Feneroin

Asus Zenfone 9 geçen sene Temmuz ayında tanıtıldı ve siz bunu okurken Tayvanlı şirket yeni modeli üzerinde çalışıyordur. Aslında, Zenfone 10, her zamanki gibi birkaç önemli özelliği ortaya çıkaran Geekbench'in çevrimiçi veritabanında tespit edildi. İlk olarak, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Zenfone serisi artık üst düzey bir ürün olduğundan, Zenfone 10 Qualcomm'un Snapdragon 8 Gen 2 yonga setini kullanacak. Bu, kıyaslamayı yürüten belirli prototipte 16 GB RAM ile eşleştirildi, ancak diğer seçeneklerin de mevcut olacağından eminiz - Zenfone 9, 16 GB olanın yanı sıra 6 GB ve 8 GB modellerine sahipti. Söz konusu prototip elbette Android 13'ü çalıştırıyordu ve 2.008 tek çekirdek puanı ve 5.454 çok çekirdek puanı elde etti, ancak yayın öncesi bir yazılım çalıştırdığı için bu sayılara çok fazla dikkat etmemelisiniz. Daha önce sızan teknik özelliklere göre Zenfone 10, 120 Hz yenileme hızına, 6,3 inç AMOLED dokunmatik ekrana, 256/512 GB dahili depolamaya ve OIS'li 200 MP ana kameraya sahip olacak. Ayrıca IP68 toz ve su geçirmezlik derecesi olup görünüşe göre üç renkte sunulacak.

Geçen senenin en çok tartışılan konularından biri olan USB-C zorunluluğu, 2024'te uygulanmaya başlayacak yani artık iPhone, iPad'ler vs de Lightning yerine USB-C girişli olacak. Avrupa Birliği şimdi de eski telefonlarda olduğu gibi değiştirilebilir - takıp/çıkarılabilir bataryaların yeniden gelmesini istiyor. Sebebi ise malum, bataryalar eskidikçe telefonun yavaşlamasına kadar neden oluyor. Bunu ve doğal olarak insanların hemen yeni bir telefon satın alma çabasına girmemeleri için, bir nevi bir batarya yüzünden telefonun bileşenlerinden metal/plastik kullanımını azaltmak için böyle bir fikir ortaya attılar ve gayet olumlu geri dönüşler aldılar fakat bu zorunluluğun hayata geçirilip geçirilmeyeceği henüz belli değil.

Xiaomi 12S Ultra piyasaya çıktığında en iyi kameraya sahip amiral gemisiydi ancak ne yazık ki Çin'e özel kalmıştı. Bu durum Xiaomi 13 Ultra ile değişecek, çünkü telefonun bu ay dünya çapında piyasaya çıkacağı duyuruldu ve onaylandı. Xiaomi'nin Weibo'daki sayfası ve şirketin Leica ortaklığının yeni Ultra için devam edeceğini doğruladığı Twitter'daki Leica resmi hesabı. Yeni bir Summicron lens de dahil olmak üzere benzersiz ve dünyada ilk kamera sistemine sahip olacak. Aynı zamanda 2304FPN6DG model numarasına sahip telefon, Singapur'un iletişim düzenleyicisi olan IMDA tarafından onaylandı. Listede önemli bir şey bulunmuyor; 5G bağlantı, Bluetooth, Wi-Fi ve NFC. Bizi heyecanlandıran ise uluslararası bir lansmana hazırlanıyor olması. Xiaomi'nin önümüzdeki günlerde, 12S Ultra'da olduğundan daha büyük olması beklenen devasa kamera adası da dahil olmak üzere telefon hakkında daha fazla görsel yayınlamasını bekliyoruz.

KOMATSU SEİREN: Japon tekstil firması olan Komatsu Seiren, tesislerini güçlendirmek ve depreme dayanıklı hale getirmek için karbon fiberden geliştirilen yüksek gerilimli bir hat kullanıyor. Tesisin mimarlarından olan Kengo Kuma ve Associate, bu yüksek gerilimli çubuklardan 1.000 tanesini tesisin çatısına bağlamayı tercih etmiş. Olası bir depremde, tesise uygulanan yatay kuvvet en aza indirilecek ve bina en az hasarı görecek. MORİ KULESİ: Deprem kuşağı kelimesi denilince akla gelen ilk ülkelerden biri olan Japonya, sismik anlamda çok aktif bir bölgede yer alıyor. Japonya'da buna uygun olarak tasarlanan birçok yapı mevcut. Mori Kulesi, resmi sitesinde yer alan bilgiye göre deprem anında dışarı kaçılacak değil, içerisine girilecek bir yapı olarak tasarlanmış. Sismik direnç için damper mühendisliği kullanılan bu yapıda 192 adet içi sıvı dolu amortisör kullanılmakta. Deprem anında yaşanan sarsıntı sonucunda bu içi sıvı dolu amortisörler sallanmaya karşı koymak adına ters bir biçimde çalkalanıyor. Bu yönüyle kullanılan en etkili yöntemlerden birine sahip olan Mori Kulesi, deprem anında oldukça güvenli bir yapı olarak listemizde yer alıyor. NEW WİLSHİRE GRAND CENTER: Güney Kaliforniya bölgesi, deprem olarak riskli bir bölgede yer aldığı için bölgedeki binalarda sismik düzenlemeler yapıldı. Los Angeles'ın en yüksek binası olan New Wilshire Grand Center, bu düzenlemeler kapsamında yeni yönergelere uygun olarak işlem gördü. Daha önceleri üst katlarında depremin bir kırbaç etkisi yaratabileceği konuşulan bu yapı artık oldukça sağlam bir görüntüde yer alıyor.Binanın üç bölümünde 30 adet payanda kullanılıyor, bu sayede tesisin dikey ve yanal kuvvetlere direnmesi sağlanıyor. Bu payandaların daha kuvvetli olarak desteklenmesi için her birime ek tutucu kuşak dahil edilmiş durumda. Bu özel kuşak hem gerilebilir hem de sıkışabilir bir vaziyette bulunuyor. Şimdilerdeyse New Wilshire Grand Center, ABD'nin en güvenli yapılarından birisi olarak Los Angeles'daki yerini alıyor. FİLİPİN ARENASI: Filipin Arenası, dünyanın en büyük kubbeli arenasıdır ve dünyanın en ünlü ve aktif deprem fay hatları zincirinin evi olan Pasifik Ateş Çemberi boyunca uzanır. Arenada uygulanan deprem sistemi sayesinde temeldeki sistem hareket ederken üst yapı sabit kalır. Bu sistem; ana yapı ile temel sistem arasındaki boşluğun, yüksek enerji dağıtma özelliği olan kauçuk ile oluşmasıyla sağlanır. SABİHA GÖKÇEN HAVALİMANI: Depreme en çok dayanıklı yapılar arasında tanıdık bir yer de var. Sabiha Gökçen Havaalanı, beklenen büyük depreme uygun bir şekilde inşa edildi. İki milyon metrekarelik kompleks, 300'den fazla sismik izolatör üzerine oturuyor. Bu sismik izolatörler sayesinde olası bir depremde bina tek bir bütün halinde hareket ediyor ve hasar seviyesini minimuma indiriyor. İstanbul'un ne kadar riskli bir deprem bölgesi olduğu düşünüldüğünde bu yapının, sismik etkilere karşı dayanıklı olması bölge için önem arz etmekte. Bu tasarım, olası bir depremde yaşanılacak olan şiddeti yüzde 80 kadar azaltmaktadır.

Türkiye'de 11 ili yerle bir eden depremin ardından depreme dayanaklı 8 yer açıklandı. Listede Türkiye'den önemli bir yer var. Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ilde büyük yıkıma yol açan 7.7 ve 7.6'lık depremler sonrası yapıların sağlamlığı tartışılmaya başlandı. Deprem bazen yıkıcı sonuçlara sebep olan bir doğal afet olsa da doğru önlemler alındığında çok yüksek binalar bile korunabiliyor. Dünyada birçok yapı, doğru teknik ve uygulamalar sayesinde çok büyük depremleri bile hiç hasar almadan atlatabiliyor. TRANSAMERICA PİRAMİDİ: Transamerica Piramidi, Kaliforniya'nın San Francisco şehrinde, San Andreas ve Hayward faylarının hemen yanında yer alan 1970'lerde yapılan ikonik bir yapıdır. 1989 yılında 6,9 büyüklüğünde bir deprem binayı vurduğunda çok katlı yapının üst katları neredeyse 30 santim sallandı ancak bina depremden hiç hasar almadı.Bu başarı, sismik yüklerle hareket edecek şekilde tasarlanmış 52 fit derinliğindeki çelik ve beton temelden geliyor. Dikey ve yatay yükler, 45. kota kadar uzanan iç çerçeveler ile birinci katın üzerinde benzersiz bir makas sistemi ile destekleniyor. Bu yapısal sistemlerin karmaşık kombinasyonu, binayı salınma hareketlerine karşı dirençli hale getirir ve büyük yatay taban kesme kuvvetlerinin soğurulmasını sağlar. BURJ KHALIFA: Dubai'deki Burj Khalifa, dünyadaki en dayanıklı binalardan biridir. Yapı, payanda duvarlarının çevre kolonlarını iç duvarlara bağladığı mekanik zeminlerden oluşur bu sayede çevre kolonları yapının yanal direncini destekleyebilir. Kolonların dikeyliği de yerçekimi yüklerinin taşınmasına yardımcı olur. Sonuç olarak, Burj Khalifa hem yanal hem de burulma hareketlerine karşı üstün bir direnme gösterir. TAIPEI 101: Tayvan'da inşa edilen Taipei 101 hakkındaki akıllara durgunluk veren gerçek; dünyanın en büyük ayarlı kütle sönümleyicisine (TMD) ev sahipliği yapıyor olmasıdır! Bu sistem temel olarak, yüksek kulenin sallanmasını azaltmak için rüzgâr ve depremler gibi büyük geçici yüklere karşı koyan dev bir metal toptan oluşur. Kuleye büyük kuvvetler etki ettiğinde, TMD ters yönde sallanarak topun kütlesi sayesinde geçici kuvvetleri sönümleyerek tüm binayı dengede tutar.

Canan Karatay yine ezber bozuyor. Limonlu su hakkındaki gerçeği Canan Karatay anlattı ve herkese dikkat çeken bir tavsiyede bulundu Limonlu su faydalı mı değil mi büyük tartışma konusu olmaya devam ediyor. Son dönemde açıklamalarıyla dikkat çeken Canan Karatay'ın yıllardır limonlu su tükettiği ortaya çıktı. LİMONLU SU HAKKINDA BİLMENİZ GEREKENLER Canan Karatay, çocukluğundan beri limonlu su içtiğini açıkladı. Peki limonlu suyun vücudumuza ne gibi faydası var? Sağlıklı beslenme ve diyet ile ilgili sıra dışı açıklamalarıyla sık sık gündeme gelen Prof. Dr. Canan Karatay, katıldığı bir programda, sürekli limonlu su içmesiyle sunucunun dikkatini çekti. Programın sunucusu Nilüfer Bereket, Canan Hoca’ya limonlu suyun sırrını sordu ancak bu konuda detay alamadı. Hoca, bunu sır gibi saklayarak suyun insan sağlığı için yararlarından bahsetti. UZMANLAR CANAN KARATAY'I DOĞRULUYOR Öte yandan uzmanlar da Canan Karatay'ı doğrulayan açıklamalar yaptılar. Herkesin merak ettiği 'sahurda limonlu su içilir mi' sorusu da cevap buldu. Sindirime yardımcı olmasıyla bilinen ve diyetisyenler tarafından en çok önerilen limonlu su karışımını Ramazan ayında da sahurda rahatlıkla tüketebilirsiniz. LİMONLU SUYUN FAYDALARI NELERDİR? Karaciğer donksiyonlarını düzenler Vücudu toksinlerden arındırır Ağız içi bakterileri temizler Metabolizmayı hızlandırır Tansiyonu düşürür Görme sağlığını korur Cilt hücrelerini yeniler Saçların güçlenmesini sağlar Tırnakların kırılmasını engeller Kabızlığı iyileştirir Yağ depolanmasını önler Kalp hastalıklarını engeller Solunum yolu hastalıklarını iyileştirir Böbrek taşının düşmesine yardım eder Ağrıları doğal yolla keser

Eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın ‘Futbolda şike’ davasının kumpas olduğu ortaya çıkması, haksız yere cezaevinde tutulduğu için İstanbul Defterdarlığı’na açtığı 777 milyon 741 bin lira maddi ve manevi tazminat davasında karar çıktı. Eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, 3 Temmuz 2011 de düzenlenen şike operasyonu sonrasında gözaltına alınarak çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Birçok kez haksız yere cezaevinde tutulduğunu ifade eden Yıldırım, 365 gün sonra tahliye edildi. Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 2021’de yerel mahkemenin beraat kararını onaylamasıyla dava Aziz Yıldırım yönünden kapanmış oldu. Eski Fenerbahçe Başkanı Yıldırım, Şike Davası’nın kumpas olduğunun ortaya çıkmasının ardından cezaevinde tutuklu kaldığı günler için Hazine’ye 777 milyon 741 bin liralık tazminat davası açtı. Anadolu 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada karar çıktı. Mahkeme, Aziz Yıldırım’ın maddi zararını tespit etmek amacıyla dosyayı bilirkişiye gönderdi. Bilirkişi raporuna göre, Yıldırım’ın uğradığı maddi zarar miktarının 8 bin 89 lira 49 kuruş olduğu belirlendi. Mahkeme, Yıldırım’a maddi olarak 8 bin 89 lira 49 kuruş, manevi olarak da 100 bin lira tazminatın tutukluluk tarihinden itibaren yasal faizi ile ödenmesine hükmetti. TUTUKLU KALDIĞI SÜRE İTİBARIYLA İŞLEYECEK YASAL FAİZİ İLE ÖDENECEK Gerekçesini açıklayan mahkeme gerekçede, Aziz Yıldırım’ın tutuklu kaldığı süre boyunca özgürlüğünden mahrum bırakıldığı, bu dönemde mesleğine devam edemediği için maddi zarara uğradığı, ailesiyle kendinin acı çektiği ve ihalesini kazandığı projeden çıkarıldığı gerekçesiyle tazminat davası açtığı kaydedildi. Kararda, manevi tazminat miktarları belirlenirken davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine yüklenen suçun niteliği, tutuklu olarak kaldığı süre, özgürlüğünden yoksun bırakıldığı için duyduğu ıstırap ve ruhsal sıkıntının bir ölçüde giderilmesi amacına yönelik hareket edildiği belirtildi. Adalet ve hakkaniyet ilkeleri gözetilerek davacı Aziz Yıldırım’a 365 gün tutuklu kaldığından ötürü maddi olarak 8 bin 89 lira 49 kuruş, manevi olarak da 100 bin liranın 3 Temmuz 2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verildiği açıklandı.

Canlı yayında açıkladılar, maalesef Millet ittifakı'nda hdPkk da yer alıyor. Aşağıdaki görüntü canlı yayından elde edilmiştir. Chp, Dp, Deva, Gelecek Partisi, iyi Parti ve Saadet Partisi'nin yanı sıra hdPkk ile bazı komünist partiler de yer alıyor. Hal böyleyken, pkk ile bu kadar islam düşmanı partinin Millet ittifakında yer alması, ittifakın oylarında şimdiden en az %35 düşüşe neden olduğu bildirildi...

Fenerbahçe'nin eski Başkanı Aziz Yıldırım'a Millet İtifakı cephesinden flaş bir teklif geldiği ortaya çıktı. "Siyaseti düşünmüyorum" diyen Yıldırım'a bu kez 'Siyaset dışı spor bakanlığı' çağrısı geldi. İşte detaylar... Seçimler yaklaşıyor, spor dünyasının sevilen ve sayılan isimlerine teklif yağıyor. Bunların başında da Fenerbahçe'nin efsane başkanı Aziz Yıldırım geliyor. Özellikle Fenerbahçe taraftarları üzerindeki büyük etkisi için her parti kendisini yanına çekmek istiyor. İYİ Parti’nin yaptığı Diyarbakır’dan milletvekilliği teklifini reddettiği konuşulan Aziz Yıldırım’a teklif yağmaya devam ediyor. SİYASETE 'HAYIR' DEDİ AMA “Kesinlikle siyasete girmeyeceğim” diyerek 14 Mayıs’ta yapılacak milletvekilliği seçimleri öncesinde tüm kapıları siyasilere kaptan Aziz Yıldırım bu kez de TFF başkanlığı için sıkıştırılmaya başlandı. Fotospor'un haberine göre Aziz Yıldırım’a yapılan tekliflerin en dikkat çekici olanı “Siyaset dışı spor bakanlığı” teklifi oldu. Millet İttifakı adına dolaylı yoldan aracılar vasıtasıyla Yıldırım’a ulaştığı iddia edilen teklif şu şekilde: SİYASET DIŞI Milletvekili adayı olma. Siyaset üstü kişiliğini koru. Ancak Millet İttifakının ortak kararı her konuda konusunun uzmanlarını göreve getirmek. Bu plan çerçevesinde çalışmalar devam ediyor. Spor konusunda da ortaklar arasında sizden daha iyi bir isim olduğu düşünülmüyor. Eğer kabul ederseniz resmi teklif getirilecek. Daha önceki dönemlerde Kemal Derviş (21. Dönem), Murat Karayalçın (19. Dönem), İsmet Yılmaz (22. Dönem), Oğuz Tezmen (19. Dönem), Hasan Basri Aktan (20. Dönem), Cahit Bayar, (20. Dönem)Teoman Ünüsan (20. Dönem), Kutlu Aktaş (20. Dönem) ve Osman Güneş (22. Dönem) gibi isimler atanmış bakanlar olarak görev yaptı.

TÜRKİYE TEK YÜREK YARDIM KAMPANYASINA KİM, NE KADAR, KAÇ TL BAĞIŞ YAPTI? Türkiye Tek Yürek bağış kampanyası kapsamında dün akşam tüm kanallar ortak yayın yaparak Kahramanmaraş ve depremden etkilenen iller için bağış toplandı. Sekiz kanalın katıldığı yayında toplamda 115 milyar 146 milyon 538 bin lira nakdi yardım toplandı. Yardım kampanyası için 9 milyonu aşan SMS gönderildi. Peki, kim ne kadar bağış yaptı? İşte Türkiye Tek Yürek yardım kampanyası bağış yapan isimleri ve bağış miktarları. Zirve Holding Turkuvaz Medya "Türkiye Tek Yürek" Kampanyası için 700 milyon TL bağışta bulundu. Türk Telekom 2 milyar TL bağışladı. Borsa İstanbul Grubu 2 milyar TL bağışladı. Cengiz Holding 3 milyar TL bağışladı. Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik 2 milyar TL bağışladı. Nihat Hatipoğlu 200 bin lira bağışta bulundu. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin 200 bin lira bağışta bulundu Zorlu Holding 30 milyon TL bağışta bulundu Ahlatçı Holding 100 milyon TL bağışladı. Avrupa Konutları - Artaş İnşaat 20 milyon TL bağışta bulundu. Bilfen Okulları 1 milyon TL bağışladı Memur-Sen 10 milyon TL bağışladı HAK-İŞ 10 milyon TL bağışta bulundu. Filli Boya 10 milyon 250 bin lira bağışta bulundu. Gülle Tekstil 1 milyon TL bağışta bulundu TMSF 2 milyar TL bağışta bulundu Halkbank 7 milyar TL bağışta bulundu. Turkcell 3.5 milyar TL bağışta bulundu. Vakıfbank 12 milyar TL bağışta bulundu Ziraat Bankası 20 milyar TL bağışta bulundu. Kalyon Holding 950 milyon TL bağışta bulundu. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu bir maaşını bağışladı. Merkez Bankası 30 milyar TL bağışta bulundu. Ölmez Madencilik 10 milyon TL bağışta bulundu. Baykar 2 milyar TL bağışta bulundu. Boyner Grup 50 milyon TL bağışta bulundu. THY 2 milyar TL bağışta bulundu. Vitamin Gübre Tarım Anonim Şirketi 10 milyon TL bağışta bulundu. Deva Partisi lideri Ali Babacan ve eşi birer maaşlarını bağışladı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop depremzedeler için daha önce yapmış olduğu 3 maaşından ayrı olarak 2 maaşını daha bağışladı. Tansu Çiller 1 milyon TL bağışta bulundu. Acun Ilıcalı 5 milyon TL bağışta bulundu. MESA Holding 48 milyon TL bağışta bulundu. Fettah Tamince 120 milyon TL bağışta bulundu. Neşet Koçkar 50 milyon TL bağışladı. BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, 500 bin TL ile birlikte, eşi adına bir maaşını, çocukları adına ise 50 bin TL bağışta bulundu. MKE Ankaragücü Başkanı Faruk Koca 10 milyon TL bağışta bulundu. Azerbaycan ekibi Karabağ FK, 2 milyon 500 bin TL bağışladı. TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi 1 milyon TL bağışta bulundu. Medipol Başakşehir Futbol Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ 2 milyon TL bağışladı. Çelenlioğlu Gıda 1 milyon TL bağışta bulundu. Ziraat Katılım Bankası 1 milyar TL bağışta bulundu. GKN Kargo 1 milyon TL bağışta bulundu. ETİ Gıda 10 milyon TL bağışladı Meral Akşener kendisi ve eşi adına 1 maaşlarını bağışladıklarını açıkladı. Doğuş Holding 1 milyar TL bağışta bulundu. METGÜN Grup Genel Müdürü 10 milyon TL bağışta bulundu. GCM Yatırım 2 milyon TL bağışta bulundu. ALTUR Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahim Albayrak kendisi adına 5 milyon TL, kızı İlknur Albayrak ve torunu adına 2 milyon TL bağışta bulundu.Tavuk Dünyası 3 milyon TL bağışta bulundu. Futbolcu Edin Visca, 100 bin Euro bağışta bulundu. İş adamı Cihan Kamer 300 milyon TL bağışta bulundu. Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek, Çin'den bir bağış geldiğini belirtti ve "İlginç bir bağış geldi. Çin'den bir Çinli şu an 2 bin dolarlık bir bağış yapmak istiyor" dedi. Öte yandan Dursun Özbek'i arayan Erden Timur bir arkadaşının 10 milyon TL'lik bağışta bulunduğunu dile getirdi. Medipol Başakşehir FK Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, 2022-2023 sezonundaki tüm maaşını afetzedelere bağışladı. Pendikspor Kulübü, 500 bin TL'lik destekte bulundu. Kuzey Makedonya temsilcisi FK Gostivari'nin başkanı Enes Usta, "Türkiye Tek Yürek" kampanyasına 1 milyon 453 bin TL'lik destekte bulundu. Çaykur Rizespor Eski Başkanı Hasan Kartal, 10 milyon TL'lik bağışta bulundu. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar 3 aylık maaşını bağışladı. SOCAR Türkiye 3,5 milyar TL bağışta bulundu. TİSK 25 milyon TL bağışta bulundu. LİMAK Holding 100 milyon TL bağışta bulundu. Diyanet İşleri Başkanlığı 310 milyon TL bağışladı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da 3 aylık maaşını açıkladı. Kibar Holding, 50 milyon TL bağışta bulundu. Midpoint Cafe 1 milyon TL bağışta bulundu. Skechers Türkiye 5 milyon TL bağışta bulundu. FLO Mağazacılık 5 milyon TL bağışta bulundu. Koton 5 milyon TL bağışta bulundu. Can Holding 5 milyon TL bağışta bulundu. LC Waikiki 200 milyon TL bağışta bulundu. Trendyol 100 milyon TL bağışta bulundu. Poll Production 2 milyon TL bağışta bulundu. Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce bir maaşını bağışladı. Ayaydın Grubu 5 milyon TL bağışta bulundu. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü 5 milyon TL bağışta bulundu. Vakıf Katılım 1 milyar TL bağışta bulundu. Emlak Katılım 1 milyar TL bağışta bulundu. Kıran Holding 25 milyon TL bağışta bulundu. Ece Holding 5 milyon TL bağışta bulundu. Emlak Konut 1 milyar TL bağışta bulundu. Bambi Yatak 1 milyon TL bağışta bulundu. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı 3 milyar 600 milyon TL bağışta bulundu. Eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 1 yıllık maaşını bağışladı. Alagöz Holding 30 milyon TL Akmercan Holding 30 milyon TL ASTAŞ Holding 10 milyon TL Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal 3 maaşını bağışladı. Çetinkaya Mağazaları 10 milyon TL bağışta bulundu. Çelikler Holding 150 milyon TL bağışladı. Türksat 60 milyon TL bağışladı.

Zemin taşıma gücünü yitirip ya devriliyor ya da batıyor. Binanın kendisinde bir problem yok bu zemin etüdünden kaynaklanan hata" dedi. Cansız konuşmasının devamında ise "Zemin sağlamlaştırması yapılmazsa bu şekilde devrilmeye sebep olabilir" dedi.

"BİNA İKİNCİ DEPREMDE ARKAYA DOĞRU YAN YATTI" Deprem anında yaşadıkların aktaran Nurdagül Bozok'un eşi 72 yaşındaki Hasan Bozok ise şunları kaydetti: "Çok şiddetli bir deprem yaşadık. Bir süre dengemizi sağlayamadık. Evdekileri dışarı çıkmaları yönünde uyardım. Dışarı çıktığımızda evlerin bu durumunu gördük. Komşumuzun evi 6, bizim ev ise 5 katlıydı. Onun evinin bizim eve sürtünerek yıkılması bizim evde de büyük sarsıntıya ve tahribata neden oldu. Bina birinci depremde az yattı ama ikinci depremle tam olarak arkadaki binaların üstüne yani kuzeye doğru yan yattı. Bu binanın altındaki binalar da o şekilde kaldı." "BU ŞEKİLDE DEVRİLMESİNE HİÇ ANLAM VEREMEDİK" Kente çok yardım geldiğine de değinen Bozok, "Yardımlarda yana hiç sıkıntı yok. Şu an zaten enkaz altında kalanlar çıkarılmaya çalışılıyor. Bina daha bir yıllıktı zaten. Bu şekilde devrilmesine, yıkılmamasına hiç anlam veremedik. Bizim binamız 1996'da yapılmasına rağmen, daha eski olmasına rağmen yıkılmadı." diye konuştu. O BİNANIN NEDEN YAN YATTIĞI ORTAYA ÇIKTI Arel Üniversitesi İnşaat Mühendisliği öğretim üyesi Dr. Sinan Cansız ise bu konuya dair "Binanın zemin etüdü yapılıyor yetersizse iyileştirme yapılır. Yapılmayınca zemin sıvılaşması meydana gelebiliyor.

"BU BİNADAN NASIL ÇIKTIĞIMIZI BİLE HATIRLAMIYORUM" Yıkılan binanın çevresinde ikamet eden 67 yaşındaki Nurdagül Bozok, AA muhabirine, halen olayın şokunu atlatamadığını söyledi. Deprem anında evlerinde olduklarını anlatan Bozok, "Bu binadan nasıl çıktığımızı bile hatırlamıyorum. Çok kötü durumdayız. Deprem anında yan tarafımızdaki binada oturanlar da vardı. Evin sahibi de umreye gitmişti. Döndükten sonra evini böyle görünce o da şok oldu. Daha yeni yapmıştı çünkü." dedi.

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler, 10 ilde büyük hasara neden oldu. Türkiye'yi sarsan şiddetli depremler nedeniyle binlerce bina yerle bir oldu. Adıyaman'da camı kırılmayan ve temeliyle yan yatan bir bina ise görenleri şaşkına çevirdi. Peki Türkiye'nin konuştuğu nasıl yan yattı? Arel Üniversitesi İnşaat Mühendisliği öğretim üyesi Dr. Sinan Cansız ise bu konuya dair önemli açıklamalarda bulundu. O BİNA GÖRENLERİ ŞAŞKINA ÇEVİRDİ Gölbaşı ilçesinin Mimar Sinan Mahallesi'ndeki 1 Nisan Bulvarı'nda yer alan Kayı Apartmanı, Kahramanmaraş merkezli iki depremin etkisiyle temelinden çıkarak tek parça halinde arkaya doğru yan yattı. Temel bölümünden itibaren adeta bulunduğu yerden kopan apartmanın genel durumunda çok büyük bir yıkım görülmemesi dikkati çekti. Binanın dip kısmında yaklaşık 4 metre genişliğinde, 3 metre derinliğinde ve 20 metre uzunluğunda da yarık oluştu. Binanın bu durumunu görenler, yol kenarında durup görüntülemeye çalıştı.

Dünyaca ünlü deprem uzmanı Frank Hoogerbeets'in 3 Şubat tarihinde yaptığı paylaşım, Kahramanmaraş depremi sonrası sosyal medyada en çok paylaşılanlar arasına girdi. Hoogerbeets sabah saatlerinde yeni bir paylaşımda bulundu. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, deprem saat 4.17’de, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde gerçekleşti. 7,4 büyüklüğündeki deprem, 7 kilometre derinlikte oldu. Kahramanmaraş depremi sonrası, ‘Deprem Kahini’ olarak bilinen Frank Hoogerbeets’in deprem paylaşımı sosyal medyada konu oldu. 3 Şubat tarihinde sosyal medya hesabında paylaşım yapan Hoogerbeets, “Er ya da geç bu bölgede (Güney-Orta Türkiye, Ürdün, Suriye Lübnan) 7.5 deprem olacaktır” ifadesini kullandı. Hoogerbeets, Türkiye’de meydana gelen birçok depremi önceden tahmin etmişti. Deprem kahini olarak bilinen Avustralyalı gökbilimci Frank Hoogerbeets, dünya genelinde yaptığı deprem tahminleriyle tanınıyor. Frank Hoogerbeets sabah saatlerinde bir paylaşım daha yaptı. Hoogerbeets, sabah saatlerinde Twitter üzerinden bir paylaşım yaparak depremi yorumladı. Hoogerbeets yeni tweetinde, “Orta Türkiye’de ve yakındaki bölgelerde güçlü sismik hareketliliğe dikkat edin. Güçlü bir depremden sonra genelde artçı depremler meydana gelebilir” dedi. Hoogerbeets, “Kalbim Orta Türkiye’de meydana gelen büyük depremden zarar gören herkesin yanında. Daha önce söylediğim gibi bu bölgede 115 ve 526 yıllarındakine benzer bir deprem meydana gelecekti. Bu depremler her zaman kritik gezegensel geometri ile tahmin edilebilir” yorumunu da yaptı. FRANK HOOHGERBEETS KİMDİR? “En İyi Avustralyalı Gökbilimciler” listesinde bulunan Frank Hoogerbeets, 2002 yılında depremlerle ilgili Ditrianum adlı siteyi kurdu. Çocukluğundan bu yana güneş sistemine ve gezegenlere büyük ilgi duyan Frank Hoogerbeets, ilk kamu deprem tahminini 20 Nisan 2015 tarihinde Facebook’ta yapmış, bunun 22 – 27 Nisan tarihleri arasında belirli gezegen pozisyonları nedeniyle kritik olacağını söylemişti. 25 Nisan 2015’te Nepal’de 7,8 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Denizli'deki toplu açılış töreninde açıklamalarda bulundu. Buradaki konuşmasında 14 Mayıs 2023'te yapılması planlanan seçimlere ilişkin konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetteki 'üçüncü kez adaylık' tartışmalarına yanıt verdi. "YENİ SİSTEM KRONOMETREYİ SIFIRLADI" Seçimlerde aday olabileceğini ve yeni sistemin 'kronometreyi sıfırladığını' öne süren Erdoğan, "2017'de kabul edilen anayasa değişikliği en küçük tartışmaya mahal vermeyecek kadar açıktır. Türkiye 2018 seçimleri ile yeni yönetim sistemine geçti, yani bu bakımdan, kronometreyi sıfırladı. 2018'de seçilen cumhurbaşkanı, yeni sistemin ilk cumhurbaşkanıdır" dedi. Altılı masayı da hedef alan Erdoğan, şu sözleri kullandı: "Masayı kurdular, masadan aday çıkaramadılar. Baktılar aday çıkaramadılar, bizim adaylığımıza çamur atmaya başladılar. Biz aylardır adayız. Adayınızı söyleyin de, er meydanında yarışalım dedik. 1 yıldır aday çıkaramayanlar kendi sünepeliklerini unutturmak için istikameti başka yere çevirdiler. Neden şimdiye kadar bunları söylemediniz? Aklınız neredeydi ya?" ALTILI MASA NE DEMİŞTİ? Son olarak 26 Ocak'ta bir araya gelen ve yaklaşık on saat süren toplantı sonrası altılı masa tarafından paylaşılan ortak açıklamada, Erdoğan’ın üçüncü defa aday olmasının mümkün olmadığı vurgulanmıştı. "ÜÇÜNCÜ KEZ ADAY OLMASI MÜMKÜN DEĞİL" Açıklamada, Erdoğan'ın adaylığına dair şu ifadeler kullanılmıştı: "Türkiye, hukuksuzluk, kanunsuzluk ve başıbozuklukla hareket eden bir hükümet tarafından yönetilmektedir. Bu çerçevede, Anayasa ve kanunda hiçbir tereddüte yer vermeyecek kadar açık bir şekilde düzenlenmiş olan hükümler uyarınca, TBMM yenileme kararı almadığı müddetçe, Sayın Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerde bir kez daha aday olması mümkün değildir. Cumhurbaşkanının, Anayasa’ya aykırı olarak üçüncü kez adaylığını ilan etmesi demokrasi tarihimize eklediği bir diğer kara sayfadır. Anayasa’yı yok sayan bu başıboşluğu kabul etmediğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız." Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satırlar şu şekilde: * Hazır mısınız? 14 Mayıs'ta zaferi sandıktan çıkarmaya hazır mıyız? İnşallah 14 Mayıs'ta masa vesayetini sona erdireceğiz. Bırakın eski Türkiye oyunlarını da meydana çıkın, meydana. Zaman kaybediyorsunuz. Sandığa gelin, sandığa. Biz hep milletimizle birlikte yol yürüdük. Desteği sadece milletimizden istedik. Ülkemiz yeni bir seçime giderken biz bir yandan devlet işini yürüttük, bir yandan da şehir şehir dolaşıyoruz. Onların bir masa etrafında dönüp durdukları son bir yılda biz 49 il ziyareti yaparak, ülkemizin yarısından fazlasını gezdik. * 27 yurt dışı ziyareti ile ülkemizin hak ve çıkarlarını dünyanın dört bir yanında savunan programlar gerçekleştirdik. Dün Bilecik'teydim. Çıkmışlar, biz 6 kişi bir cumhurbaşkanını yöneteceğiz, o da ülkeyi yönetecek diye kabahatleri ile övünüyorlar. Dedik ki bunlara, tüm bu zırvaları bırakın. Denizli'ye bakın, sadece bu meydanda 80 bin kişi var. Yoldakileri söylemiyorum, biz tüm zırvalara karşı ne diyoruz, 'Yeter' diyoruz, sözün de kararın da geleceğin de millete ait olduğunu söylüyoruz.

Telefonun arka kısmındaki RedMagic yazısı ile iki kenardaki çizgili şekiller, oyun açıldığında aşağıdaki fotoğraftaki gibi kırmızı olarak yanıyor:

Matte; 12 gb ram ve 256 gb dahili hafızaya sahip olup mat bir yapıda ve 649 euro fiyatında. Void; 16 gb ram ve 512 gb dahili hafızaya sahip olup kameraların her iki yanı da transparan, bu şekilde şimdiye kadarki en hızlı işlemci ile dahili fanın bir kısmını görebiliyoruz. Ayrıca Kişiselleştirilebilir RGB LED ışıkları da ayrı bir hava katıyor ve 799 euro fiyatında.

Red Magic 8 Pro, Red Magic 7S Pro'dan sadece beş ay sonra çıkıyor. Beklendiği gibi, yeni model Qualcomm'un sunduğu en yeni ve en büyük işlemci olan Snapdragon 8 Gen 2'yi barındırıyor. Ancak, basit bir donanım yenilemesinden daha fazlası var. Red Magic 8 Pro ile ilgili her şey tek bir amaç etrafında tasarlanmıştır: OYUN. Dahili soğutma sisteminden, belirli işlevleri yerine getirmesi ve bunları ana yonga setinden boşaltması amaçlanan özel Red Core 2 oyun yongasına kadar yeniden gözden geçirilmiş. Kutusundan telefon haricinde çıkanlar: Transparan koruma kılıfı, 65 Watt'lık şarj aleti ve 2 ucu da USB-C'li kırmızı şarj kablosu. Matte(Mat) ve Void olmak üzere 2 versiyonla gelmekte 👇🏽

İnsanlık, yıllardır uzay araştırmalarını sürdürüyor. Elde ettiğimiz her bir bilgi, uzaya olan merakımızı daha çok artırıyor. Güneş Sistemi’ndeki en büyük gezegen olan Jüpiter de bu araştırmaların odak noktalarından biri halinde. Üzerinde bulunan renkli şeritleri ve büyük kırmızı noktasıyla tanınan Jüpiter hakkında yapılan çalışmalar ve araştırmalar sonucunda da pek çok bilgiye ulaştık. Elde ettiğimiz bilgilerden bazıları, onun ne kadar ilginç bir gezegen olduğunu kanıtlıyor. Jüpiter hakkında enteresan bilgiler: İçine tam 1320 tane Dünya sığdırabilecek kadar büyük Üzerindeki Büyük Kırmızı Leke, yüzyılardır devam eden gezegen büyüklüğündeki bir fırtına Jüpiter'i ilk gözlemleyen medeniyet Babiller Jüpiter’de bir gün 9 saat 55 dakika sürüyor Aslında Jüpiter'in de halkası var Dünya'yı astreoidlerden koruyor NASA’nın uzay aracı Juno, Jüpiter'in kutuplarında geometrik şekiller gözlemledi İçine tam 1320 tane Dünya sığdırabilecek kadar büyük: Jüpiter’in Güneş Sistemi'ndeki en büyük gezegen olduğunu aslında pek çok kez duyduk. Yine de bu ifade, onun büyüklüğünü açıklamak için biraz yetersiz kalıyor. Rakamlarla ifade edersek, Jüpiter Güneş Sistemi’ndeki diğer tüm gezegenlerin toplamından 2.5 kat daha büyük. Kütlesi ise Dünya'nın tam 318 katı kadar. Yani, içerisine tam 1320 tane Dünya sığdırabilecek büyüklükte. Üzerindeki Büyük Kırmızı Leke, yüzyılardır devam eden gezegen büyüklüğündeki bir fırtına: İngiliz Bilim İnsanı Robert Hooke, 1664 yılında ilk defa Jüpiter’in kırmızı lekesini görüntüledi. Gökbilimciler, uzun yıllar bu kırmızı lekenin ne olduğuna dair araştırmalar yaptı. Bu lekenin 350 yıldır devam eden bir antisiklonik fırtına (Yüksek atmosferik basınç bölgesi etrafında dönen rüzgarlar) olduğu ise NASA’nın 25 Şubat 1979 tarihinde Voyager 1 Uzay Sondası ile yaptığı çalışmanın ardından anlaşıldı. Bu 'Büyük Kırmızı Leke'nin büyüklüğü, Dünya'dan dört kat fazla... Jüpiter'i ilk gözlemleyen medeniyet Babiller: Eski bir Mezopotamya uygarlığı olan Babiller’in matematik ve geometri alanlarında yaptıkları çalışmalar herkes tarafından biliniyor. Science Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmaya göre de, Babillerin bu çalışmaları sayesinde Jüpiter’i gözlemlediği ortaya çıktı. Webtekno'nun haberine göre Berlin Humboldt Üniversitesi'nden Profesör Mathieu Ossendrijver, incelediği Babil tabletlerinde Jüpiter’in gece ne zaman görüleceği, hızı ve uzaklığını hesaplamak için yapılan çalışmalara rastladığını belirtti. Jüpiter’de bir gün 9 saat 55 dakika sürüyor: Jüpiter, Güneş Sistemi içerisinde en kısa gün uzunluğuna sahip gezegen. Ayrıca 45.300 km/s dönme hızıyla Güneş Sistemi’ndeki en hızlı dönen gezegen de olan Jüpiter'de bir gün sadece 9 saat 55 dakika sürüyor. Jüpiter'in Güneş etrafında 1 tam tur atması için gereken süre ise 11.8 Dünya yılına eşit. Güneş Sistemi'mizdeki halkalı yapıya sahip tek gezegenin hep Satürn olduğu düşünülür. Aslında Jüpiter de benzer bir halkalı yapıya sahip. İlk olarak 1979'da Voyager 1 uzay aracının gözlemlediği uzay tozundan oluşan bu halkalar, kütle olarak Satürn'ün halkalarından çok daha az olduğu için Güneş ışınlarını yansıtamıyor ve gözle görülemiyor. Jüpiter, aslında Dünyamız için bir koruyucu melek. Jüpiter'in sahip olduğu büyük kütleçekimsel etki, astreoidlerin Güneş Sistemi içerisinde dağılmasını önlüyor. Dünya için tehdit oluşturabilecek astreoidler de Jüpiter'in çekim kuvvetine kapılıyor ve yön değiştiriyor. Tabii ki normalde Dünya'yı hedef almayan bir astreoidin Güneş Sistemi'ndeki diğer gezegenlerin etkisiyle Dünya'yı hedef alabileceğini de bilmek gerekiyor. NASA'nın Jüpiter'i incelemekle görevli uzay aracı Juno, 2018 yılında Jüpiter'in kutuplarını kızılötesi kameralarla görüntüledi. Gelen görüntülerde, çeşitli geometrik şekillerdeki dev gaz bulut kümeleri gözlemlendi. Yine daha önce Juno, Jüpiter'in güney kutbunda kutup ışıklarının oluştuğunu da keşfetmişti.

Yozgat’ta Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca 2018 yılında temeli atılan ve yaklaşık 2 milyar liraya mal olan Yozgat Havalimanın, 2023 yılının haziran ayında hizmete açılması planlanıyor. Yozgat ve çevre illerin hava ulaşımı ihtiyacını karşılamak üzere 3 Haziran 2018´de temeli atılan Yozgat Havalimanında inşaat çalışmaları hızla sürüyor. Altyapı çalışmalarında yüzde 90 gerçekleşme oranına ulaşılan Yozgat Havalimanında, üst yapı çalışmaları da Ağustos ayı içerisinde başlayacak ve 2023 yılının Haziran ayına doğru havalimanı hizmete sunulacak. Son yıllarda yapılan duble yollar, tamamlanmak üzere olan yüksek hızlı tren hattı ve havalimanı ile Yozgat, sorunsuz bir ulaşım ağına kavuşmuş olacak. Kent merkezine 12 kilometre uzaklıktaki Deremumlu-Fakıbeyli köyü mevkiine yapılan Yozgat Havalimanında 36 bin metrekare apron, 2 bin 600 metre uzunluğunda ise pist bulunuyor. Aynı anda 4 orta boy, 5 büyük boy uçağın iniş yapabileceği Yozgat Havalimanı, yıllık 2 milyon yolcu kapasitesiyle de uluslararası standartlarda bir havalimanı olacak. Yozgat Havalimanı inşaatında incelemelerde bulunan AK Parti Yozgat Milletvekili Yusuf Başer, 2023 yılının haziran ayı içerisinde havalimanının hizmete sunulacağını söyledi. Başer, “Şu an itibariyle pistimizde beton çalışmaları da başlamış durumda. Birkaç ay içinde pistimiz tamamen uçakların inişine hazır hale gelmiş olacak. Bu hizmet şu an itibariyle 2 milyar TL’ye mal olan bir hizmet. Yıllık 2 milyon kapasitesi olan bir havalimanı. Havalimanımız sadece Yozgat için değil civar illerimizin de istifadesine sunulacak bir yer. Üst yapı ihalemizi haziran ayı içerisinde yaptık, temmuz ayı içerisinde sözleşmemiz imzalandı. Birkaç gün içerisinde de yer teslimi yapılmak üzere üst yapı çalışmalarımız başlamış olacak. 2023 yılının ikinci çeyreğinde İnşallah bu hizmeti Yozgat ve bölge insanımızın istifadesine sunmuş olacağız.” dedi. Başer konuşmalarını şu ifadelerle sürdürdü: "Yozgat havalimanı konum itibariyle Yozgat’a 12 kilometre mesafede. Sorgun ilçemize 18, Alaca ilçesine 18 km, Yerköy ilçemize 50 kilometre ve Çorum’a 70, Tokat’a 140 kilometre mesafede. Dolayısıyla bu havalimanı açıldığı zaman sadece Yozgat insanının değil civar illerin de istifade edeceği bir bölge havalimanı özelliği taşımış oluyor. Yine Yozgat havalimanının bir diğer özelliği ise hızlı tren istasyonu ile burasının arasındaki mesafenin 15 kilometre civarı olması. Bizim çevre yolu da bittiği zaman havalimanı, organize sanayi bölgesi ve hızlı tren istasyonunun da entegre olduğu bir alan haline gelmiş oluyor.”

9. The Call 2020 yılının en iyi gerilim filmleri arasında olan The Call, bir seri katilin 20 sene sonraki gelecek zamanda yaşayan bir kadını kullanarak kendi kaderini değiştirmeye çalışırken onun da hayatını tehlikeye atmasını konu almaktadır. 10. Fractured Aniden sırra kadem basen ailesini bulmaya çalışan bir adamın hikayesini konu alan Fractured filmi, Amerikan psikolojik gerilim filmidir. Fractured

7. Zodiac 1960’lı yılların sonundan itibaren Amerika Birleşik Devletleri’nin batı sahillerinde seri cinayetler işleyen ve kendine Zodiac takma adını koyan katili yakalama öyküsüne anlatan film 2007 ABD yapımı gizem gerilim filmidir. Zodiac 8. Durante La Tormenta (Mirage) Bir video kamera, bir cinayet. Ve bir çocuğun hayatını kurtarırken ailesini mahvedebilecek türden bir kelebek etkisi. Fırtına Anı yönetmeni Oriol Paulo İspanyol sinemasının en iyilerinden olan Görünmeyen Misafir filminin de yönetmen ve senaristliğini yapmıştır. Mirage, Oriol Paulo’nun ortak yazdığı ve yönettiği ve Adriana Ugarte’nin başrol oynadığı bir 2018 gizemli drama

5. Gone Girl Gone Girl (Kayıp Kız) David Fincher tarafından yönetilen ve aynı adı taşıyan 2012 romanından uyarlanan, 2014 ABD yapımı gerilim filmidir. Film karısının aniden ortadan kaybolmasından sorumlu tutulan bir adamın hikayesini konu almaktadır. Gone Girl 6. Contratiempo Adrian Doria kariyerinde hızla yükselen evli bir iş adamı ve sevgilisi de fotoğrafçı Laura Vidal’dır. Bir gün bu iki sevgili gizlice bir otelde buluşurlar ve bir anda Adrian, sevilisi Laura’yı banyoda ölü olarak bulur. Poliste Adrian’ı cinayetle suçlar. Bunun üzerine ne yapacağını bilemeyen Adrian, kendisine güvenilir bir savunma yaratmak için tanık hazırlama ve adli bildirimlerde uzman deneyimli bir avukat olan Virginia Goodman ile tanışır. İşte her şey Goodman’ın Adrian’ın dairesine girmesiyle başlar…

3. A Beautiful Mind (Akıl Oyunları) Nobel Ekonomi Ödülü sahibi ve Abel Ödülü sahibi Amerikalı matematikçi John Nash’in hayatına anlatan 2001 yapımı bir Amerikan biyografik drama filmidir. Önemli başarılarından uzunca yıllar sonra Nobel Ödülü’ne layık görülen ünlü matematikçi John Nash’in gerçek hayat hikayesine anlatan ‘A Beautiful Mind’, iki önemli dalda kazandığı Oscar ödülüyle başarısını kanıtlamıştır. A Beautiful Mind 4. Shutter Island Zindan Adası, Dennis Lehane’nin “Shutter Island” adlı romanından beyaz perdeye uyarlanmış olan 2009 yapımı Amerikan filmidir. Massachussets sahili açıklarındaki bir adada suç işlemiş akıl hastalarının tedavi edildiği hastanedeki bir katilin esrarengiz şekilde kayboluşunu soruşturmakla görevlendirilen Teddy Daniels ve Chuck Aule adlı iki polisin baş döndüren hikayesi konu edinmektedir.