Jump to content

Feneroin

Yönetici
  • İçerik sayısı

    1079
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    10

Everything posted by Feneroin

  1. ABD’li bilim insanları, maske katmanından geçen daha küçük viral yüklerin neden olacağı enfeksiyonların, koronavirüse karşı bağışıklık oluşturabileceğini ve bu durumun ham bir aşı görevi görebileceğini iddia etti. Bu durumun, maskenin yaygın olduğu Asya ülkelerinde ölüm oranlarının neden düşük olduğunu da açıkladığı belirtildi. ABD’nin önde gelen eğitim kurumlarından biri olan California Üniversitesi’nde bilim insanları, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı bağışıklık kazanılmasına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Bilim insanları, maske kullanımının koronavirüse karşı bağışıklık oluşturabileceğini ileri sürdü. California Üniversitesi’nden araştırmacılar, maske vesilesiyle insanların tekrar tekrar küçük miktarlarda virüse maruz bırakmanın, vücutları Kovid-19’u tanıma ve mücadele etme konusunda eğitebileceği ve hastalığa karşı bir bağışıklık oluşabileceğini belirtti. “Asya ülkelerindeki ölüm vakalarını açıklıyor” Söz konusu araştırma sonuçları, New England Journal of Medicine dergisinde yayınlandı. Araştırmaya göre bu durum, maske kullanımının yaygın olduğu bazı Asya ülkelerinde ölüm oranlarının düşük olmasını da açıklıyor. Tüm bunlara karşın araştırmacılar, insanları çok önemli bir konuda uyardı. Bilim insanları, bağışıklık kazanmak için virüse kasıtlı olarak yakalanmaya çalışılmaması gerektiğini söyledi ve maske ile sosyal mesafe vurgusu yaptı.
  2. Tayland'da klozetten çıkan bir buçuk metre uzunluğundaki yılan 18 yaşındaki Siraphop Masukarat isimli genci soktu. Hastaneye kaldırılan gence 3 dikiş atıldı. Tayland'ın başkenti Bangkok'un 20 kilometre kuzeyinde bulunan Nonthaburi'de akıllara durgunluk veren bir olay yaşandı. 18 yaşındaki Siraphop Masukarat isimli genci tuvalette yılan soktu. Uzunluğu bir buçuk metre Korkuyla yerinden fırlayan Masukarat, klozette yılan olduğunu gördü. Bir buçuk metre uzunluğundaki yılanın soktuğu genç kanlar içinde kalırken, hemen hastaneye kaldırıldı. Yılan tarafından sokulan gence 3 dikiş atılırken herhangi bir bakteri bulaşmaması için de antibiyotik tedavisine başlandı. Tedavi sonrası açıklamalarda bulunan Masukarat, yılanın çok büyük olmadığını ancak canının çok yandığını söyledi. En kısa zamanda sağlığına kavuşacağını söyleyen gencin annesi Sutapath, "Gerçekten çok korktum, yılan eve nasıl girdi hiç bilmiyorum" dedi.
  3. CHP'li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ın tecavüz ettiği kadın yaşadığı dehşet dolu günleri anlattı. 5 yıl önce Atabay'ın yanına iş istemek için gittiğini belirten kadın "2 ay boyunca cehennemi yaşadım" dedi. Görüntülerinin çekilerek kendisine şantaj yapıldığını söyleyen kadın, "Bana bundan sonra gel dediğimizde gelmezsen görüntüleri ailene gönderir seni mahvederiz diye tehdit savurdular" açıklamasında bulundu. Didim'de S. adlı kadın (45) 5 yıl önce Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay ve 2 kişi tarafından 2 ay boyunca "tehdit" ve "şantaj" ile cinsel istismara uğradığını söyledi. Kocasından ayrıldıktan sonra maddi açıdan sıkıntıya düştüğünü söyleyen mağdur kadın Atabay'ın yanına giderek iş istediğini belirterek şunları kaydetti: "Belediyenin kapısını çaldım. 'Başkanla görüşmek istiyorum' dedim. Başkan Atabay'a 'Temizlik, çaycılık yaparım' dedim. 'Size döneriz' dedi. Aynı akşam, iş insanı olduğunu öğrendiğim Ali Çağlar beni aradı. 'Belediye başkanı ile iş talebinizle ilgili görüşmüşsünüz. Kabul ederseniz gelip sizi alayım' dedi. Ben de 'Olur' dedim. Gittiğimiz yer Çağlar'ın çiftliğiymiş. İçeri girdiğimde beni şu anda belediye başkan yardımcılığı yapan Öznur isimli bir kadın karşıladı. İçeride Öner Çiçek isimli biri daha vardı. 3 erkek 2 kadındık. Onlar içki içip sohbet ediyordu. 'Bir şey içer misin?' diye sordular. 'Yok' dedim. Öznur Hanım ısrar etti. 'Tamam, içeyim' dedim. Ama bünyem alışık olmadığı için kontrolü kaybettim." Zorla uyuşturucu madde kullandırdıklarını aktaran kadın bir süre sonra fenalaştığını bu sırada evdekilerin kendisine cinsel istismarda bulunduğunu dile getirdi. Kendisine şantaj yapıldığını ifade eden kadın "Kendime geldiğimde bağırıp, ağlamaya başladım. Ali 'Seni evine bırakayım' dedi. Arabaya bindiğimizde 'Görüntülerini çektik biliyorsun. Bundan sonra gel dediğimizde gelmezsen görüntüleri ailene gönderir seni mahvederiz' diye tehdit savurdu. 'Yeter ki ailem, oğlum duymasın' dedim ve dedikleri her şeyi yaptım. Haftada ya da bazen 10 günde bir arıyordu. 2 ay boyunca cehennemi yaşadım." diye konuştu. 2 ayın sonunda İzmir'de bir arkadaşının yanına kaçtığını söyleyen mağdur kadın, tek isteğinin suçluların cezasını alması olduğunu ifade etti. 5 yıl boyunca psikolojik tedavi gördüğünü aktaran kadın, "Beni bulurlar, başıma bir şey gelir, 20 yaşındaki oğlum olanları öğrenir, ellerindeki videoları gönderirler diye çok korktum. Ama artık korkmuyorum." dedi. Başına gelenlerin medyaya yansıması üzerine İçişleri Bakanlığı'nın devreye girerek 2 müfettiş görevlendirdiğini aktaran Mağdur kadın "Bugün ifade verdim. Onlara da anlattım. Ben benim gibi başka kadınlar da yanmasın diye konuşuyorum. İş için kapısını çalan başka kadınlara da aynısını yapmadığını biliyor muyuz? Hayır. Bunlar araştırılıp ortaya çıkarılmalı" diye konuştu.
  4. Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor: “Bismillahirrahmanirrahim ile başlamayan her anlamlı iş, bereketsiz ve sonuçsuzdur” Peygamberimizin bu ifadesi bizlere her yapacağımız hayırlı işte besmele çekmemiz gerektiğini anlatıyor. Özellikle yeni bir eğitim öğretim döneminin başındayız. İlim öğrenirken de besmele çekeriz; hatta bütün ilimleri öğrenirken besmele ile başlarız. Sadece Kur’an okurken değil, kimya, fizik, matematik, sosyal bilgiler gibi her türlü bilgiyi öğrenirken de “Bismillahirrahmanirrahim” dememiz gerekir. Peygamberimiz (s.a.s.), niçin böyle bir söz söyledi? Bunu ilk inen ayetlere bakarak anlayabiliriz. Yüce Mevla, insanlığın kurtuluşu ve hidayeti için Peygamberlerin sonuncusu olarak bizlere gönderdiği Hz. Muhammed (s.a.s.)’e ilk vahyinde “seni yaratan rabbinin adıyla oku” dedi; Allah Rasulü’de o günden itibaren “Bismillahirrahmanirrahim” ya da “bismillah” diyerek başladı. Allah, “Allah’ın adını anarak başla” diye emretti, Allah Rasulü’de öyle yaptı. “BİR İŞE BAŞLARKEN BESMELE ÇEKİLEMEYECEKSE, O HAYIRLI BİR İŞ DEĞİLDİR” Kur’an-ı Kerim’de bütün surelerin başında besmele vardır. Hanefi mezhebine göre bu besmeleler o surelerden bir ayet değildir, yalnızca iki sureyi birbirinden ayırt etmek için sahabenin koymuş olduğu bir fasıladır. Ancak diğer Cumhuru Ulema’ya; Şafiilere, Hanbelîlere ve Malikilere göre her surenin başındaki besmele, o sureden bir ayettir. Böyle algıladığımız zaman Kur’an’ın 113 suresi besmele ile başlıyor; öyleyse 113 tane besmele ayeti var. Bu kadar tekrar eden başka bir ayet var mı? Yoktur. O zaman bize ne anlatılmak isteniyor? Bize başta Kur’an-ı Kerim’i okumaya ve diğer bütün işlerimize besmele ile başlamamız isteniyor. Biz buna “besmele bilinci” diyoruz. Bunun anlamı şudur: Besmele çekemeyeceğin bir işi yapma. Bir işe başlarken besmele çekilemeyecekse, o hayırlı bir iş değildir. Şimdi kendi hayatımıza bakalım. Peygamberimiz (s.a.s.), “Herhangi biriniz yemek yemeye başlarken Bismillahirrahmanirrahim desin; unutursa bismillahi evvelihi ve ahirihi desin.” Yani başında da sonunda da besmele çekiyorum desin. Çünkü besmele bize verilen nimete şükrün bir edasıdır. Aslında bize verilen nimetleri yemeye başlarken besmele çekeriz, yemeği bitirdiğimiz zamanda elhamdülillah deriz. Yani “bu nimetleri bize veren Rabbimize hamd-ü senalar olsun” deriz. “HER İŞE BAŞLARKEN BESMELE İLE BAŞLARIZ” Demek ki besmele bizim hayatımızın önemli bir parçasıdır. Yine Peygamberimiz (s.a.s.), “Sizden herhangi biriniz evinin kapısını kapatırken besmele ile kapatsın; besmele ile kapatılan evin içerisine şeytan giremez” diyor. Peygamberimiz (s.a.s.), sözüne devam olarak şöyle buyuruyor: Sonra evinizde yediğiniz yemeğin kabının kapağını kapatırken besmele ile kapatın, ya da içtiğiniz suyun kabının kapağını besmele ile kapatın; çünkü besmele ile kapatılan eve şeytan giremez, evin sahibi eve girerken besmele çektiyse şeytan ‘burada bizim bu gecelik yatacak yerimiz yok‘ der” buyuruyor. Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle devam ediyor: “Bir kişi yemek yemeye besmele ile başlarsa şeytan ‘bize burada yiyecek bir şey yok’ der.” Peygamberimiz (s.a.s.); “Herhangi biriniz yatağa girdiği zaman şöyle desin: ‘Allahım, senin adını anarak uyurum ve senin adını anarak uyanırım.’” Uyumak küçük bir ölümdür. Biz uykuya daldıktan sonra tekrar uyanırız. Uyandığımız zaman da şu şekilde söylememiz buyuruluyor: “Bizleri uyuduktan sonra uyandıran, küçük ölüm olan uykudan tekrar uyandırıp bize hayat veren Rabbimize hamd-ü senalar olsun. Uyandırmak ve yeniden hayat vermek sadece O’na mahsustur.” Hasılı her işe başlarken besmele ile başlarız. Bizler aslında şöyle bir bilince sahip olmalıyız; ben bir iş yapıyorken bu işe besmele çekebilir miyim, yoksa çekemez miyim? Besmele çekemeyeceğim hiçbir işi yapmamam gerekir. Onun için haram işe besmele çekilmez. Kıymetli anneler-babalar, çocuklarımıza besmeleyi öğretelim. Yemek yemeye başladığında besmele çekmeyi öğretelim, şimdi hayatımızın her anına bir bakalım, besmeleyi ne kadar kullanıyoruz? Mesela Peygamberimiz (s.a.s.) cenazenin kabre konulması esnasında da besmele çekilmesini söylemiştir. Allah’ın adıyla ve Rasulullah’ın dini üzere koyuyoruz bu cenazeyi kabre. Bu bilinç hali içerisinde olursak şunu biliriz: Rabbimiz olmaksızın bizler birer hiçiz. Yani Allah’sız bir hayat tasavvur edilemez. Bizi yaratan bir Rabbimiz var. O’nun adını anmalıyız. Bu bilinçte olmalıyız.
×
×
  • Create New...

Önemli bilgi

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için Gizlilik poliçesini inceleyebilirsiniz.