Jump to content
NetObur

Feneroin

Yönetici
  • İçerik sayısı

    1042
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    12

Everything posted by Feneroin

  1. Instagram, Reels'ı Ağustos ayında başlattığında, herkes bunu TikTok'a doğrudan bir yanıt olarak gördü (şu anda açıkça en hızlı büyüyen sosyal ağ). Her iki platform da benzer bir hizmet sunuyor ve içerik oluşturucular bunu iki farklı uygulamada bir video yayınlamayı düşük çaba gerektiren yüksek ödül girişimi olarak kabul etti. Bugünden itibaren Instagram, tembel içerik oluşturucularını cezalandırmaya karar verdi ve Reels'teki (watermark)filigranlı videoları tanıtmayı bırakacağını duyurdu (tüm TikTok videolarında görülebilen Tiktok ve içerik oluşturucunun ismi yazılı olan şey).
  2. Ali Sunal’a büyük darbe! TRT’nin dizisi noktayı koydu 9 Şubat Salı gününün reyting sonuçları Hekimoğlu ve Güldür Güldür'ü hüsrana uğrattı. Güldür Güldür sözde komedi dizisinin sunucusu Ali Sunal’ın bütün çabaları boşa gitti. TRT'nin sevilen dizisi Masumlar Apartmanı yine birinci gelerek en çok izlenen yapım oldu Reytinglerde üst sıralara çıkmak isteyen Ali Sunal sürekli programın yayın gününü değiştirmesine rağmen başarılı olamadı. Reytinglerde sıralamaya bile giremedi. 9 sezondur ekrana gelen Güldür Güldür de bu yıl reyting bakımından iyi başlamadı. Seyirciyi ekrana kilitlemeyi başaramayan program, reytinglerde ilk 10'un dışında yer almaya devam ediyor. Başrollerinde Timuçin Esen, Okan Yalabık, Ebru Özkan'ın yer aldığı Hekimoğlu için ikinci sezon reyting sonuçları hüsranla sonuçlanmaya devam ediyor. Son haftalarda reytinglerde ilk 10'a girmeyi başaramayan dizi, rakipleri karşısında oldukça zorlanıyor İşte 9 Şubat 2021 Salı günü reytingleri... 1 - Masumlar Apartmanı (TRT 1) 2 - Fenerbahçe - Medipol Başakşehir Ziraat Türkiye Kupası Karşılaşması 3 - Esra Erol'da - (ATV) 4 - Hava Durumu (ATV) 5 - Baraj (Fox TV) 6 - Selçuk Tepeli ile Fox Ana Haber (FOX TV) 7 - Müge Anlı ile Tatlı Sert (ATV) 8 - Masumlar Apartmanı Özet (TRT 1) 9 - Ana Haber (ATV) 10 - Survivor (TV8)
  3. 1. The Platform The Platform, dikey şekilde konumlandırılmış bir hapishanede geçiyor. Her hücrede iki mahkumun kaldığı hapishanede, yemek günde sadece bir kere üst kattan aşağıya doğru gönderilmektedir. Üst kattaki mahkumlar yiyeceğe ulaşmak için çabalarken, alt katta bulunan mahkumlar, her gün biraz daha vahşileşerek açlıkla baş etmeye çalışır. Bir gün gözünü hapishanenin 33. katında açan Goreng, hapishanenin kurallarını iyi bilen Trimagasi ile birlikte yiyeceğe ulaşabilmek için zorlu bir mücadeleye girişir. 2. The Irishman “The Irishman”, bir mafya tetikçisi olan Frank Sheeran’ın hayatına odaklanıyor. II. Dünya Savaşı’nda görev almış eski bir asker olan Frank Sheeran, yıllar boyu Bufalino suç örgütü için çalışmıştır. Birçok ünlü isim için dolandırıcılık, tetikçilik yapan ve ‘İrlandalı’ lakabı ile anılan Sheeran, aynı zamanda işçi sendikası memurudur. Frank Sheeran’ın hayatından kesitlerin sunulduğu filmde, Amerikan tarihinin en gizemli suç olaylarından biri olan işçi lideri Jimmy Hoffa’nın ortadan kayboluşuna da değiniliyor. 3. Tehlikeli Nokta İsveç yapımı filmin konusu ise; hayatlarına ve sıkıcı olmaya başlayan ilişkilerine eğlence katmak için uzun bir kamp planlayan çift, karla kaplı doğada hiç ummadıkları tehlikeyle karşılaşırlar. Çadırlarında beliren hedef lazeriyle bir katilin hedefi olduklarını anlayan çiftin durumdan kurtulması ise hiç kolay olmayacaktır. yayın tarihi ise 11 Şubat 2021 Netflix’te olacak. 4. News Of The World Tom Hanks’in Netflix yapımı filmi, Amerikan İç Savaşı’nın bitiminin beş yıl sonrasında, Kiowa halkı tarafından kaçırılan 10 yaşında bir kızı biyolojik ailesine ulaştırma yolculuğunu konu almaktadır. Yayın tarihi ise 10 Şubat 2021’dir. 5. Don’t Look Up Oyuncu kadrosunda Timothee Chalamet, Ariana Grande, Leonardo DiCaprio, Chris Evans ve Meryl Streep gibi ünlü yıldızlar da yer aldığı komedi filmi Don’t Look Up, dev bir göktaşının gezegeni altı ay içinde yok edeceği konusunda insanları uyarmak için çalışan iki gökbilimcinin hikayesini konu edinmektedir
  4. Susamın sağlığa faydaları saymakla bitmiyor. İçerdiği besin öğeleriyle hipertansiyondan, kemik sağlığına kadar birçok faydası bulunan susam hakkında bilmeniz gerekenleri Diyetisyen Serkan Sıtkı Şahin yazdı. Susam tohumları, ‘Susamum indicum’ bitkisinin kabuğunda yetişen minik, yağ bakımından zengin tohumlardır. Tohumlar altın-kahverengi bir renktedir. Kabuklu tohumlar kirli beyaz renktedir ancak kavrulduğunda kahverengiye döner. Susam tohumlarının sağlık açısından birçok yararı vardır ve binlerce yıldır kullanılmaktadır. Kalp hastalığına, diyabete ve artrite karşı koruyabilirler. İşte susamın sağlık yararları. Lif Kaynağı Üç çorba kaşığı (30 gram) susam 3,5 gram lif sağlar. Bu miktar günlük alınması gereken lif miktarının %12’sini karşılar. Düzenli olarak susam tüketilmesi lif alımınızı artırmanıza yardımcı olabilir. Lif, sindirim sağlığını açısından önemlidir. Ek olarak, son çalışmalar, diyet lifinin kalp hastalığı, bazı kanserler, obezite ve tip 2 diyabet riskini azaltmada rol oynayabileceğini göstermektedir. Bitkisel Protein Kaynağı 3 yemek kaşığı (30 gram) susam yaklaşık 5 gram protein içerir. Protein kalitesini en üst düzeye çıkarmak için, kabuklu, kavrulmuş susam tohumlarını tercih edebilirsiniz. Protein sağlığınız için önemlidir, çünkü kaslardan hormonlara kadar her şeyde rol alır. Susam tohumları metionin ve sistein bakımından yüksektir. Bunlar baklagillerin büyük miktarlarda sağlamadığı iki amino asit türüdür. Susam tohumları, hayvansal ürünlerde daha çok bulunan esansiyel bir amino asit olan lizin bakımından düşüktür. Vejeteryanlar ve veganlar yüksek lisinli bitki proteinleri (özellikle barbunya ve nohut gibi baklagiller) tüketerek bu durumu telafi edebilirler. B Vitaminleri Kaynağı Susam tohumları, bazı B vitaminlerinin iyi bir kaynağıdır. Üç yemek kaşığı (30 gram) susam tohumu; günlük alınması önerilen Tiamin (B1)’in %17’sini, Niasin (B3)’in %11’ini ve B6 Vitamininin %5’ini karşılayabilir. B vitaminleri, sağlıklı hücre fonksiyonu ve metabolizması dahil olmak üzere birçok vücut süreci için gereklidir. Tansiyon Dostu Yüksek tansiyon (hipertansiyon) , kalp hastalığı için önemli bir risk faktörüdür. Susam tohumları magnezyum bakımından yüksektir ve bu da kan basıncının düşmesine yardımcı olabilir. Ek olarak, susamdaki liganlar, E vitamini ve diğer antioksidanlar, atardamarlarınızdaki plak birikimini önlemeye yardımcı olabilir ve potansiyel olarak sağlıklı tansiyon seviyelerini koruyabilir. Kan Hücresi Üretimi Kırmızı kan hücreleri üretebilmek için, vücudunuzun susam tohumlarında bulunanlar da dahil olmak üzere birçok besine ihtiyacı var. Üç yemek kaşığı (30 gram) susam tohumu; kırmızı kan hücreleri üretiminde önemli rolü olan demirin günlük alınması gereken miktarının %24’ünü, bakırın %130’unu ve B6 Vitamininin %5’ini karşılar. Bakır ve B6 Vitamini, hemoglobin yapımına yardımcı olur. Kemik Sağlığı Susam tohumlarının, manganez, magnezyum, çinko ve kalsiyum içeriği yüksektir. Susam tohumları özellikle kalsiyum da dahil olmak üzere kemik sağlığı için hayati önem taşıyan besinler açısından zengindir. 3 yemek kaşığı (30 gram) susam, günlük alınması gereken kalsiyum miktarının yaklaşık %20’sini karşılayabilir. Kolesterolü Düşürebilir Bazı araştırmalar düzenli olarak susam tüketmenin, yüksek kolesterol ve trigliseritleri azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir. Susam tohumları %15 doymuş yağ, %41 çoklu doymamış yağ ve %39 tekli doymamış yağdan oluşur. Araştırmalar, doymuş yağa göre daha fazla çoklu doymamış ve tekli doymamış yağ yemenin kolesterolünüzü düşürmeye ve kalp hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermektedir. Dahası, susam tohumları iki tür bitki bileşiği içerir; ‘liganlar’ ve ‘fitosteroller’. Bu bileşiklerin kolesterol düşürücü etkileri vardır. Susam tohumları, yüksek trigliserit ve ‘kötü’ kolesterol LDL düzeyleri dahil olmak üzere kalp hastalığı risk faktörlerini azaltmaya yardımcı olabilir. Menopoz Sırasında Hormon Dengesine Yardım Edilebilir Susam tohumları, östrojen hormonuna benzer bitki bileşikleri içerir. Bu nedenle, menopoz sırasında östrojen seviyeleri düştüğünde susam tohumları kadınlar için faydalı olabilir. Sıcak basmaları ve diğer düşük östrojen semptomlarını önlemeye yardımcı olabilir. Bu bileşikler menopoz sırasında meme kanseri gibi bazı hastalık risklerini azaltabilir. Antioksidanlar Açısından Zengin Çalışmalar, susam tüketmenin, kanınızdaki toplam antioksidan aktivite miktarını artırabileceğini göstermektedir. Susam tohumlarındaki liganlar antioksidanlar olarak işlev görür, bu da hücrelerinize zarar verebilecek ve birçok kronik hastalık riskini artırabilecek kimyasal bir reaksiyon olan oksidatif stresle mücadeleye yardımcı olur. Ek olarak susam tohumları, kalp hastalıklarına karşı özellikle koruyucu olabilecek bir antioksidan olan gama tokoferol adı verilen bir E vitamini formunu içerir. Diz Ağrılarını Yatıştırır Osteoartrit, eklem ağrısının en yaygın nedenidir ve sıklıkla dizleri etkiler. Eklem iltihabını oluşturan kıkırdakta iltihaplanma ve oksidatif hasar da dahil olmak üzere birçok faktör artritte rol oynayabilir. Susam tohumlarının içerdiği bir bileşik olan Sesamin, kıkırdaklarınızı koruyabilecek iltihaplanma karşıtı ve antioksidan etkilere sahiptir. İltihaplanmayı Azaltabilir Susam tohumları iltihapla savaşabilir. Uzun süreli, düşük seviyeli iltihaplanmalar, obezite, kanser, kalp ve böbrek hastalıkları gibi birçok kronik durumda rol oynayabilir. Böbrek hastalığı olan kişilerin, 3 ay boyunca günlük 18 gram keten tohumu ve 6 gram susam ve kabak çekirdeği karışımı yediği bir çalışmada, iltihaplanma belirtilerinin % 51‒79 düştüğü görülmüştür. Bununla birlikte, bu çalışma bir tohum karışımını test ettiğinden, sadece susam tohumlarının anti-iltihap etkisi tam olarak bilinmemektedir. Kan Şekeri Kontrolü Susam tohumlarının içeriği karbonhidrat bakımından düşük, protein ve sağlıklı yağlar bakımından yüksektir. Bunlar, kan şekeri kontrolünü sağlayan özelliklerdir. Ek olarak, bu tohumlar sindirim enzimi maltazın etkisini engelleyerek kan şekerini düzenlemeye yardımcı olabilecek bir bileşik olan pinoresinol içerir. Maltoz, bağırsaklarda ekmek ve makarna gibi nişastalı yiyeceklerin sindiriminden de üretilir. Pinoresinol, maltozun sindirimini engellerse, bu daha düşük kan şekeri seviyelerine neden olabilir. Son Not Susam tohumları yağ, protein, B vitaminleri, mineraller, lif, antioksidanlar ve diğer faydalı bitki bileşiklerinin iyi bir kaynağıdır. Düzenli olarak bu tohumların önemli kısımlarını tüketmek (sadece bir burger ekmeğine serperek değil) kan şekeri kontrolüne, artrit ağrısına karşı savaşmaya ve kolesterolü düşürmeye yardımcı olabilir. Besin alımınızı en üst seviyeye çıkarabilmek için ıslatılmış, kavrulmuş veya filizlenmiş susam tohumları yiyebilirsiniz. Dyt. Serkan Sıtkı Şahin Kaynak : kadinvekadin.com
  5. Doğumun hemen ardından, ilk ya da ikinci haftada ortaya çıkan kolik, bebeklerde kasılma ve ağlama nöbetleri şeklinde görülür. Anne ve babaları bir hayli endişelendiren bu durum, bebeklerin yaklaşık olarak %20’sinde olduğu düşünülür, ayrıca kolik bir hastalık ya da hastalık belirtisi değildir. Kolik bebek varlığında ağlama, normal ağlamalardan farklıdır. Farklı bir deyişle bebek ağlamaya başladığında sakinleştirilemez ve ağlama nöbetleri çoğunlukla, öğleden sonra ve akşamları görülür. Bebeklerin yaklaşık olarak %20’si, hiçbir sağlık problemi olmasa bile 2. ya da 3. haftanın içindeyken dinmek bilmeyen ağlama krizlerine girer. Kolik, hem bebekler hem de ebeveynler için başa çıkması inanılmaz derecede zor olan bir süreçtir. Kolik yoğun, teselli edilemez ağlamaya neden olmasının altında yatan bir şeyin belirtisidir. Gaz sancısı olarak da tanımlanabilen kolik bebek tanısının koyulabilmesi için; 3 ya da 4 aydan küçük bebeklerde, haftada en az 3 gün boyunca ve gün içinde yaklaşık 3 saat süren huzursuzluk, kasılma ve ağlama nöbetleri görülmesi gerekir. Kolik bebekler çoğunlukla ağlama nöbetleri sırasında; Ayaklarını karnına doğru çeker ve yumruklarını sıkar. Uzun süreli ağlamaya bağlı olarak bebeğin cildi kızarır ve ağız çevresinde soluk bir görünüm oluşabilir. Kolik Bebek Belirtileri Nelerdir? Kolik bebekler sıklıkla bacaklarını karınlarına doğru çeker ve gergin bir şekilde uzatır. Ağlama krizleri sırasında zaman zaman sırtını yay gibi gerer. Kolik bebekler ağlarken ellerini yumruk yapar, kol ve bacaklarını savurur. Ağlarken, yüzü acı çekiyormuş gibi görünür ve kıpkırmızıdır. Karnı şiştir ve ağlama çoğunlukla kaka yaptıktan ya da gaz çıkarttıktan sonra sona erer. Meme arayan bebek, memeyi emerken birden bırakarak ağlar ve daha sonra tekrar meme arar. Ağlama sesinin şiddeti normalde olduğundan daha fazladır. Ağlama süresi günde 3 saatten fazladır. Gaz çıkarma Huzursuzluk Sıkılı yumruklar Yüzü buruşturma Şiddetli ağlama Kırmızı yüz Tiz ses Ayakları karına çekme Kolik Bebek Nasıl Sakinleştirilir? Ağlamanın belli bir şekli olmamakla birlikte, günün belli saatlerinde, özellikle akşamları ağlama nöbetleri başlar. Kolik bebek, karnı ağrıyormuş gibi ayaklarını karnına çekerler, emmek istiyormuş gibi görünebilir. Ama kolik bebeği rahatlatmak çok zordur. Aynı zamanda kolik bebekte aşırı bağırsak hareketleri ve gaz olabilir. Bu tür ağlamalar bebek doğduktan sonra üçüncü haftada başlar ve 3.aydan sonra azalır. – Emziren anne beslenmesine özen göstermeli, lahana, karnabahar, brokoli, soğan, baharatlı yiyecekler, kuru fasulye, nohut, barbunya ve benzeri bebekte gaz yapabilecek gıdalardan uzak durmalı ve gazlı içecekler, sigara, alkol tüketmemelidir. – Bebeklere saç kurutucu, elektrik süpürgesi gibi değişik frekanslı seslerin dinletilmesi kolik sancının azaltılmasında etkili olabilmektedir. Bu sesler anne karnındaki seslere benzerlik gösterir ve bebeklerin sakinleşmesine yardımcı olabilir. Emziren anne beslenmesine özen göstermeli, lahana, karnabahar, brokoli, soğan, baharatlı yiyecekler, kuru fasulye, nohut, barbunya ve benzeri bebekte gaz yapabilecek gıdalardan uzak durmalı ve gazlı içecekler, sigara, alkol tüketmemelidir. – Bebeklere saç kurutucu, elektrik süpürgesi gibi değişik frekanslı seslerin dinletilmesi kolik sancının azaltılmasında etkili olabilmektedir. Bu sesler anne karnındaki seslere benzerlik gösterir ve bebeklerin sakinleşmesine yardımcı olabilir
  6. Güney Koreli model ve oyuncu olan Nam Joo-hyuk, Türkiye’de de birçok fanı bulunan genç oyuncular arasında yer almaktadır. Birçok dizi filmde rol alan başarılı oyuncu genç yaşına rağmen büyük bir hayran kitlesine sahiptir. İlk dizisi Who Are You: School 2015 ile tanınan Nam Joo-hyuk, seyirci tarafından büyük ilgi görmüştür. Bu diziden sonra kariyer hayatında hızla ilerlemiştir. Başarılı oyuncu model olan Nam Joo-hyuk’un çok merak edilen yaşamı ve kariyer hayatı… 22 şubat 1994 yılında Busan’da (Güney Kore) dünyaya gelen Nam Joo-hyuk, model ve oyuncudur. İlk olarak The Idle Mermaid dizisinde yardımcı karakter olarak rol alan Nam Joo-hyuk asıl çıkışını Who Are You: School 2015 dizisi ile yapmştır. İlk tanındığı dizi olan aynı zamanda Yook Sung-jae ve Kim So-hyun ile birlikte rol aldığı Who Are You: School 2015 dizisi büyük bir kitleye ulaşmıştır. Daha sonra kariyer hayatına hızla devam eden genç oyuncu, yine 2015 yılında Glamorous Temptation dizisinde konuk oyuncu olarak rol almıştır. Hemen ardından 2016 yılında Cheese in the Trap dizisinde rol alan Nam Joo-hyuk, aynı yıl SBS kanalında yayınlanan Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo dizisinde rol almıştır. Özellikle dünya çapında büyük sevgi ve ilgi gören dizi, hala tüm dünyada popülerliğini korumaktadır. Nam Joo-Hyuk, 2016 yapımı “Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo” dizisinde beraber rol aldığı Ji Soo ile de çok yakın arkadaştır. Nam joo-hyuk 2016-2017 yıllarında MBC kanalında yayınlanan Weightlifting Fairy Kim Bokjoo dizisinde, Lee Sung-Kyung ile birlikte başrol almıştır. Bu dizide tanıştıktan sonra 24 Nisan 2017 tarihinde, Nam Joo-hyuk ve Lee Sung-Kyung’un sevgili oldukları 18 Ağustos 2017 tarihinde ayrıldıkları bilinmektedir. İkili birçok reklam filminde birlikte modellik yapmıştır. Nam Joo-hyuk daha sonra 2017 yılında The Bride of Habaek ve 2019 yılında The Light in Your Eyes dizisinde baş rol olarak rol almıştır. Kariyer hayatına hızla devam eden başarılı oyuncu, 2020 yılında The School Nurse Files, Start-Up ve son olarak Here dizisinde baş rol almıştır. Boyu: 1.88 cm Burcu: Balık Instagram: skawngur
  7. Malzemeler; 1 su bardağı irmik 2 yemek kaşığı tereyağı 1/2 su bardağı un 1/2 çay bardağı sıvı yağ İçine dilediğiniz gibi fıstık, fındık, ceviz, toz fıstık vb. kullanabilirsiniz. Şerbeti İçin; 1 su bardağı süt 1 su bardağı su 1 su bardağı şeker 1 paket vanilya İrmik Helvası Nasıl Yapılır? Öncelikle işe şerbeti yapmakla başlayalım. Derin bir kabın içerisine şeker, su, süt ve vanilyayı alıp şeker eriyene kadar güzelce karıştırıyoruz. (Helvayı pişirirken de ara ara karıştırırsak şeker zamanla eriyecektir.) Helvamızı yapmaya başlayalım; Bir tencerenin içerisine tereyağını alıyoruz. Tereyağı erimeye başladıktan sonra sıvı yağı da içerisine ekliyoruz. Daha sonra irmik ve unu da ilave edip kavurma işlemine başlıyoruz. Rengi dönen irmiğin içerisine Antep fıstıklarını ilave ediyoruz. (Siz neyi tercih ederseniz onu ilave edin.) Bir iki dakika bu şekilde kavurduktan sonra şerbetimizi de ekliyoruz. (Bu noktada dikkatli olun şerbeti helvaya eklerken ani bir kaynamayla sıçramalar olabilir.) Şerbeti helvaya ekledikten sonra güzelce karıştırıp demlenmeye bırakıyoruz. Helva şerbeti çekip güzelce demlendikten sonra altını kapatıp serinlemeye bırakıyoruz ve servise hazır. Afiyet Olsun
  8. Huawei Watch GT 2e için Ocak 2021 güncelleme değişikliği Sürüm Güncellemesi: 1.0.6.20 Not: Veri aktarımı biraz zaman alabilir. Güncelleme sırasında telefonunuzu veya Huawei Watch GT 2e'yi kullanmayın. Yeni sürüm: 1.0.6.20 (32.31 MB) (Not) 1) Güncelleme bittikten sonra, tam olarak yüklendiğinden emin olmak için birkaç dakika bekleyin. 2) Cihazın pil seviyesi güncelleme için en az %20 olmalıdır. 3) Güncelleme sırasında Bluetooth bağlantısının sabit olduğundan emin olun ve hata durumunda işlemi tekrarlayın. Güncellemedeki yenilikler: * Yedi günlük hava durumu eklendi Hata düzeltmeleri (Bug Fix): 1- Sistem kararlılığı iyileştirildi. 2- Bilinen bazı hatalar düzeltildi.
  9. Zaman zaman hayatımızda garip duygulara kapılabiliyoruz. Ama bilmelisiniz bu garip duyguları herkes mutlaka hayatında birkaç kez yaşamıştır. Herkesin hayatında mutlaka birkaç kez yaşadığı ama tanımlayamadığı duyguları sizin için araştırdık. İşte o herkesin tanıdığı ama adını bilmediği 8 duygu. 1. Zenosyne Zamanın her geçen gün daha da hızlandığını hissetme durumu. 2. Monachopsis Bir yere ait olamama duygusu. 3. Ruckkehrunruhe Tatilden dönerken yaşanılan geri dönüş huzursuzluğu duygusu. 4. Catoptric tristesse İnsanların hakkımızda ne düşündüğünü bilmemenin verdiği hüzün duygusu. 5. Liberosis Zaman geçtikçe bazı şeylerin önemini kaybetme duygusu. 6. Chrysalism Yağmurlu bir havada, evde olmanın verdiği haz duygusu. 7. Exulansis Bizi heyecanlandıran, üzen bir olayı karşıdaki kişiye anlatırken aynı tepkileri göremeyince anlatma hevesinin kaçma duygusu. 8. Sonder Bir anlığına etrafa bakınıp; ‘orada benim kadar karmaşık hayatlar var’ farkındalığına varma duygusu
  10. Malzemeler 1 litre süt 1 su bardağı un 1 su bardağı toz şeker 3 dolu dolu yemek kaşığı kakao 1 paket vanilya 1 yemek kaşığı tereyağı veya margarin 1 paket kremşanti 1 çay bardağı soğuk süt 2 su bardağı hindistancevizi Hazırlanışı İlk olarak sultan sarmasının muhallebisini yapmakla başlıyoruz. Bir tencereye süt, şeker, un ve kakaoyu ekleyerek karıştırıp ocağın üzerine alıyoruz. Kısık ateşte muhallebi kıvamına gelene kadar karıştırıp pişiriyoruz. Ocaktan alıp içerisine tereyağı ve vanilya ekliyoruz. Pürüzsüz bir kıvam için 5 dakika kadar mikserle çırpabilirsiniz. Ardından tepsinin içine 2 bardak hindistancevizi serpilir ve sıcak muhallebi üzerine dökülür. 1 Saat dolapta bekletilir. Muhallebinin üzerine sürmek için soğuk süt ile kremşantiyi çırpıp muhallebinin üzerine sürülür. Ardından tekrar dolaba 2 – 3 saat dinlenmesi için bırakılır. Tatlı tepsinin uzunlamasına ikiye kesilip ardından kalan yan bölümler dilimlere ayrılır. Rulo yapılarak servis tabağına alınır. Afiyet Olsun
  11. Aft olarak bilinen ağız yaraları/ülserleri son derece can sıkıcı olabiliyor. Aft aynı anda bir ya da birkaç tane çıkabilir. Bu yaralar yemeyi-içmeyi hatta bazen diş fırçalamayı bile güçleştirir. Bilimsel çalışmalar aftların kadınlarda daha sık çıktığını kanıtlamıştır. Bolca Acı Bırakan Aftlar Neden Çıkar? Sık sık aft sorunu ile karşılaşıyorsanız, mutlaka bu sorunun sebebini araştırmak için bir uzmanla görüşmelisiniz. Aftlar kimi zaman kanser gibi ciddi hastalıkların belirtisi olabilir. Ağız Yaralarının Sebepleri Nelerdir? Bağışıklık hastalıkları Demir eksikliği Vitamin eksikliği Behçet hastalığı Hormonel değişiklikler Mide mikrobu Alerji Tüketilen gıdalar Sigara Kullanılan diş macunu Stres, kaygı Ağız Yaraları Nasıl Geçer? Ağız yaraları hiçbir tedavi yöntemi kullanmadan genellikle bir hafta içinde ortadan kaybolur. Ancak ağrıyı azaltmak ve iyileşme sürecini hızlandırmak için eczanelerde satılan oje benzeri ağız içine fırça ile sürülen sıvı ilaçtan alabilirsiniz. Bu ilaçlar sayesinde yemek yerken yaşadığınız sızı az da olsa hafifler. Afttan Kurtulmak İçin Doğal Yöntemler Nelerdir? Ağız yaraları bazı küçük çocuklarda da sık sık görülür. Doğal yöntemler hem sizin hem de çocuğunuzun aftlardan hızlıca kurtulmasına yardımcı olacaktır.İşte, afttan kurtulmanın en etkili 5 yolu; Bal Bu yöntemi bir yaş üzeri bal alerjisi olmayan çocuklarınızda da kullanabilirsiniz. Yapmanız gereken aftın üzerine bir parça bal sürmek. Bu işlemi günde üç kez tekrarlamak aftan hızlıca kurtulmanızı sağlayacaktır. Balın anti-mikrobiyel özelliği aftları hızlıca iyileştirecektir. Zerdeçal Anti-bakteriyel, antiseptik özellik taşıyan zerdeçal afttan kurtulmanın şahane bir yoludur. Bir miktar zencefili aftın üzerine günde 2-3 kez uygulamanız yeterli olacaktır. Fesleğen Salataların, sosların lezzet sırrı fesleğen aft için en etkili ilaçlardandır. Taze bir yaprak fesleğeni aftın üzerine yerleştirmeniz yeterli olacaktır. Ayran Aft için uzmanlar gargara önerilerinde bulunur. Gargara için evdeki ayranı da kullanabilirsiniz. Hem siz hem de çocuğunuz günde 2-3 kez az miktar ayranla ağzınıza gargara yapabilirsiniz. Hindistan Cevizi Sütü Günde iki-üç kez ağzınızı hindistan cevizi sütü ile gargara yapabilirsiniz
  12. Avokadonun dünya üzerinde 1000’den fazla çeşidi olduğunu biliyor muydunuz? İnce kabuklu, kalın kabuklu, daha uzun, daha yuvarlak, yumuşak, sert… Fakat ülkemizde satın almak istediğinizde karşınıza iki çeşit çıkıyor. Yeşil kabuklu olana Florida avokadosu deniyor, su oranı daha yüksek ve yağ oranı daha düşük olduğu için iç kısmı diğerine göre daha sert. Koyu renkli, siyah, kabuğa sahip olana ise Hass avokado deniliyor, yağ oranı biraz daha yüksek olduğu için daha yumuşak. Avokado sağlıklı yağ asitleri içeriğiyle daha çok kalp sağlığıyla gündeme gelen bir meyve. Amerikan Kalp Derneğinin yayınladığı bir çalışmaya göre; sağlıklı bir diyetin parçası olarak günde 1 avokado tüketmek, obez ve hafif kilolu bireylerde kötü kolesterol seviyelerinin kontrol altına alınmasına yardımcı oluyor. Elbette tek faydası bu değil, içindeki tekli doymamış yağ asitlerine ek olarak, lif ve fitosteroller var. Yani aslında avokado yemek için birçok sebep var. Avokado Seçerken Ve Saklarken; -Avokado seçerken, eğer kısa süre içinde tüketmeyi planlıyorsanız daha açık renkli olanları seçmeniz gerekir. -Birkaç gün içinde tüketemeyecekseniz daha sert olanları seçmenizde fayda var. -Satın alırken çok fazla yumuşamış veya üzerinde çok sayıda koyu renkli benek olan avokadoları tercih etmemeniz önemli. -Avokadoyu aldığınızda eğer çok sertse bir elma veya muzla birlikte bir kağıdın içine sararak bir iki gün bekletebilirsiniz, birkaç gün içinde olgunlaşacaktır. -Olgunlaşmış bir avokadoyu eğer kesmediyseniz, buzdolabında birkaç gün saklayabilirsiniz. Eğer avokadoyu kestiyseniz, kararmaması için limon veya sirke serpip hava almayan bir kapta buzdolabında bekletebilirsiniz. Peki Nasıl Tüketelim? -Salatalarınızın üzerine dilim dilim ekleyebilirsiniz, bunun için hafif olgunlaşmış olması yeterlidir, çok yumuşak olan avokado kolayca dağılabilir. -Avokadoyu püre haline getirdikten sonra, çırpılmış yumurta ve çok az sütle birleştirerek besleyici bir omlet hazırlayabilirsiniz. -Avokado, labne peynir ve taze nane yapraklarını blenderdan geçirerek kahvaltılık sos yapabilirsiniz. Dilerseniz sarımsak da ekleyebilirsiniz. -Dilimlediğiniz avokadoları, yumurta sarısı ve galeta unu karışımına batırdıktan sonra yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizin ve fırında ızgara yaptıktan sonra çırpılmış yoğurt sosunuza batırarak tüketebilirsiniz. -Eğer “Avokadodan hiç tatlı olur mu?” diyorsanız, sizin için bir de avokadolu diyet puding tariflerinin mutlaka denemelisiniz. Dikkat! Avokado bir meyve gibi görünse de aslında yağ içeriği oldukça yüksektir. Bu sebeple avokado tükettiğinizde diyetinizdeki yağ miktarını da dengeli şekilde ayarlamanız gerekir. ¼ avokadoyu, 1 tatlı kaşığı yağ yerine düşünerek tüketebilirsiniz
  13. Güney Hindistan, yıllardır değişmeyen kültürü, büyük sarayları, muhteşem tapınakları, doğal güzellikleriyle adeta geçmişe yolculuk hissi yaratan bir seyahat destinasyonu. Hindistan’ın Madurai şehrinde bulunan, Meenakshi Amman Tapınağının 2000 yıllık bir tarihi olduğu düşünülmektedir. Mandurai’nin merkezinde geniş bir alana sahip Meenakshi, 45-50 metre arasında değişen uzunluklarda, 14 adet kule tapınağıyla çevrelenmiş. Bu kule tapınakları baktığında resmen bir sirk alanından kopup gelmiş insan piramidini andırıyor. Düşünsenize üst üste dizilmiş rengarenk karakterlere bürünmüş minik insanlardan oluşan devasa kuleler. Hindu mitolojisinden tanrı, şeytan, doğa, hayvan ve kahraman figür işlemelerinden oluşmuş bu kule tapınaklarını gördüğünüzde, insanlar tarafından böyle bir yapının nasıl inşa edilmiş olduğuna anlam veremiyorsunuz. Şehrin herhangi bir noktasından renkli işlemelerle dolu, gökyüzüne uzanan bu tapınakları görebilmeniz mümkün. Hindistan’ın Madurai şehrinde bulunan, Meenakshi Amman Tapınağının 2000 yıllık bir tarihi olduğu düşünülmekte. Yıllar içerisinde yenilenmiş ve eklentiler yapılarak değiştirilmiştir. Tapınak Shiva’nın karısı Parvati’nin bir avatarı olan Meenakshi’ye adanmıştır. Tanrıçaya adanmış nadir Hindu tapınaklarındandır. Bu görkemli Hindu tapınağı son derece renkli ve detaylı binlerce heykelden oluşur. 16 ayrı kubbesi olup, içeride tapınağın merkezindeki iki asıl tapınak Shiva ve Meenakshi’ye adanmıştır. Bu alanlara Hindu olmayanların girmesi yasaktır. Meenakshi Tapınağı’nı bugün bizler görebiliyorsak bunun sebebi Tanrı Shiva’nın Kraliçe Parvati’ye duyduğu dillere destan aşkıdır. Her yerde ibadet eden Hindular, rengarenk duvarlar, tavan süslemeleri, heykellerle kendinizi yabancısı olduğunuz bir dünyanı içinde bulmaya hazır olun. Eğer bir gün giderseniz en yüksek kule olan güneydeki tapınağının merdivenlerini çıkıp, yukarıdan bu renkli dünyayı izlemeyi ihmal etmeyin. Meenakshi Tapınağı’nı anlatan sonsuz renk, müzik ve yaşamın akışına kendinizi bıraktığınızda, daha önce yaşamadığınız bir duygu karmaşası içinde, garip bir huzur her noktanızı saracak… Bu ihtişamlı tapınak 'Meenakshi Amman'ın hikayesi ise; Yıllar yıllar önce kız çocuk hasretiyle yanıp tutuşan bir kral tanrılara ona bir kız çocuğu vermesi için yalvarır. Dileklerini karşılıksız bırakmayan tanrılar krala iki kız çocuğu verir. Bu kızlardan biri ateşler içinden çıkarak gelen, 3 göğüslü güzeller güzeli Parvathi’dir. Kızının bu haline şaşıran kral, kızının neden üç göğsü olduğunu tanrılara sorar ve kızının evleneceği adamı gördüğünde üçüncü göğsünün kendiliğinden kaybolacağını öğrenir. Parvathi büyüyüp de artık vakti geldiğinde, kraliçe olabilmek için tanrıların sınavlarını geçmesi gerekmektedir. Bir çok tanrının ona sunduğu zorlukları aştıktan, başarılar kazandıktan sonra sıra tanrı Shiva’nın testine gelir. Tanrı Shiva güzel kızı görür görmez büyüsüne kapılmıştır. Prenses Parvathi de üçüncü göğsünün bir anda kaybolduğunu fark ettiğinde, evlenmesi gereken adamın karşısındaki Shiva olduğunu anlamıştır. Tanışmalarından 8 gün sonra Lord Sundareshwara şekline bürünen Shiva ile Prenses Parvathi, tüm dünyanın katıldığı unutulmaz bir düğünle evlenirler. Düğün sonrasında ilahiler eşliğinde Tanrı Shiva’nın artık Tanrıça Meenakshi olan eşi için yaptırdığı göreni hayretlere düşüren, büyüleyici Meenakshi Tapınağı’na taşınarak, yıllarca Mandurai’de mutlu mesut yaşarlar. Sonra bir gün bu tapınağı halka bağışlayarak tanrılar katına dönerler
  14. Çoğunlukla kozmetik sektöründe kullanılan koruyucu bir kimyasal madde olan paraben nedir? Hayatımızın her alanında kullandığımız; şampuan, saç kremi, nemlendirici krem, tonik, deodorant, parfüm, tıraş jeli, bronzlaşma kremi, makyaj malzemeleri, güneş koruyucusu ve diş macununda vb. Ürünlerde bulunan paraben ne işe yarar? Faydaları ya da zararları nelerdir? Sizce günlük hayatımızın vazgeçilmezlerinden olan kozmetik ve kişisel bakım ürünlerimiz neden uzun süre bozulmamaktadır? İşte bunların bütün cevabı parabende… Kozmetik, kişisel bakım ürünleri ve serumların raf ömrünü uzatmak için kullanılan yaygın bir koruyucu çeşididir. Parabenler, kozmetik ve gıda ürünlerinde bakteri oluşumunu önlemek için kullanılan koruyucu ailedendir. Bu nedenle, güvenliğinizi sağladığı bilinmektedir. Peki bu kadar güvenli olan bir maddenin neden hep sağlığa zararları tartışılmatadır? Paraben ürünlerin etiketlerinde; Methylparaben, Ethylparaben, Propylparaben, Butylparaben, Isopropylparaben, Isobutylparaben,olarak görülebilir. Parabenin birçok çeşidi bulunmaktadır ve bunların tamamı bizler için sorun teşkil eden kategoride değildir. Bazıları sağlıkla ilgili düzenlemeler yapan otoriteler tarafından güvenli olarak kabul edilirken, bazıları ise endokrin sistemini bozar ve hormonal değişikliğe sebep olur. Avrupa Birliği Komisyonunun yasakladığı parabenler: Isopropylparaben Isobutylparaben Phenylparaben Benzylparaben Pentylparaben Paraben haricindeki koruyucu içerikler: Diazolidinyl urea DMDM hydantoin Hydroxymethylglycinate Imidazolidinyl urea Quaternium-15 Trishydroxymethylnitromethane Methylchloroisothiazolinone Methylisothiazolinone Sodium benzoate Phenoxyethanol Parabenin Sağlık Açısından Etkileri Nelerdir? Parabenler; Östrojen hormonunu taklit ettiği için üreme sistemini olumsuz etkileyebildiğine dair araştırmalar mevcuttur. Ciltte alerjiye sebep olabilir Birçok deri hastalığına sebep olmaktadır. (egzama, kaşıntı, kızarıklık vb.) Erken yaşlanmaya sebep olabilir
  15. Alfa; grup içinde lider, lider kişi, birinci olan anlamlarına gelmektedir. Öz güvenleri ve liderlikleri ile tüm dikkatleri üzerlerine çeken alfa kadınlar ise; kimsenin ne düşündüğünü umursamadan kendi yollarından giden başarılı olmayı amaç edinmiş kişilerdir. Peki sizde alfa kadın özellikleri mevcut mu? Gelin hep birlikte inceleyelim… 1. Sürekli kendini geliştirme çabası içerisindedirler ve monoton bir hayatları yoktur. Sürekli hareketli bir yaşam tarzına sahiptirler 2. Çevresinden bağımsız olan bu kişiler her zaman için kendi ayakları üstüne basarlar. Alfa kadınlar kendi mücadelelerini kendileri vererek kimseye borçlu olmazlar. 3. Olumsuz durumlarla karşılaştıklarında durup sızlanmak yerine sorunu çözmeye çalışırlar ve her zaman hayata pozitif bakarlar. 4. Eleştiriye son derece açık olan alfa kadınlar öz güvenleri ile meşhurdurlar. Eleştirilmeyi sorun etmez aynı zamanda doğru buldukları eleştiriler karşısında kendilerini düzeltirler. 5. Mücadeleden kaçmayan alfa kadınlar, asla pes etmezler ve her şeyin üstesinden gelirler. 6. Alfa kadınlar hiçbir zaman hata yapmaktan korkmazlar. Çünkü hata yaparak bir şeyleri öğreneceklerinin farkındadırlar
  16. Kılıç otu, mayasıl otu olarak da bilinen sarı kantaron yüzyıllardır ruh hastalıkları tedavisinde şifa olarak kullanılan bir bitkidir. Yağının da şifa kaynağı olduğu kantaronun depresyondan mide sağlığına, baş ağrısından kansere kadar bir çok hastalığa iyi gelmektedir. Malzemeler 1 bardak kaynamış su 2 çay kaşığı kurutulmuş kantaron bitkisi Hazırlanışı Kaynamış suya 2 çay kaşığı kurutulmuş kantaron bitkisi ekleyin. 10 dakika demlenmesini bekleyin. Sıcak ya da soğuk olarak tüketebilirsiniz. Biraz tatlandırmak için limon ya da bal katabilirsiniz. Afiyet Olsun
  17. Türk kahvesi kültürümüzde önemli bir yere sahiptir. Türk kahvesinin cilde de iyi geldiğini biliyor musunuz? Türk kahvesi maskesiyle sağlıklı ve doğal bir cilde sahip olmak mümkün. Türk kahvesinin cilde faydaları nelerdir? Türk Kahvesi maskesi… Türk Kahvesi Maskesinin Faydaları Türk kahvesinin telvesi cildi sıkılaştırma özelliğine sahiptir. Gözenekleri ve ölü deriyi temizler. Göz altı torbalarına ve göz altı morluklarına iyi gelir. Cildi canlı gösterir. Yağ ve nem dengesini sağlar. Kırışıklıkların önüne geçer. Türk Kahvesi Maskesi Yüz Bölgesi İçin Türk Kahvesi Peelingi 1 tatlı kaşığı Türk Kahvesi 1 tatlı kaşığı sızma zeytinyağı Hazırlanışı Türk kahvesi ve zeytinyağı birbirlerine karıştırılır ve göz altı hariç bütün yüze uygulanır. Kuruyana kadar beklenir. Soğuk su ile durulanır. (Sivilce olan yüzlerde uygulanması önerilmez.) Cildin Nem Dengesi İçin Türk Kahvesi Maskesi 1 tatlı kaşığı bal 1 tatlı kaşığı kahve telvesi Hazırlanışı Malzemeler birbirine karıştırılır ve yüzün nem ihtiyacı olan bölgesine ince bir katman halinde sürülür. Kuruyana kadar beklenir. Kuruyunca ılık su ile yıkanır. Göz Altı Morluklarına Türk Kahvesi Maskesi 1 adet yumurta akı 1 tatlı kaşığı Türk kahvesi Hazırlanışı Türk kahvesi ve yumurta akı birbirlerine karıştırılır. Bir gazlı beze bu karışım sürülür. Ardından bez göz altına koyulur. 15 – 20 dakika bekleyip göz altından maskeyi çıkarıp bölge yıkanır
  18. Bahçenizi, balkonunuzu veya camınızın önünü renklendirip size her gün neşe verecek kış çiçeklerini sizler için derledik. 1. Menekşe Bakımı ve yetiştirmesi en kolay çiçeklerden olan menekşe, yılın her döneminde açan rengarenk bir çiçektir. 2. Kamelya Gül bitkisini andıran kamelya çiçeği uzun ömürlü ve dayanıklıdır. Çiçekleri kokusuz olan kamelyalar, beyaz, sarı, pembe, kırmızı ve ebruli renklerde olurlar. 3. Kar Çiçeği 16. yüzyıldan beri yetiştiriciliği yapılan kar çiçeği, dayanıklı ve uzun ömürlü bir bitkidir ve genelde süs bitisi olara kullanılmatadır. 4. Kardelen Bembeyaz rengiyle içinizi açacak kardelen çiçeği, karlı havalarda bile çiçek açabilme özelliğine sahiptir. 5. Çuha Çiçeği Sarı, beyaz veya pembe renkleriyle soğuk günlerinize renk katacaktır. Çiçeklerinin her biri dört taç yaprakla süslü olan çiçek sadece günün geç saatlerinde kendini gösterme özelliğine sahiptir. 6. Siklamen Mis kokusundan dolayı eskilerin Buhur-u Meryem olarak adlandırdığı siklamen çiçeğinin 20’den fazla türü bulunmaktadır. Bahçelerin ve balkonların mis kokulu ve en güzel çiçeklerindendir.
  19. Baharat ve şifalı bitkiler satan aktarlarda sıklıkla görülen besinlerden bir tanesi kantaron yağıdır. Sarı kantaron ve kırmızı kantaron gibi farklı türleri olan kantaron bitkisinin diğer isimleri arasında kılıç otu, binbirdelik otu, kan otu gibi isimler yer alır. Bir tür otsu bitki olan kantaron, mızrak benzeri bir şekle sahip olan ucu çiçekli dallardan meydana gelir. 8 ile 50 milimetre aralığında değişen bu dalların uçlarında yer alan çiçeğin rengi, bitkinin sarı veya kırmızı kantaron olarak adlandırılmasını sağlar. Kendine has yaprakları olan kantarona binbirdelik otu denmesinin nedeni, yaprakların ışığa tutulmasıyla görülebilen parlak yağ noktacıklarıdır. Çiçeklerinin açtığı yaz aylarında toplanır. Yerden yaklaşık olarak 5 santimetre yükseklikten itibaren kesilen kantaronlar kurutulur veya taze olarak işlenir. Kantaron bitkisinin sağlık açısından çok önemli faydaları vardır. Bu nedenle alternatif tıpta ve bitkisel tedavilerde sıklıkla karşılaşılan değerli besin türlerinden biridir. Özellikle kantarondan elde edilen yağ, bu yararlı bileşenleri yoğun şekilde içermesinden dolayı sağlık alanında pek çok farklı amaçla kullanımı önerilen bir üründür. Kantaron Yağının Faydaları Kantaron yağı bitkisel tedavi ve alternatif tıp alanlarında sıklıkla bilimsel araştırmalara konu olan, sağlık üzerinde olumlu etkilerinden birçoğu bilim dünyası tarafından kabul edilen değerli bitki türlerindendir. Hastalıklardan korunma, yaşlanmanın geciktirilmesi, vücut fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde devam ettirilmesi gibi önemli faydaları bulunan kantaron yağı, günümüzde aktarlarda dahi kolaylıkla bulunabilir. Fakat her bitkisel ürün gibi kantaron yağı da dikkatli kullanılması gereken bir üründür. Kronik bir hastalığı bulunan, çeşitli nedenlerle sürekli olarak ilaç kullanan veya besin alerjileri olan bireyler kantaron yağı kullanmadan önce mutlaka hekimlerine danışmaları, önerilen dozları aşmamaları gerekir. İşte kantaron yağının sağlık üzerindeki olumlu etkilerinden bazıları… Kantaron Yağının Cilde Faydaları Kantaron yağının en önemli faydalarından bir tanesi, cilt sağlığını koruma üzerindeki etkileridir. Kantaron bitkisinden elde edilen yağlar, hücre yenilenmesini destekler ve hızlandırır. Herhangi bir karışım hazırlanmasını gerektirmeden doğrudan cilt üzerine uygulanabilen kantaron yağı yaşlanma belirtilerini geciktirmeye, kırışıklıkları önlemeye ve cildin elastikiyetini arttırmaya yardımcı olur. Cildin olması gereken nem dengesine sahip olmasını sağlarken daha pürüzsüz ve canlı bir görünüm elde edilmesine katkıda bulunur. Kantaron yağının cilt üzerindeki önemli etkilerinden bir diğeri ise lekeleri ortadan kaldırmasıdır. Bu etki sayesinde düzenli olarak kantaron yağı kullanımı ile birlikte yüzde veya vücutta yer alan yara, yanık ve sivilce izleri giderilebilir. Yaşlılık, hamilelik, güneşe maruz kalma gibi nedenlerle cilt renginin bölgesel olarak farklılaştığı veya lekelendiği yerlerde düzenli olarak kantaron yağı uygulaması ile cilt tonu eşitlenerek daha hoş bir görünüm elde edilebilir. Kantaron yağının cilde olan olumlu etkilerinden faydalanabilmek için yağı direkt olarak cildinize uyguladıktan sonra cildinizin emmesini bekleyebilirsiniz. Ardından cildiniz üzerinde rahatsız eden bir yağlılık hissinin kalmış olması halinde en az yarım saat bekledikten sonra durulayabilirsiniz. Kantaron Yağının Enfeksiyon Hastalıklarına Faydaları Kantaron yağı; enfeksiyonlara neden olan bakteri, virüs ve mantar gibi mikroorganizmalarla savaşarak hastalıklardan korunmayı sağlar. Özellikle ayak mantarı, deride oluşan enfeksiyonlar, akneler, herpes virüsünün neden olduğu uçuk gibi birçok hastalıkta kantaron yağı uygulaması enfeksiyonun hızlı bir şekilde iyileştirilmesine yardımcı olur. Aynı zamanda deri üzerinde oluşan enfeksiyonlarda iyileşme hızlandırılırken yara ve aknelere bağlı olarak enfeksiyon sonrasında iz kalma olasılığı da büyük ölçüde azaltılabilir. Düzenli olarak kantaron yağı kullanımı ile birlikte ciltte yeni enfeksiyonların oluşumu da önlenebilir. Bunun için kantaron yağı doğrudan cilde uygulanabileceği gibi doğal içerikli olduğundan emin olunan kantaron yağı içerikli krem ve losyonlardan da yararlanılabilir. Tüm bunların yanı sıra egzama, kontakt dermatit ve pişik gibi sorunların önlenmesini sağlar. Kendinizde kullanabileceğiniz gibi çocuğunuzda da kantaron yağı kullanımını tercih edebilirsiniz. Fakat özellikle alerjik bünyeye sahip çocuklarda bu uygulamanın öncesinde hekime danışılmasında fayda vardır. Kantaron Yağının Sindirime Faydaları Kantaron yağının ağız yoluyla az miktarda tüketimi, sindirim sistemini düzenleyici etki gösterir. Özellikle yemeklerden önce az miktarda kantaron yağı tüketerek sindirimi hızlandırabilir, kabızlık ve şişkinlik gibi sorunların önüne geçebilirsiniz. Gaz sancıları ve buna bağlı karın ağrıları yaşayan bireylerde de kantaron yağının olumlu etkileri görülebilir. Tek başına veya yoğurt gibi besinlerle karıştırılarak tüketilebilen kantaron yağı aynı zamanda bitki çayı olarak da hazırlanabilir. Çay şeklinde hazırlanan kantaron yağının böbrekleri koruduğu da bilinmektedir. Fakat ağız yolu ile kantaron yağı tüketimi bir tatlı kaşığını geçmemelidir. Herhangi bir hastalığı bulunanların ve ilaç kullananların kantaron yağı tüketmeden önce mutlaka hekimlerine danışmaları gerekir. Kantaron Yağının Saçlara Faydaları Kantaron yağı içerdiği değerli bileşenler, vitamin ve mineraller sayesinde saç sağlığının korunmasına ve saçların güzelleştirilmesine de katkıda bulunur. Düzenli olarak kantaron yağı ile bakım yapılan saçlarda kırık oluşumu azalır, koparak dökülmeler büyük oranda azaltılır ve saçlar sağlıklı bir şekilde uzamaya devam eder. Daha canlı ve parlak bir görünüme kavuşan saçlar dökülmenin önlenmesi ile birlikte gürleşmeye başlar. Kantaron yağının saç sağlığına etkileri bununla sınırlı değildir. Saçlara ek olarak saç derisinde oluşan pullanma, kepek ve egzama sorunlarının önlenmesi için de kantaron yağı mükemmel bir kurtarıcıdır. Haftada bir veya iki kez kantaron yağı ile yapılacak bir saç bakımı ile tüm bu olumlu etkilerden yararlanmak mümkündür. Kantarona ek olarak saç sağlığına iyi geldiği bilinen sarımsak, argan yağı ve zeytinyağı gibi diğer ürünlerle karıştırılarak hazırlanmış bir karışım ile birçok olumlu etkiyi bir arada elde edebilirsiniz. Hazırlayacağınız karışımı saçınıza ve saç derinize iyi bir şekilde uyguladıktan sonra yarım saat kadar bekletip saçınızı yıkayabilirsiniz. Sarı Ve Kırmızı Kantaron Yağı Kantaron yağı kullanımına başlayacak olan bireylerin karşısına iki farklı yağ türü çıkacaktır. Bunlar sarı ve kırmızı kantaron yağlarıdır. Temelde aynı kantaron bitkisinden elde edilen bu yağların farkı kırmızı kantaron yağının taze bitkilerden, sarı kantaron yağının ise kurutulmuş bitkilerden elde edilmiş olmasıdır. Aynı bitkiden elde edilmiş olması nedeniyle sarı kantaron yağı faydaları ile kırmızı kantaron yağı faydaları hemen hemen benzerdir. Bunlardan dilediğinizi tercih edebileceğiniz gibi her ikisini birden temin ederek deneyebilir veya bu iki yağ türünü karışık olarak kullanabilirsiniz. Eğer hassas bir cilde sahipseniz kantaron yağını her gün kullanmak yerine haftada 1-2 gün veya gün aşırı kullanmayı tercih edebilirsiniz. Yukarıda sayılanların haricinde de kantaron yağının pek çok faydası bulunmaktadır. Tüm bu olumlu etkilerden faydalanılabilmesi adına kantaron yağı kullanımında veya tüketiminde sakınca bulunmayan bireyler düzenli olarak bu değerli bitkinin olumlu etkilerinden faydalanmaya başlayabilir. Kırmızı ve sarı kantaron yağı uygun koşullarda üretildiği bilinen güvenilir markalardan alınmalıdır. Üzerinde içerik, üretim yeri, son kullanma tarihi ve marka gibi bilgiler bulunmayan veya açık olarak satılan ürünlerin kullanımı sağlık üzerinde faydadan çok zarara neden olabileceğinden bu konuda dikkatli olunmalıdır. Eğer siz de bu yağı kullanmak istiyorsanız, öncelikle kullanmanızda herhangi bir sakınca olup olmadığına dair hekiminize danışabilir, hekiminizin de uygun görmesi halinde güvenilir markalardan temin edeceğiniz kantaron yağınızı düzenli olarak kullanmaya başlayabilirsiniz. Not : Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.
  20. Argan yağı daha çok cilt ve saç bakımında kullanılan besleyici bir bitki yağıdır. “Sıvı Altın” olarak da adlandırılan Argan yağı nedir? Argan yağının cilde faydaları nelerdir? Argan Yağı Nedir? Argan ağacı dünyada sadece Fas ve bir kaç ülkede yetişebilen bir ağaç türüdür. 200 yıllık ömrü olan argan ağacının sarı ve yeşil tonlarında çiçekleri vardır. Argan yağı argan ağacının meyvelerinden elde edilen bir yağdır. Çokça E vitamininin mevcut olduğu argan yağının içinde yağ asitleri de bulunmaktadır. Cildin yanı sıra yemeklerde de kullanılan argan yağı oldukça besleyici bir yağ türüdür. Argan Yağının Cilde Faydaları Nelerdir? Güzel bir cilt isteyenlere argan yağı önerisi. Argan yağının cilde olan faydalarını sizler için sıraladık. Argan yağı güneş ışınlarından korunmak için kullanılır. Ciltte ki kırışık oluşumunu engeller. Yaşlanmayı geciktirir. Göz altı torbaların iyi gelir. Cildi nemlendirici etkisi vardır. Hamilelik döneminde veya çeşitli nedenlerle oluşan çatlakların giderilmesini sağlar. Yaraların iyileşme süresini hızlandırır. Sivilce ve siyah nokta oluşumunu engeller. Kuruyan ve çatlayan dudaklara iyi gelir
  21. Halk arasında Troid Yetmezliği olarak bilinen Hipotiroidizm nedir? Hipotiroidi belirtileri nelerdir? Hipotiroidi, troid bezlerinin az çalışması anlamına gelmektedir. Hipotiroidizm, tiroid bezinin az hormon salgılaması nedeniyle oluşan bir sağlık problemidir. Kan dolaşımında tiroid hormonları (T4 ve T3) düşük olduğundan metabolizma yavaşlar ve bu duruma bağlı sağlık problemleri ortaya çıkar. Hipotiroidizm Nedir? Tiroid bezi boynun ön tarafında gırtlağın altında bulunur. Yemek borusunun her iki tarafında birer tane olmak üzere iki lobdan oluşan troid bezi, hormon üretmek için özelleşmiş hücrelerden oluşan endokrin bir bezdir. Tiroid hormonları metabolizmayı veya vücudun enerjiyi kullanma şeklini düzenler. Tiroid bezinin az çalışması sonucunda tiroid hormon seviyeleri düşerse vücut fonksiyonlarının çoğu yavaşlar. Tiroid hormonlarının üretimi, beyinde bulunan hipofiz bezinin salgıladığı tiroid uyarıcı hormon (TSH) ile düzenlenir. Hipotriodi Belirtileri Nelerdir? Bir kısım hastada belirtiler olmayabilir. Belirtilerin olduğu hastalarda ise şunlar görülür; Yorgunluk, halsizlik Üşüme Hareketlerde yavaşlama Konsantrasyon güçlüğü, hafıza zayıflığı Saç dökülmesi Kabızlık Kilo alma El, yüz ve bacaklarda şişlik Adet düzensizliği Gebe kalmada zorluk ya da düşük riski Kansızlık, b12 eksikliği, Uykusuzluk Çocuk Veya Ergenlerde Görülen Belirtileri Ise; Büyümede yavaşlama Diş gelişiminde gecikme Zihinsel gelişimde gerilik Gecikmiş ergenlik Troid Yetmezliği Nasıl Anlaşılır? Basit kan testleri ile hızlıca anlaşılır. En önemli test ‘kanda TSH düzeyi ölçümü’dür. TSH düzeyi normalin üzerinde çıkarsa, bu hastada hipotiroidiyi düşündürür. Serbest T4 düzeyleri ise kanda düşük bulunur. Serbest T4 düzeyi düşük, TSH düzeyi yüksek bir hastada belirgin hipotiroidi vardır. Sadece TSH yüksek, ancak T4 ve T3 düzeyi normal ise hafif derecede tiroid yetmezliğinden bahsedebiliriz. Bu durumun da tedavi edilmesi gerekir. Tedavi edilmezse % 5 hastada belirgin hipotiroidi gelişebilir
  22. Dheepan, Jacques Audiard yönettiği 2015 yılında vizyona giren Fransa yapımı dram filmidir. Senaristliğini Jacques Audiard, Thomas Bidegain, Noé Debré‘nin yaptığı baş rollerinde Esuthasan Antonythasan, Kalieaswari Srinivasan, Claudine Vinasithamby ve Vincent Rottiers yer aldığı Dheepan, Cannes Film Festivali ve Miami Film Festivalinde İki ödül kazanmış bir filmdir. Konusu Dheepan, iç savaştan kaçabilmek ve kendisine mülteci olarak başka bir hayat kurma ister. Fransa’ya gitmek ister ve daha kolay sığınma hakkı kazanmak için yanına aile gibi gözükeceği bir kadın ve bir çocuk alır. Paris’te geçinebilmek için kendisine bir iş aramaya başlar. Dheepan kültür çatışması şiddet ve ailevi meselelerle karşı karşıya kalır. Dheepan Trailer Dheepan Filminden Görseller Dheepan Oyuncuları Esuthasan Antonythasan Kalieaswari Srinivasan Claudine Vinasithamby Vincent Rottiers Marc Zinga Faouzi Bensaïdi Joséphine De Meaux
  23. B12 açısından zengin olan inek sütü, metabolizmayı hızlandırıyor ve kalori yakma hızınızı artırıyor. E vitamini kaynağı olan, içinde D vitamini de barındıran badem sütü ise adeta bir anti-aging görevi görüyor. Kanserle Savaşanlar Buraya! 2011 yılında Nutrition and Cancer’de yayınlanmış olan bir araştırma, badem sütünün kanserli hücrelerin büyümesini yüzde 30 oranda yavaşlattığını ortaya koymuş. Özellikle prostat kanserinden korunmaya yardımcı olan badem sütünün aksine ineklerin hormonla beslenmesi nedeniyle östrojen seviyesinin yükselmesinden dolayı, inek sütünün kanser hücrelerinin büyümesine sebep olduğu görülmüş. İnek Ve Badem Sütünün Değerleri 200 ml inek sütünde yüzde 30 kalsiyum, 6.4 gram protein, 7.2 gram yağ bulunurken, aynı miktardaki badem sütünde yüzde 30 kalsiyum, 0.8 gram protein, 2.2 gram yağ bulunuyor. İnek Ve Badem Sütünün Olumsuz Yanları Elbette her şeyde olduğu gibi iki süt türünün de olumsuz yönleri var. Yüksek kaloriye sahip olan inek sütü, laktoz hassasiyetine sahip olanlar için pek de uygun değil. Son zamanlarda sıklıkla konuşulan, inek sütünde antibiyotik olma ihtimali de bu haneye eksi puan yazdırıyor. Badem sütüne gelince, inek sütünden çok daha pahalı olması gözlerden kaçmıyor. İçinde bulunan şeker miktarının fazla olması, alerji yapma ihtimali, badem sütünün olumsuz yanları arasında yer alırken, birçok kişi de badem sütünü gerçek anlamda “süt” olarak kabul etmiyor. Sindirim problemleri olanlar, badem sütünü tercih ediyor. Badem sütü laktoz içermediği için inek sütüne kıyasla daha fazla tercih ediliyor. Diyet Yapanlar Badem Sütüne Yönelebilir İnek sütünde bulunan yağ, kilo alımına sebep olabiliyor. Light ürünler tercih edilse bile bu sütün yağ oranı, kilo problemi olanların karşısında bir engel olarak duruyor. Badem sütü ise diyet listelerinde en çok kullanılan süt olarak karşımıza çıkıyor. Badem Sütü Kan Basıncını Koruyor İçeriğindeki potasyum sebebiyle badem sütü kan basıncını korumada oldukça etkili. Ayrıca doymuş yağ içermediğinden, kolesterol ve kalp damar rahatsızlıklarında da kullanılabiliyor
  24. Bir mantı türü olan Hingel Gürcü mutfağına ait geleneksel bir yemektir. İç harç olarak bazen kıyma bazen de patates kullanılabiliyor. Peki Hingel nasıl yapılır? İşte ayrıntılarıyla Hingel tarifi… Malzemeler; 1 yumurta 1 su bardağı ılık su Aldığı kadar un İç harcı İçin; 3-4 orta boy patates Tuz, karabiber, kırmızı toz biber Tereyağı Su Patatesli Hingel Nasıl Yapılır? Öncelikle patatesler haşlanır eve iyice ezilir. Ardından haşlanan patateslere belirtilen baharatlar eklenerek karıştırılır ve soğumaya bırakılır. Daha sonra derin bir kabın içerisinde yumurta ve su iyice çırpılır ve biraz tuz eklenir. Hemen ardından azar azar un eklenerek yoğurmaya başlanır. Kulak memesinden biraz daha katı kıvamda bir hamur elde edilir ve dinlenmeye bırakılır. Dinlenmiş olan hamurdan 3 beze yapılır. Bezeler tek tek mantı hamuru gibi merdane yardımıyla açılır. Daha sonra çay bardağı ile yuvarlak şekillerde kesilir. Yuvarlakların ortasında hazırlamış olduğumuz patates harcından koyulur ve yarım ay şeklinde kapatılır. Tüm hamuru bu şekilde yaptıktan sonra derin tencere de bol tuzlu bir su kaynatınız. Hazırladığımız hingelleri kaynamış suda haşlayıp süzdükten sonra soğuk sudan da geçirip süzünüz. Üzerine tereyağı kızdırılıp toz biber eklenerek sıcak sıcak hingelin üzerine dökülür ve servis edilir. Afiyet Olsun
  25. Sütün genel olarak insan vücuduna saymakla bitmeyecek faydaları vardır. Doğduğumuz günden süt içmeye başlar sütün faydalarıyla büyür ve gelişiriz. Sütün hayatımıza etkisi azımsanmayacak kadar çoktur. Süt sadece fiziksel açıdan geliştirmekle kalmaz aynı zamanda cildi onarır ve bakım da yapar. Birçok faydası bulunan sütün cilde olan faydalarını gelin hep birlikte öğrenelim… Sütün Cilde Faydaları Nelerdir? Düzenli olarak süt tüketmek kasları ve kemikleri güçlendirmekle kalmıyor cildi derinlemesine temizleyerek ölü hücrelerden arınmasına da yardım ediyor. Sütü sadece içmekle değil cilde çeşitli uygulamalar yaparak faydalarından yararlanmak mümkündür. Süt maskesi yapmak kuru cilde sahip olan kişilerin ciltlerini nemlendirirken aynı zamanda ciltte oluşan kuruluğa ve pullanmaya çözüm olur. Ham süt ile hazırlanan maskeler yağlı ve karma ciltlere besleyici etkisini gösterir. Cildi derinlemesine temizleyerek ölü hücrelerden arındırıyor. Cildi siyah noktalardan temizliyor. Süt ciltteki ton dengesizliklerini, güneş lekelerini ve koyu lekelerin temizlenip cildin tek renk olmasına yarar sağlar. Protein ve aminoasitler açısından zengin olan süt ciltte oluşan çizgilere ve kırışıklıklara iyi geliyor. Daha genç bir görünüm kazandırıyor. Süt; egzama, sedef vb. cilt hastalıkları yüzünden tahriş olan cildin onarılmasını ve cildin eski sağlığına kavuşmasını sağlıyor. Cildi koruyucu bir kalkan görevi gören süt güneşin UV ışınlarına karşı cildi koruyucu etkisi bulunuyor. Ham süt sivilce ve aknelerin üzerine sürüldüğünde yatıştırma özelliğine sahiptir
×
×
  • Create New...

Önemli bilgi

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için Gizlilik poliçesini inceleyebilirsiniz.