyle birlikte yaşadıkları evleri, öğrencilerin okullarını ve çalışanların iş yerlerini temizledikleri bir gelenektir. Oosouji evde yaşayan aile fertlerinin hepsinin katılımıyla yapılan bir bahar temizliğidir. Oosouji temizliği günlük yapılan temizlik gibi değil daha çok detaya girilen bir temizlik türüdür. Toz almak, pencereleri silmek, çarşafları değiştirmek, eski kıyafetleri ayırmak hatta sadece maddi değil manevi olarak da eski kötü anılar veya eski problemlerden de kurtulmanın yolu olarak görülür. Oosoujinin yeni yıla temiz girmeyi amaçlamasının yanında bir de toshigami’yi (shinto tanrısı) karşılamak için de yapılan bir temizliktir. Oosouji Temizliği Yapım Aşamaları Oosouji temizliğine evin tepesinden başlamak gerekir. İlk olarak tavanın tozu temizlenir ve duvarlar silinir. Mobilyaların tozu alınıp yerler süpürülüp silinir. Odaya girince temizlik saat yönüne doğru yapılmalı. Temizliğe saat yönünden başlayıp eski düzensizliği temizleyerek odadan çıkılmalıdır. Kullanılmayan, sevmediğiniz veya artık kullanmak istemediğiniz eşyaları bir araya toplayarak yardıma ihtiyacı olanlara verebilirsiniz. Evdeki bütün leke bulunan eşyaları temizleyin hiç bir lekenin kalmamasına dikkat edin. Bir çöp kutusu yaparak evdeki bütün çöpleri oraya biriktirip ev temizlendikten sonra direk evden çıkarın
  5. İnsan sağlığı açısından çok faydalı olan Çinko metabolizma, sindirim, ve sinir sistemini yöneten 300den fazla enzimi etkilemektedir. Çocukluk, ergenlik dönemi ve gebelik zamanında gelişmeyi etkileyen bir mineraldir. Boy kısalığı, tat ve koku alma duyularında sorunlar oluşmasına çinko eksikliği neden olabilir. Çinko Nedir? Çinko insan sağlığı açısından oldukça önemli olan bir mineraldir. Vücutta üretilemeyen ve depolanamayan mineraller arasındadır. Soğuk algınlığına karşı koruyucu etkisi bulunmaktadır. Nezle, grip ve soğuk algınlığı geçirenlerde çinko takviyesi alması durumunda hastalığın şiddetinin ve süresinin azaldığı kanıtlanmıştır. Çinkonun Faydaları Nelerdir? Çinko kronik yorgunluğa iyi gelen bir mineraldir. Yara iyileşmesini hızlandırır. Bağışıklığı güçlendirir. İshalden korunmayı sağlar. Cilt sağlığı açısından sivilce ve alerjileri azaltmaktadır. Kemik sağlığına iyi gelir Saç ve tırnak sağlığı açısından faydalıdır. Çinko Hangi Besinlerde Bulunur? Hangi Et Ürünlerinde Çinko Bulunur? Balık ürünlerinde oldukça çok çinko bulunur. Kırmızı et çeşitlerinde Yumurta Tavuk etinde çinko bulunur. Hangi Sebzelerde Çinko Bulunur? Ispanak Mantar Kuşkonmaz Yeşil Mercimek Bamya Bezelye Hangi Kuru Yemiş Ve Süt Ürünlerinde Çinko Bulunur? Kaju Badem Yerfıstığı Antep fıstığı Ay çekirdeği Diğer gıdalara göre süt ürünlerinde daha az çinko bulunur. Bir dilim peynir ve bir kase yoğurt çinko alımını destekler.
  6. Yaşadığımız sorunları tekrarlayıcı bir şekilde düşünerek sürekli gözümüzde canlandırmak kafamızı bununla meşgul etmek psikolojik bir hastalıktır. Psikolojide bu duruma Ruminasyon denir. Ruminasyon, istemsizce ortaya çıkan kişinin hayatını etkileyen ve kontrol edilmesi zor olan tekrarlayıcı düşüncelerdir. Ruminasyon nedir, Ruminasyonun belirtileri nelerdir ve Ruminasyonu durdurmak için neler yapılabilir gelin hep birlikte öğrenelim. Ruminasyon Nedir? Ruminasyon Latince “rumen” kelimesinden türemektedir. Rumen geviş getiren hayvanların midesinin ilk bölümüdür. 16. yüzyıldan beri hem “geviş getirme” hem de “kontrol edilmesi zor ve insanın hayatını etkileyen tekrarlayıcı düşünce” anlamına gelir. Psikiyatri de ise 1960’lı yıllarda “zihinsel geviş getirme” olarak tarif edilir. Ruminasyonu, depresyon üzerinde çalışan bilimadamları “kişide oluşan depresyon belirtilerine ve sebep sonuçlarına odaklanan tekrarlayıcı bir düşünme biçimi” olarak tanımlamıştır. Ruminasyonun erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görüldüğü kanıtlanmıştır. Ruminasyonun Belirtileri Nelerdir? Ruminatif kişiler çok fazla olumsuz düşünceleri tekrarladıkları ve sürekli düşündükleri için sosyal hayatları bu durumdan olumsuz bir şekilde etkilenmektedir. Bu tür ruminatif düşünceye yatkın insanların verdiği belirtileri şöyledir: Affedici olamamak İntikam almayı düşünmek Sürekli olumsuz ve tekrarlı düşünmek Uzun süreli depresif dönemler geçirmek İntihar düşünmek Problem çözme becerisini kaybetmek. Rominasyondan Nasıl Kurtulunur? Ruminatif ve bunun gibi psikolojik düşüncelerden kurtulmak zordur ama imkansız değildir. Bu tür düşünceler için destek almanız kesin bir çözümdür. Fakat kendi kendinize uygulayacağınız davranışlarla da ruminatif düşünceleri durdurabilirsiniz. İlk olarak ruminasyon yaptığınızı fark etmeniz gerekir. Gün içerisinde bir düşünceyi 4 ve ya 5 defadan fazla düşünüyorsanız ruminasyon olasılığınız yüksek anlamına gelir. Daha çok hangi konuda ruminasyon yaptığınızı tespit edin. Ruminasyon yaptığınız konuyu tespit ettikten sonra kendinize En kötü ne olabilir? ve Bununla başa çıkabilir miyim? diye sorun. Bunların cevaplarını aramak olumsuz düşüncelerinizden kurtulmanızı sağlayacaktır. Kendinize sorduğunuz “Ne olurdu?” sorusundan vazgeçin. Başınıza gelen kötü olaylarla ilgili olmasa ne olurdu? ve ya daha farklı olsa ne olurdu? gibi soruları sormaktan vazgeçin. Kendinize sorduğunuz bir diğer soru olan Neden ben? sorusundan vazgeçin. Başınıza gelen olayları hak etmediğinizi düşünebilirsiniz fakat hayat sadece olumlu ve güzel şeylerden ibaret değildir bunu unutmamanız gerekir. Yalnız kaldığınız zamanlara sınır koyun. Yalnızlık ruminasyonu tetikleyebilir. Bunun için ailenizle ve arkadaşlarınızla daha fazla vakit geçirin. Bir uzmandan destek alın. Not : Ruminasyondan kurtulmak için profesyonel bir destek olarak psikolojik danışmanlardan destek almanızı öneririz
  7. Borderline kişilik bozukluğu yarattığı ağır işlev bozukluğu ve yüksek intihar riski doğurması nedeni ile karmaşık ve ciddi bir ruhsal bozukluktur. Duygusal olarak değişken” kişilik bozukluğu olarak da anılan borderline kişilik bozukluğu nedir? Borderline kişilik bozukluğu, genç erişkinlik döneminde başlayan, kişilerle olan ilişkilerde, kendilik algısında ve duygularında tutarsızlık ve ani dürtüsel davranışlarla karakterize bir durumdur. Bu kişiler, birkaç saat ya da birkaç gün süreyle, çok yoğun birtakım duygular yaşayabilirler ve bu duyguları çok çabuk ya da birden değişebilir. Borderline bozukluğu olan kişilerde; ani duygudurum değişiklikleri ve kendilerinin nasıl biri olduğu, hayattaki rollerinin ne olduğu konusunda kararsız düşünceler görülebilir. Bunların sonucu olarak bu kişilerin ilgi alanları ve değerleri çabucak değişebilir. Kendilerini çok mutlu ve güvende hissediyorlarken, birden bir üzüntü ve çökkünlük yaşamaya başlayabilirler ya da yoğun bir kaygı duymaya başlayabilirler. Ayrıca, denetim altına almakta güçlük çektikleri yoğun öfke duyguları olabilir; bu sırada bağırıp çağırmaya, ellerine ne geçerse atmaya başlayabilirler; bunun ardından büyük bir utanç ve suçluluk duygusu yaşayabilirler. Ancak, öfkeleri her zaman başkalarına karşı değildir, kendilerine öfkelendikleri de sık görülür. Borderline Kişilik Bozukluğu Belirtileri Nelerdir? Gerçek ya da hayali terk edilmeden kaçınmak için çılgınca çaba harcamak. Aile, arkadaş ve yakın çevre ile ilgili hızla değişen aşırı sevgi ve nefret gibi uç duygulara sahip olma Kimlik karmaşası denilen kendine algılayışında, önem verilen kültürel-ahlaki değe anlayışında değişkenlikler. Dengesiz ve bozulmuş benlik duygusu Dikkatsiz araba sürme, aşırı ve mantıksız para harcama, madde kullanımı, çok fazla yemek yeme, aşırı cinsel davranışlarda bulunma, kumar oynama gibi tehlikeli ve dürtüsel hareketler yapma. Kendine zarar verme olasılığı fazla olan, iki ya da daha çok durumda sonunu düşünmeden, aniden yapılan eylemler. Yineleyen bir şekilde intihar girişimleri, intihar tehditleri, kendine zarar verme (bıçak, jilet, vs. ile kendi cildini kesme, sigara ile kafayı yakma9. Birkaç saat ile birkaç gün arasında süren ani ve yoğun duygudurum değişimleri Kişinin kendisini sürekli olarak boşlukta hissetmesi. Uygunsuz ve yoğun öfke, öfke kontrol problemler. Stresle ilişkili, gelip geçici, kendine kötülük yapılacağı düşünceleri ya da dissosiyatif belirtiler. Borderline bozukluğu olan kişilerde tüm belirtiler görülecek diye bir durum söz konusu değildir. Bazı hastalarda birkaç belirti görülürken bazılarında sayılan belirtilerin neredeyse hepsi gözlenebilir. Belirtilerin ortaya çıkışı sıradan olaylarla tetiklenebilir. Örneğin iş gezisi nedeniyle yakın çevresinden ayrılan bir kişide belirtiler görülmeye başlayabilir. Belirtilerin şiddeti ve süresi kişiden kişiye değişir. Kişinin genel durumu ve hastalığının derecesi belirtilerin yoğunluğunu belirler
  8. Telegram'ın kendi resmî Telegram grup kanalından yaptığı açıklamaya göre son 3 günde 25 milyondan fazla yeni kullanıcı katıldı. WhatsApp'ın bazı gizlilikleri es geçmesinin ardından dünyanın dört bir yanından kullanıcıların yeni mesajlasma uygulaması arayışı belli ki Telegram'a da yaradı. Ama halen kendilerinin 'En güvenilir iletişim/mesajlaşma uygulaması' olduklarını her daim belirtiyorlar. İnşaAllah her daim de oyle olur... Son günlerde yaşanan WhatsApp gizlilik olayı ve Telegram'a dair konulara da aşağıdan ulaşabilirsiniz:
  9. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, haberleşme uygulamaları BiP ve Telegram'a katıldı. İletişim Başkanlığından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BİP ve Telegram hesaplarına yer verildi. Erdoğan, BİP uygulamasında "https://channels.bip.ai/join/rterdogan" adresinden, Telegram uygulamasında ise "https://t.me/RTErdogan" adresinden takip edilebilecek.
  10. Destruction AllStars Çılgın araç döğüş yarışı Destruction AllStars, PS4'ün süper yıldızı Rocket League ve Destruction Derby arasında nefis bir çarpışma oyunu gibi görünüyor. Haydi PlayStation 5 sahipleri, indirip deneyelim!
  11. Horizon Zero Dawn'ın devamı niteliğindeki Horizon Forbidden West, bu sene PS5 için geliyor. Horizon Forbidden West'in 2021 sürümünün piyasaya sürülmesinden bir süre sonra Horizon 3 ile ilgili bir şeyler duyacaksınız muhtemelen, çünkü Horizon 3 de 2022'nin sonlarına dogru çıkabilir.
  12. Rekabet Kurulu Facebook ve WhatsApp hakkında resen soruşturma başlattı ve WhatsApp verilerinin paylaşılması zorunluluğunu durdurdu. Kişisel Verileri Koruma Kurulu (KVKK), WhatsApp'ın "zorunlu güncelleme" kararının yarınki toplantıda ele alınacağını duyurdu. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de tepkilere neden olan WhatsApp'ın yeni gizlilik sözleşmesi için Rekabet Kurulu harekete geçti. Kuruldan yapılan açıklamada Facebook ve WhatsApp hakkında resen soruşturma başlatıldığı duyuruldu. Ayrıca WhatsApp'la veri paylaşımı zorunluluğunun durdurulduğu bildirildi. REKABET KURULU'NDAN AÇIKLAMA Rekabet Kurulu Facebook ve WhatsApp hakkında resen soruşturma başlattı ve WhatsApp verilerinin paylaşılması zorunluluğunu durdurdu. Açıklamada şöyle denildi: "Rekabet Kurulu’nun 11.01.2021 tarihli ve 21-02/25-M sayılı kararıyla, WhatsApp kullanıcılarına getirilen veri paylaşma zorunluluğu hakkında Facebook Inc., Facebook Ireland Ltd., WhatsApp Inc. ve WhatsApp LLC (hepsi birlikte “Facebook” olarak anılacaktır) hakkında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 6. maddesinin ihlal edip edilmediğinin tespiti amacıyla resen soruşturma açılmıştır. Bilindiği üzere, son günlerde, WhatsApp kullanıcılarına, WhatsApp kullanım koşullarının ve gizlilik ilkesinin güncelleneceğine ilişkin bilgilendirme yapılmış, söz konusu bilgilendirmede kullanıcıların WhatsApp’ı kullanmaya devam edebilmeleri için WhatsApp verilerinin Facebook şirketleri ile paylaşılmasına onay vermeleri gerektiği, aksi halde 8 Şubat 2021’den itibaren WhatsApp’ı kullanamayacakları belirtilmiştir. Bu haliyle güncelleme, daha fazla verinin Facebook tarafından toplanmasını, işlenmesini ve kullanılmasını içermektedir. Alınan kararda ayrıca söz konusu uygulamalarının soruşturma sonucunda alınacak nihai karara kadar ciddi ve telafi olunamayacak zararlar doğurma ihtimalini haiz olduğundan 4054 sayılı Kanun’un 9. maddesi çerçevesinde geçici tedbir alınması ve bu kapsamda Facebook’un Türkiye’de, WhatsApp kullanıcılarının verilerinin 8 Şubat 2021 tarihinden itibaren başka hizmetler için kullanılmasına yönelik getirdiği koşulları durdurması ve bu koşulları kabul eden veya bilgilendirmeyi alarak kabul etmeyen tüm kullanıcılara Facebook’un veri paylaşımını içeren yeni koşulları durdurduğunu anılan tarihe kadar bildirmesi gerektiğine karar verilmiştir." KVKK YARIN ELE ALACAK Kişisel Verileri Koruma Kurulu (KVKK), WhatsApp'ın "zorunlu güncelleme" kararının yarınki toplantıda ele alınacağını duyurdu. KVKK'nin internet sitesinde yer alan duyuruda, WhatsApp Inc. tarafından, WhatsApp uygulamasını kullanmak isteyenlerin kişisel verilerinin işlenmesine ve yurt dışında bulunan tedarikçi, iş ortakları, hizmet sağlayıcıları ve diğer üçüncü taraflara aktarılmasına rıza verilmesini içerecek şekilde kullanım şartlarının güncellendiği hatırlatıldı. WhatsApp'ın, rıza vermeyen kullanıcıların uygulamayı kullanamayacağı ve hesaplarının silineceğine dair kullanıcılara bilgilendirme iletildiği belirtilen duyuruda, şunlar kaydedildi: "Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 15'inci maddesi uyarınca Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 12 Ocak 2021 tarihli toplantısında konu, kişisel verilerin korunması mevzuatı genel hükümleri ile kanunun açık rıza, veri işleme şartları, yurt dışına veri aktarımı ve temel ilkeler yönünden değerlendirilecek olup, gelişmeler hususunda kamuoyu ayrıca bilgilendirilecektir."
  13. Telegram şu an için GRUP VİDEO ARAMASI'ı test ediyor ve yakın zamanda herkes GRUP VİDEO ARAMASI da yapabilecek birden çok kişi ile. Telegram'ın en sevilen özelliklerden biri ise ayrı olarak özel güvenlikli mesajlaşma olanağı. Bu yazışmalar hiç bir şekilde telefonunuzda ve de Telegram sunucusunda kayıtlı kalmıyor. Bir başka sevilen özelliği ise gönderdiğiniz fotoğraf ve videoların karşı taraf 5 ve 60saniye gördükten sonra otomatik olarak yok olması yani bunu ve zamanı Sizler seçebiliyorsunuz. Örnegin bir foto yolluyorsunuz ve 10saniye olarak seçiyorsunuz, karşı taraf fotoğrafa ilk bakmaya baktığı andan 10 saniye sonra fotoğraf otomatikmen duman oluyor bir nevi 🙂 Telegram'da bir grup da oluşturabilirsiniz. Eğlence veya haber grubu gibi. Bu gruba 200.000'e kadar kişiyi ekleyebiliyorsunuz ve bu kişilerin sadece Adres defterinizde olmasi da gerekmiyor. Grubu kurduğunuzda grup linkini de kendiniz seciyorsunuz örneğin "t.me/habergrunum" gibi ve bunu istediğiniz yerde paylaşıp gruba yeni insanların katılmasını sağlayabiliyorsunuz. Örneğin bizim Telegram grubumuza da katılabilirsiniz: https://t.me/labikent Şimdiden teşekkürler 🙂 Not: Gruba katılan kişilerin numaraları, diğerlerine gözükmüyor eğer Ayarlar'dan değiştirmezseniz. Yani merak etmeyin, grubumuza gönül rahatlığı ile katılabilirsiniz. Son olarak en önemlisini ve en seveceğiniz bilgiyi en sona sakladık: 4 Kasım 2014'te Telegram, Telegram kurucularının aralarında konuştuğu mesajlara erişebilen kişiye $300.000 ödül vereceği bir yarışma düzenledi. 11 Şubat 2015'te yarışma bitti ve kazananı olmadı. Ayrıca Telegram, hükûmetler dahil olmak üzere hiçbir 3. partiyle bugüne kadar veri paylaşmamıştır. E halen ne duruyorsunuz? Haydi DÜNYANIN EN GÜVENİLİR ve EN HIZLI UYGULAMASI OLAN TELEGRAM'ı HEMEN SİZ DE KURUN
  14. 1 milyara yakın kişi tarafından indirilen Telegram, WhatsApp'ın bugünlerde çıkardığı yeni dayatmasının aksine gayet esnek ama WhatsApp'tan da kat kat güvenilir. İlk çıktığı günden bugüne dek Telegram uygulamasındakı açıklama aynen şu şekilde: "Gizliliğinizi ciddiye alıyoruz ve üçüncü şahısların verilerinize erişmesine asla izin vermeyeceğiz." Yani WhatsApp'ın şu günlerde zorladığı yeni koşullarının tam aksi olarak 'Sizde ve Bizde var olan bilgilerinizi başka kimseyle asla paylaşmayacağız" diyorlar. Bu nedenle artık çoğu kişi şu an Telegram'a geçiyor ve haklılar da. Peki Telegram'ın özelliklerini sayacak olursak: - HIZLI: Telegram, insanları dünya çapında benzersiz, dağıtılmış bir veri merkezleri ağı aracılığıyla birbirine bağlayan piyasadaki en hızlı mesajlaşma uygulamasıdır. - SENKRONiZE: Mesajlarınıza tüm cihazlarınızdan aynı anda erişebilirsiniz. Telefonunuzda yazmaya başlayın ve mesajı tabletinizden veya dizüstü bilgisayarınızdan bitirin. Verilerinizi bir daha asla kaybetmeyin. - SINIRSIZ: Tür ve boyutlarında herhangi bir sınırlama olmaksızın medya ve dosyalar gönderebilirsiniz. Tüm sohbet geçmişiniz, cihazınızda disk alanı gerektirmeyecek ve ihtiyacınız olduğu sürece Telegram bulutunda güvenli bir şekilde saklanacaktır. - GÜVENLİ: Kullanım kolaylığı ile birlikte en iyi güvenliği sağlıyor. Sohbetler, gruplar, medya vb. dahil olmak üzere Telegram'daki her şey, 256 bit simetrik AES şifreleme, 2048 bit RSA şifreleme ve Diffie – Hellman güvenli anahtar değişiminin bir kombinasyonu kullanılarak şifrelenir. - GÜÇLÜ: 200.000'e kadar üye için grup sohbetleri oluşturabilir, büyük videolar, her türden belge (.DOCX, .MP3, .ZIP, vb.) paylaşabilir ve hatta belirli görevler için botlar kurabilirsiniz. Çevrimiçi toplulukları barındırmak ve ekip çalışmasını koordine etmek için mükemmel bir araçtır. - GÜVENİLİR: Mesajlarınızı mümkün olan minimum baytta iletmek için tasarlanmış olan Telegram, şimdiye kadar yapılmış en güvenilir mesajlaşma sistemidir. En zayıf mobil bağlantılarda bile çalışır. - EĞLENCE: Telegram, tüm etkileyici ihtiyaçlarınızı karşılamak için güçlü fotoğraf ve video düzenleme araçlarına ve açık bir çıkartma / GIF platformuna sahiptir. - BASİT: Eşi görülmemiş bir dizi özellik sunarken, arayüzü temiz tutmaya büyük özen gösteriliyor. Minimalist tasarımıyla Telegram yalın ve kullanımı kolaydır. - %100 ÜCRETSİZ & REKLAM YOK: Telegram ücretsizdir ve her zaman ücretsiz olacak. Reklam satmayacaklar veya abonelik ücretleri getirmeyeceklerine dair resmî olarak belirttiler. - ÖZEL: Gizliliğinizi ciddiye alıyoruz ve üçüncü şahısların verilerinize erişmesine asla izin vermeyeceğiz. Maksimum mahremiyetle ilgilenenler için Telegram Gizli Sohbetler sunar. Gizli Sohbet mesajları, katılan her iki cihazdan otomatik olarak kendi kendine kaybolacak şekilde programlanabilir. Bu şekilde kaybolan her türlü içeriği gönderebilirsiniz - mesajlar, fotoğraflar, videolar ve hatta dosyalar. Gizli Sohbetler, bir mesajın yalnızca hedeflenen alıcı tarafından okunabilmesini sağlamak için uçtan uca şifreleme kullanır. Bir mesajlaşma uygulamasıyla yapabileceklerinizin sınırlarını genişletmeye devam ediyoruz. Eski kullandığınız uygulamaların Telegram'ı yakalamasını yıllarca beklemeyin - bugün katılın.
  15. Son 2 gündür WhatsApp hakkında tv'de ve internette dolaşan dedikodu ve haberleri duymuş, görmüşsünüzdür. Hatta belki aşağıdaki yeni koşul bildirisini de almışsınızdır... Eğer bu koşulları kabul etmezseniz, WhatsApp'ı 8 Şubat'tan itibaren kullanamayacaksınız. Peki koşullar neyi ifade ediyor? Söylenenler doğru mu? - Evet maalesef doğru. Kabul ettiğiniz takdirde WhatsApp yani satın alan firma olan Facebook...ki aynı zamanda Instagram'ı da satın almıştı, sohbetlerinizi yani yazılı ve sesli mesajlarınız ile bu sohbetlerde gönderdiğiniz tüm fotoğraf, video, belgeleri kısaca herşeyi 3.şahıs kişilere yani işletmelere verip istedikleri gibi kullandırabilecekler. En kötü durumlardan, örneklerden biri de fotoğrafınızın, baş kısmınızın bir erotik sitede kullanılması. "Peki kabul etmezsek hangi uygulamayı kullanacagız WhatsApp'a benzer. Çünkü WhatsApp ile uzun videoları, belgeleri, sesli mesajları falan kolayca ve hızlıca gönderip alabiliyoruz"...diyeceksiniz evet. Herkes farklı bir uygulama söylüyor. Dedi, Yaay, Bip, Laf falan filan ama çoğu WhatsApp kadar verimli değil. Türk uygulaması denilen uygulamalardan biri olan Bip ise hatırlayın, Peygamber efendimize hakareti serbest bırakmıştı... Her neyse, uzun lafın kısası biz TELEGRAM kurmanızı tavsiye ediyoruz. Çünkü güvenli ve hatta WhatsApp'tan daha iyi özelliklere sahip. Telegram hakkında bilgiyi ve WhatsApp'a göre güvenilirliği konusunda bilgi edinmek için hemen aşağıdaki TELEGRAM tanıtım ve özelliklerine dair olan linke tıklayın ve okuyun. Cidden "E bu daha iyi imiş her yönden" diyeceksiniz:
  16. Geçen hafta yayınlanan uzman bir kuruluşun rakamlarına göre, Norveç 2020'de elektrikli otomobillerin satışlarında %50'nin üzerine çıkarak dünyadaki ilk ülke oldu. Yol Trafik Bilgi Konseyi (OFV)'ye göre, elektrikli araçlar bir önceki yılki %42,4'e kıyasla geçen yıl %54,3 pazar payına sahip oldu. İskandinav ülkesinde en çok satan dört model: Audi e-tron, Tesla Model 3, Volkswagen ID.3 ve Nissan Leaf; hepsi de elektrikle çalışıyor. OFV rakamlarına göre, Aralık ayı elektrikli otomobil satışları, yeni modellerin gelişiyle birlikte% 66,7 ile yeni bir aylık rekor kırdı. Batı Avrupa'daki en büyük hidrokarbon üreticisi olan Norveç, son derece uygun vergi politikası sayesinde elektrikli araçlarda da öncüdür. Çok ağır vergilendirilen dizel ve benzinli arabaların aksine, elektrikli arabalar neredeyse tüm vergilerden muaftır ve bu da onları satın alma konusunda rekabetçi hale getiriyor. Elektriğin neredeyse tamamen hidrolik kaynaklı olduğu İskandinav ülkesi, tüm yeni arabalarının 2025'ten itibaren "sıfır emisyon" olacağını iddia ediyor.
  17. The Last of Us Part 2 Factions geliyor. Naughty Dog, The Last of Us Part 2 için rekabetçi çevrimiçi çok oyunculu bir genişletme üzerinde çalıştığını doğruladı. Aynı zamanda hem Ps4 hem de Ps5 için gelecek bu online multiplayer modu.
  18. Astım Genetik Midir? Asrımda genetik faktörlerin rolü vardır. Anne ve baba tarafında astım bulunabilir. Hem anne hem babasında astım olan kişilerde hastalığa daha sık rastlanır. Genetik faktörlerin rol oynadığı hastalarda alerjinin rolü de vardır. Ancak her alerjik bünyeli insanda astım olmadığı gibi, her astımlı insanda da alerji bulunmayabilir. Astıma Ne İyi Gelir? Astım tedavisinin en önemli kısmı astım krizlerini başlatabilecek etkenlerden uzak durmaktır. Bunun için hastanın astım krizine yol açan nedenleri bilmesi çok önemlidir. Astıma iyi gelecek bazı önlemler ise şöyledir; Evcil hayvanlara alerjiniz varsa evde hayvan beslenmemeli Ev içinde sigara içilmemeli Evde sprey, kokulu deterjan, parfüm kullanılmamalı Sentetik yatak malzemeleri kullanılmalı (kuş tüyü yastık, battaniye vb. kullanılmamalı) Özellikle yatak odasında kilim, halı, mobilya, yastık ve minderler bulundurmamalı Yatak şiltesi ince basit ve sentetik olmalı Ev havalandırılmalı Polenlerin arttığı dönemlerde, ev içinde kapı ve pencereler kapalı tutulmalı Badana, boya, cila işlemleri, böcek ilaçlama, hasta dışarıda iken yapılmalı Ev içinde kızartma ve yemek kokusu oluştuğunda mutlaka havalandırılmalı Kuru havalarda rüzgar varsa dışarıya çıkılmamalı Alerjenlerin havaya karışımına neden olan çim biçme, yabani ot temizleme gibi bahçe işlerinden uzak durulmalı Tatil yapılacak otel ya da yazlık mekanlar, alerjenler açısından gözden geçirilmeli Açık hava egzersizleri yaparken aşırıya kaçılmamalıdır. Dışarıda giyilen kıyafetler eve dönünce değiştirilmeli ve duş alarak derideki ve saçlardaki alerjenler de temizlenmeli Dışarı çıkarken geniş kenarlı gözlükler kullanılmalı. Çok alerjik yapıya sahip kişiler ve astım hastaları alerji maskeleri de kullanmalı Polen miktarının fazla olduğu dönemlerde şikayetler başlamadan alerji ilaçları alınmalı Polen yoğunluğunun fazla olduğu saatlerde kapı ve pencereler kapalı tutulmalı Polen miktarının fazla olduğu günün ilk saatlerinde dış aktivitelerden uzak durulmalı Evde ve arabada cam açmak yerine bakımları düzenli olarak yapılan ve polen filtreli klimalar kullanılmalı Yaşam alanlarının nem oranını düşük tutulmalı Ev temizliği HEPA filtresi içeren vakumlu bir süpürge ile yapılmalıdır. Astım Teşhisi Nasıl Konur? Astım teşhisinden öncelikle hastanın şikayetleri ve astım belirtileri değerlendirilir. Bu süreci fiziki muayene, akciğer grafisi, solunum fonksiyon testleri, kanda alerji tetkikleri izler. Astımda erken tanı önemlidir. Çünkü alerjik hastalıklar gerekli önlemler alınmadıkça ve gereken tedavi yapılmadıkça artış gösterebilir. Astım Tedavisi Alerjik hastalıkların ve astımın mucizevi bir tedavi yöntemi yoktur. Çünkü bu hastalıklar genetik geçişlidir. Ancak erken tanı ve iyi bir tedavi ile tamamen kontrol altına alınabilen hastalıklardır. Tedavide en önemli olan, hasta-hekim ilişkisi ve hastanın, hastalığı hakkında bilgi sahibi olmasıdır. Tedavinin amacı, hastaya, şikayetlerinin olmadığı veya en az düzeyde olduğu bir yaşam sağlamaktır. Tedavi uzun sürelidir. Tedavide birinci basamak kişinin duyarlı olduğu alerjenlerden uzaklaşması ve sakınmasıdır. Tedavinin ikinci basamağı ilaçlardır. Öncelikle solunum yolu ile alınan, sprey veya toz şeklindeki ilaçlar tercih edilmelidir. Astım İlaçları Astım tedavisinde iki çeşit ilaç grubu kullanılmaktadır. Bunlar; hastalığı tedavi eden ya da kontrol eden ilaçlar ve rahatlatıcı ilaçlardır. Astım tedavisinde hangi ilaçların ne kadar süre ile ve hangi durumlarda kullanılacağı mutlaka doktor tarafından belirlenmelidir. Astımlı hastalarda aspirin ya da diğer ağrı kesicileri aldıktan yarım saat sonra göğüste sıkışma, öksürük, burun akıntısı, gözlerde kızarma, baş-boyunda kızarıklık görülebilir. Daha ciddi durumlarda şok ve şuur kaybı ortaya çıkabilir. Aspirin alerjisi bulunan astımlı hastalarda, beraberinde burun polipleri de bulunabilir. Gerekli durumlarda hastanın alerjisi olmayan bir ağrı kesici tercih edilir. Bazı tansiyon ve kalp ilaçları ile glokom için kullanılan göz damlaları, anestezide ve radyolojik tetkikler sırasında kullanılan ilaçlar da astım hastalarında şikayetlere neden olabilir. Doktorunuza herhangi bir ilaç reçete edilmesinden önce astımınız olduğunu bildirirseniz size uygun ilacı yazacaktır. Hamilelikte Astım Gebelik süresince astımlı hastaların yarısında herhangi bir değişiklik gözlenmez. 3 hastadan 1’inde ise şikayetler artarken 3 hastadan 1’inde ise şikayetler hafifler. Tedavi edilmeyen astım, bebeğe ilaçlardan daha çok zarar verebilir.
  19. Astımı Tetikleyen Faktörler Astımı olmayan kişilerde herhangi bir etkisi bulunmayan faktörler, astımlı kişileri kolaylıkla etkileyebilir. Bu nedenle astımı tetikleyen faktörlere dikkat etmek son derce önemlidir. Ev tozu akarları: Astımlılarda en sık görülen alerjendir. Akarlar, gözle görülmeyecek kadar küçük canlılardır. Yatak, yastık, halı, tüylü oyuncaklar ve tekstil liflerinde yaşarlar. Yaşayabilmek için nemli ve sıcak ortamlara ihtiyaç duyarlar. Deriden dökülen ölü hücrelerle beslenirler. Kuruyarak toz haline gelen dışkıları alerjiye neden olur. Akar alerjisi olanların yakınmaları ilkbahar ve sonbahar aylarında ve genellikle sabaha karşı artar. Akarlardan korunmak için; Özellikle yatak odasındaki halılar, kadife kumaşlı mobilya/perdeler, tüylü oyuncaklar, koltuklar, kitap gibi toz tutan eşyalar mümkünse tamamen kaldırılmalı ya da azaltılmalıdır. Mobilyalarda kumaş yerine deri veya vinleks kaplama tercih edilmelidir. Yatak, yorgan ve yastıkların pamuklu/yün/kuştüyü olanları yerine orlon/dakron gibi sentetik olanları tercih edilmelidir. Çarşaf ve nevresimler 60 derece veya üzerinde, haftada bir yıkanmalıdır. Akar geçirmeyen özel yatak kılıfları kullanılabilir. Bu kılıflar iki haftada bir ıslak bezle silinmelidir. Perdeler, kilimler, giysiler iki haftada bir 60 derece veya üzerinde yıkanmalıdır. Halılar, güçlü bir elektrik süpürgesiyle en az haftada bir temizlenmelidir. Temizlik yapılan odaya hasta en az 20 dakika sonra girmelidir, kendi temizlik yapıyorsa maske/tülbentle ağzını ve burnunu örtmelidir. Ev içi nem kontrol altına alınmalıdır. Havadaki nem %45’in altına düştüğünde akarlar ölür. Odalar iyice havalandırılmalıdır. Buhar makineleri ve nemlendiriciler kullanılmamalıdır. Temizlikte akar öldürücü kimyasal maddeler kullanılabilir. Ancak bunlar hastanın kendisi tarafından uygulanmamalıdır. Polenler: Polenler mevsimsel astım şikayetlerine neden olur. Burunda ve genizde akıntı, kaşıntı, hapşırık, gözlerde sulanma, yaşarma, kızarıklık görülebilir. Ağaç polenleri daha çok Şubat-Mayıs, ot polenleri Mayıs-Haziran aylarında şikayetlere yol açar. Polen mevsiminde; Araba ve evlerin pencereleri kapalı tutulmalıdır. Hasta mümkün olduğunca sokağa çıkmamalıdır. Yapabiliyorsa maske kullanmalıdır. Dışarıdan eve gelindiğinde hemen giysiler değiştirilerek yıkanmalı, mümkünse burun içi yıkanmalı ve duş alınmalıdır. Çamaşırlar dışarıda kurutulmamalıdır, üstlerine polen yapışabilir. Kedi/köpek/hamamböceği alerjenleri: Kedi ve köpeklerin kürkünde, tüylerinde, tükürüğünde, idrarında ve dışkısında bulunan alerjenler, evin her tarafına kolaylıkla yayılabilir. Kediler, köpeklere göre daha fazla alerji yapıcı etkiye sahiptir. Bir evden kedi uzaklaştıktan 3 ay sonra bile alerjen etkisi devam etmektedir. Hamamböcekleri, özellikle mutfaklarda sık görülür ve yiyecek artıklarının dolduğu girintilerde yaşar. Kedi/köpek alerjisinden korunmanın en etkili yolu, evden bu hayvanların uzaklaştırılması ve bulundukları ortamlara girilmemesidir. Hayvanlar evden uzaklaştırılamıyorsa, her hafta veya iki haftada bir yıkanmalı, her gün açık havada tüyleri fırçalanmalı, yatak odalarına asla sokulmamalı ve ev en az haftada iki kez elektrik süpürgesi ile temizlenmelidir. Hamamböceği alerjisinde tek çözüm, bu canlıların ilaçlamayla ortadan kaldırılmasıdır. Ancak, ilaçlama hasta evde yokken yapılmalı ve eve girmeden en az 2 saat önce iyice havalandırılmalıdır. Ev içi mantarları: Nemli, karanlık, serin bodrum katları ve banyo gibi havalandırması iyi olmayan yerlerde mantarlar üreyebilir. Mümkün olduğunca evdeki nem azaltılmalı, ev sık sık havalandırılmalıdır. Odun, eski kitaplar, kağıtlar, meyve ve sebzeler uzun süre evde tutulmamalıdır. Nemli yüzeyler sık sık çamaşır suyuyla silinmelidir. Üzerinde mantar üremiş eşyalar evden uzaklaştırılmalıdır. Dış ortam kirliliği: Hava kirliliğinin arttığı durumlarda gereksiz fiziksel aktivitelerden ve mümkün olduğunca dışarı çıkmaktan sakınılmalıdır. Çok zorunlu olduğu zaman, dışarı çıkmadan önce doktorun önereceği kısa etkili bir bronş genişletici kullanılmalıdır. Hava kirliliği söz konusu olduğunda pencereler kapalı tutulmalıdır. İç ortam kirliliği: Astımlı hasta sigara içmemeli ve içilen ortamlarda bulunmamalıdır. Bacasız soba ve şömine kullanılmamalı, baca sık sık temizlenmelidir. Yemek pişirilirken aspiratörle ocak ya da fırının dumanı çekilmeli, mutfak iyice havalandırılmalıdır. Astımlı hasta mümkün olduğunca kömür/odun/sıvı yakıt dumanına, parfüm, temizlik maddeleri, kızartma, sprey, boya ve cila kokularına maruz kalmamalıdır. Mikrobik solunum yolu hastalıkları: Astımlı hastalar normale göre daha kolaylıkla solunum yollarının mikrobik hastalıklarına yakalanır ve bu hastalıklar astımlıların şikayetlerini alevlendirebilir. Astımlılar solunum yolu enfeksiyonu geçiren kişilerle temastan kaçınmalıdır. Astımlı hastalara her yıl Eylül-Ekim aylarında grip aşısı önerilir. Mikrobik hastalıklar sırasında astım ilaçlarının dozunu arttırmak veya yeni ilaç eklemek gerekebilir. Astım hastaları olumsuz hava koşullarından kolaylıkla etkilenebilir. Bu nedenle mümkün olduğunca soğuğa maruz kalmamalıdır. Soğukta egzersiz yapmaktan kaçınmalıdır. Egzersiz: Egzersizden önce kısa etkili havayolu genişleticiler kullanılabilir. Egzersiz kısıtlanmamalı, tersine hastanın vücudunun izin verdiği kadar spor yapılmalıdır. Gastroözofageal reflü: Astım hastalarında reflü sıklığı; % 35 ila % 90’dır. İnatçı öksürüklere de neden olan reflü sessizce seyredebilir ve hastada şikayete yol açmayabilir. Bu durumda, geçmeyen öksürük dikkate alınmalı ve astımlı hastada reflü varlığı araştırılmadır. Reflü, yemek borusunun alt ucunda mide içeriğinin yemek borusuna geçişini engelleyen kapak mekanizmasının bozulması nedeniyle, mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Mide asidi yukarı çıktığında, alerjik astımı olan kişilerde özellikle gece yatarken bronşlarda kasılmaya, astım krizlerine ve kronik öksürüklere neden olabilir.
  20. Nefes almayı güçleştiren bir hastalık olan Astım nedir? Astımı neler tetikler? Hava yollarının daralması ile nefes almayı güçleştiren ve ataklar halinde yaşam boyu devam eden astım, dünyada 300 milyon kişiyi etkiliyor. Astım ataklarını kontrol altına alabilmek için tetikleyici etkenlerden korunmak gerekiyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Uzmanları astım hakkında bilgi verdi. Ülkemizde her 100 yetişkinden 7’sinde, her 100 çocuktan 15’inde görülen astım hastalığı, genetik ve çevresel tetikleyicilerin birleşik hareketi sonucu ortaya çıkmaktadır. Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen astım hastalığında, tetikleyici faktörlerden uzak durulur ve verilen ilaçlar düzgün kullanılırsa, şikayetler çok kolay kontrol altında tutulur ve ataklar önlenebilir. Böylece solunum yetmezliğine giden süreç de engellenmiş olur. Astım Nedir? Astımhava yollarının çevresel etkenlere karşı aşırı duyarlı olmasıdır. Hava yollarında ve hava yollarını döşeyen mukoza denilen zarda şişme söz konusudur. Bu şişme, zaman zaman hava akımını engelleyerek solunum sıkıntısına neden olur. Bu dönemlere astım nöbetleri denir. Alerjik Astım Nedir? Alerjik astım özellikle bahar ve yaz mevsiminde görülür. Özellikle toplumun yaklaşık yüzde 20- 25’ini etkileyen ve kadınlarda yaygın olarak rastlanan alerjik nezle, tedavi edilmediği takdirde astıma neden olabilir. Alerjiler; alerjen adı verilen, havada bulunan, küçük partiküllere karşı burnun verdiği anormal yanıt sonucu gelişir. Bazı insanlarda bu partiküller akciğerlerde alerjik astım, gözlerde de alerjik konjonktiviteye neden olabilir. Alerjilerin meydana gelmesinde çevresel faktörler ve genetik yatkınlık büyük rol oynamaktadır. Astım Belirtileri Nelerdir? Astım hava yollarının tıkanmasının neden olduğu ataklar halinde kendini gösterir. Astım belirtileri genellikle; öksürük, nefes darlığı, hırıltılı nefes alıp verme ve göğüste sıkışma hissidir. Astım belirtilerinin astım tanısı konulmasına yardımcı olan özellikleri ise; tekrarlayıcı olmaları, gece ve sabaha karşı ortaya çıkmaları, bazı alerjen maddelere maruz kalınması veya egzersiz sonrası tetiklenmeleridir. Bu belirtiler ataklar arasında ortaya çıkmaz ve astım hastaları ataklar arasında kendilerini iyi hisseder. Astım tanısı, detaylı hasta öyküsü, muayene bulguları ve solunum fonksiyon testleri ile konulmaktadır. Genel astım belirtileri ise şöyledir; Öksürük (genellikle kuru ve krizler halindedir gece uykuda uyandırabilir.) Hırıltılı solunum Göğüste tıkanıklık ve sıkışma hissi Soluk alıp verirken ıslık sesi Nefes darlığı Astıma Neden Olan Risk Faktörleri Astım hastalığı için risk faktörleri kişiye ve çevresel faktörlere göre değişebilir. Buna göre astıma hastalığında risk faktörleri şöyle sıralanabilir; Ailede astım hastalığının olması, Marangozluk, doğramacılık, mobilyacılık, fırıncılık, kuaförlük, sağlık personeli, veterinerlik, kümes hayvanı yetiştiriciliği, kaynakçılık, dökümcülük, çiftçilik, plastik/kauçuk/kimya/ilaç endüstrileri, çay/tütün üretimi, demiryolu işçiliği, itfaiyecilik, kuru temizleyicilik, temizlik işçiliği gibi bazı meslekler, Bebeklik döneminde alerjen maddelere fazlasıyla maruziyet, 2 yaşından itibaren ağır solunum yolları rahatsızlıkları geçirmek, Gebelikte annenin sigara içmesi (bebek için risk faktörü), Ebeveynlerde sigara kullanımı, Anne karnındayken bebeğin yetersiz beslenmesi ve düşük tartılı doğması Astımda Ne Zaman Doktora Başvurulmalı? Astım belirtileri sürekli tekrarlıyorsa vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır. Öksürük, hırıltı, göğüste sıkışma hissi gibi şikayetler haftada birden daha sık ortaya çıkıyorsa, Şikayetler gece uykudan uyandırıyorsa, Konuşmakta zorluk varsa, Dudak ve tırnaklarda morarma varsa, Kalpte aşırı çarpıntı ve nabızda hızlanma varsa, Yürümede zorluk varsa, en kısa zamanda göğüs hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır.
  21. Bir yılan hikayesine dönen, 'çıktı çıkacak' denen ama bir türlü PlayStation 4 için çıkmayan yeni veya remastered Silent Hill, sonunda PlayStation 5 için hazırlanıyor. Çıkış tarihi ise sanırım yine çok konuşulacak ama 2022'den önce maalesef oyunu piyasalarda göremeyeceğiz...
  22. Eylül 2020'de PS5 vitrininde resmi olarak duyurulan God of War: Ragnarok, 2018'de çıkan God of War'un bir devamı olarak 2021'de Sony'nin yeni nesil konsoluna ait özelliklerle gelecek. Henüz belirli bir tarih olmamakla beraber bu senenin son çeyreğinde çıkması düşünülüyor. Sabrsızlıkla bekliyoruz!
  23. Seismohopia nasıl alt edilir?. Yunanca kökenli ‘seismo’ deprem anlamına geliyor. ‘Deprem fobisi’ olarak Türkçe’ye çevirebileceğimiz ‘seismophobia’, diğer pek çok fobinin aksine kişinin kendisinin tehlikeyle karşı karşıya olduğu bir meseleyle değil; ailesi, yakın çevresi, hatta dünyayı içerisine alan felaket senaryolarıyla tetikleniyor. Aslında bir çeşit ölüm ve kaybetme fobisi. Yani gerçekte depremin kendisinden değil potansiyel sonuçlarından, ölmekten ve sevdiklerimizi kaybetme ihtimalinden dehşete kapılıyoruz. ‘Seismophobia’ en çok da belirsizlikle tetikleniyor. Zira depremin ne zaman, nerede ve ne şiddetle olacağını kestiremiyoruz ve sonuçları kaçınılmaz. Maddi manevi her şeyi birkaç saniyede kaybedecek olmak ve kontrol altına alınmanın imkânsızlığı, üzerine gidilmediği takdirde fobiyi sürekli canlı tutuyor… Çünkü bu kişiler depreme dayanıklı evde oturmakla tehlikeden kaçamayacağının farkındadırlar, zira işyerinde, bakkalda hatta yolda yürürken de felakete yakalanabilir. Deprem dünyanın diğer ucunda olsa da çok fazla deprem haberine, hatta haber izlemese de sosyal medyadaki senaryolara maruz kalır, kafayı depremle bozarlar. Hatta uzmanlar artçı depremlerin bile başlı başına şiddetli korku ve çaresizlik hissi yaratmaya yetebileceğini söylüyor. Kişinin psikolojik savunma sisteminin gücüne, kişinin yaşına, depreme nerede yakaladığına, deprem sırasında herhangi bir sevdiğini kaybedip kaybetmemesine göre ‘seismophobia’nın belirtileri ve şiddeti değişkenlik gösterebilir. Ancak en sık görülenleri yerli yersiz irkilme, seslerden ürkme, uykuya direnme, yemekten kesilme, deprem dışında başka konulara odaklanamama, sürekli olarak depremle ilgili kâbuslar görme, sosyalleşmeyi reddetme ve ağlama nöbetleri. Deprem haberlerinin ardından eve günlerce girmeyen, kapalı alanda bulunmayı reddeden, tıpkı Big Ben’e yaklaşamayan arkadaşım gibi yüksek yapılara yaklaşamayan, zemin ve bodrum katta fenalaşma hissine kapılanları da var. 7 Adımda Deprem Fobisi Nasıl Alt Edilir? ‘Seismophobia’dan ileri derecede etkilenenlere uygulanan ilaçlı yöntemler de var ancak uzmanlara göre çok geç olmadan birkaç basit yöntemle, kendi kendinize de kontrol altına alabilirsiniz. 1. Psikiyatrist Jason Eric Schiffman, ne şiddette deprem fobisi yaşıyor olursanız olun rutinde kalmaya kendinizi zorlamanız gerektiğini söylüyor ve uyarıyor: “Rahatlamak için alkol ya da sigarayı dostunuz sanmayın.” 2. Korkunuzu bastırmayın, anlaşılmayacağınız endişesiyle yaşadıklarınızı içinize atmayın. Çünkü ‘duygusal tepkisiz’ler travmayı daha ağır yaşıyor. Görmezden gelerek bu duygularla başa çıkmaya kalkışmak tahmin ettiğinizden daha ciddi sonuçlar doğuruyor. 3. Kaçınma davranışları sandığınız kadar masum değil. Örneğin çocuğunuzla beraber yatmak, kapıyı kapatmamak, kilitlememek, karanlık odada uyumaktan kaçınmak gibi davranışlarınızdan vazgeçin. Ancak korkularınızın üzerine yavaş yavaş gidin, bir anda tüm kaçınma davranışlarını durdurmaya çalışmayın. Çocuğunuzun sizi taklit ettiğini unutmayın, ona ruh halinizi belli etmeyin. 4. Zihinsel olarak hazırlanın. Daha sakin, soğukkanlı kalmak için bir planlama yapın. Özellikle çocuğunuzun depreme hazırlıklı olduğunu bilmek sizi zihinsel olarak rahatlatır. 5. Bilişsel-davranışçı psikoterapilerle olası bir depremle ilgili gerçekçi inanışları ve düşüncelerinizi test etme ve bunların yerine daha gerçekçi şekilde düşünebilmeye başlayabilirsiniz. Böylelikle deprem korkusunun duygusal, fiziksel ve zihinsel belirtileri ortadan kalkacak, kaçınma davranışları zamanla azalacak hatta son bulacak. 6. Bir deprem çantanız olabilir ama her an tehlikeyi hatırlatacak şekilde, mesela odanızın baş köşesine konumlandırmayın. 7. Felaketlere hazırlanma rehberi niteliğindeki “Organize for Disaster” adlı kitabıyla dikkat çeken Judith Kolberg, “Önceden acil durumda yanınıza almanız gereken 10 şeyi bir kâğıda yazın. Ardından listedekileri önce 5’e, sonra 3’e indirin” diyor
  24. Geçmişi 1300’lü yıllara kadar uzanan ve lezzeti ile namı il sınırlarını aşan peynir helvası, eşsiz damak tadı ile herkesi kendine hayran bırakıyor. Yaklaşık 700 yıllık bir geçmişe sahip olduğu rivayet edilen ve Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde akla ilk gelen tatlı olma özelliğini taşıyan Gelibolu peynir helvası, yüzyıllar geçmesine rağmen her dönemde tüketilmeye devam ediyor. Tuzsuz beyaz peynir, un ve şeker ile yapılan lezzetli helva, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmayı da sürdürüyor. Gelibolu Peynir Helvası Tarifi Malzemeler: 1 kg tuzsuz beyaz peynir 300 g un 400 g şeker Bakır tencere Hazırlanışı: ilk olarak ufalanan beyaz peyniri tencereye boşaltıyoruz. Tencereyi ocağa alıp peynir eriyinceye kadar karıştırıyoruz. Peynir eriyip kıvam alınca unu ekleyip karıştırmaya devam ediyoruz. Peynir hamur halini alana kadar pişirme işlemine devam ediyoruz. Pişen peynirin üzerine yavaş yavaş şekeri ilave ediyoruz. Şeker eriyip peynirle bütünleşene kadar karıştırıyoruz. Şeker tamamen karıştığında helvamız servise hazır demektir. Afiyet Olsun
  25. Deprem sırasında önceden hazırlanmış deprem çantasının önemi. Deprem çantasında neler olmalı Türkiye’nin metropol ilçesi İstanbul’da 5.8 büyüklüğünde depremin meydana gelmesi kentte korku dolu anlar yaşattı. Uzmanlar deprem konusunda çantaların önceden hazırlanması gerektiği uyarısında bulundu. Gelecek bir afet öncesinde tedbirli olabilmek adına kolay ve pratik çanta hazırlanmalıdır. Bunun için ihtiyacınız olabilecek şeyleri belirleyip, çantanızı kolay ulaşabileceği bir yerde saklamalısınız. Afetlerden hemen sonra ihtiyaç duyabileceğiniz malzemelerin bulunduğu bir afet ve acil durum çantanızın hazır, ulaşılabilecek bir yerde olması önemli. Çanta, sorumlu olduğunuz kişi/kişiler (bebekler, yaşlılar, engelliler) ve varsa evcil hayvanlarınız için gerekli ihtiyaçları da içermeli. Deprem çantalarındaki piller, reçeteli ilaçlar, su ve yiyecekler her altı ayda bir tazeleriyle değiştirilmelidir. 1. Çadır Deprem sonrası eve girmeye çekinirseniz çadır kurtarıcınız olacaktır. Arabanız varsa çadıra ihtiyacınız olmayabilir. 2. Battaniye Kış mevsiminde gerçekleşebilecek bir deprem, sizi pijamalarınızla yakalar ise dışarıda sizi sıcak tutacak bir şeyler gerekir. 3. Giysi Bir önceki maddede bahsettiğimiz gibi pijamalarınız ile yakalanırsanız üzerinize kalın bir şeyler giymeniz gerekebilir. 4. Bolca su Hava sıcak veya soğuk olsun sizi hayatta tutabilecek en önemli şey, sudur. 5. İlaç Özellikle sürekli kullandığınız ilaçlarınız var ise mutlaka yedek kutuları çantanızda bulundurmalısınız. 6. Konserve En kötü durumu düşünmeli, yemek bulamadığınız bir anda aç kalmamanız için konserve yiyecekleri mutlaka çantanızda bulundurmalısınız. 7. Çakmak Ateş yakmanız gerekirse veya farklı sebeplerden ötürü ateşe ihtiyaç duyarsanız çakmak veya kibrit mutlaka çantanızda olsun. 8. Düdük Sesinizi duyurmak için sesinizin yetmediği anlarda düdük size çok yardımcı olacaktır. 9. Yağmurluk Kötü hava koşullarını düşünürsek şemsiye veya yağmurluk mutlaka çantanızda olmalıdır. 10. Islak mendil Hijyenik ıslak mendiller, sizi bir süre boyunca suyun yerine geçerek idare edecektir. 11. Kıymetli evraklar Tapu, sigorta, kimlik vs. gibi kıymetli evraklarınızın bir fotokopisi mutlaka çantanızda bulunmalı. 12. Çok Amaçlı Çakı Her türlü işinize yarayabilecek açacak, makas, bıçak vb. gibi özelliklere sahip olan birçok amaçlı çakı yanınızda olmazsa olmazlarda. 13. El feneri Elektriklerin kesilme ihtimalini göz önünde bulundurursak fener derdinize derman olacaktır. 14. Pil Fenerin pilleri bittiğinde tekrar çalışır hale getirebilmek için yedek pil bulundurmalısınız. 15. Tuvalet kağıdı Yanınızda kuru bir peçete veya tuvalet kağıdı ihtiyaçlarınız için çok faydalı olacaktır. 16. İlk yardım çantası Ufak tefek yaralanmalara karşı yanınızda mutlaka bulundurmalısınız. 17. Para İhtiyaçlarınız anında yardım bulamadığınız takdirde yanınızda para bulunması gerekecektir. 18. Ayakkabı Evden telaşla çıplak ayak çıkarsanız çantanızda yedek ayakkabı bulundurmak çok işinize yarayabilir. 19. Kesici alet Her türlü işinize yarayabilecek açacak makas, bıçak vb. gibi özelliklere sahip olan çok amaçlı kesici aleti de çantanızda bulundurun
×
×
  • Create New...

Önemli bilgi

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için Gizlilik poliçesini inceleyebilirsiniz.