-
İçerik sayısı
1095 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
10
Everything posted by Feneroin
-
Yumurta haşlamak, dünyanın en kolay şeyi olarak görünse de, istenilen kıvamı elde etmek her zaman o kadar kolay olmayabilir. Yani, yumurta haşlamanın da püf noktaları var. Kahvaltının en vazgeçilmez besini yumurta. İster omletini yapın, ister poşe edin, isterseniz menemen yapın. Her hali nefis yumurtanın, çok tercih edilen, sağlıklı hali ise haşlanmış hali. Rafadan, kayısı, katı yumurta elde etmek için bilmeniz gereken birkaç minik bilgi Mükemmel ve çok lezzetli yumurta haşlamanın sırrı yumurtanızın ne kadar taze olduğunda saklı. Yumurtalarınız tazeyse lezzetleri de kıvamları da tam beklediğiniz gibi olacaktır. İhtiyacınız olan şey yumurtaları haşlamak için bir minik sos tenceresi, cezve ya da fazlaca bir miktarda yumurta haşlayacaksınız orta boylarda bir tencere. Taze yumurtalar ve su. Yumurta Nasıl Haşlanır? Rafadan Yumurta İçin; Bir cezve, orta boy sos tenceresi ya da tencerenin içerisine su ilave edin. Yumurtaları içerisine koyun ve pişirmeye başlayın. Su kaynatıktan tam 5 dakika sonra yumurtalarınızı alın. Yumurtaları aldıktan sonra pişirme işlemini durdurmak için soğuk suyun içerisine koyun. Bu şekilde daha fazla pişmeyecek ve dilediğiniz kıvamda kalacaktır. Rafadan yumurta beyazı hafif pişmiş, içi de sıvı kıvamlı kalan yumurtadır. Bu süre içerisinde bu kıvamı elde edersiniz. Kayısı Kıvamı İçin; Kayısı kıvam için ise aynı adımları uyguladıktan sonra 8 dakika arası kaynattıktan sonra çıkarın. Yine pişirme işlemini durdurmak için soğuk su ya da buzlu suyun içerisine koyun. Bu şekilde yine enfes kıvamlı bir yumurta elde etmiş olursunuz. Katı Kıvam İçin; Katı Kıvam yumurta seviyorsanız 13 dakika yeterli olacaktır. Eğer kayısı kıvamında hallice bir katı yumurta seviyorsanız da 10 dakika pişirmek yeterlidir. Yumurta Nasıl Haşlanır? Videolu Anlatım
-
- yumurta haşlama
- rafadan yumurta
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
İlk defa yemek yapacak olanlara makarna nasıl haşlanır sorusunun cevabı. İlk defa yemek yapacak olanların ve genelde öğrencilerin işine çok yarayacak olan bu tarif oldukça basit. İnternette en çok aratılan tarif olan makarna nasıl yapılır? İşte cevabı.. Makarna Malzemeleri: 8 su bardağı su 1 silme yemek kaşığı tuz 250 gr. makarna(250gr.lık paket veya 500gr.lık paketlerde yarım paket) Yarım fincandan biraz fazla sıvı yağ Zeytinyağı da kullanabilirsiniz fakat koku yapabilir, tercihinize kalmış. Makarna Süzgeci Sade Makarnanın Yapılışı: Orta boy bir tencereye su dökülür ve üzerine 1 silme yemek kaşığı tuz eklenip, tencerenin kapağı kapatılır ve açık ateşte makarna suyu kaynayana kadar bırakılır. Su kaynadıktan sonra, 250gr. makarna kaynamakta olan suyun üzerine dökülür ve pişmeye başlar, ama bu kez tencerenin kapağı kapatılmaz. Makarnayı tencereye koyduktan sonra, ilk birkaç dakika 3-5 sefer karıştırırsanız, makarnanın birbirine yapışmasını da önlersiniz, çubuk makarna yapıyorsanız daha fazla karıştırmanız daha uygun olur, böylece çubuklar pişerken birbirine dolanıp yapışmaz. Tencerenizin yapısına ve makarnanın türüne göre pişme süresi 10-15 dakikadır. Yine de damak tadınıza ve kendi zevkinize göre istediğiniz gibi haşlayabilirsiniz. Afiyet Olsun..
-
- makarna yapımı
- makarna haşlama
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Ev fermentasyonunun en renkli hali; Pancar Kvass tarifini denemeye hazır mısınız? Ağırlıklı olarak pancarla yapılan kvass hafif tatlımsı tadı ve yumuşacık içimi ile en sağlıklı içeceklerin başında gelir. Sindirim enzimlerinden zengin, mide asidini destekleyen; Pancar Kvass tam bir sağlık deposudur. Fermente edilmiş gıdalar ya da içecekler, güçlü bağışıklık sisteminin ve sindirim sisteminizi iyi durumda tutmanın harika bir yoludur. Pancarın suyunun doğal fermentasyon kullanılarak çıkartılmasıyla yapılan bir içecek olan kvass, pancarın tüm faydalarını katlar. Daha çok Doğu Avrupa ülkelerinde bağışıklık sitemini güçlendirmek için tercih edilen kvass, sağlık açısından oldukça faydalıdır. Ağırlıklı olarak pancarla yapılan kvass hafif tatlımsı tadı ve yumuşacık içimi ile en sağlıklı içeceklerin başında gelir. Eğer içine acı biber ve sarımsak eklerseniz biraz da bizim şalgam suyuna benzer tadı. Magnezyum, fosfor, amino asitler, çok nadir olan B12 dahil olmak üzere C ve B vitaminlerini içeren kvass geleneksel olarak çavdar veya arpa ekmeği ile fermente edilir. Ancak fermantasyonu hızlandırmak için (mutlaka evde yapılmış) peynir altı suyu (kefir suyu ya da yoğurt suyu) ile de yapılmakta. Pancar Kvass Nedir? Pancar, yüksek mineral içeriği ile lenf akışını destekler, karaciğer ve böbreklerdeki detoks sürecine katkı sağlar. Pancarın suyunun doğal fermentasyon kullanılarak çıkartılmasıyla yapılan bir içecek olan kvass, pancarın tüm faydalarını katlar. Ayrıca fermentasyon süreci, içeriğinde yüksek miktarda probiyotik ve enzim oluşmasını sağlar. Evinizde üretebileceğiniz süper gıdalardan biri de bu leziz içecek. Tüm yemeklerinize eşlik edebilir. Pancar Kvass Nasıl Yapılır? Malzemeler: 1 litrelik kavanoz 3 orta boy pancar 2-3 çay kaşığı deniz tuzu ya da kaya tuzu/ himalaya tuzu 1 küçük kahve fincanı peynir altı suyu ya da yoğurt suyu/ kefir altı suyu Yeteri kadar temiz su 3-4 diş sarımsak (istenirse) 1-2 adet acı biber (istenirse) Hazırlanışı: Pancarları iyice yıkayın ve kabuklarını soyun. Dilerseniz küp şeklinde, dilerseniz yarım ay şeklinde ince dilimler halinde doğrayın. Tuzu döverek toz haline getirin. Kavanoza pancarları, kullanmak isterseniz kabukları soyulmuş sarımsak tanelerini ve acı biberi de ekleyin. Üzerine tuz ve peynir altı suyunu ekleyin. Kavanozun üzerinde iki parmak boşluk kalacak şekilde su ile doldurun. Streç film ile sıkıca kapatın. Doğrudan güneş ışığı almayan bir yerde mayalanmaya bırakın. Her gün bir iki kez kavanozu sallayarak karıştırın. Hava ya da bulunduğu ortamın sıcaklığına göre 3-6 gün sonra karışımı süzerek yine temiz cam şişe ya da kavanoza alın. Bu defa kapağını sıkıca kapatın. İçilmeye hazır pancar kvass mutlaka buzdolabında saklanmalı. Dikkat… Not-1: Eğer fermentasyon sırasında sıvının üst tabakasında küf oluşursa bu sorun değil. Küfü kaldırıp atın, kavanozun ağzını peçete ile temizleyin ve kvass suyunu süzüp tüketin. Not-2: Tuz, peynir altı suyu ve sirke miktarlarını ağız tadınıza göre artırıp azaltabilirsiniz. Tuz çok azalırsa küflenme ihtimali artar. Peynir altı suyu tadını yumuşatıp tatlılaştırır, ancak fazla kaçarsa kaygan, sümüksü bir doku verebilir. Not-3: Sarımsak ya da acı sevmiyorsanız kullanmayın. Ya da miktarlarını azaltarak kullanın. Not-4: Sıcak ortamlarda daha hızlı fermente olur. Not-5: Süzdüğünüz pancarları salata olarak tüketebilirsiniz. Pancar Kvass Faydaları Nelerdir? Çok güçlü probiyotik kaynağıdır. Mükemmel karaciğer temizleyicidir. Çok İyi bir kan toniğidir. Kanser riskini azaltır. Çok değerli besin öğelerine sahiptir. (Magnezyum, fosfor, amino asitler, B12, C ve B vitaminleri) Bağışıklık sistemini güçlendirir. Gribal virüsleri engeller
-
- pancar kvass
- kvass yapımı
-
(2 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Kahvaltıların olmazsa olmazı sağlık açısından bir çok yararı olan beyaz peynir evde nasıl yapılır? İşte evde beyaz peynir yapmanın tarifi. Evde Peynir Yapımı Malzemeler: 6 kilogram süt 1,5 çay kaşığı peynir mayası 2 yemek kaşığı kaya tuzu Hazırlanışı Kaynattığınız sütü 35 dereceye kadar soğutun. Yani parmağınızı içine rahatlıkla sokabiliyor olmanız gerekiyor. Süte mayayı ilave edin ve güzelce karıştırın. Kapağını kapatıp temiz bir sofra örtüsüyle sarıp hemen soğumasını önleyin. Peyniriniz bu şekilde 1,5 saat mayalanmalı. Bu sürenin sonunda parmağınızı tencereye batırdığınızda kıvamı yoğurttan daha koyu olmalı. Eğer öyleyse peyniriniz olmuş demektir. Tenceredeki peyniri kalıplar halinde kesip 1 saat daha dinlendirin. Ardından peynirleri peynir bezine ya da tülbende alıp sularını 3-4 saat kadar süzdürün. Suyunun iyice akmasını isterseniz üzerine ağır bir kap yerleştirebilirsiniz. Süzdürdüğünüz suyu yine dökmeyin, bir dahaki peynir yapışınızda kullanın. Peynirinizi önceden hazırladığınız tuzlu suya yerleştirin ve bu şekilde buzdolabında birkaç gün olgunlaştırın. Ardından dilediğiniz gibi tüketebilirsiniz. Afiyet Olsun
-
- evde peynir
- peynir yapımı
-
(2 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Evde kendi ekmeğinizi kediniz yapmak istemez misiniz? Sizlere fırınları aratmayacak güzel bir ekmek tarif. Evde Ekmek Yapımı Malzemeler 9 su bardağı un 3 su bardağı 1 çay bardağı su 1 paket kuru maya 1 yemek kaşığı tuz
-
- evde ekmek
- ekmek yapımı
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Patates kızartmalarına, salatalara, cipslere, fırınlanmış sebzelere çok yakışan bir sos olan Ballı Hardal Sos nasıl yapılır? Ballı Hardal Sos Malzemeleri 1 yemek kaşığı hardal 1 yemek kaşığı mayonez 2 yemek kaşığı bal 1 yemek kaşığı zeytinyağı 1 çay kaşığı toz hardal Hazırlanışı Hardal, mayonez, bal, zeytinyağı ve toz hardalı bir tabın içine döküyoruz. Koyduğumuz tüm malzemeleri bir çırpıcı yardımı ile iyici karıştırıyoruz. Ballı hardal sos servise hazır. Püf Noktası Balın yoğunluğu diğerlerinden daha fazla olduğu için, balın malzemelerle iyice karıştığına emin olun.
-
- ballı hardal
- hardal sos
-
(3 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Umke, her türlü afet durumunda yeterli ve nitelikli sağlık hizmeti sunabilmek, yurt ve dünya çapında afetzedelere yardım etmek için kurulan yardım kuruluşudur. Umke Nedir? UMKE, Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi’nin kısaltılmış halidir. 2003 yılına kurulan UMKE, şu ana kadar yüzlerce doğal afet ve olayda vatandaşların yardımına hiçbir karşılık beklemeden koştu. Tamamen gönüllülük esasına göre ve eğitim almış kişilerden oluşan UMKE’de kimlerin yer alabileceği de belli kriterlere bağlı. İşte, UMKE hakkında merak edilen tüm detaylar… Her türlü afet durumunda yeterli ve nitelikli sağlık hizmeti sunabilmek, yurt ve dünya çapında afetzedelere yardım etmek için kurulan UMKE’de görev almak için öncelikli olarak sağlık personeli olma zorunluluğu vardır. Gerçekleştirilecek “UMKE Temel Eğitimi”ne katılımınız ve yetkililerin değerlendirmesi sonucunda UMKE görev ve faaliyetlerine katılabilirsiniz. Umke’nin Görevleri Nelerdir? Afet veya olağandışı durumlarda aldıkları özel eğitim ve donanımla, kazazedelere olay yerinde, en kısa sürede imkân ve kabiliyetlerini kullanarak uygun yöntemlerle medikal müdahale etmek ve kurtarmak, Kurtarılan kazazedeleri, en kısa sürede ileri acil tedavi ünitelerine naklini sağlamak üzere ambulanslara, uygun nakil araçlarına ve görevlilerine teslim etmek, Afetler ve olağan dışı durumlarda diğer sağlık ekiplerinin sunduğu tıbbi yardımların yeterli olmadığı durumlarda ve alanlarda, ekibin kendi donanım, personel ve eğitim imkanları dâhilinde ihtiyaç duyulan sağlık hizmetlerine destek vermek, Olay yerinde sağlık hizmetlerinin yönetimini yapmak, triaj, tıbbi müdahale, nakil hazırlıkları, haberleşme ve kayıt yapmak, Afet birimi ve diğer yerler ile gerekli iletişimi ve bilgi akışını sağlamak, Faaliyetleri kapsamında ilgili kurum, kuruluş ve kişilerle işbirliği yapmak, Gerekli hâllerde, yurtdışında meydana gelen afet ve olağan dışı durumlarda sağlık hizmetlerinde görev almak. UMKE’YE KİMLER KATILABİLİR? UMKE personeli çeşitli birimlerde çalışan ve kendi görev tanımları kapsamındaki asli işlerini yapan istekli sağlık personeli arasından seçilir. Bu personel belirlenen eğitim ve faaliyet programına göre yıl içerisinde çeşitli zamanlarda eğitimlere ve tatbikatlara katılır, gerektiğinde olağandışı olaylara müdahale eder. Asli işlerinin yanında UMKE faaliyetlerini yürüten personel, bu faaliyetlerini bakanlık veya valilik görevlendirmesi ile yapar. UMKE’ye diğer resmi, özel kurum ve kuruluşlardan sağlık personeli katılabilir. Bu kişilerin kıyafet ve donanımları kendi imkanları ile karşılanır. Eğitimleri Bakanlıkça yapılır. UMKE’nin çalışmalarına destek olmak amacıyla sivil kişiler de UMKE gönüllüsü olarak UMKE üyesi olabilir. Ancak faaliyetler ile ilgili her türlü harcama gideri kendilerine aittir. UMKE’nin sahada yapacağı müdahalelerde, tatbikatlarda gerekli lojistik, ulaştırma ve diğer teknik işleri yapmak üzere sağlık personeli dışındaki istekli personel arasından UMKE destek personeli oluşturulur. UMKE’ye katılmak isteyen personel, dilekçe ile il sağlık müdürlüğüne başvuru yapar. Her personel için UMKE Personeli kayıt formu doldurulur. Timlere seçilmede isteklilik esastır. Bununla birlikte UMKE personeli olarak kabul edildikten sonra verilen tüm görev ve faaliyetlere katılmak zorunludur.
-
Yeni doğan bebeklerde damak düşmesi hastalığı ile oldukça çok karşılaşılmaktadır. Peki damak düşmesi nedir? Yeni doğan bebeklerde damak düşmesi hastalığı ile oldukça çok karşılaşılmaktadır. Yeni doğan bebekler anne sütü emmekte zorlanırlar bu zorlanma sonucunda ise damak düşmesi ile anılmaktadır. Günümüzde yeni doğan bebeklerin %85 ile 90’ ı arasında bu hastalıktan bulunmaktadır. Damak Düşmesi Nedir? Damak düşmesi bebeğin anne memesini kavrayamaması sonucunda oluşan bir durumdur, tıbbi bir kelime değildir.Eğer bebek doğar doğmaz annesi tarafından emzirilmez ise bu durumla karşı karşıya kalınması olasıdır. Bu durumda damakta sarkma olur buna da damak düşmesi denmektedir. Bebeklerde Damak Düşmesi Belirtileri Damağı düşen bebeklerin hemen annesine verilmez bunun yanında bebek annesinin memesini kavrayamaz bunun yanı sıra anne meme başında bir sorun oluşur.Bebeğin çenesinde sorun olması da az da olsa karşılaşılan bebeklerde damak düşmesinin belirtileri arasında yer almaktadır. Genel olarak bebek memeyi emmeye kalktığında bir türlü başaramaz uğraşır durur, sütü tam anlamı ile içemez süt ya boğazına ya da dışına kaçar. Böyle durumlarda emzirirken mutlaka yanınızda bir hemşire ya da doktor bulunmalıdır. Bu belirtileriniz varsa kesinlikle ihmal etmeyiniz aksi takdirde bebeğinizin sağlığı için bu iyi olmayacaktır. Bebeklerde Neden Damak Düşmesi Olur? Bebeklerde damak düşme nedeni birçok şeye bağlı olabilir bunlardan birisi de bebeğin doğduktan sonra annesinden uzun süre ayrı kalmasıdır. Bu duruma alışık olmayan bebek emmede şaşırır ve oldukça çok zorlanır. Bu olayın olmaması için öncellikle bebek doğar doğmaz annesine verilmelidir.Bebeklerde gerçekleşen damak düşmesinin nedenleri annesinin memesini içgüdü ile bulamaması ve ona yapışamamasıdır. Bu durumlarda bebekler çok fazla zorlanmamalıdır. Eğer sizin de bebeğinizde bu sorun var ise mutlaka doktora götürülmeli ve doktor kontrolünde olunmalıdır. Bebeklerde Damak Düşmesi Tedavisi Bebeklerde damak düşmesi tedavisi oldukça basittir. Öncelikle bebeğin doğumu oldukça normal olmalıdır. Anne ve bebek doğum sonrasında ne kadar çabuk bir araya gelirse o kadar iyidir ayrıca bu buluşmada mutlaka anne bir hemşire denetiminde bebeği emzirmelidir. Bebek meme başı şaşkınlığı denen bu durum gerçekleşirse eğer bebeğiniz sürekli ağzından süt kaçırıyor ise ya da bebek memeyi doğru kavrayamazsa bu durumda hemşire yardımı ile doğru bir şekilde tutabilirsiniz. Bu doğrultu da anne ve bebeğe uygun bir çare bulunur. Annede bulunan meme sorunları ya da bebekte bulunan çene sorunları da bebeğin memeyi emmesini etkileyebilir. Aileler genel olarak bebeğin damağına basılarak düzeltebileceklerine inanmaktadırlar fakat bu tıp kurallarına uygun değildir ve hep işe yaramaz. Etkili bir çözüm için mutlaka emzirme danışmanına gidilmelidir. Eğer bu hastalık bebeğinizde mevcut ise kesinlikle ihmal etmeyiniz bu durum bebeğinize acı verebilir bu yüzden oldukça önemsenmelidir. Günümüzde bebeklerde damak düşmesi tedavisi oldukça sık olmakta olup hiçbir tehlike barındırmamaktadır.
-
- damak düşmesi
- bebeklerde düşme
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Yakın zamanda güncellenen PS5 SSS(Sıkça Sorulan Sorular) bölümünde Sony, değişken yenileme hızı özelliğinin yeni Playstation 5 konsolunda henüz desteklenmediğini, ancak yakın gelecekte olacağını doğruladı. Bu oldukça garip, çünkü konsolda varsayılan olarak VRR'yi destekleyen HDMI 2.1 var. Örneğin, Xbox Series X, Series S ve One X'in tümü VRR'yi destekler; bu yalnızca PC oyunları için değil konsol oyunları için de oldukça harika bir özelliktir. Özellikle yeni donanım 1080p ve 4K'da 120 fps yapabildiğinden. Bazı oyunlar, kare hızında ara sıra düşme eğilimi gösterir, bu nedenle VRR oyun deneyimini daha iyi hale getirir. Tabii, bir PS5'e sahipseniz ve Sony, VRR'yi etkinleştirmek için bu yamayı yayınlasa bile, bunun TV'nizde çalışmayabileceğini unutmayın. Çünkü, VRR'yi etkinleştirmek için HDMI 2.1 desteğine sahip bir televizyonunuz olmalı. Bu televizyonlar ise 2018'den itibaren Samsung ve Lg tarafından üretilmeye başlandı, daha sonra biraz gecikmenile Sony ve diğer markalar da üretime başladı.
-
- ps5 hdmi 2.1
- ps5 2.1
-
(3 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Karaciğerde yağ toplanması şeklinde gelişen yaygın bir hastalık olan Karaciğer Yağlanması Nedir? Karaciğer yağlanması, çeşitli nedenlere bağlı olarak karaciğerde yağ toplanması şeklinde gelişen yaygın bir hastalıktır. Sağlıklı insanlarda karaciğerde az miktarda yağ bulunması normaldir ve bu düzey korunduğu sürece bireylerde herhangi bir olumsuzluk ortaya çıkmaz. Fakat sağlıksız beslenme, yetersiz fiziksel aktivite ve kötü alışkanlıklar nedeniyle bu yağ miktarının aşırılaşması sonucunda karaciğer yağlanması oluşur. Türkiye’de her 4 bireyden birinde karaciğer yağlanması görülmekle birlikte bunların bir kısmında karaciğerde fonksiyonel veya yapısal bozukluklar da ortaya çıkmaktadır. Karaciğer harabiyetine kadar varabilen ciddi sonuçlara yol açabilmesi nedeniyle ciddiye alınması ve tedavi edilmesi gereken bir sorundur. Karaciğer yağlanması nedir? Karaciğer yağlanması, karaciğer hücrelerinde normalin üzerinde yağ birikmesi sebebiyle ortaya çıkan bir karaciğer hastalığıdır. Oluşan bu yağlanmanın derecesi arttıkça karaciğerde iltihaplanmalar oluşmaya başlar ve organ fonksiyonlarında azalma meydana gelir. Bu durum karaciğer hücrelerinde harabiyete (nekroz) neden olabilir, karaciğer kanseri ve siroza kadar varabilen ciddi karaciğer hastalıklarına zemin hazırlayabilir. Hepatosteatoz olarak da adlandırılan bu hastalık sinsice ilerler ve belirli bir düzeye ulaşana kadar genellikle belirti vermez. Erken evre karaciğer yağlanmaları genellikle farklı bir nedene yönelik olarak yapılan ultrasonografik incelemeler esnasında tesadüfen tespit edilir. Fakat ilerledikçe hastalık hem kendisi, hem de yol açtığı farklı hastalık türleri nedeniyle belirtiler vermeye başlar. Karaciğer sağlığı üzerinde çok ciddi bir tehdit oluşturan bu hastalık teşhis edildiği andan itibaren tedavi edilmeye başlanmalı ve bu tanıyı alan hastalar düzenli olarak kontrolden geçirilmelidir. Karaciğer yağlanması belirtileri nelerdir? Karaciğer yağlanması özellikle erken evrelerinde ise kendine has bir belirtiye sahip değildir. Genellikle belirti vermez ve hastaların günlük yaşamında herhangi bir sorun yaşamalarına neden olmaz. Fakat hastalık ilerledikçe ve yağlanma düzeyi arttıkça bazı hastalar karnın sağ üst kısmında basınç ve doluluk hissetmeye başlar. Bu durum büyüyen karaciğerin çevre doku ve kemiklere yaptığı baskıdan kaynaklanır. Karaciğerinde ileri derecede yağlanma ve büyüme olan bir hastada karaciğer kaburgaların arasına doğru basınç yaptığından hastalığın hekim tarafından yapılacak fiziki muayene esnasında bile tespit edilebilmesi mümkündür. Bunun haricinde yaygın görülen karaciğer yağlanması belirtileri şunlardır: Halsizlik ve enerji düşüklüğü Göğüs ve karın bölgesinde ağrı Çabuk yorulma İştahsızlık Mide bulantısı ve kusma Sarılık Karaciğer yağlanması ciltteki belirtileri ile de kendini gösterebilen bir hastalıktır. Nadir olarak görülen bu belirtiler yağlanmaya bağlı olarak oluşmuş bir karaciğer hastalığı bulunan bireylerde görülür. Kaşıntı, buna bağlı olarak gelişen kızarıklık ve pullanmalar karaciğer yağlanmasının ciltteki bazı belirtileridir. Bu nedenle bu gibi sorunlar yaşayan bireyler bir karaciğer hastalığına sahip olabileceklerini göz önünde bulundurarak gerekli kontrol ve tetkikleri yaptırmalıdır. Karaciğer yağlanması nedenleri nelerdir? Karaciğer, vücutta yağ metabolizmasında önemli görevlere sahip olan bir organdır. Çalışma düzeni ve enzim dengeleri çeşitli nedenlere bağlı olarak bozulduğunda karaciğer yağlanmaya ve büyümeye başlar. Bu durumun gelişiminde rol oynayan pek çok etken mevcuttur. Bunların başında sağlıksız beslenme yer almaktadır. Gün içerisinde tüketilen besin türleri, günlük alınan yağ miktarı, öğün aralıkları ve yapılan öğünler ile uyku vakitleri arasındaki süreler gibi beslenmeye ilişkin pek çok faktör sağlıklı ve dengeli bir şekilde ayarlanmadığında karaciğer yağlanmasının gelişme ihtimali oldukça yükselir. Bunun haricinde karaciğer yağlanması oluşumunda risk faktörü olan etkenler şunlardır: Obezite Alkol ve sigara kullanımı Hızlı kilo alıp verme Sürekli kullanılan bazı ilaçlar Hareketsiz yaşam Düzensiz yaşam tarzı Yüksek kolesterol İnsülin direnci ve diyabet hastalığı Toksin içeriği yüksek olan besinlerin tüketimi Gebelik Karaciğer yağlanmasının görülme sıklığı kadın ve erkek bireylerde hemen hemen aynıdır. Fakat orta yaş ve üzerindeki bireylerde bu hastalığa yakalanma olasılığı gençlere oranla çok daha yüksektir. Yetişkin bireylerin yaklaşık %30’unda görülen karaciğer yağlanması her 10 kişiden birinde karaciğerde enzimatik dengenin bozulmasına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Karaciğer yağlanması çeşitleri nelerdir? Karaciğer yağlanması, temel olarak 3 farklı duruma bağlı olarak oluşur. Bunlar gebeliğe bağlı olarak gelişen akut karaciğer yağlanması, alkol kullanımına bağlı olarak oluşan yağlanma ve alkol ya da gebeliğe bağlı olmayan basit karaciğer yağlanmasıdır. Temel olarak bu 3 grup altında incelenen hepatosteatozda hastalığın ilerlemişlik düzeyine ve türüne göre belirlenen evreler mevcuttur. Karaciğer yağlanmasının evreleri şunlardır: Evre-1: Basit karaciğer yağlanması olarak adlandırılan hastalığın en hafif evresidir. Bu evredeki yağlanma karaciğerde harabiyet oluşumuna yol açmaz. Evre-2: Non-alkolik (alkole bağlı olmayan) steatohepatit olarak da adlandırılan bu evrede karaciğerdeki yağlanmaya bağlı olarak inflamasyonlar ortaya çıkar. Evre-3: Fibrozis evresi olan üçüncü evrede karaciğer dokuları sertleşerek bağ dokusuna dönüşmeye başlar. Bu durum karaciğer harabiyetini gösterir. Evre-4: Karaciğer yağlanmasının en ileri evresi olan bu evrede karaciğer sirozu hastalığının gelişimi söz konusudur. Karaciğer yağlanması teşhisi nasıl konulur? Obezite ve tip-1 diyabet hastalarında kan lipidlerinin yükselmesi (hiperlipidemi) ve karaciğer enzimlerinin kandaki seviyelerinin normalin üzerinde olması karaciğer yağlanmasına ilişkin ön tanının koyulabilmesi için yeterlidir. Hastanın sürekli alkol kullanma alışkanlığı yok ise bu tablo yüksek ihtimalle basit karaciğer yağlanmasını işaret eder. Yapılacak kan testlerinde Hepatit B ve C virüslerine yönelik araştırmalar da yer almalıdır. Karaciğer yağlanmasının kesin olarak teşhis edilebilmesi için karaciğer ultrasonografisi, tomografisi, manyetik rezonans (MR) ve karaciğer biyopsisi uygulamaları yapılır. Tedavi sürecinin ne şekilde planlanacağına hastanın hepatosteatoza eşlik eden diğer hastalıkları, yağlanmanın evresi ve ne kadar süredir devam ettiği, kan bulguları gibi faktörler değerlendirilerek hekimler tarafından karar verilir. Karaciğerde oluşan yağlanmanın ilerleyişinin durdurulması ve yağlanmanın ortadan kaldırılmasına yönelik bir tedavi süreci derhal başlatılarak hastanın düzenli olarak kontrolden geçirilmesi sağlanmalıdır. Karaciğer yağlanması tedavisi nasıl yapılır? Basit karaciğer yağlanması olduğu düşünülen hastalarda tanı veya ön tanı koyulduktan sonra ideal kilosunun üzerinde ya da obezite seviyesinde olan hastalar öncelikli olarak bir diyetisyene yönlendirilerek diyete başlaması, düzenli olarak egzersiz yapması sağlanmalıdır. Diyabet hastalarında oral diyabet önleyici ilaçlar ve gerekli ise insülin uygulamaları ile kan şekeri regülasyonu sağlanmalı ve düzenli takip edilmelidir. Hiperlipidemisi bulunan hastalarda kan lipidlerini dengelemeye yardımcı ilaçların kullanımı gerekebilir. Bu tedaviye uyum sağlayan hastalarda basit karaciğer yağlanması kolaylıkla tedavi edilebilir. 6 ay süresince bu şekilde uygulanacak olan bir tedavi sürecinin ardından karaciğer enzimlerindeki yüksekliği devam eden hastalara karaciğer biyopsisi uygulanmalı ve hastalığın evresi, karaciğerde yol açtığı hasarın düzeyi konularında gerekli araştırmalar yapılır. Birinci evre yağlanmanın geri dönüştürülebilmesi daha kolay iken fibrozis ve siroz gelişmiş karaciğerde yağlanmanın geri dönüştürülebilmesi çok uzun yıllar gerektirebilmektedir. Bu hastalarda hekim tarafından önerilecek olan tedavi planına ek olarak düzenli egzersiz, diyet ve kan şekeri kontrolüne yaşam boyunca özen gösterilmelidir. Ayrıca evresi ne olursa olsun karaciğer yağlanması hastaları sigara ve alkol kullanımından tamamen kaçınmalıdır. Karaciğer, vücudumuzda önemli görevlere sahip olan ve hayati fonksiyonların yerine getirilmesinden sorumlu olan bir organımızdır. Bu nedenle karaciğer sağlığının korunması yaşam süresi ve kalitesi açısından çok büyük bir öneme sahiptir. Yaş grubuna göre 3 veya 6 ayda bir yaptırılması gereken rutin kan testlerinizi ihmal etmeyerek karaciğer sağlığınız hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Eğer siz de karaciğer yağlanması tanısı aldıysanız bir sağlık kuruluşuna başvurarak hastalığınıza ilişkin detaylı muayeneden geçebilir, yağlanmanın düzeyine göre hekiminiz tarafından önerilecek olan tedavi planına uyarak karaciğerinizin sağlığını koruyabilirsiniz.
-
- karaciğer nerede
- karaciğer tedavisi
-
(3 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
31 Ekim'de meydana gelen mavi dolunay merak konusu oldu? Mavi dolunay nedir? Dolunay, Ay’ın Güneş’e göre Dünya’nın ters tarafında kalmasıyla oluşur. Gök bilimciler tarafından bir ayda yaşanan ikinci dolunay olarak tanımlanıyor. Yıl içerisinde toplam 12 defa olan dolunay 2020 senesinde mavi dolunay ile birlikte 13 defa gerçekleşecek. Mavi Dolunay ilk kez 1883 yılında görülmüş ve kayıtlara geçmiştir.3 yılda bir gerçekleşen mavi dolunay 76 yıl sonra dünyanın dört bir yanından görüldü. Ay Gerçekten Mavi Oluyor Mu? Dünyada gerçekleşen orman yangınları ve volkanik patlamalar nedeniyle oluşan toz bulutlarından dolayı kısa süreliğine mavi ve yeşil renk tonlarında gözükür. İlk mavi renge yakın dolunay 1991 yılında gerçekleşmiştir.
-
Soğuk kış günlerinin başlamasıyla grip ve nezle hastalıkları sezonu da açılmış oldu. Peki grip mi yoksa nezle mi olduğunuzu nasıl anlarsınız ? iki hastalık arasındaki farklar ve korunma yolları nelerdir? Havaların bir soğumasıyla pek çoğumuzda burun akıntısı, hapşırık, baş ağrısı, kırgınlık da kendini iyiden iyiye göstermeye başladı. Eğer sizde de bu belirtiler varsa, hemen ‘grip oluyorum’ diye düşünmeyin. Çünkü bunlar soğuk algınlığı (nezle) belirtileri. Grip ise çok daha ağır seyreden bir rahatsızlık. Anca pek çok kişi bu iki hastalık arasındaki farkı bilmiyor ve çoğu kez birbirine karıştırabiliyor. Nezle ve grip farklı virüslerin oluşturduğu farklı sağlık sorunlarıdır. Soğuk algınlığı yani nezleye yol açan virüsler daha ziyade rinovirüsler. Grip ise influenza virüsleri olarak bilinen, her yıl bukalemunlar gibi başka bir kılığa giren virüslerin eseri. Genellikle kış aylarında yakalandığımız soğuk algınlığı ve grip, birbirine karıştırılabiliyor. Oysa ikisi birbirinden çok farklı. Dolayısıyla ikisini de yakından tanımak ve tabii ki hasta olmamak için önlem almak şart. Alınacak en büyük önlem ise öncelikli olarak bağışıklık sistemini güçlendirmek. Bunun için de iyi beslenmek, bol bol uyumak ve spor yapmak çok önemli. Grip Ve Nezle Aynı Hastalık Değildir! Grip Ve Nezlenin Farkı Nedir? Evet, soğuk algınlığı ve nezle aynı şey ama grip bunlardan çok farklı bir hastalık. Soğuk algınlığı ve grip virüsü tamamen farklı virüsler. Biz soğuk algınlığına grip diyoruz; oysa grip çok ağır geçebilir, çok ciddi ölümcül vakalar yaşanabilir ama soğuk algınlığı bu kadar ağır bir tabloda seyretmez. Yani virüsler ve klinik semptomlar ikisinde oldukça farklı.(Bayındır Sağlık Grubu) Eğer halsizlik, kırıklık, kas ve eklem ağrıları gibi şikâyetler, yoğun hapşırma, burun tıkanıklığı, boğazda, burunda, gözde sulanma gibi belirtilerle birlikteyse aklınıza öncelikle “nezle” yani “soğuk algınlığı” gelmelidir. Eğer o sorunlara yüksek ateş (özellikle titremelerle yükselen ateş atakları) şiddetli baş ağrısı, ağır bir bitkinlik ve tükenmişlik hali öksürük hatta göğüs ağrısı gibi yakınmalar eklenmişse problemin soğuk algınlığı (nezle) değil de, bir influenza enfeksiyonu, yani grip olduğunu düşünün. Soğuk algınlığı (Nezle) nedir? medicalpark.com’un verdiği bilgilere göre… Nezle virüsler tarafından meydana getirilen bir burun, boğaz hastalığıdır. 200’den fazla virüsün nezleye yol açtığı anlaşılmıştır. Hastalığın diğer adı ise soğuk algınlığıdır. Hastalığı meydana getiren başlıca virüsler; rinovirüsler, coronavirüsler, adenovirüsler ve RSV’dir. Hastalık sonbahar ve kış aylarında daha sık görülür. Hastalığın kuluçka süresi 24 – 72 saattir. Soğuk algınlığının süresi genellikle 1 hafta kadardır. Küçük çocuklarda bu süre uzayabilir. Nezle sıklıkla grip hastalığı ile karıştırılır. Ancak nezle gribe göre daha hafif seyreden bir hastalıktır. Nezle ile grip arasındaki en büyük fark gripte burun akıntısı olmamasıdır. Soğuk algınlığı (Nezle) Nasıl Bulaşır? Nezle hasta insanların burun boğaz salgılarının damlacık yoluyla etrafa saçılması sonucu kişiden kişiye bulaşır. Bulaşılıcılığın artmasını sağlayan başlıca faktörler: Hijyen yetersizliği (el yıkamada yetersizlik, hasta insanın eşyaları ile temas etme, kreşlerde oyuncakların temizliği), Soğuk algınlığı geçiren insanlarla yakın temas, Sigara içmek veya sigara içilen ortamlarda bulunmak, Yetersiz uyku, Bağışıklık sisteminin zayıf olması, Kalabalık ve iyi havalanmayan ortamlar, toplu taşıma araçları, Kreş, okul, yuva gibi toplu yaşanılan yerler. Soğuk algınlığı (Nezle) Belirtileri Nelerdir? Soğuk algınlığının başlıca belirtileri şunlardır: Ateş (fazla yüksek olmaz), Boğaz ağrısı, boğazda yanma, Burun akıntısı, burunda tıkanıklık, Hapşırma, Kuru öksürme, Gözlerde sulanma ve yanma hissi, Kulaklarda dolgunluk, Baş ağrısı, Halsizlik ve yorgunluk. Soğuk Algınlığına (Nezle) Ne İyi Gelir? Nane-limon Zencefilli bal Tarçınlı ballı süt Limonlu ıhlamur C vitamini Boğaz pastilleri Ekinezya çayı Tavuk ve paça çorbası Grip Nedir? Grip influenza adı verilen virüs tarafından meydana getirilen; 39 derece ateş, şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik, bitkinlik, titreme, baş ağrısı ve kuru öksürük gibi belirtilerle ortaya çıkan bir mevsim hastalığıdır. Grip kış aylarında yaklaşık 6-8 hafta kadar etkili olur. Etken influenza virüsü A, B, ve C tiplerine sahiptir. C tipi insanlarda hastalık yapmaz. İnfluenza A, daha hafif seyreder. Tip B ise daha çok çocukları etkiler. Grip virüsü bazı yıllarda büyük salgınlar yapabilir. Hastalığın bulaşma yolu hasta insanların solunum salgılarının sağlam insanlara bulaşması şeklindedir. Hastalığın kuluçka süresi 1-3 gündür. Grip hastaları hastalık belirtileri başlamadan bir gün önce hastalığı bulaştırmaya başlar, bulaşıcılık 5 gün daha devam eder. Çocuklarda bu süre 10 gün kadar daha uzun olabilir. Grip Belirtileri Nelerdir? Ateş: 38-39 Baş ağrısı Genel vücut ağrısı 2-3 hafta süren yorgunluk, halsizlik Burun tıkanıklığı Boğaz ağrısı Sıklıkla öksürük Grip hastalığına bağlı komplikasyonlar; zatürre, ensefalit (beyin iltihabı) ve miyokardittir (kalp zarı iltihabı). Grip hastalığından sonra ölüm görülebilir. Ancak ölüm nedeni genellikle komplikasyonlardır. Grip Tanısı Nasıl Konur? Grip hastalığının belirtileri sıklıkla soğuk algınlığı belirtileri ile karıştırılır. Grip hastalığının kesin tanısı hastalığın ilk 3 gününde burundan alınan bir sürüntü yardımı ile konur. Gribe İyi Gelen Besinler Nelerdir? Tavuk çorbası, Paça çorbası, Portakal, Greyfurt, Mandalina, Limonlu Çay, Zencefil, Ekinezya, Kuşburnu, Adaçayı, Kekik çayı, Okaliptus çayı, Bal, Soğan ve sarımsak grip hastalığına faydalı olan başlıca besinlerdir. Gripten Nasıl Korunabiliriz? Grip hastalığının sık görüldüğü ve salgın yaptığı mevsimlerde kalabalık ortamlardan uzak durmak, maske kullanmak, elleri sık sık yıkamak, sağlıklı beslenmek, yorgunluk ve uykusuzluktan kaçınmak, bol sıvı tüketmek gereklidir. Hasta çocukların kreş veya okullara gönderilmemesi hastalığın yayılımını yavaşlatabilir. Kış mevsiminde öpüşmek ve tokalaşmaktan kaçınmak faydalıdır. Aşı yaptırmak korunmada birinci sırada etkilidir.
-
- grip nezle
- nezle ile grip fark
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Halk dilinde Harnup diye bilinen keçiboynuzunun faydaları nelerdir? Keçiboynuzu Hakkında Türkçe adı: Keçiboynuzu, halk dilinde “Harnup” olarak da kullanılır. Latince adı, Ceratonia Siliqua; İngilizce Carob, St. John’s Bread, Almanca Johannisbrot. Yâkub Peygamber’in çölde ekmek bulamayınca ekmek yerine yediği bir meyve olmasından dolayı, hem İngilizce, hem de Almanca’daki ismi; “Yâkub Peygamber’in Ekmeği” mânâsına geliyor. Keçiboynuzu, baklagiller familyasından, tabiî olarak Akdeniz ikliminde yetişen ve baklaları yenen, her dâim yeşil kalan, maki türü bir ağaçtır. Harnup, yeryüzünün en eski bitkilerinden olup yaklaşık beş bin yıldan beri bilinmektedir. Anavatanı Güney Anadolu, Suriye, Kıbrıs, Yunanistan, İspanya, Fas, Tunus, Cezayir, Filistin ve Libya olup memleketimizde, Antalya, Mersin, Silifke, Datça dolaylarında yaklaşık bin beş yüz kilometrelik sahil şeridinde yetişmektedir. KEÇİBOYNUZU FAYDALARI Keçiboynuzunun faydalarından bazıları şunlardır; Balgam sökücü özelliği vardır. Özellikle sigara kullananlar için… Akciğer ve karaciğer içinde toplanan toksinlerin dışarıya atılarak temizlenmesini sağlar. Vücutta biriken radyasyonun dışarı atılmasını sağlar. Süte oranla kalsiyum bakımından 3 kat daha zengindir. Grip ve nezleye karşı vücut direncini arttırır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Kemik erimesi tedavisine yardımcı olur. Kansızlık için iyi bir doğal ilaçtır. Özellikle çocuklarda bedensel ve zihinsel gelişim için iyi bir destektir. Diş ve diş eti sağlığında destek sağlar. Astım ve bronşit tedavisinde kullanılır Alerji tedavisinde kullanılır. İyi bir antioksidandır. Tansiyon sorunu yaşayanlar için dengeleyici bir yapısı vardır. Cinsel gücü arttırdığı gibi sperm sayısını artırdığı bilinmektedir.
-
- keçiboynuzu
- harnup faydaları
-
(1 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Halk arasında sara hastalığı olarak da bilinen epilepsi nedir? Nasıl fark edilir ve tedavi yöntemleri nelerdir? Epilepsi halk arasında sara hastalığı olarak bilinir. Epilepside beyinde bulunan nöronlarda ani ve kontrolsüz boşalmalar olur. Bunun sonucunda hastada istemsiz kasılmalar, duyusal değişiklikler ve bilinç değişiklikleri meydana gelir. Epilepsi nöbetler halinde olan bir hastalıktır. Nöbet aralarında hasta sağlıklıdır. Hayatında yalnızca bir nöbet geçiren hasta, epilepsi hastası olarak kabul edilmez. Epilepsi nedenleri Epilepsi vakalarının tamamında neden tespit edilememektedir. Doğum travmaları, geçirilmiş kazalara bağlı kafa travmaları, zor doğum, ileri yaşlarda beyin damarlarında görülen anormallikler, tümörler, beyin iltihapları ve alkol tespit edilmiş nedenlerden bazılarıdır. Epilepsi bebeklik döneminden ileri yaşlara kadar herhangi bir dönemde ortaya çıkabilir. Epilepsi çeşitleri nelerdir? Epilepside pek çok nöbet tipi vardır. Kısa göz dalmaları absans nöbeti olarak adlandırılır. Vücudun sadece bir kısmında nöbet oluyorsa buna fokal nöbet denir. Nöbet geçirirken tüm vücutta kasılmalar meydana geliyor, hasta idrarını kaçırıyor ve ağzı köpürüyorsa buna jeneralize nöbet denir. Yaygın nöbette beynin büyük bölümünde nöron deşarjı varken bölgesel nöbetlerde beynin bir kısmı olaya katılır. Fokal nöbetlerde bilinç açık veya kapalı olabilir. Fokal olarak başlayan nöbet yaygın hale gelebilir. Tonik nöbet tipinde vücudun etkilenen bölümünde sürekli, kuvvetli ve şiddetli kasılma söz konusudur. Klonik nöbet tipinde etkilenen kaslar ritmik olarak kasılır ve gevşer. Absans nöbetlerinde kişi tepkisizleşir ve bakışları sürekli bir noktaya takılı kalır, kısa süreli bilinç kaybı yaşanır. Çocuklarda çok sık görülür. Dudak şapırdatma, çiğneme, emme, elleri sürekli kıpırdatma yada yıkama hareketi, gözlerde belli belirsiz titremeler olabilir. Vücudun bir bölümünün uyuşması veya karıcalanması şeklinde somatoduyusal nöbet şekli de bulunmaktadır. Psişik nöbetlerde ani korku, öfke ya da sevinç hissi duyulabilir.Görsel veya işitsel halüsünasyonlar olabilir. Epilepsi tanısı nasıl konur? Epilepsi tanısı koymak için nöbet şeklinin iyi tarif edilmesi gerekir. Bu nedenle nöbeti gören kişilere ihtiyaç duyulur. Hastalık çocuk veya erişkin nörologları tarafından takip edilir. Hastaya tanı koymak için EEG, MR, bilgisayarlı tomografi ve PET gibi tetkikler istenebilir. Epilepsi tedavisi nasıl yapılır? Epilepsi tedavisi ilaçlarla yapılır. İlaç tedavisi ile epilepsi nöbetleri % 70 oranında engellenebilir. Tedavi boyunca epilepsi ilaçlarının düzenli kullanılması büyük önem taşır. İlaç tedavisine yanıt vermeyen hastalar da vardır. Ancak çocukluk epilepsileri yaşla birlikte geçebilir. Hayat boyu süren epilepsi türleri de vardır. İlaç tedavisine cevap vermeyen hastalarda cerrahi tedavi uygulanmaktadır. Sara nöbeti geçiren hastaya nasıl yardımcı olmalıyız? Bir kişi yanınızda nöbet geçirirse şunları yapmalısınız: Öncelikle sakin olun, hastayı kendine zarar getirmeyecek bir pozisyona getirin. Yan çevirmeniz iyi olacaktır. Zorla hareketleri durdurmaya ve çenesini açmaya, dilini dışarı çıkarmaya çalışmayın. Hastanın kemer, kravat ve baş örtüsü gibi eşyalarını gevşetin. Su içirmeye çalışmayın, boğulabilir. Epilepsi nöbeti geçiren bir insana canlandırma işlemi yapılmasına gerek yoktur. Epilepsi hastalarının dikkat etmesi gerekenler: İlaçlarınızı saati saatine alın. Üzerinizde epilepsi hastası olduğunuza dair bir kart bulundurun. Ağaca çıkma, balkon ve terastan sarkma gibi eylemlerden uzak durun. Yalnız yüzmeyin. Banyo kapısını kilitlemeyin. Televizyon gibi sürekli parlayıp sönen ışık karşısında uzun süre kalmayın. Spor yapabilirsiniz ancak susuz kalmamaya dikkat edin. Aşırı yorgunluk ve uykusuzluktan kaçının. Kafa darbesi almamaya dikkat edin. Epilepsi hastaları hangi meslekleri yapamaz? Epilepsi hastaları pilotluk, dalgıçlık, cerrahlık, kesici ve delici makinelerle çalışan meslekler, yüksekte çalışmayı gerektiren meslekler, dağcılık, araç sürücülüğü, itfaiyecilik ve silah kullanmayı gerektiren polislik ve askerlik gibi meslekleri yapamaz. Ayrıca epilepsi hastalarının iş yerlerine hastalıkla ilgili durumlarını bildirmeleri gerekir.
-
Çin'den yayılmaya başlayan hastalık ve ölümle sonuçlanabilen virüs Corona nedir? Nasıl bulaşır? İlk olarak 1960’lı yıllarda görülmeye başlayan ve sık sık görülmese de tedavi edilmediğinde ağır akut solunum yolu yetersizliği sendromu gibi hastalıklara yol açan Corona virüsünü Hisar Intercontinental Hospital Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ramazan Gözüküçük’ten öğrendik… Corona virüsü nedir? Corona virüsler, çoğu insanın hayatının bir anında karşılaştığı virüslerdir. İnsan corona virüsleri genellikle hafif ve orta şiddette üst solunum yolu hastalıklarına neden olur. Corona virüslerin alfa, beta ve gama olarak bilinen üç alt grubu vardır; ayrıca delta corona virüsleri denilen dördüncü yeni bir grup vardır; SARS-CoV. İnsan corona virüsleri ilk olarak 1960’ların ortasında tespit edilmiştir. Şu ana kadar sadece Suudi Arabistan, Katar ve Ürdün’de görülen virüs 3 kişinin ölümüne neden oldu. Nasıl bulaşır? Corona virüsler birçok farklı canlıda hastalıklara neden olabilir. Ancak, SARS-CoV insanlar ve maymunlar, Himalaya misk kedisi, rakun köpeği, kedi, köpek ve kemirgenler gibi hayvanlara bulaşabilir. Kış aylarında daha çok görülen bu virüs; özellikle solunum yolları, karaciğer, mide, barsak ve sinir sistemini etkileyebilir. Grip gibi kolayca, öksürme ve hapşırma ile havaya saçılan virüslerin alınması, enfekte materyale dokunulmasının ardından ağız ve buruna temas sonucunda bulaşabilir. Belirtileri nelerdir ve tanısı nasıl konulur? Çoğunlukla üst solunum yolu hastalıkları belirtileri olan burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı ve ateş olabilir. Bu virüsler bazen zatürre gibi alt solunum yolu hastalıklarına yol açabilir. Bu durum, kalp-akciğer hastalığı, bağışıklık sistemleri yetersizliği veya yaşlı olan kişilerde daha sık görülür. Klinik belirtiler hafif olduğundan laboratuvar testleri genellikle çok sık kullanılmaz. Ancak gerektiğinde serolojik tetkikler ve polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) gibi laboratuvar testleri kullanılabilir. Nasıl tedavi edilir? Corona virüs hastalığı olan çoğu kişide hafif seyirli olduğundan ilaç tedavisine gerek kalmadan iyileşir. Ancak, bazı belirtileri azaltmak ve hastayı rahatlatmak için ağrı kesici-ateş düşürücüler, öksürük ilaçları ile bol sıvı desteği ve istirahat önerilir. Ek hastalığı ve durumu ağır olanların hastanede yatarak tedavileri gerekebilir. Korunmak için neler yapılabilir? Corona virüs enfeksiyona karşı korumak için mevcut aşı bulunmamaktadır. Genel önlemlere dikkat ederek enfeksiyon riskini azaltmak mümkün olabilir. Sık el yıkama alışkanlığı ve hasta kişilerle temastan kaçınmak önemlidir.
-
- çin virüsü
- korona
-
(3 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Gardırobu dolup taştığı halde, giyecek bir şey bulamayanlar için gardırop temizliği vakti gelmiş demektir. İşte sizler için gardırop düzenini korumanın ipuçlar… 1. Her şey dışarı Bütün kıyafet ve aksesuarlarınızı, tümünü rahatça görebileceğiniz şekilde gardırobunuzdan çıkarın ve kategorilere ayırın; pantolonlar, kabanlar, ayakkabılar gibi. Böylece durmadan satın aldığınız parçaları hemen fark edeceksiniz. Birden fazla lacivert kazak görüyorsanız sorun yok, fakat tümünü giyip giymediğinizi sorgulamanız lazım. Ayrıca bu yöntem sayesinde gardırobunuzdaki unutulmuş parçaları da hatırlayacaksınız. 2. Soru sorma zamanı Kendinizi dürüstçe sorguya çekin (Uyaralım; bu aşama pek de su gibi akmayabilir). Kendinize sormanız gereken sorulara bazı örnekler verelim: Şu ayakkabıları vitrinde bugün görsem alır mıydım? O gömleği son bir senede hiç giydim mi? Bu etek hâlâ belime oluyor mu, giysem rahat hisseder miyim? Bu tip sorulara verdiğiniz cevaplar “hayır” ise, o parçaları hayatınızdan çıkarın; bir yerlere bağışlayın ya da ikinci el alışveriş sitelerinde satın. 3. Keyif nesnesi Mühim bir hatırlatma yapalım: Eğer bir kıyafeti giymekten çok keyif alıyorsanız, senede bir kez bile giyiyor olsanız onu atmayın. Tam tersine, ona iyi bakın; hep temiz tutun, onarılması gereken düğmesi, fermuarı varsa onarın ve büyüklüğüne göre gamboçta ya da kılıfta saklayın. (Kuru temizlemecilerin plastik poşetlerinden bahsetmiyoruz, onlar hem toz hem güve çeker.) Böylece, aniden aklınıza düştüğünde, giysiniz hemen alıp giyebileceğiniz şekilde hazır olur. 4. Başka fikirlerin önemi Görüşüne güvendiğiniz bir arkadaşınız, siz kıyafetleri denerken yanınızda olup fikir bildirsin. Ondan, giydiğiniz parçaların size yakışıp yakışmadığını dürüstçe söylemesini isteyin. Özellikle istifçilikten mustaripseniz, bu madde sizin için çok önemli. 5. Vox-Pop’a başvurun Yanınızda, emin olamadığınız kıyafetleri değerlendirebilecek birisi yoksa, fotoğraf ya da story olarak Instagram’a koyun ve evet/ hayır anketi açın. Çoğunluk oyuyla reddedilen giysileri, o ankette beğenenlerden birine hediye edebilirsiniz. 6. Yıprananlardan kurtulun Tişört ve iç çamaşırlarınızı da elemeyi ihmal etmeyin. Solmuş, yıpranmış olanları atın, bazı belediyelerin tekstil geri dönüşüm imkanlarından da yararlanabilirsiniz. 7.Etiketi üstünde olanlar elden çıkmalı Dolabınızda hâlâ fiyat etiketi üzerinde duran kıyafetler mi var? Bilin ki, elden çıkarılmalılar. Az önce öğütlediğimiz gibi ya bağışlayın ya da ikinci el sitelerinde satın. Hiçbir kıyafeti kilo verme umuduyla saklamayın, büyük ihtimalle o kilolar verilemez ve dolabınızda size sürekli olarak bunu hatırlatıp kendinizi kötü hissetmenize neden olacak unsurlar istemezsiniz. 8. Yenileyin, satın ya da dönüştürün Giyemediğiniz kıyafetlerin neden giyilemediğini veyahut istenmediğini aklınızın bir kenarına not edin; belki pastel tonlar cilt renginize uymuyor ya da belli bir yaka kesimi size yakışmıyor. Bu noktaları gelecekteki alışverişlerinizde hatırlayın ve tekrarlamayın. Satabildiklerinizden elde ettiğiniz gelirin hesabını tutun; gardırop temizliğinin hem maddi hem manevi olarak ne kadar ferahlatıcı ve özgürleştirici olduğunu idrak edin. 9. Askı sisteminizi düzenleyin Kaliteli askılar satın alın, kıyafetlerinizi renk ya da tarz olarak kategoriler halinde asın. Giydiklerinizi yerine yeniden asarken de bu düzeni korumak, eksikliğini duyduğunuz parçaları tespit etmenize yarar; her şeyin üstüne giyebileceğiniz bir süveter ya da ceket gibi. 10. Gardırobunuzun bekçisi olun Kendinize prensip koyun, gardıroba bir parça ekleniyorsa bir parça çıkmalı, gibi. Kıyafete harcadığınız paraya limit belirleyin ki aşırıya kaçmayın. Gördüğünüz anda bayıldığınız, sizi bulutlarda dans ettirecek gibi hissettiğiniz bir parçayla karşılaşırsanız da, bilin ki satın almaya değer
-
Hayatımızın büyük bir kısmını kaplayan telefonlar artık neredeyse her işimizi görüyorlar. Bu sebeple bizde kadınların telefonunda olması gereken uygulamaları araştırdık. Hayatımızın büyük bir kısmını kaplayan telefonlar gün içerisinde her türlü alanda bize kolaylık sağlayıp yardımcı oluyorlar. Bu kolaylıkların sağlanmasının kaynağı olan uygulamalar ise en büyük yardımcılarımız haline geldiler. Kadınların koşuşturmalı hayatlarında ise onların işlerini kolaylaştıracak uygulamalar büyük bir nimet haline geldi. İşte her kadının telefonunda mutlaka olması gereken 8 uygulama… Her Kadının Telefonunda Olması Gereken 8 Uygulama 1. Doğru Kombini Yapın – Stylebook Dolabınız dolup taştığı halde gene de giyecek bir şey bulamıyorsanız bu uygulama tamda size göre. Stylebook uygulaması ile kıyafetlerinizi planlayabilir ve bu sayede hangi parçaların birlikte daha uyumlu olduğunu bulabilirsiniz. 2. Sakinleşme Vakti – Meditopia Bir meditasyon uygulaması olan Meditopia, uykuya dalmanızı kolaylaştıran ve dinlendiren kısa süreli çözümlerin ötesinde, kültür ya da deneyimden bağımsız günlük hayatın içinde birer insan olarak karşılaştığımız konuların tam merkezine inen 1000’in üzerinde derin meditasyon sunuyor. 3. Her An Formda Kal – Sweat With Kayla Fitness eğitmeni Kayla Itsines’in hazırladığı Sweat With Kayla uygulaması sizi her an formda kalma garantisi veriyor. Uygulama içinde 28 dakikalık egzersizlerin yanı sıra sağlıklı tarifler ve gelişim aşamasını takip edeceğiniz bir bölüm de var. 4. Regl Takvimi – Clue Clue, kadınların regl döngüsünü takip edebilmeleri için tasarlanmış bir uygulamadır. Bir sonraki regl döneminizin, PMS’inizin ne zaman başlayacağını tahmin ediyor, ayrıca hamile kalmanız muhtemel günleri size hatırlatıyor. Tüm bunların yanı sıra uygulama içerisinde ruh hali ve fiziksel değişikliklerinizle ilgili bilgiler de bulabilirsiniz. 5. Hapları Unutmamak İçin – myPill myPill uygulaması doğum kontrol hapı kullanan kadınların haplarını düzenli olarak almasını hatırlatıyor. Bu uygulama size günlük hatırlatmalar sunuyor ve adet döngünüzü de takip ediyor. 6. Düzenli Kontrol – Check Yourself Check Yourself uygulaması, kadınların meme kanserine karşı gerekli tetkikleri düzenli olarak yaptırmalı için aylık hatırlatmalarda bulunan, her kadının kullanması tavsiye edilen uygulamalardan biridir. 7. İçeriğini Bilmeden Alma – Think Dirty Think Dirty uygulaması, kadınların en çok seveceği uygulamalardan. Bu uygulama alacağınız kozmetik ürünlere tarama yoluyla bakarak size ürünün içeriğindeki zararlı maddeleri göstermektedir. 8. Her şeyi Not Alabilmek İçin – Evernote Evernot uygulaması, kişisel ve profesyonel projelerinizi organize etmenize ve rahatlıkla görsel ve yazı olarak not alabilmenize yardım ediyor. Ayrıca notlarınız farklı cihazlardan da eşzamanlanıyor. Dilerseniz notlarınızı arkadaşlarınızla da paylaşabiliyorsunuz.
- 1 yanıt
-
- 1
-
-
- regl takvimi clue
- mypill
-
(3 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
2020 yılında hayatımıza giren korona virüsü ve mevsim geçişlerinin en bilinen hastalığı olan grip birbirine benzer mi? Korona Ve Grip Nasıl Ayırt Edilir? Korona virüs, insanlarda ve hayvanlar üzerinde hastalığa neden olabilecek büyük bir virüs ailesidir. Çin’de 2019’un Aralık ayında ortaya çıkmaya başlayan solunum yolu hastalıklarındandır. Korona; ateş, öksürük ve nefes darlığı gibi belirtilerin yanında zatürre gibi ciddi bir hastalığa da yol açar. Grip ise influenza denen virüslerin oluşturduğu mevsimsel bir hastalıktır. Korona Ve Grip Nasıl Ayırt Edilir? Grip Nedir? Tıptaki adıyla İnfluenza olarak bilinen grip, influenza virüslerinden kaynaklanan burun, boğaz ve sonrasında akciğerlere ilerleyen solunum yolu enfeksiyonudur. Bu enfeksiyonun en sık görüldüğü zamanlar ise sonbahar, kış, ilkbahar ayları ve mevsim geçişleridir. Her yıl dünya genelinde ortalama 4 milyon insanı etkisi altına alırken, 250 bin ila 500 bin kişinin de ölümüne neden olur. Korona Virüsü Nedir? Korona virüs, 2019 yılının Aralık ayında ortaya çıkan virüs ailesidir. İnsan korona virüsleri genellikle hafif ve orta şiddette üst solunum yolu hastalıklarına neden olur. Korona virüsün dört alt grubu vardır. Bunlar alfa, beta, gama ve yeni bulunan delta virüsleri vardır. Korona virüs ilk olarak 1960 yılının ortalarında bulunmuş bir virüstür. Korona Ve Gribin Farkları Nelerdir? Grip mevsimsel bir hastalıktır. Mevsim geçişlerinde görülen ve ağır geçirilen solunum yolu hastalığıdır. Gribin belirtileri yüksek ateş, solunum sıkıntısı, eklem ve kas ağrılarıdır. Grip üst solunum yolunda kalıp akciğere inmediği için zatürreye neden olmaz. Korona virüs belirtileri ise grip ile aynıdır fakat daha çabuk etki edip daha hızlı akciğere iner ve akciğere indiği için zatürreye neden olur.
-
- korona grip
- corona grippe
-
(3 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
PlayStation 5 Slim geliyor! Foto ve videosu sızdı
Feneroin replied to Feneroin's konu in PLAYSTATION FORUMLARI
- 3 yanıt
-
- 1
-
-
- ps5 slim
- playstation5 slim
-
(3 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
PlayStation 5 Slim geliyor! Foto ve videosu sızdı
Feneroin replied to Feneroin's konu in PLAYSTATION FORUMLARI
PlayStation 5 Slim / PS5 Slim videosu- 3 yanıt
-
- ps5 slim
- playstation5 slim
-
(3 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Daha küçük, daha hafif, daha az enerji harcayan hatta daha ucuz bir PS5 Slim geliyor. İşte "konsept yapıcı" Jermaine Smitt'in yaptığı PlayStation 5 Slim foto ve videoları: Kaynak: LetsGoDigital
- 3 yanıt
-
- ps5 slim
- playstation5 slim
-
(3 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
WebSite kuranların önce umudu, sonra kabusu olan Adsense ve onay almak/alamamak. 2 ayda 3 WebSitem için çok kolay şekilde onay aldım. Birincisinde akşam başvurdum, 12 saat olmadan sabah onaylandı. İkincisinde sanırım Korona'nın ilk dalgası yüzünden 8 günde onaylandı. Üçüncüsünde ise 4.gün dolmadan onaylandi. Ama hiç birinden de ret yemeden onay aldım. Yeni edindiğim bir arkadaşın 10 seneyi geçkin süredir var olan ve oldukça da başarılı olan Sitesine de dediklerimi uygulatarak Adsense onayı aldırmayı başardım. Peki bunu nasıl başvurdum? Bu başarımın sırrını mı desem yoksa ipucunu mu desem, çoğu WebMaster sitelerinde Adsense'ten onay alamayan Sizin gibi arkadaşlara yardım etmek amacıyla paylaştım, gerek genel gerekse özel mesajlar aracılığı ile ama artık o değerli sitelerin her birinden onlarca mesaj almaya başladım ve her birine ayrı ayrı mesaj vermekte zorlandığım yani geciktiğim için artık, buraya yazmak istedim. İşte, %95 gibi büyük bir ihtimalle Adsense onayı almanız için yapmanız gerekenler ve benim de aynı şeyleri yaptıklarımın listesi: 1- Domain'i alalı en az 1 hafta geçmiş olsun. 2- WebSite, Blog, Forum'unuz göze karmaşık gelmeyecek bir temada olsun. Yazılar okunaklı olsun. 3- En az 10 konu açmış olun. 4- Eğer domain ilk kez alınmışsa yani önceden alınıp bırakılan bir domain değilse en az bir yerde backlink izi bırakın yani Site tanıtım yerlerinden birinde Sitenizi tanıtın ve mümkünse direkt link vermek yerine yazıya link verin. Örnek: Kripto Para forumu 5- Google Search Console'a sitenizi ekleyin. - SiteMap'inizi ekleyin (Doğru olarak eklemişseniz, anında açtığınız konular indekslenmeye başlayacak). 6- GDPR satırlarını girin (WebSitemize girdiğinizde en alttaki satırları "Kabul Ediyorum" diyerek kapattığınız olay). 7- Gizlilik Politika'nızı yazın (Hemen bitsin, geçsin gitsin...diyerek kısaltmayın. Ne kadar uzun ve açıklayıcı olursa o kadar iyi). - Gizlilik Politika'nıza her sayfada var olacak şekilde kalıcı bir link verin. (WebSitemizin en aşağısında olduğu ve her sayfada görebildiğiniz gibi). 8- Bazen uyarı niteliğinde, düzeltilmesi gereken şeyler hakkında bazı mail'ler gelebilir Google Search Console'dan, onlara da dikkat edin. Bana gelen bazı uyarı mail'leri şu şekilde idi "Yazılarınız okunmayacak kadar küçük" , "Google bu sayfayı bulamadı" gibi. Ama merak etmeyin. Kendinizden ve sitenizden eminseniz yani "Yahu nasıl olur, diğer siteler gibi benim site de gayet normal, yazılar da öyle küçük falan değil. Nerden çıktı bu sorun" diyorsanız, benim gibi yapın ve "Tamam sorun giderildi" gibi bir buton/link olacak, ona tıklayın ve belki de dakika bile gecikmeden başka bir mail gelecek "Yaptığınız düzenlemeye onayı kabul edildi" gibisinden yani panik yok... 9- E artık yukarıdakileri uyguladıysanız, daha fazla bekleme yapmayın burada ve Adsense hesabınıza girin, yoksa oluşturun ve Sitenizi ekleyin, reklam yerinden ayarları yapın ve verilen kodu sitenize ekleyip bekleyin artık. Ha bu arada; Otomatik reklamları seçin benim gibi, kafanız agrımasın. Ve reklam adetini maksimum olarak da ayarlayabilirsiniz, hiç sorun olmaz ama konu ve yazılardan çok reklam görünüyor ve itici duruyorsa tabii ki azaltın Adsense'iniz onayladıktan sonra. Kendinizi, Sitenizi ziyaret edecek kişi yerine koyun: "Bu başka bir site olsaydı, aradığınız konu bu sitedeyse ve teması olsun, yazıların okunması olsun, hoş duruyorsa; "Uff ne biçim site, her yer reklam dolu. 2 satır bilgi edineceğim, 6 tane reklam var. Gider başka siteden bu bilgiyi edinirim" dedirtmeyecek şekle gelene kadar reklam birim sayınızı kafanıza göre ayarlayabilirsiniz. Tüm bunları uygulayıp başvuran herkese şimdiden hayrli olsun diliyorum...
-
- adsense onay
- adsense ret
-
(3 etiket daha)
Konudaki etiketler:
-
Driver Booster nedir? Ne işe yarar?
Feneroin posted a topic in PROGRAMLAR / UYGULAMALAR / YAZILIMLAR
Yavaş ve hata veren bilgisayar sisteminizden bıktınız mı? Sürekli takılıp kaldıkları için oyunları oynamakta zorlanıyor musunuz? Cevabınız evet ise, bir olasılık vardır, o zaman sürücünüz bozuktur. Driver booster, bozuk sürücüleriniz için sihirli bir çözüme sahiptir, böylece bilgisayarınız çalışır durumda olur. Bu nedenle, ekran donması ve sistem çökmesi sorunlarıyla karşı karşıyaysanız, driver booster yazılım aracını yüklemeyi düşünün. Bu makale, driver booster yazılım hakkında daha fazla ayrıntıyı bilmenize ve özellikleri, artıları ve eksileri belirlemenize yardımcı olacaktır. Yazılımı kısaca anlamak için aşağıdaki driver booster incelemesine bakın. Başlamadan önce, sürücünüzün düzgün çalışmadığını anlayabileceğiniz bazı belirtilere bir göz atalım. Çevre biriminiz veya donanım bileşenleriniz aniden Woking’i durdurabilir Ekranınız ara sıra donuyor Ses hatalarıyla karşı karşıyasınız. Sisteminiz çöküyor İstikrarlı ve hızlı geniş bant hizmetine sahip olmanıza rağmen internetiniz her zaman kararsızdır. Driver Booster İncelemesi Driver booster’ı, sürücünüzün doktoru olarak, PC sürücünüzün sağlığına bakacak ve tüm sürücü sorunlarını çözecek bir doktor olarak düşünebilirsiniz. Bu yazılım aynı zamanda PC sürücülerinizi güncel tutar, böylece uzun süre gezinmenin keyfini çıkarabilir veya herhangi bir endişe duymadan PC oyunları oynayabilirsiniz. Bu yazılım, sürücüleriniz için harika bir şey olabilecek anında hata düzeltmeleri ile birlikte gelir ve bu, beş yüze kadar PC oyununu destekler ve oyun bileşenlerinizi güncel tutar. Sürücü yükseltici, Oyun çalışırken diğer işlemleri durdurur ve bu şekilde sisteminizin hızını artırır. Oyun tutkunu biriyseniz, oyun oynamak için Oyuna hazır, özel olarak tasarlanmış bir sürücü paketi de alabilirsiniz. Iobit’in bir ürünü olan bu yazılım, size kararlı ve hızlı bir sistem sağlayan kapsamlı bir veritabanına sahiptir. Fiyatlandırma Sürücü güçlendirici yazılımı iki versiyonda gelir. İlki ücretsiz sürüm, diğeri ise ücretli sürümdür ve sürücü güçlendirici Pro olarak adlandırılır. Pro sürümünün fiyatlandırması, kullanılan lisans sayısına bağlı olacaktır. Pro sürüm fiyatı 22,95 dolardır. Güncelleme Süreci Güncelleme süreci nispeten basittir, Herkes sürücüyü tek bir tıklamayla kolayca güncelleyebilir. Öncelikle driver booster yazılımını yükleyin Sürücü yükseltici yazılımının özel bir kurulumunu veya standart bir kurulumunu seçebilirsiniz. Özel kurulum yolunu seçerseniz, masaüstü simgeleri oluşturabilir ve daha birçok özelliğin keyfini çıkarabilirsiniz. Daha sonra yükleme işlemi başlayacak – masaüstü için otuz beş saniye ve dizüstü bilgisayar için iki dakika sürüyor. Uygulamayı ilk açtığınızda Tarama düğmesini göreceksiniz, ancak yükleme tamamlanır tamamlanmaz, tarama işlemi siz isteseniz de istemeseniz bile hemen başlar. Ancak, taramayı durdurmanızı istiyorsanız, taramayı durdur düğmesine basarak yapabilirsiniz – taramanın tamamlanmasından sonra, her sürücünün güncellenmiş durumunu bulabilirsiniz. Ardından sürücü ile ne yapacağınızı seçebilirsiniz; sürücüyü veya güncellemeyi kaldırabilirsiniz. Sürücü yükseltici, sekiz tür araçla birlikte gelir. Driver Booster incelemesi, araçları daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır. Kurtarma merkezi: Bu, sürücü yükseltici için önemli bir araçtır. Tüm kritik sürücüleri yedekler ve geri yükler Sesi Düzeltme: Bu araç, sürücünüzle ilgili sesle ilgili sorunları tespit etmenize ve düzeltmenize yardımcı olur. Aygıt Hatasını Düzelt: Adından da anlaşılacağı gibi, bu araç, aygıtınızla ilgili tüm sürücü sorunlarını ve sorunları tespit etmeyi ve gidermeyi amaçlamaktadır. Ağ Arızasını Düzeltin: Ağ bağdaştırıcınızı bunun yardımıyla sıfırlayabilirsiniz. Kötü Çözünürlüğü Düzelt: araç, iyi sunumlar yapabilmeniz için tüm çözünürlük sorunlarını düzeltir Takılı Olmayan Cihaz Verilerini Temizleyin: Cihazınızın fişi kesilen verileri bu yazılım yardımıyla kolayca temizlenebilir. Sistem bilgileri: Bu araç, sisteminizin tüm bilgilerini gösterecektir Yazılım Güncelleyici: Bu araç, yazılımınızı en son sürüme güncellemenize yardımcı olur Her iki sürümün de özelliklerini, artılarını ve eksilerini kontrol edelim. Sürücü güçlendirici incelemesi, yazılımın ayrıntılarını anlamanıza yardımcı olacaktır. Özellikleri Pro sürümü ile, sürücünün güncellenmesini kolaylaştırmak için tam ekran moduna girersiniz. Pro’da, okunması kolay bilgiler içeren kolay bir arayüzün keyfini çıkaracaksınız ve bu nedenle daha az kaydırmanız ve bilgileri hızlı bir şekilde bulmanız gerekir. Sürücü güçlendirici yazılımı, tercihinize göre dili ayarlamanıza olanak tanır. Bu harika bir özelliktir ve diğer ülkelerden insanlar için faydalıdır. Sürücü indirmeleri ve yedeklemeleri farklı bir klasörde saklanır. Gelişmiş sistem bakımı aracı, Pro sürümünün harika bir özelliğidir. Sürücü yükselticiniz, sisteminizin performansını etkileyebilecek unsurları tespit eder. Önemsiz dosyaları, kayıt defteri girdilerini vb. Tanımlayabilir. Pro sürümü ile, sürücü güçlendirici yazılım bildirimlerini meşgulken sizi kesintiye uğratmaması için susturabilirsiniz. Driver booster pro, casus yazılımları taramaya da uygundur. Müşteri desteği son derece verimlidir ve sorularınıza ve endişelerinize zamanında yanıt vermenize yardımcı olur. Sağ köşede, sürücü destek ekibiyle iletişim kurmak için kullanabileceğiniz bir sohbet simgesi bulabilirsiniz. Başka destekleri de bulacaksınız. Örneğin, kılavuz, iade talepleri, SSS’ler vb. Bulacaksınız. İki tür arabirim seçebilirsiniz: biri açık, diğeri karanlık, böylece rahatlığınız için birini seçebilir ve arka planın görünümünü özelleştirebilirsiniz. Sürücü güçlendirme aracı, güncellemeleri gelecek için planlamaya yardımcı olur; bu, zamanı ve sıklığı günlük, aylık ve haftalık olarak ayarlamanıza yardımcı olur, böylece sürücü yazılımın otomatik güncellemesini yapabilir. Pro ile, donanımla ilgili belirli bir bilgi de alabilirsiniz.- 1 yanıt
-
- driver booster key
- driver booster lisans
- (3 etiket daha)
-
Boğaz ağrısının, kaynağı çoğu zaman üst solunum yolunun enfeksiyonu olan ve çocuklarda çok sık rastlanılan bir şikayettir ve genelde nedeni bademcik iltihabıdır.. Genelde çocuklarda sık görülen ve tedavi edilmediğinde çocuğun gelişimine kadar olumsuz yönde etkileyebilecek bademcik iltihabı (Tolsilit), sebepleri nelerdir? Nasıl tedavi edilir? Bademcikler, her bir tarafta birer adet olmak üzere, dil kökünün yanında, boğazın arka kısmında kenarlarda bulunan, oval şekilli dokulardır. Boğazda ve genizde, vücudun bağışıklık sisteminin bir parçası olarak, mikroplara karşı bir duvar ve savunma işlevi gören dokular bulunur. Bu dokulardan biri olan bademciklerin boyutları kişiden kişiye değişir. Bazı insanlarda neredeyse gözle görülemeyecek kadar küçükken, bazı insanlarda birbirine değecek kadar büyük olabilirler. Ergenlik döneminden sonra bademciklerin boyutları genellikle giderek küçülür. Temel işlevleri mikroplara karşı savaşmak olan bademcikler, mikroplardan etkilenerek iltihaplanabilir, kendileri hastalık sebebi olabilirler. Bademcik İltihabı (Tolsilit) Nedir? Tıptaki adı tolsilit olan bademcik iltihabı bir enfeksiyon çeşitidir. Bademcikler, ağız boşluğunda, dil kökünün hemen yanında, sağda ve solda birer tane olmak üzere yerleşmişlerdir. Bademcikler, bağışıklık sisteminin ağız boşluğu içindeki savunma organlarıdır. Hem hava yolu, hem de yiyecekler yolu ile ağız boşluğuna gelen mikropların ilk karşılaşma noktalarıdır bademcikler. Mikroplarla karşılaştıkları anda savunma sisteminin askerleri olarak bilinen antikor üretirler ve bu antikorlar mikroplara yapışarak onları yok ederler. Bu kadar önemli görevi olan bu organların bakteri ve virüslerin şiddetli saldırılarında enfekte olmaları sonucu bademcik iltihabı (tonsillit) gelişir. Özellikle çocukluk çağında sık görülür ve boğaz ağrısının bu yaş grubunda en sık nedenleri arasındadır. Bademcik İltihabı (Tolsilit) Neden Olur? Bademcik iltihabı mikroplar nedeniyle olur. Bu mikroplar, virüsler ve bakteriler olmak üzere temelde iki grup altında toplanır. Bademcik iltihabının sebebi çoğunlukla virüslerdir. Bakteriler ise, çocukluk dönemindeki bademcik iltihaplarının yaklaşık %30’undan, erişkin dönemdeki bademcik iltihaplarının %10 kadarından sorumludur. Bademcik iltihabına en çok neden olduğu bilinen bakteri, “Streptococcus pyogenes (A Gurubu Beta-hemolitik Streptokok)” olarak isimlendirilen ve toplumda “Beta” olarak bilinen bakteri türüdür. Bademcik İltihabı (Tolsilit) Belirtileri Virüslerle olan enfeksiyonlarda: Bademcikler üzerinde kızarıklık, Hafif ateş, Boğaz ağrısı Yutma zorluğu Burun akıntısı Öksürük Geniz akıntısı ön planda görülürken Bakterilerle olan enfeksiyonlarda: 38-39 °C’nin üzerinde ateş, Boğaz ağrısı, Yutma zorluğu, Bulantı, kusma, Bazen karın ağrısı, Kulağa vuran ağrı, Eklem ağrıları, Boyunda ağrılı beze (lenfadenopati) gibi bulgular görülebilir. Bademcik İltihabı (Tolsilit) Bulaşıcı mıdır? Bademcik iltihabı bulaşıcıdır. Bademcik iltihabına sebep olan mikroplar, havadaki damlacıklarla ya da mikrop taşıyan biri ile direkt temas edilmesiyle sağlıklı insanlara geçer. Bu mikroplar, çocuk yuvaları, kreşler, okullar, bakım evleri, işyerleri, yurtlar gibi çok sayıda insanın bulunduğu, havalandırması kötü, kalabalık yerlerde kolaylıkla yayılabilir. Bu yüzeylere temas sonrası eller yıkanmadan ağız veya buruna götürüldüğünde hastalık bulaşabilir. Bu nedenle, hasta olan kişilerden ve kalabalık yerlerden mümkün olduğu kadar uzak durulması, kapalı mekânların iyi havalandırılması, ellerin sık yıkanması hastalıktan korunmak için çok önemlidir. Not: Sayfada ki bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Herhangi bir durumda doktorunuza başvurunuz.
-
Meme kanserini ileri aşamalara ulaşmadan fark etmenin en kolay yolu olan kendi kendine meme muayenesi hakkında bilinmesi gerekenler. Meme kanseri 30 yıl önce 12-14 kadında görülüyorken günümüzde her 8 kadından 1’i hayatı boyunca meme kanseriyle karşı karşıya kalma riskini taşıyor. Bu kanser meme dokusundaki süt kanalını oluşturan ve süt yapıcı hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalmasıyla ortaya çıkmaktadır. Meme kanseri kadınlarda görülen kanserlerin %33’ünü oluştururken tüm kanser hastalarının ise %20’sini tehdit ediyor. Meme kanserinde erken teşhis için kendi kendine meme muayenesi önemli bir adımdır. Meme kanseri genel olarak kadınlarda görülse de erkeklerde de olabilecek bir kanser çeşididir. Düzenli kontrol yapılmadığı takdirde meme kanserinin ilk belirtileri maalesef ki gözden kaçırılabiliyor. Bu konuda daha bilinçli olmak ve hayatımızı riske atmamak için düzenli olarak kontrol yapılması gerekmektedir. Meme kanseri, meme içinde küçük bir kitleyken erken müdahale edildiğinde %100’e yakın oranda başarı ile tedavi edilebilmektedir. Meme kanserini diğer kanserlerden ayıran bir başka özellik de “kanser tarama programları” içinde değerlendirilebilir oluşudur. Bu nedenle memesinden hiçbir şikayeti veya kitlesi olmayan kadınlar, “Tarama Yöntemlerini” önemsemelidir. Kendi Kendine Meme Muayenesi Ne Zaman Yapılmalıdır? Reglinin bittiği ilk hafta içerisinde kendi kendine meme muayenesi yapmak en doğru zamandır. Menopoza girenler, rahim veya yumurtalık ameliyatı olan kadınların ise belli aralıklarla ayda bir kez aynı günlere denk getirecek şekilde meme muayenesini yapmaları gerekmektedir. Kendi Kendine Meme Muayenesinde Nelere Dikkat Edilmeli? Meme başında çekinti, akıntı Meme cildinde değişiklik Meme içinde kitle varlığı Koltuk altında kitle varlığı Kendi Kendine Meme Muayenesi Nasıl yapılır? Kadınların düzenli aralıklarla memelerini kontrol etmeleri; meme kanserinin ilerlemeden fark edilebilmesi ve tedaviye başlangıcın ilk adımın hızlıca atılabilmesi için çok önemlidir. Kendi kendine meme muayenesi; ayna karşısında ayakta, yatarken ve duşta iken yapılabilir. Belin üstü tamamen çıkarılmış olarak, ayna karşısına geçilmelidir. Meme muayenesi 3 adımda gerçekleşebilir; 1. Ayna Karşısında Muayene İlk olarak kollarınızı yukarı doğru kaldırın Her iki memenizin de görünümünde herhangi bir düzensizlik, meme ucunda yara, kabuklanma, çekilme, deri çekintisi veya çöküntüsü, olup olmadığını kontrol edin. Daha sonra ellerinizi belinize yerleştirin ve kuvvetlice aşağı doğru bastırın. Aynı anda göğüs kaslarınızı iyice kasın. Bu sırada aynadan meme derinizde çekilme olup olmadığını kontrol edin. Kontrolünüz sırasında memelerinizin birbirine eşit olmadığını görebilirsiniz. Bu, normal bir durumdur ve hastalık belirtisi olarak görülmemelidir. 2. Duş Yaparken Muayene Öncelik duşta iken ayakta dik bir duruş pozisyonu alın. Sol memenizi muayene ederken, sol elinizi de başınızın başınızın üzerinde tutun. Sağ elinizle memeniz üzerinde yukarıdan aşağıya doğru ve aşağıdan yukarıya doğru bastırarak muayene edin. Sağ elinizle sol memenizin dış tarafından meme başına doğru ışınsal veya daireler çizecek şekilde bastırarak muayene edin. Aynı işlemleri sağ memeniz için sol elinizi kullanarak yapın. Meme içinde fındık ya da ceviz büyüklüğünde farklı bir sertlik olması durumunda doktorunuza bildirin. 3. Sırtüstü Yatarken Muayene Öncelikle sağ memenizi kontrol edecekseniz sağ omzunuzun altına bir yastık yerleştirin ve sağ elinizi başınızın arkasına koyun. Sol elinizle sağ memenizi yukarıdan aşağıya doğru ve aşağıdan yukarıya doğru bastırarak muayene edin. Sol elinizle sağ memenizin dış tarafından meme başına doğru ışınsal veya daireler çizecek şekilde bastırarak muayene edin. Aynı işlemleri sağ memeniz için sol elinizi kullanarak yapın. Meme içinde fındık ya da ceviz büyüklüğünde farklı bir sertlik olması durumunda doktorunuza bildirin. Son olarak bütün muayene çeşitlerinin sonunda her iki memenin, meme uçlarını nazikçe sıkın. Meme ucunda akıntı olup olmadığını kontrol edin. Eğer akıntı oluyorsa açık renkli mi kanlı mı olduğunu kontrol edin. Fark ettiğiniz herhangi bir şişliği, kalınlaşmayı veya akıntıyı doktorunuza mutlaka bildirin. Not: Meme kanserinin erken evrede fark edilmesi ve teşhisi için düzenli doktor takibi çok önemlidir. Hiçbir şikayeti olmasa bile 40 yaşından sonra tüm kadınların doktora başvurarak muayene olması gerekmektedir. Ayrıca referans olması için 30’lu yaşlarda en az bir kez mamografi çektirilmelidir.
-
- meme kanseri
- meme muayenesi
-
(3 etiket daha)
Konudaki etiketler:
Bilgi ve efsane
Bildiklerinizi paylaşın; Çünkü bu, efsane olmaya giden yoldur
Güncel önemli konular
Korona ve sağlığımız