-
İçerik sayısı
1024 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
10
Everything posted by Feneroin
-
İşte hamilelikte ya da kilo alıp vermeden oluşan vücut çatlaklarına karşı en etkili 4 ürün. Cildin yapısal proteinlerinin sertleşmesi ve cildimizin esneme gerektiren durumlarda, esnekliğini kaybetmesi neticesinde yoğun bakıma ihtiyaç duymaktadır. Bu konuda size yardımcı olacak arkadaşları araştırdık ve aralarından en iyi 4 ürünü sizler için derledik. İşte hamilelikte ya da kilo alıp vermeden oluşan vücut çatlaklarına karşı en etkili 4 ürün. 1. Bio Oil Kim Kardashian’ın da favorilerinden olan Bio Oil, çatlak oluşumunu engeller, ciltteki kuruluğu giderir, yaşlanma belirtilerinin önüne geçer ve cilt lekelerine iyileştirir. Güçlü formülüyle sayesinde kadınların en çok tercih ettiği bakım yağlarındandır. Bio Oil – Cilt Bakım Yağı 2. Nuxe Huile Prodigieuse İçeriğindeki 7 farklı bitkisel yağdan oluşan bu ürün anti-oksidan özelliği taşımaktadır. Nuxe Huile Prodigieuse vücuttaki çatlak izlerine karşı en etkili iyileştiren ürünlerdendir ve kokusuyla da sizi büyüleyecektir. Nuxe Huile Prodigieuse 3. Lierac Phytolastil Stretch Mark Prevention Gel Nem desteği vererek cildin elastikiyetini artıran Lierac Phytolastil Stretch Mark Prevention Gel; ciltteki gerginliği azaltarak etkin bir bakım sağlamaktadır. İçeriğindeki aslanpençesi, sarmaşık ve zemberek otunun etkileri sayesinde cildinizin tüm bakım ihtiyacını karşılamaktadır. Lierac Phytolastil Stretch Mark Prevention Gel 4. L’Occitane Almond Smoothing and Beautifying Supple Skin Oil Ciltteki kuruluk ve sarkmayı gideren bu ürün, aynı zamanda içerisinde bulunan ketencik yağı ile de cildin esnekliğini ve konforunu korumaktadır. İçeriğindeki %50’den fazla badem yağıyla cildinizin tüm nem ihtiyacını karşılayacaktır. L’Occitane Almond Smoothing and Beautifying Supple Skin Oil
-
- çatlak kremi
- hamilelik kremi
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Tarihi antik kentleri, eşsiz manzaraları ve doğal güzellikleriyle herkesi kendine hayran bıraktıran Kaş. Antalya’nın en turistik ilçelerinden olan Kaş; doğal güzellikleri ve eşsiz manzaraları ile en gözde seyahat bölgelerindendir. Turistik açıdan çok zengin olan bu bölge; mas mavi denizi, antik kentleri ve yıldızların dünyaya en yakın gözüktüğü yer dikkat çekiyor. Kaş – Antalya Kaş, Antalya ilinin en batısında yer alan en turistik ilçelerdendir. Arnavut kaldırımlı sokakları, dört mevsim pırıl pırıl güneşi, berrak deniziyle tam bir cennettir. Aynı zamanda Herodot’un da söylediği gibi “Yıldızların dünyaya en yakın olduğu yer”dir. Gezilip, görülüp, keşfedilmesi gereken o kadar çok yeri vardır ki herkesin bunu mutlaka deneyimlemesi gerekmektedir. Kaş’ta gezilecek birçok yer vardır. Aşağıda anlattıklarımız dışında eğer vaktiniz var ise gezilecekler listesine; Kaş ve Elmalı arasında bulunan Kıbrıs Kanyonu; Kaş’a 60 kilometre uzaklıkta bulunan Gömbe Yaylası ile 60 metre yüksekten çağlayan Uçarsu Şelalesi eklenebilir. Buralara Kaş yayla turları düzenlenmektedir. Ayrıca Kaş’ta yapılacak aktiviteleri arasında; Yamaç paraşütü, tekne turları, mavi tur, tüplü dalış, jeep safari yer almaktadır. Mutlaka Görülmesi Gereken Yerler Kaş Merkez Kaş ilçe merkezi, Kaş’ın en canlı ve hareketli bölgesidir. Ortasında geçen, eski cumbalı konaklarla dolu Uzun Çarşı, Kaş sokakları içerisinde en güzelidir. Begonvillerle sarmalanmış ahşap evlerin olduğu taş zeminli sokak, eşsiz manzarasıyla, mekânlarıyla, konuklarını kendine hayran bıraktırıyor. Küçük butikler, antikacılar, hediyelik eşya dükkanları, kuyumcu ve halıcıların olduğu sokaklar da yoğun ilgi görüyor. Kaş Merkez Kaputaş Plajı Kaputaş Plajı, Kaş ile Kalkan arasındaki sahil yolu üzerinde bulunan, son yılların en popüler plajlarındandır. Bir kanyon ağzı plajı olan Kaputaş, yer altından akmakta olan suyun deniz kıyısından, kumlar arasına süzüldüğünden dolayı en çok merak edilen plajlardandır. Masmavi suyu ve etrafındaki eşsiz manzarasıyla Kaputaş plajı, son yılların en gözde plajlarındandır. Kaputaş Plajı Meis Adası Kaş’ın her yerinden görülebilen Meis Adası kendine hayran bıraktıracak güzellikleriyle dikkat çekiyor. Tertemiz sahili, tarihi evleri ve doğasıyla Kaş’ta mutlaka gidilmesi gereken yerlerdendir. Kaş’a sadece 2,1 km uzaklıkta yer alan Meis Adası, aynı zamanda Yunanistan‘ın ana karaya en uzak adalarından biridir. Meis Adası Uzun Çarşı Kaş ilçe merkezinde, çarşı içerisinde yer alan ve Kaş’ın en güzel sokaklarından biri olan uzun Çarşı; Kaş’ın en turistik noktasıdır. Begonvillerle süslü cumbalı evleri, en tatlı butikler ve samimi esnafı ile en güzel alışveriş noktalarındandır. Aynı zamanda çarşının sonunda Kaş’ta görülmesi gerekenler arasında yer alan; Likya Medeniyeti dönemlerinden kalma Aslanlı Lahit sizi karşılıyor. Bunun dışında, Antiphellos Antik Kenti de Kaş Merkez’de görebileceğiniz yerlerdendir. Uzun Çarşı Antik Kentleri Antik dönemde Antiphellos ismi ile bilinen Kaş, oldukça köklü bir tarihe sahiptir. Bu nedenle bölgede birçok tarihi bölge ve antik kent bulunmaktadır. Kaş’ın en ünlü tarihi yerlerinin başında ise Batık Şehir gelir. Sular altında görülebilen etkileyici bir yerdir. Kaş’ta bulunan ve görülmesi gereken diğer antik kentler ise şunlardır; Antiphellos, Myra, Phellos, Xanthos, Patara, Aspendos, Pirha (Bezirgan), Letoon, Nysa ve daha fazlası: Patara Antik Kenti | Antalya Aspendos Antik Kenti Antik Kent
-
- antik kentler
- meis adası
-
(2 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Ramazan ayında çoğu kişinin kafasında bir çok soru işareti oluyor. İşte bu sorulardan biri olan ilaç içmek orucu bozar mı? sorusunun cevabı… Diyanetten alınan bilgilere göre oruçlu bir kimsenin geçerli bir mazereti olmaksızın ilaç yutması orucu bozar. İki ay kadar ceza orucu tutması gerekir. Ancak oruç tutmayı mübah kılacak bir rahatsızlık, hastalık sebebiyle ilaç alınmış ise oruç bozulur. Sadece bir gün kaza orucu tutması gerekir. Bir kimse oruç tuttuğu takdirde hastalanacağı veya hastalığının artacağı tıbben tecrübe ile biliniyorsa tutmayabilir. İyileşince yalnız yediği günler kadar kaza orucu tutması gerekir
-
Ramazan ayının vazgeçilmez yiyeceklerinden pideyi bir de ev yapımı olarak denemeye ne dersiniz? 11 ayın sultanı Ramazan ayı yaklaşırken bu ayda sofraların vazgeçilmezi olan Ramazan Pidesine de özlem sona eriyor. Bu özlem bir an önce sona ersin diyenleri de duyar gibiyiz. O zaman sizlere evlerinizde çok kolay bir şekilde hazırlayabileceğiniz lezzetli bir ramazan pidesi ile tanıştıralım. En doğalında evde kendi ellerinizle hazırlayacağınız Ramazan Pidesi Tarifi… Ev Yapımı Ramazan Pidesi Tarifi Malzemeler; 2 su bardağı süt 1 su bardağı su 1 paket instant kuru maya 4 yemek kaşığı sıvı yağ 1 tatlı kaşığı şeker 1. 5 tatlı kaşığı tuz Alabildiği kadar un(yaklaşık 6 su bardağı) Üzeri için: 1 yumurta sarısı 1 tatlı kaşığı yoğurt 1 yemek kaşığı sıvı yağ Susam Çörek otu Ev Yapımı Ramazan Pidesi Hazırlanışı İlk önce ılık su, süt, şeker ve maya karıştırılır. Beş dakika beklenir. Sırası ile sıvı yağ, tuz ve un konarak çok yumuşak bir hamur elde edilir. Mayalanması için 45 dakika beklenir. Yapacağınız tepsinin ebatında yağlı kağıt hazırlayın. Hamuru ikiye bölün hamur elinize yapışıyorsa hafifçe elinizi yağlayabilirsiniz. Yağlı kağıdın üzerine koyup yuvarlak şekli verip yanlardan ve ortasından parmak uçlarınızla baklava veya kare şekli vererek tepsiye kağıtla birlikte kaldırarak yerleştirin. Tepsi mayası için yarım saat bekletin tekrar şekillerin üzerinden giderek şekilleri iyice belirleyin. Üzerine yumurta sarısı, sıvı yağ ve yoğurt karışımı sürerek susam ve çörek otu atıp 200°fırında üzeri kızarana kadar servis yapın. Afiyet Olsun
-
- ramazan pidesi
- ev pidesi
-
(2 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Bir şeyler atıştırmadan bütün gün aç kalmak bazı hastalıkları beraberinde getirmektedir. Sahur Yapmadan Oruç Tutmanın Zararları Nelerdir? Ramazan ayının olmazsa olmazları sahur ve iftar anlarıdır kuşkusuz. Ramazan da sahura kalkmadan oruç tutmak isteyen bir çok kişi oluyor. Fakat sahura kalkmamak sağlık açısından oldukça tehlikelidir. Çünkü bir şeyler atıştırmadan bütün gün aç kalmak bazı hastalıkları beraberinde getirmektedir. Yazımızda sahura kalkmadan oruç tutmanın zararlarını sizler için derledik. Kan şekerini düşürür. Tansiyonu etkilediğinden gün boyu halsizlik yaşanır. Kilo alımına sebep olur. Kas kaybına neden olmaktadır. Ani tansiyon yükselmeleri yaşanır. Bağışıklık sistemi zayıflar. Sıvı alınmadığından baş ağrısıyla birlikte baş dönmeleri yaşanır. Karaciğere ve mideye çok zararı dokunur. Metabolizma hızı düşebilir. Konsantrasyon bozukluğuna sebep olur
-
- sahur vakti
- imsak vakti
-
(2 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Hükümetten yeni TOGG hamlesi 2022 yılının son çeyreğinde seri üretimle banttan inmesi planlanan yerli otomobil TOGG için Türkiye'de Çevre ve Şehircilik alanında düzenlemeler yapılacak. Türkiye'nin 2023 vizyonu doğrultusunda yaptığı yerli otomobil hamlesi dünyada elektrikli araçlar konusunda öncü bir girişim olarak dikkat çekerken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan tarihi ekonomi reform paketinin takvimi Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından duyuruldu. Buna göre, doğuştan elektrikli olan yerli otomobil TOGG için büyük önem arz eden, elektrikli araç şarj altyapısının 31 Aralık 2021 tarihi sonuna kadar hayata geçirileceğini açıklandı. Şarj istasyonları artacak Sabah'ın haberine göre; fosil yakıtın kullanımının dünyada ilerleyen yıllarda giderek düşmesi beklenirken, elektrikli araçların her alanda giderek yaygınlaşması bekleniyor. Bu konuda öncü ülkelerden olan ve geleceğe yatırım yapan Türkiye'de özellikle benzin istasyonlarının yıllar geçtikçe yerlerini elektrikli araç şarj istasyonlarına bırakması bekleniyor. 2 bakanlık eylemi üstlenecek Hazine ve Maliye Bakanlığı "Ekonomi Reform Takvimi"ne göre eylem, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sorumluluğunda gerçekleşecek. Düzenleme için ilgili kurumlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ve Türk Standardları Enstitüsü olarak öne çıkarken, büyükşehir belediyelerinin toplu taşıma ve hizmet araçlarında elektrikli araçların kullanımının teşvik edileceği bildirildi. TOGG 2022 sonunda banttan inecek 2023 hedefleri içinde stratejik öneme sahip projelerden biri olarak değerlendirilen Türkiye'nin Otomobili projesi hedeflenen teknolojik dönüşümün öncülerinden biri olması bekleniyor. Elektrikli otomobiller için gerekli altyapıların tamamlanmasının ardından, TOGG'un ilk araçlarının Recıyor. Bununla beraber 2026 yılında araçların yerlilik oranının da yüzde 68 düzeyine yükselmesi amaçlanıyor. İmar planlarına da TOGG ayarı geliyor Yerli otomobil TOGG'un yakın zamanda hayatımıza girecek olması nedeniyle Türkiye'de Çevre ve Şehircilik alanında da düzenlemeler yapılacak
-
Toyota, A segmentine yeni bir bakış açısı getirmesi beklenen “Aygo X prologue”un tasarım gösterimini sergiledi. Toyota’nın Avrupa’daki tasarım stüdyosu ED tarafından segmentin geleceğini şekillendirmek üzere tasarlanan “Aygo X prologue”, A segmenti kullanıcıları için daha cesur ve etkileyici bir tarzla dikkati çekecek. Günümüzün ihtiyaçlarına ve A segmenti kullanıcılarının beklentilerine göre şekillendirilen Aygo X prologue, “giriş seviyesi” olarak adlandırılan araçların da etkileyici bir tasarıma sahip olabileceğini kanıtlamayı amaçlıyor. Aygo X prologue, öne çıkan tasarımını çift renkli gövdeyle birleştirerek aracın her zaman harekete geçmeye hazır olduğunu vurgulayacak. Toyota, bu yeni tasarım vizyonuyla A segmentine nasıl renk katılabileceğini de gözler önüne sermeyi hedefliyor
-
- toyota aygo
- aygo x prologue
-
(2 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Yerli otomobil için kritik gelişme açıklandı Türkiye'nin yerli elektrikli otomobili TOGG için kritik olacak elektrikli araç şarj alt yapısının 2021 yılı sonuna kadar hayata geçirileceği açıklandı. Türkiye'nin 2023 vizyonu doğrultusunda yaptığı yerli otomobil hamlesi dünyada elektrikli araçlar konusunda öncü bir girişim olarak dikkat çekerken, Başkan Erdoğan tarafından açıklanan tarihi ekonomi reform paketinin takvimi Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından duyuruldu. Buna göre, doğuştan elektrikli olan yerli otomobil TOGG için büyük önem arz eden, elektrikli araç şarj altyapısının 31 Aralık 2021 tarihi sonuna kadar hayata geçirileceğini açıklandı. Elektrikli araçların yaygınlaşması bekleniyor Fosil yakıtın kullanımının dünyada ilerleyen yıllarda giderek düşmesi beklenirken, elektrikli araçların her alanda giderek yaygınlaşması bekleniyor. Bu konuda öncü ülkelerden olan ve geleceğe yatırım yapan Türkiye'de özellikle benzin istasyonlarının yıllar geçtikçe yerlerini elektrikli araç şarj istasyonlarına bırakması bekleniyor. 2 bakanlığın sorumluluğunda olacak Hazine ve Maliye Bakanlığı "Ekonomi Reform Takvimi"ne göre eylem, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sorumluluğunda gerçekleşecek. Düzenleme için ilgili kurumlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ve Türk Standardları Enstitüsü olarak öne çıkarken, büyükşehir belediyelerinin toplu taşıma ve hizmet araçlarında elektrikli araçların kullanımının teşvik edileceği bildirildi. İmar planlarına TOGG ayarı Yerli otomobil TOGG'un yakın zamanda hayatımıza girecek olması nedeniyle Türkiye'de Çevre ve Şehircilik alanında da düzenlemeler yapılacak. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 3. Türkiye 2023 Zirvesi programına katılarak elektrikli yerli otomobil hakkında dikkat çeken açıklamalar yapmış, "Yerli otomobili elektrikli üretiyoruz. Bunun içinde elektrikli şarj istasyonlarına ihtiyacımız var. İmar planlarını da artık bu araçlara göre tasarlayacağız" demişti
-
- elektrikli araba şarj
- elektrikli araç sarj
-
(2 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Fransa'nın Nantes kentindeki Arrahma Camisi kundaklandı. Nantes'ta kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişiler tarafından gerçekleştirilen kundaklama eylemi camide hasara yol açtı. Avrupa’daki artan ırkçı saldırılar Müslümanların tedirgin olmasına neden oluyor. Polisten yapılan açıklamada, yangının caminin kapısının önünde kartonlarla dolu konteynerlerin ateşe verilmesiyle çıktığı, bunun sonucu kapının yıkıldığı, caminin duvarlarında hasar oluştuğu belirtildi. İtfaiye ekiplerinin müdahalesiyle yangının söndürüldüğü kaydedildi. Loire-Atlantique Valiliğinden yapılan açıklamada, olaya ilişkin soruşturma başlatıldığı bildirildi. Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, camideki yangına hızlı şekilde müdahalede bulunan itfaiye ekiplerine teşekkür ettiğini ve olaya ilişkin soruşturmanın sürdüğünü belirterek, "Loire-Atlantique'deki Müslümanlara tam desteğimi belirtiyorum." ifadesini kullandı. Fransa İslam Konseyinin (CFCM) Twitter hesabından yapılan açıklamada da camiye yönelik kundaklama eylemi kınandı. Açıklamada, eylemin "nefret içerdiği" ve "kabul edilemez" olduğu vurgulandı
-
- fransa cfcm
- fransada camiiler
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Sony ve Netflix anlaştı! Uncharted, Ghost of Tsushima gibi Sony oyunları, sinema gösterimlerimden hemen sonra Netflix'te yayınlanacak. Sizlerin görmek isteyeceği film hangisi?
-
- uncharted film
- ghost tsushima film
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Seyahate çıkan kişilerin, imsak ve iftarları o anda bulundukları yere göre yapmaları gerekir. Uçakla seyahat eden oruçlu kişiler de uçuş esnasında uçağın üzerinde bulunduğu yere göre imsak ve iftar yapmalıdırlar. Ancak çok hızlı uçaklarla kıtalar arası yolculuk yapılması durumunda, imsak ile iftar arasında süre, anormal ölçüde kısa veya uzun olabilmektedir. Bu durumda, yolculuk yapacak kişi orucunu kazaya bırakabilir. Ancak oruca başlamış ise, bir takdir yaparak (mesela oruç tutmaya başladığı yerin akşam vaktinde) iftar edebilir.
-
- iftar saati
- uçakta oruç
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Tedavi amacıyla buruna damlatılan ilacın bir damlası, yaklaşık 0,06 cm3’tür. Bunun bir kısmı da burun çeperleri tarafından emilmekte, çok az bir kısmı mideye ulaşmaktadır. Bu da, mazmazadan (ağzı su ile çalkalamadan) sonra ağızda kalan rutubette olduğu gibi orucu bozacak düzeyde görülmemiştir. Kaldı ki bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyla burun damlası orucu bozmaz (DİYK 22. 09. 2005 tarihli karar).
-
- burun damlası
- orucu bozar mı
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Marie Kondo, bilinen diğer adıyla Konmari, Japon düzenleme uzmanı ve yazardır. Yazar, düzenleme ve organize etme üzerine dört kitap yazmış ve milyonlarca satış gerçekleştirmiştir. New York Times’ın 1 numaralı en çok satan kitabı “Düzenlemenin Hayat Değiştiren Büyüsü”nde Marie, düzenlemeyi yepyeni bir düzeye taşıdı. Evinizi bir kez düzgün bir şekilde basitleştirip düzenlerseniz, bunu asla yapmak zorunda kalmayacağınızı öğretti. İşte yine Marie Kondo’nun, düzenleme tekniklerinden olan konmari katlama tekniklerini sizin için derledik. Düzenli çekmeceler ve dolaplar için aşağıdaki konmari katlama tekniklerini uygulamanız yeterli. Konmari Katlama Teknikleri Nelerdir? Tişört Katlama Teknikleri Tişört Katlama Teknikleri Tişörtünüzü düz bir şekilde önünüze serin. Sağ tarafı içe doğru katlayın. Sağ kolu yarıya kadar geriye katlayın. Sol tarafta aynısını tekrarlayın. Tişörtü, yaka ucu ve eteği arasında iki parmak boşluk bırakacak şekilde, ikiye katlayın. Ayakta durması için tekrar ikiye katlayın. Kazak Katlama Teknikleri Kazak Katlama Teknikleri Kazağınızı kollarını dışa doğru açarak düz bir şekilde yatırın. Sağ tarafı, içeriye doğru katlayın. Yakayı bir üçgen oluşturacak şekilde sağa ve aşağıya doğru katlayın. Sol tarafta da aynısını yapın. Sonunda bir dikdörtgen elde ettiğinizde ayakta durana dek yukarıdan aşağı doğru bir rulo gibi katlayın. Pantolon Katlama Teknikleri Pantolon Katlama Teknikleri Kotlarınızı düğmeler yukarı bakacak şekilde dümdüz yatırın. Sol bacağı sağ bacağın üstüne katlayın. Ağını içeri katlayın. Ayak bileklerinden ağına doğru bir kez katlayın. Ayak kısmına doğru, ayakta durana dek bir rulo gibi katlayın. Çorap Katlama Teknikleri Çorap Katlama Teknikleri Çorapları üst üste yerleştirin Ayak bileğinden parmaklara doğru katlamaya başlayın. Çorabı katlayınca ayakta durabilmesi için ikiye, sonra tekrar ikiye katlayın. İç Çamaşırı Katlama Teknikleri İç Çamaşır Katlama Teknikleri İç çamaşırı açın, düz bir şekilde önünüze koyun. Kenarları içe doğru katlayın, böylece bir dikdörtgen oluşsun. Dik durması için çamaşırı bel bandına doğru bir kez daha katlayın
-
Saman Nezlesi, bahar aylarında ortaya çıkan Alerjik Rinit de denen bir nezle türüdür. Alerjik nedenli burunda oluşan bir iltihaplanmadır. Saman Nezlesi, bahar aylarında ortaya çıkan Alerjik Rinit de denen bir alerji türüdür. Alerjik nedenle burunda oluşan bir iltihaplanmadır. Bahar sezonunun açılmasıyla başlayan mevsimsel alerjiler genetik yatkınlıktan ve çevresel faktörlerden kaynaklanabiliyor. Mevsimsel bir alerji olan saman nezlesinde burunda akıntı ve tıkanıklık, gözlerde kaşıntı, sulanma, ve hapşırma atakları gibi belirtiler gözlenebiliyor. Saman nezlesinin en çok görüldüğü kişiler ailede genetik yatkınlığı olanlar ve 18 – 25 yaş arasındaki gençlerdir. Saman nezlesi hayat kalitenizi düşürebilecek bir alerji çeşididir. Alerji eğer akciğerlerde bulunuyorsa astım, gözde görülüyorsa alerjik konjonktivit, ciltte olursa egzama ya da kontak dermatit ve üst solunum yollarında gerçekleşiyorsa saman nezlesi (alerjik rinit) olarak adlandırılır. Saman Nezlesi ile uyku problemleri, sinüzit, kulak enfeksiyonu ve astım belirtilerinin kötüleşmesi gibi komplikasyonlar görülebilir. Saman Nezlesi Saman Nezlesinin Belirtileri Burunda akıntı ve tıkanıklık görülmesi. Hapşırma atakları geçirmek. Öksürük krizleri geçirmek. Geniz akıntısı oluşması. Göz altlarının şişmesi. Gırtlakta kaşıntı oluşması. Saman Nezlesinin Tetikleyicileri Nelerdir? Saman nezlesini genelde bahar aylarında görülen polenler tetikler Hayvanlardan gelen tüyler, evdeki oluşan toz Mantar ve küf oluşumu Kullanılan ilaçlar. Atopik dermatit öyküleri. Evde sigara içilmesi. Hava kirliliğine maruz kalmak
-
- saman nezlesi
- nezle belirtileri
-
(2 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Sosyal medyada, sıcak su buharına tutulan maskelerden kurtçuklar çıktığı iddialarına uzmanlar tepki gösterdi. Dr. Aytaç Karadağ, "Aslında bu tür asparagas haberler halkımız tarafından da bol miktarda teyit ediliyor veya kabul görüyor. Bu aslında maskeyi takmak istemeyen insanlar için bir bahane teşkil ediyor" diyerek, maske kullanılmamasını cinayet olarak gördüğünü belirtti Sosyal medyada birkaç gündür, sıcak su buharına tutulan maskelerden kurtçuklar çıktığı iddia edilerek, konuyla ilgili yapılan deneylerin videoları paylaşılıyor. DHA'nın haberine göre işin aslı, cerrahi maske dediğimiz 'meltblown' maskelerin içinde polimer yani plastik bulunuyor. DEFORME OLDUĞU ANDA... Mikro boydaki plastik parçaları ısıya maruz kalınca deforme oluyor. Deforme olduğu anda ise kurtçuğa benzer bir görünüme sahip oluyor ve hareket ediyor halde oluyor. Dahiliye uzmanı Dr. Aytaç Karadağ, sosyal medyadaki görüntülerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Dr. Karadağ, su ısıtıcısı üzerine koyduğu iki ayrı cerrahi maskede bu oluşumları gösterdi. Karadağ, ortaya çıkan küçük polimer parçalarını ise tek tek gözler önüne serdi. Dahiliye uzmanı Dr. Aytaç Karadağ, "Aslında bu bir biyokimyasal süreç, normalde bu cerrahi maskelerde yüksek ısıyla birlikte hidrostatik bir basınç yükleniyor. Bu basınçla birlikte de maskenin içinde polimer liflerin şeffaf olanlarını göremiyoruz ama farklı tip olanları çok rahatlıkla görebiliyoruz. Nanorobot dediğimiz aslında bu kıvrıl yaşam değil, lif parçacıkları oluyor. Bu bütün maskelerde olabiliyor, özellikle Sağlık Bakanlığı'nın önerdiği 'meltblown' dediğimiz cerrahi maskelerde daha fazla oluyor. Pamuksu lifli olan maskelerde oluşmuyor ama normalde polimer liflerle birlikte olan yeni teknolojili, koruyuculuğu fazla olan maskelerde sıcak hava baloncuklarıyla birlikte hidrostatik bir yük yükleniyor ve buna bağlı olarak da bu polimer lifler açığa çıkıyor. Kesinlikle yüksek ısıda su buharıyla oluyor, bizim nefesimizle bu su buharı oluşmuyor. Normal hayatta, gündelik hayattaki kullanımımızda bu liflerin oluşması mümkün değil. Zaten bunlar normal bildiğimiz polimer lifleri. Herhangi bir ipliksi çıkıntılar, farklı renkte gözüktüğü için nano robotlara benzetiliyor, robotla alakası yok. Biyolojik bir canlıdan da bahsetmiyoruz" dedi. "MASKENİN TAKILMAMASINI BEN CİNAYET OLARAK GÖRÜYORUM" Dr. Karadağ, "Aslında bu tür asparagas haberler halkımız tarafından da bol miktarda teyit ediliyor veya kabul görüyor. Bu aslında maskeyi takmak istemeyen insanlar için bir bahane teşkil ediyor. Ama maskeyi takmamakla sadece kendimiz değil, çok sevdiğimiz anne, babalarımızı, yavrularımızı da riske ediyoruz. Biz maskeyi takmayarak belki taşıyıcı olabiliriz ama eve getirdiğimiz o mikro organizmalar, virüsler çok sevdiğimiz annemizin, babamızın kaybına sebebiyet verebilir. Şu anda salgının 13. ayındayız, bu süreç içinde en ağır vakaların seyrettiği, salgının pik yaptığı evredeyiz. Bu açıdan aslında maskenin takılmamasını ben cinayet olarak görüyorum" diye konuştu.
-
- kurtlu maske
- virüslü maske
-
(2 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
İnsanlık tarihinin ilk doktorları şamanlar. İlk çağlardan beri toplumda önemli bir yere sahip olan şamanların ayinlerinin izleri günümüze kadar ulaşmıştır. Son dönemlerde ise şamanlar ile ilgili yapılan araştırmalar gösteriyor ki şamanlar, gerçekten fizik tedavi usullerini öğrenmişlerdir. Bu teknikleri kullanarak insanları tedavi ettikleri de anlaşılmıştır. İşte şamanların kullandığı ilginç tedavi yöntemleri. Kadim bir bilgelik olarak korunmuş olan şamanlık, tartışmasız tarihin ilk şifacılarıdır. Şamanlar toplumsal açıdan kendini kabul ettirmiş, öteki dünyayla iletişim kurabilen kişilerdir. İlk şifacılar, şamanlar Şamanların tedavi yöntemlerinde ışık, varlığının desteği ile iyileşme gerçekleşir. Bu tedaviye de Jera şifası ve Jera ruhu denmektedir. Güçlü bir şifa tekniği olan bu yöntem, yüksek boyuttan gelen ve doğanın güçlerini barındıran bir enerji olduğuna inanılır. Fiziksel rahatsızlıklar üzerinde güçlü bir tedavi yöntemi olan Jera, DNA boyutunda çalışır ve aynı zamanda bağışıklık sistemini de güçlendirir. Ruhsal, zihinsel, duygusal ve fiziksel olarak da iyileştirir. Yaklaşık 45 dakika süren bu tedavi yöntemi, karanlık enerjiyi, birikmiş toksinleri ve zehirleri temizler, çakralar dengelenir, bağışıklık sistemini güçlendirir. Akapunktur ile Göğüs Hastalıklarını Tedavi Etme Asıl amaçları ruhu tedavi etmek olan şamanlar, bu güçlerini ise ruhları çağırıp kullanarak ya da kendi ruhlarını öteki dünyaya göndererek sağlarlar. Aynı zamanda şamanlar, bitkiler, masaj veya akupunktur gibi fiziksel tedavi yöntemleri ile hastalıkları iyileştirmişlerdir. Ruhlarla iletişim için savul, kopuz, kamçı, su… Tedavilerinde farklı malzemeler kullanmayı uygun gören şamanlar, tedavi ederken onlara yardımcı olan ruhları çağırmak içinde şu malzemeleri kullanırlarmış; davul, kopuz, kamçı, su gibi. Bu süreçte üç temel unsur vardır ve bunlar şaman, hasta ve seyircilerdir. Burada seyirciler, şamanların toplumsal görevini yerine getirdiğinin işaretidir. Böylece tedavi sonunda topluluk bir araya gelir ve hastanın iyileştiği ilan edilir. Sonrasında mutlaka müzik ile dans yapılır. Çünkü bu iyileştirmenin önemli bir parçasıdır. Şamanlar – Ateşle Tedavi Korkutma Ritüeli Şamanların kullandığı bir diğer yöntem ise korkutma yöntemidir. Burada temel amaç kötü ruhu bedenden uzaklaştırmaktır. Şamanın tedavi etme sırasında gerçekleşen titreme ile sarsılma, dans etme, ateşle iyileştirme gibi yöntemleri vardır. Aynı zamanda, bedene kötü ruh girmişse, bu ruhu başka bir şeye gönderme gibi yöntemler kullandığı da bilinmektedir. Kurban Verme Ritüeli Çok sık kullanılan diğer yöntem ise kötü ruhlardan kurtulmak için kurban vermektir. Bu kurban verme ritüelinde at en önemli kurbanlardandır. Kurban edilen atların renklerine göre, iyi geldiği hastalıklar da değişmektedir. Gök at baş hastalıklarına, boz at karın ve göğüs hastalıklarına, doru at vereme, sarımtırak atlar da romatizma için kurban edilmektedir. Bir diğer kurban yöntemi ise kansız kurban ritüelidir. Bu yöntem ise şöyledir: Toplumun kendine kutsal saydığı, süt, kımız, yağ, buğday, darı, şarap, para (hepsine saçı denilmektedir) gibi ürünleri ağaçlara ya da şaman davuluna bağlarlar. Bu ve bunlar gibi törenler kansız kurbanlar olarak kabul edilmektedir. Evlenme töreninde saçı olarak para, buğday, darı saçmak gibi adetler günümüzde hala devam etmektedir
-
- şaman tedavisi
- şaman yöntemi
-
(2 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Mersin’de Cennet ve Cehennem obruklarından sonra Aşağı Dünya Obruğu keşfedildi. Bu muazzam obrukta yerleşim kalıntıları bulundu. Obruğun içerisinde insan yapımı mağaralar keşfedildi. Mersin’in Silifke ilçesinde yer alan Aşağı Dünya Obruğu’nun 400 m batısında Akhayat harabeleri bulunur. Bu nedenle Akhayat ile obruğun birbirleriyle ilişkili oldukları düşünülmektedir. Aşağı Dünya Obruğu (Akhayat Obruğu) Mersin Silifke ilçesi hala keşfedilmeyi bekleyen, saklı medeniyetlere ev sahipliği yapıyor. Silifke ilçesi, doğa harikası yapıları ve obrukları ile tüm dikkatleri üzerine çekiyor. Mersin Silifke ilçesinin 19 km kuzeyinde yerleşim kalıntılarının olduğu Aşağı Dünya Obruğu. Bu obruk, 70 m derinliğinde ve 100m-150m genişliğindedir. Yerli ve yabancı tüm turistlerin ilgisini çeken Aşağı Dünya Obruğu, içinde ve çevresinde bulundurduğu yapılar ile kendisine hayran bıraktırıyor. Aynı ilçede yer alan Cennet ve Cehennem obruklarından sonra adeta arafta kalmış gibi olan Aşağı Dünya Obruğu, mutlaka gezilip görülmesi yerlerdendir. Aynı zamanda Akhayat harabelerinde küçük boyutlarda, kaya çıkıntısı üzerinde zeytinyağı üretim değirmeni bulunmuştur. Bu da gösteriyor ki bu bölgelerde geçmiş yıllarda yaşam vardı. Bu nedenle bu bölge 1993’te 1. derece doğal ve arkeolojik sit alanı ilan edilmiştir. Aşağı Dünya Obruğu’nu Online Gezmek İçin Tıklayınız.
-
- obruk nedir
- konyadaki obruklar
-
(3 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Bolluk, bereket ve şifa getirdiğine inanılan Nisan yağmurlarını toplama, yüzyıllardır devam etmekte olan özel bir gelenektir. Bolluk, bereket ve şifa getirdiğine inanılan Nisan yağmurlarını toplama geleneği, Selçuklu döneminden beri sürekli olarak uygulanmaktadır. Günümüzde Anadolu’da hala devam eden bu gelenek, yeryüzüne inen zemzem olarak da anılmaktadır. Bilimsel olarak da gerçekliği bulunan Nisan yağmurları hakkında uzmanlar; Nisan yağmurlarıyla birlikte taşınan maddelerin yer yüzüne düştüğünü, bu yağmurları içme ve kullanma sırasında taşıdığı özellikleri sebebiyle yarar sağladığını, cilde ve saça etkileri olduğunu belirtmişlerdir. Nisan Yağmurlarını Toplama Geleneği Rumi takvimine göre Nisan ayında başlayan yağmurlara özel bir gelenektir. Ancak Rumi ve Miladı takvim arasında 13 gün fark olduğu için Miladi takvime göre; 13 Nisan’dan 13 Mayıs’a kadar yağmur sularının temiz kaplarda toplanarak biriktirilmesi daha sonra kullanılmasıdır. Öyle ki Mevlevilikte, Nisan yağmurları her dergahta toplatılır ve dualar okutularak dergahın zemzemi olarak dağıtılırmış. Bugün Mevlana Müzesi’nde sergilenen Nisan tasının yüzyıllardır Anadolu’da var olan Nisan yağmurlarına verilen önemin göstergesidir. Nisan yağmurları sırasında, havadaki bulunan yararlı zerrecikler yağışla birlikte yeryüzüne düşerler. Bu yağan yağmurlar, vücuda zindelik ve enerji kazandıran kullanılabilir demir maddesi içermektedirler. Nisan yağmurlarıyla, kış boyunca en alt seviyeye inen vücudun demir miktarı, en doğal yoldan geri kazanılabilmektedir. Mevlana Müzesi – Nisan Tası Nisan Yağmurlarını Nasıl Toplanır? Miladi takvime göre; 13 Nisan 13 Mayıs tarihleri arasında, yüksek noktalara koyulacak olan taslara ve derin kaplara yağan yağmurlar toplanmaktadır. Toplanan bu yağmurlarla; saçlar ıslatılır, yemekler yapılır, içilir, yoğurt mayalanır. Böylece yağmurun içerisinde bulunan her türlü faydalarından yarar sağlanmaktadır. Ancak burada bilinmesi gereken önemli bir husus vardır ki o da; geçmiş çağlarda ki hava kirliliği ile şimdiki hava kirliliği aynı oranda değildir. Nisan yağmurlarının da havadaki tüm organizmaları toplayıp yağdığını unutmamak gerekir. Geçmişte temiz olarak yağan yağmurlar artık günümüzde yaşadığımız hava kirliliği sebebiyle o kadar da temiz yağmamaktadır. Bu nedenle mümkünse hava kirliliğinin daha az olduğu bölgelerde yağmurların toplanılması daha iyi olacaktır. Nisan Yağmurlarının Bereketi ve Faydaları Ekinlere bereket sağlar Şifa kaynağıdır Ruhani bunalımlara iyi gelir Nisan ayının ilk yağmurunu içen kişilerin başları ağrımaz Hastaları iyileştirir Maddi bereket sağlar Bitkilere ilaç olarak serpilmektedir Göz ağrılarına iyi gelir
-
- nisan yağmurları
- yağmur suyu içilir mi
-
(2 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Türk Kahvesi Hem geleneksel içeceklerimiz arasında yer alan hem de kokusu ve pişirilme tarzıyla herkesi kendine aşık eden Türk kahvesi hakkında ki bu bilgileri biliyor musunuz? Tüm dünyaya nam salmış olan Tük kahvesinin insan sağlığına birçok faydası bulunmaktadır. Faydaları anlatmak ile bitmeyen ve lezzetiyle çok konuşulan Türk kahvesi hakkında her şeyi biliyor musunuz? Yani 1 fincana 40 yıl hatır biçen Türk kahvesini bu kadar özel kılan nedir? 1. Türk Kahvesi UNESCO koruması altındadır! Türk kahvesi UNESCO’nun maddi olmayan Kültür Miras listesinde yer almaktadır. 2. Türk Kahvesi Türkiye’de Yetişmemektedir Türk kahvesi ismiyle biliniyor fakat, yapılan araştırmalar kahvenin ilk olarak Yemen’den geldiğini göstermektedir. 3. Adı Neden Türk Kahvesi? Türk kahvesi, Türkler tarafından bulunan yeni bir hazırlama metodu ile servis edilmeye başlanmıştır. Kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk kahvesi adını almıştır. 4. Türk Kahvesinin Sağlığa Birçok Faydası Vardır! Gün içerisinde tüketilen iki fincan kahvenin kolon ve bağırsak kanseri riskini %25 oranında, safra kesesinde taş riskini de %45 oranında azalttığı araştırmalarla kanıtlanmıştır. Bunun yanında kahvenin içerdiği kafein maddesi, sinir sistemini uyararak zihinsel aktiviteyi güçlendirmektedir. Böylelikle uyuşukluk hissini gidererek zinde ve uyanık kalmayı sağlamaktadır. Aynı zamanda Tük kahvesinin cilde birçok faydaları vardır. Türk kahvesi maskesiyle sağlıklı ve doğal bir cilde sahip olmak mümkün
-
- turkish coffee
- turkish famous
-
(2 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Dünyanın ikinci en büyük kanyonu olan Ulubey Kanyonu, Uşak şehrinin Ulubey ilçesinde yer almaktadır. Ulubey Kanyonu, ABD’deki Arizona Eyaletinde bulunan Büyük Kanyon’dan sonra dünyanın en büyük 2. kanyonudur. Uşak ilinin Ulubey ilçesinde bulunan kanyon, Ulubey Çayı ve Banaz Çayı boyunca devam eden bir ana kanyon ile buna bağlanan onlarca büyük yan kanyonlardan oluşmaktadır. Ulubey Kanyonu, ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından ziyaretçi akınına uğramaktadır. Kanyon, son yıllarda doğa fotoğrafçıları ve düğün fotoğrafçıları için popüler bir mekan haline gelmiştir. Uşak ilinin Ulubey ilçesinde bulunan Ulubey Kanyonu, 45 km uzunluğunda 50-170 metre derinliğindedir. Kanyon, Murat Dağı’ndan doğup Büyük Menderes’e dökülen Ulubey Çayı ve Banaz Çayı boyunca uzanan bir ana kanyon ile buna bağlanan onlarca büyük yan kanyonlardan oluşmaktadır. Antik dönemlerden kalma su kanalları, kaya mezarları ve mağaraları kanyon boyunca görebilirsiniz. Bunların yanı sıra Hristiyan Montanism tarikatının merkezi olan Pepouza Antik Kenti de kanyonun içerisinde bulunmaktadır. Ulubey Kanyonunda; arazi aracı gezebilir yada trekking yapabilirsiniz. Bunların yanı sıra sal sporları, balonla gezinti ve kaya tırmanışı gibi aktivitelerden faydalanabilirsiniz. Ulubey Kanyonu Cam Teras Park Cam Teras Park Ulubey Kaymakamlığı tarafından 2015 yılında hizmete açılan Kanyon Cam Teras Park; kapsamında 302 metrekare büyüklüğünde bir kafeterya ve 135 metrekare büyüklüğünde camdan oluşan seyir terası yaptırılmıştır. Kanyonun manzarasını izleyebilmek için en uygun ve en yüksek nokta olan Cam Teras Parktır. Ulubey Cam Teras giriş ücreti: 3 TL’dir. Kanyon Yöresel Lezzetleri Meşhur Tarhana Çorbasını Döndürme Ebem Köftesi Zini Hamursuzu Demir Tatlısı Ulubey Kanyonuna Nasıl Gidilmektedir? Adres: Aşağı, 64900 – Dilaver Mah. Ulubey/Uşak Ulubey Kanyonuna ulaşım ise; Merkezde bulunan ve her yarım saatte bir sefer düzenleyen toplu taşımaları tercih edebilirsiniz
-
Türkiye'de en çok tercih edilen tatil şehirlerinden olan ve turistik açıdan çok zengin olan Antalya'nın en güzel 5 plajını sizler için derledik. Antalya’nın En Güzel 5 Plajı… Tertemiz, masmavi suyu ve incecik kumsalları ile tatillerde en çok tercih edilen şehirlerden olan Antalya’nın en güzel plajlarını sizler için derledik. 1. Olimpos Plajı Antalya’nın Kumluca ilçesinde yer alan ve Yazır köyü içerisinde bulunan Olimpos Plajı, Antalya’nın en güzel plajları listenin en başında yer almaktadır. Plaj, konum olarak, Olimpos Beydağları Sahil Milli Parkı içerinde yer almaktadır. Olimpos Plajına bir liman kenti olan Olympos Antik Kenti içinden dere boyunca yürüyerek de ulaşılmaktadır. Olimpos Plajı 2. Çıralı Plajı Olimpos plajının yanında yer alan Çıralı plajının, uzun kumsalı Caretta carettalara’ların yumurtlama bölgelerindendir. Çıralı Plajı, hafif taşlık ve kumlu bir yapıya sahip olmasına rağmen ziyaretçilerin ilgisi büyüktür. Çıralı Plajı 3. Kaputaş Plajı Kaputaş Plajı, Kaş ile Kalkan arasındaki sahil yolu üzerinde bulunan, son yılların en popüler plajlarındandır. Bir kanyon ağzı plajı olan Kaputaş, yer altından akmakta olan suyun deniz kıyısından, kumlar arasına süzüldüğünden dolayı en çok merak edilen plajlardandır. Masmavi suyu ve etrafındaki eşsiz manzarasıyla Kaputaş plajı, son yılların en gözde plajlarındandır. Kaputaş Plajı 4. Kleopatra Plajı Efsanesi kendisinden daha çok merak edilen Kleopatra Plajı, geniş sahili, altın rengi kumu ve berrak suyu ile dikkatleri üzerine çekmektedir. Tarihi açıdan da büyük zenginliklere sahip olan Antalya’nın Alanya ilçesinde bulunan Konyaaltı plajı; anlatılan efsanelere göre Mısır kraliçesi Kleopatra bu plajda yüzermiş. Girişi ücretsiz olan bu Konyaaltı plajının ziyaretçisi oldukça fazladır. Kleopatra Plajı 5. Konyaaltı Plajı Antalya’nın iki önemli sahillerinden biri olan Konyaaltı Plajı, 7 km uzunluğundadır. Şehir merkezine olan yakınlığı ve tertemiz suyu ile Antalya tatilcilerinin mutlaka uğradıkları, vazgeçilmez plajlardandır. Girişi ücretsiz olan Konyaaltı plajında, şezlong için 15 TL ve şemsiye içince 10 TL bir ücret mevcuttur. Konyaaltı Plajı
-
- antalya plajları
- en iyi plaj
-
(3 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Sapyoseksüellik günümüz yüzyılında ortaya çıkan bir özelliktir. Bir insanının dış görüntüsünden ziyade zekasına odaklanan insanlar için kullanılır. Sapyoseksüellik günümüz yüzyılında ortaya çıkan bir özelliktir. Bir insanının dış görüntüsünden ziyade zekasına odaklanan insanlar için kullanılır. Bu tür kişiler fiziki herhangi bir özellikten değil zeka seviyesi, kültür seviyesi ve özgüven gibi özelliklerden hoşlanırlar. Sapyoseksüel, 21. yüzyılda ortaya çıkan ve yayılmaya başlayan bir terimdir. Latince de “sapien” akıllı ve zeki anlamlarına gelen ve “Sexual” cinsel anlamlarına gelen kelimelerinden türetilmiştir. Bir kişinin karşısında ki insanı fiziksel görünüşünden daha çok zihinsel ve zeka kriterlerine göre beğenmesi anlamına gelir. 2017 yılında Batı Avustralya Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma sonucunda 18-35 yaş arasındaki kişilerin %8’inin sapyoseksüel oldukları saptanmıştır. Sapyoseksüeller, bir kişinin yakışıklı veya güzel olmasından değil zeka seviyesinden etkilenirler. Bunun için sapyoseksüelleri etkilemenin tek yolu ortalama bir zekanın üzerinde olunmasıdır. Fikir alışverişi yapmayı seven bu kişiler karşısında ki insanların özgüvenlerini ve bilgi birikimlerini görmek isterler. Saptoseksüellerin Ortak Özellikleri Aptallığa dayanamamaları Zekice yapılmış esprileri beğenmeleri Kolay beğenmemeleri Öz güvenli olmaları Ayrıntıcı olmak Mükemmeliyetçilik
-
Dünyanın en gizemli 10 resim tablosu
Feneroin replied to Feneroin's konu in YARARLI ve PRATiK BiLGiLER
6. Öpücük “The Kiss” / Gustav Klimt (1908) Günümüzün en çarpıcı eserlerinden biri olan Öpücük “The Kiss” tablosu, Avusturyalı ressam Gustav Klimt’ aittir. Ressam 1908 yılında tamamladığı eserinde uçurumun kenarında birbirine sarılmış bir kadın ve adam resmetmektedir. Kadın ve erkeğin ‘uyumlu zıtlık’ tasvirini yapan bu Öpücük “The Kiss” tablosu, Avusturya Viyana’daki Belvedere Galerisi’nde sergilenmektedir. Öpücük “The Kiss” 7. İnci Küpeli Kız “Girl With a Pearl Earring” / Johannes Vermeer (1665) Önce bir romana sonra ise bir filme ilham kaynağı olan İnci Küpeli Kız “Girl With a Pearl Earring” tablosu, sanatçı Johannes Vermeer aittir. Johannes Vermeer, 1665 yılında resmettiği tablo hakkında da birçok hikaye bulunmaktadır. Tablodaki kız, kimilerine göre Johannes Vermeer’ın öz kızı, kimilerine göre bir yakını, kimilerine göre ise evindeki hizmetçisidir. Tablo, Hollanda Amsterdam’da Mauritshuis Müzesinde sergilenmektedir. İnci Küpeli Kız “Girl With a Pearl Earring” 8. Venüs’ün Doğuşu ‘’The Birth of Venus’’ / Sandro Botticelli (1486) Rönesans döneminin en önemli eserlerinden biri olan Venüs’ün Doğuşu ‘’The Birth of Venus’’ tablosu; İtalyan sanatçı Sandro Botticelli’e aittir. Ünlü ressam Latin mitolojisinde Aşk Tanrıçası olarak bilinen Venüs’ün doğduğu anı resmettiği tablosunu 1486 yılında tamamlamıştır. Tablo Floransa’daki Uffizi Galerisi’nde sergilenmektedir. Venüs’ün Doğuşu ‘’The Birth of Venus’’ 9. Nedimeler ‘’Las Meninas’’ / Diego Velázquez (1656) İspanyol sanatçı Diego Velázquez’in İspanya kraliyet ailesini stüdyosunda resmettiği eserini 1656’da tamamlamıştır. Nedimeler ‘’Las Meninas’’ tablosu; geometrik biçimler, ışık ayarı ve figürlerin yerleşimiyle İspanyol Resim Sanatı’nın en çok ilham alınan tablosudur. Tablo İspanya’da Prado Müzesi’nde sergilenmektedir. Nedimeler ‘’Las Meninas’’ 10. Adem’in Yaratılışı ‘’Creation of Adam’’ Michelangelo (1512) Adem’in Yaratılışı tablosu İtalyan sanatçı Michelangelo Buonarroti’nin 1512 yılında tamamladığı önemli bir eserdir. Eserde yaratıcının Adem’e hayat verişini betimlediğini düşünülen tablo hakkında ki diğer bir görüş ise; reform ve Rönesans’tan sonra insanın tanrıya yabancılaşmasıdır. Adem’in Yaratılışı ‘’Creation of Adam’’ tablosu Vatikan’da Sistina Şapeli’nin tavanında sergilenmektedir. Adem’in Yaratılışı ‘’Creation of Adam’’ -
1. Mona Lisa / Leonardo Da Vinci (1507) Gizemli gülüşüyle popüler sanat tartışmalarına sebep olan, dünyanın en çok ziyaretçi alan Mona Lisa tablosu. Leonardo da Vinci’nin 1504 yılında başlayıp 1507 yılında tamamladığı, gizemini hala koruyan sanat eseridir. Mona Lisa tablosu Paris’te Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir. Mona Lisa 2. Son Akşam Yemeği “Last Supper” / Leonardo Da Vinci (1498) Leonardo Da Vinci’nin Mona Lisa tablosundan sonra en önemli eseri olarak kabul edilen Son Akşam Yemeği “Last Supper” tablosudur. İsa’nın, Romalı askerler tarafından tutuklanmasından bir gün öncedir. İsa’nın havarileriyle yediği son akşam yemeğini konu almaktadır. Son Akşam Yemeği “Last Supper” 3. Yıldızlı Geceler “Starry Night” / Vincent Van Gogh (1889) Hayatının bir dönemini akıl hastanesinde geçiren ünlü ressam Vincent Van Gogh’un odasının penceresinden gördüğü manzaralardan ilham alarak yaptığı eseridir. Van Gogh’un en önemli eserlerinden olan Yıldızlı Geceler “Starry Night” günümüzde New York’taki Museum of Modern Art’ta sergilenmektedir. Yıldızlı Geceler “Starry Night” 4. Çığlık “Scream” / Edvard Munch (1893) Edvard Munch, 1893’te başlayıp 1910 yılında tamamladığı Çığlık dörtlemesini şu sözlerle anlatmaktadır: ‘’Arkadaşlarımla yürürken gün batımına denk geldiğimizde, gökyüzünün kırmızıya dönüşü karşısında duraksadım ve tırabzanlara yaslandım. Tam da o anda aslında doğanın çığlığını hissetim.’’ Ünlü ressamın Çığlık tablosunun 1893’te yaptığı yağlı boya ilk versiyonunu Oslo’daki Ulusal Galeri’de; aynı tarihteki pastel versiyonunu ise Munch Müzesi’nde sergilenmektedir. Çığlık “Scream” 5. Guernica / Pablo Picasso (1937) Dünyanın en ünlü savaş karşıtı tablosu olan Guernica, İspanyol sanatçı Pablo Picasso’nun en ünlü eserlerinden biridir. O dönem Paris’te yaşayan Pablo Picasso, 1937 yılında ülkesinde gerçekleşen ‘’Guernica Bombardımanı’’nından çok etkilenmiştir ve 2 ay kadar kısa sürede tabloyu bitirmiştir. Dünyada büyük yankı uyandıran Guernica eseri, Madrid’de Museo Reina Sofía’da sergilenmektedir. Guernica
-
Son dönemlerin en çok kullanılan örgü tekniklerinden olan amigurumi, bir oyuncak yapma sanatıdır. Japonca’da oyuncak yapma sanatı olarak adlandırılan amigurumiye, son dönemlerde ilgi daha da artmıştır. Çocuklarına hazır oyuncak almak yerine daha sağlıklı ve kendi el emeği olan oyuncaklar ile oynatmak isteyen ebeveynler çoğalmıştır. Yalnızca bununla kalmayıp bu işi daha fazla kişiye ulaştırmak isteyenlerde amigurumi yaparak satış yapmaktadır. Peki ama amigurumi nasıl yapılır? Amigurumiye Yeni Başlayanlar İçin; Amigurumi Teknikleri. Amigurumi, çok ince olmayan her türlü ipten yapılabilmektedir. Eğer siz yeni başlıyor ve hangi ipi kullanacağınıza karar veremiyorsanız; amigurumi için özel üretilen ipleri tercih etmelisiniz. Çocuğunuz için bir amigurumi yapacaksınız, onun sağlığı ve uzun süre kullanımı için tüy yapmayan ipleri tercih etmelisiniz. Amigurumiye Yeni Başlayanlar İçin; Amigurumi Teknikleri Amigurumiye yeni başlayanlar için kullanacağı temel malzemeler; ucu 2-3 mm arası kalınlıkta alüminyum bir tığ tercih etmeliler. Bu tığa uygun da bir ip almalı ve örgü sırasında sürekli ilmek sayacağınızdan dolayı bir işaretleyici de alabilirsiniz. Yapacağınız oyuncağa göre ek malzemelerde almalısınız. Bunlar; güvenli göz, eklem, düğme ve benzeri şeylerdir. Amiguruminizin içini doldurmak için boncuk elyaf ve detaylar için daha ince iplere ve iğnelere ihtiyacınız olacaktır. Amigurumi Tariflerini Okuma 1. Tur – Sembol: 7x – İlmek Sayısı: 7 2. Tur – Sembol: 7V – İlmek Sayısı: 14 3. Tur – Sembol: (X)*6,V – İlmek Sayısı: 8 5-7. Tur – Sembol: VHDC – İlmek Sayısı: 8 Temel Amigurumi Teknikleri SH: Sihirli halka O (ZN): Zincir V: ikili Artırma W: Üçlü Artırma A: İkili Eksiltme M: Üçlü Eksiltme C (CC): İlmek kaydırma X (SC): = Sık iğne BLO: İlmeğin arkasındaki ipe batarak örme FLO: İlmeğin önündeki ipe batarak örme T (HDC): Tekli Trabzan F (DC): İkili Trabzan F (TR: Üçlü Trabzan VHDC: Aynı Deliğe / yere 2 HDC VDC: Aynı Deliğe / yere 2 DC Renk Değişimi Bitirme
Bilgi ve efsane
Bildiklerinizi paylaşın; Çünkü bu, efsane olmaya giden yoldur
Güncel önemli konular
Korona ve sağlığımız