Jump to content

Feneroin

Yönetici
  • İçerik sayısı

    1079
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    10

Everything posted by Feneroin

  1. Zeytinyağı, mutfaklarımızın vazgeçilmez lezzetlerinden biri olsa da son yıllarda piyasada birçok sahte ve düşük kaliteli ürün bulunuyor. Üreticiler, maliyeti düşürmek veya zeytinyağını daha cazip göstermek için rengini, kokusunu ve tadını değiştirerek tüketiciyi yanıltabiliyor. Peki, gerçek zeytinyağını anlamanın doğal yöntemleri nelerdir? Piyasada satılan bazı zeytinyağlarının rengi daha çekici görünmesi için çeşitli yöntemlerle değiştirilebiliyor. Genellikle klorofil veya yapay renklendiriciler kullanılarak yağın daha yeşil ya da altın sarısı görünmesi sağlanıyor. Ancak gerçek ve kaliteli zeytinyağının rengi tek başına bir gösterge değildir. Zeytin türüne ve üretim sürecine bağlı olarak sarıdan yeşile kadar farklı tonlar görülebilir. Bu yüzden sadece renge bakarak zeytinyağı hakkında kesin bir yargıya varmak yanıltıcı olabilir. ASİT ORANINA BAKIN Uluslararası gıda standartlarına göre, natürel sızma zeytinyağının asit oranı en fazla %0,8 olmalıdır. Güvenilir markaların etiket bilgilerini inceleyerek yağın asit oranını öğrenebilirsiniz. %0,3 - %0,8 asit oranına sahip zeytinyağları en kaliteli ve en sağlıklı seçenekler arasında yer alır Düşük asit oranı, yağın saf ve kaliteli olduğunu gösterir. Yüksek asit oranı, zeytinlerin toplama veya sıkım aşamasında zarar gördüğünü, oksidasyona uğradığını ve kalitesinin düştüğünü işaret eder. Asit oranı düşük olan zeytinyağları, meyvemsi ve hafif yakıcı bir tada sahiptir. Asit oranı arttıkça yağın tadı daha ağır ve boğazda rahatsız edici bir his bırakabilir. Düşük asitli zeytinyağları, antioksidanlar ve faydalı bileşenler açısından daha zengindir. Yüksek asitli yağlar ise oksitlenmeye daha yatkın olup, besin değerini kaybedebilir. KOKUSUNU TEST EDİN Gerçek zeytinyağı doğanın sunduğu aromaları barındırır. Bir bardağa döktüğünüz zeytinyağını hafifçe ısıtıp kokladığınızda taze çimen, yeşil elma, badem veya domates gibi doğal kokular almanız gerekir. Eğer kokusu yoksa ya da boya, metal veya kimyasal bir koku hissediliyorsa, büyük ihtimalle yağ sahte veya düşük kalitelidir. TADINA DİKKAT EDİN Gerçek zeytinyağının tadı hafif acımsı ve boğazı yakıcıdır. Bu, içeriğindeki antioksidanların ve polifenollerin göstergesidir. Eğer yağ ağızda kaygan ve nötr bir his bırakıyorsa veya tatlımsı bir aroma barındırıyorsa, sahte ya da karışım bir yağ olabilir. Zeytinyağı tadımında, hafif meyvemsi, acılık ve yakıcılık gibi üç temel unsurun dengede olması kalite göstergesidir. ETİKET OKUMA ALIŞKANLIĞI EDİNİN Zeytinyağı alırken mutlaka etiketi dikkatlice inceleyin. Üzerinde "soğuk sıkım", "erken hasat" ve "natürel sızma" gibi ifadelerin bulunması kalite açısından önemlidir. Ayrıca üretici firmanın adı, menşei ve üretim tarihi gibi detayların da şeffaf bir şekilde yazılmış olması gerekir. DOĞAL YÖNTEMLERLE EVDE TEST EDİN Zeytinyağının gerçek olup olmadığını anlamanın birkaç pratik yöntemi vardır: Gerçek zeytinyağı düşük sıcaklıklarda donarak yoğunlaşır. Bir miktar yağı bir bardakta buzdolabına koyup birkaç saat bekleyin. Eğer donuyorsa, doğal zeytinyağı olma ihtimali yüksektir. Ancak tamamen sıvı kalıyorsa içinde farklı yağlar karıştırılmış olabilir. Bir bardak suya birkaç damla zeytinyağı ekleyin. Gerçek zeytinyağı suyun yüzeyinde kalır ve dağılmaz. Eğer yağ suyla karışıyor veya dibe çöküyorsa sahtelik şüphesi oluşabilir. Bir damla zeytinyağını beyaz bir kağıda damlatın. Bir süre sonra tamamen kuruyorsa yağın içine katkı maddesi karıştırılmış olabilir. Gerçek zeytinyağı, kağıtta belirgin ve kalıcı bir yağ lekesi bırakır.
  2. Asus NUC 14 Pro AI, Tayvanlı markanın en son mini bilgisayarı. Bu özel model Aralık ayında duyuruldu ve Microsoft Copilot+ ile birlikte Intel'in yeni Core Ultra işlemcilerini (Seri 2) içeren ilk mini bilgisayar. Model, 32 GB LPDDR5X belleğe sahip Intel Core Ultra 9 288V'li amiral gemisi varyantıdır. Asus bu cihazı barebones PC olarak satıyor, yani kutudan çıktığı anda depolama alanı içermiyor diğer bir deyişle hard disksiz geliyor. Bu mini Pc'nin fiyatı ise 1100 dolar. Tabii ki ekransız, klavye ve mouse'suz olarak geldiğini unutmayın...
  3. Emevi Camii, Şam’da tarihle iç içe bir keşif yolculuğu sunuyor. İslam mimarisinin şaheserlerinden biri olan bu camiyi ziyaret ederek manevi ve tarihi bir deneyim yaşayın. Suriye’nin başkenti Şam’da, yüzyıllardır süregelen ihtişamıyla göz kamaştıran bir yapı: Emevi Camii. Dünyanın en eski ve en büyük camilerinden biri olan bu yapı, hem mimarisiyle hem de barındırdığı tarihi izlerle ziyaretçilerini büyülüyor. Bu eşsiz mekânı ziyaret etmek, yalnızca bir camiyi görmek değil, aynı zamanda tarihe bir yolculuğa çıkmak demektir. Bir Şehir, Bir Efsane Şam, tarih boyunca medeniyetlerin kavşağı olmuş bir şehir. Roma İmparatorluğu’ndan İslam dünyasına kadar pek çok farklı kültürün izlerini taşıyan bu şehirde, Emevi Camii adeta bu zenginliğin simgesi gibi yükseliyor. İslam mimarisinin ilk büyük örneklerinden biri olan camii, Hz. Yahya’nın kutsal emanetlerini barındırmasıyla da manevi bir değer taşıyor. Hikâyenin Başlangıcı Caminin bulunduğu yer, milattan önce 1. yüzyılda Romalılar tarafından yapılmış bir tapınak olarak kullanılmış. Daha sonra Bizans döneminde bir kiliseye dönüştürülmüş. 705 yılında Emevi Halifesi I. Velid, burayı İslam dünyası için bir mabede çevirmiş. Bu dönüşüm, Hristiyan ve Müslüman geleneklerinin birbirine dokunduğu bir noktada gerçekleşmiş ve Emevi Camii’nin çok kültürlü yapısını oluşturmuş. Mimari Şaheser Emevi Camii’nin geniş avlusu, görkemli minareleri ve detaylı süslemeleri, İslam mimarisinin en güzel örneklerini sergiliyor. Mozaiklerle bezenmiş duvarlar, altın işlemeler ve ahşap detaylar sizi bir sanat eserinin içine çekiyor. Her köşesi, başka bir hikâye anlatıyor; her bir sütun, zamana meydan okuyor. Ziyaretçileri Neler Bekliyor? Caminin huzurlu atmosferi, burada vakit geçiren herkesin kalbine dokunuyor. Caminin avlusunda bir tur atarken, tarihi dokunun size fısıldadığı hikâyeleri hissediyorsunuz. Ayrıca camide bulunan Hz. Yahya’nın türbesi, burayı yalnızca Müslümanlar için değil, Hristiyanlar için de kutsal bir ziyaret noktası haline getiriyor. Bir Keşif Yolculuğu Emevi Camii’ni ziyaret etmek, Şam’ın tarih kokan sokaklarında gezmekle başlıyor. Bu büyüleyici yolculuk, sizi tarihin farklı dönemlerine götürüyor. Caminin yanı başında bulunan tarihi çarşılar, yerel lezzetler ve sıcak insanlar, Şam deneyiminizi unutulmaz kılıyor.
  4. Probiyotik ve prebiyotikler isim benzerliklerinden dolayı sıkça karıştırılan kavramlardır. Bu kavramlar birbiriyle benzemeyen fakat birbiri olmadan da düşünülemezler. Probiyotik ve Prebiyotik arasındaki fark nedir? Probiyotik, insanlar için iyi olan özellikle de sindirim sistemimiz için önemli olan canlı bakteriler ve mayalardır. Prebiyotikler ise bağırsaklardaki dost bakterileri besleyen yiyeceklerdir. Yani bağırsaklarımızda yaşayan yararlı mikroorganizmalara probiyotik denirken, bu yararlı mikroorganizmaları besleyen ve sindirilemeyen bileşiklere ise prebiyotik denir. Probiyotikler: Yararlı bakterilerin sayısını artırırken zararlı olanların sayısını azaltır. İshalleri önler. Sindirim sisteminin sağlıklı kalmasını sağlar. Bağışıklığı güçlendirir. Şişkinlik, gaz ve mide rahatsızlıklarını önlemeye yardımcıdır. Probiyotikler hangi gıdalarda bulunur? Yoğurt Kefir Turşu Peynir Ayran Prebiyotikler: Bağırsakta yaşayan yararlı bakterilerin çalışmasını sağlar. Bağırsağın hareketlerini düzenler. Böylelikle bağırsak düzgün çalışır. Magnezyum, kalsiyum minerallerinin emilimini sağlar ve vücutta kullanır. Beyin sağlığını, bağışıklığı destekler. Normal kan şekerini düzenler. Prebiyotikler hangi gıdalarda bulunur? Lahana Karnabahar Turplar Kereviz Soğan Sarımsak Pırasa Probiyotik ve prebiyotikler vücudumuz ve özellikle bağırsak sağlığımız açısından oldukça önemlidirler. Prebiyotiklerden düzenli bir şekilde tüketirsek probiyotikler görevlerini daha iyi yerine getirirler. Böylelikle daha sağlıklı bir vücut ve bağırsağa sahip olunur.
  5. Bağışıklık sistemi için oldukça faydalı olan çiriş otu, kısa süreli olarak tezgahlarda yeri aldı. C vitamini açısından oldukça zengin olan bu besin Türkiye´nin hemen hemen her yöresinde bulunsada genel olarak doğu yöresinde yetişmektedir Çiriş Otunun Faydaları Nelerdir? Kirkiş otu, dağ pırasası ya da gulik otu olarak da bilinen çiriş otu, bağışıklığı güçlendiren bir bitkidir. Sarı çiçekleri ile bilinen çiriş otu, taze olarak tüketildiği gibi kurutulmuş olarak da kullanılmaktadır. Dağlarda doğal olarak yetişen bu bitkinin salatası, çorbası, sulu yemeği ve böreği yapılmaktadır. Hatta çay olarak da tüketilen çiriş otu, c vitamini açısından oldukça zengin bir besindir. Genellikle dağlarda bulunan çiriş otu, açık alanlarda, yol kenarlarında ve tarlalarda da yetişmektedir. Ancak yabani otlar arasında yer alan bu bitki toplanırken dikkatli olunması gerekmektedir. Faydaları saymakla bitmeyecek olan çiriş otunun diğer faydaları ise şunlardır; İdrar söktürücü özelliği sahiptir bu sayede idrar yolu enfeksiyonuna iyi gelmektedir. Adet söktürücü olup, adet düzensizliğini azaltmaktadır. Saç dökülmesini azaltır ve kökleri güçlendirir. Çiriş otunun suyu, sivilce ve egzama gibi cilt sorunlarını iyi gelmektedir. Basur hastalarına iyi gelmektedir. Çiriş Otu Hangi Hastalıklara İyi Gelmektedir Regl düzensizlikleri Vajinal akıntı Romatizma Cilt hastalıkları Kulak iltihabı Öksürük Kas ağrıları Çiriş Otu Nasıl Kullanılır? Doğada kendi halinde yetişen çiriş otunun, yemeği, salatası, çayı ve çorbası yapılmaktadır
  6. TGE, İngilizce’deki Token Generation Event kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Jeton Oluşturma Etkinliği anlamına gelmektedir. TGE, bir jetonun, piyasaya sürüldüğü tarihi belirtir. Token Generation Event (TGE) Nedir? TGE, jeton oluşturma sürecini belirtmek için kullanılan bir terimdir. TGE’nin amacı, yeni oluşturulan bir projenin gelişmesi ve büyümesi için kaynak yaratmaktır. Token Generation Event (TGE), bir jetonun oluşma süreci olarak ICO’ya benzese de birbirlerinden farklılaştığı bazı noktalar bulunmaktadır.
  7. Birçok sağlık problemi karşı oldukça faydalı olan nioli yağı okaliptus ailesinden bir bitkidir. İltihap problemlerinden cilt ve saç problemlerine kadar birçok faydası olan nioli yağı nedir? faydaları nelerdir? Nioli yağı, okaliptüs ailesinin bir üyesi olan niaouli ağacının yapraklarından ve dallarından damıtma yoluyla elde edilen esansiyel bir yağdır. Güçlü kokusu nedeniyle aromaterapide sıkça kullanılan bu yağ, mikroorganizmalara karşı koyar, ağızdaki bakterilerle mücadele eder ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Faydaları saymakla bitmeyecek olan nioli yağının diğer faydalarını sizler için araştırdık. Nioli Yağının Faydaları İltihap giderici özelliğe sahiptir Solunum yollarını rahatlatır Cildi temziler Bağışıklık sistemini güçlendirir Saç sağlığına iyi gelir Bacaklardaki ağrıları giderir Elleri temizler Böcekleri uzak tutar Nioli Yağı nasıl Kullanılır? Kullanım amacına bağlı olarak farklı şekillerde kullanılan nioli yağı, Başka yağlarla inceltilerek kullanılabilir. Cilt ve saç için kullanılacak olan nioli yağı mutlaka başka yağlarla inceltilerek kullanılmalıdır.
  8. Pavel Durov okuduğu dönemlerde 22 yaşındayken sosyal iletişim ağı olan, kontak anlamına gelen VK’i kurmuştur. Facebook’un Rus versiyonu gibi görünen VK’den sonra Pavel Durov Telegram’ı kurmuştur. Tam o dönemde de Mark Zuckerberg Whatsapp’ı satın almıştır. Birkaç yıl içinde aniden popülaritesi yükselen VK’in fazla ilgi görmesi Pavel Durov’u devlet başkanı Putin ile sıkıntıya girmesine neden oldu. Nedeni ise 2011 yılında bu internet ağı üzerinden Putin’e karşı yoğun protestolar ortaya çıktı. Putin yeniden devlet başkanı olacağını ilan etmişti. Rus bakanlar bu hareketi engellemek amacıyla Durov’a çağrıda bulunarak muhalif grupları VK’den silmesini talep ettiler. Durov’un yanıtı ise herkesin görebileceği şekilde sosyal medya üzerinden Hayır cevabını verdi. Bunun sonucu olarak birkaç yıl sonra kendi firmasından uzaklaştırıldı. VK’i ise Putin’in müttefikleri satın almıştır. Pavel Durov ise geri kalan hisselerini satarak 2014 yılında Rusya’dan kaçmıştır. Drov’un Rus bakanlarıyla anlaşamadığı dönemlerde Swat özel timi kapısına dayanmıştı. İçeri dalacaklarından korkan Pavel, abisine ulaşmaya çalıştı. Abisi ile güvenli bir iletişim imkanı olmadığını anlayan Pavel için Telegram’ın hikayesi de başlamış oldu. Peki devamı nasıl gelişti? Videoda 👇🏽
  9. Avrupa’nın en başarılı sosyal ağlarından biri olan VK’nın ve şifreli mesajlaşma uygulaması Telegram’ın kurucusu Pavel Durov, Rus milyarder iş adamıdır. Son dönemlerde Whatsapp’ın sunduğu sözleşme nedeniyle birçok kişisinin geçiş yaptığı Telegram uygulamasının nasıl kurulduğunu biliyor musunuz? Pavel Durov’un Telegram’ı kurmasında Swat özel timinin nasıl katkısı oldu? Peki neden Rusya devlet başanı gibi gömleksiz poz vermektedir? Son olarak neden ülkesini terk edip kendi kurduğu sosyal ağ olan VK’de vaz geçti? 10 Ekim 1984 yılında Sovyetler birliğinde dünyaya gelen Pavel Durov, çocukluğunun büyük bölümünü İtalya’da geçirmiştir. Babası filoloji doktorası yaptığından dolayı İtalya’da uzun süre yaşamışlardır. Durov’un ailesi ülkelerine döndüklerinde artık Sovyetler Birliği yoktu. Pavel Durov çocuk yaştayken ileri düzeyde bilgisayar bilgisi vardı. İlk olarak okulunun bilgisayar ağını hacklediği bilinmektedir. Ancak Pavel Durov diplomasını hiçbir zaman almamıştır. Genel olarak milyarder iş adamlarının yaptığı gibi Pavel Durov’da hep siyah giyinmektedir. Aynı zamanda özel hayatına dair de hiçbir bilgi bulunmamaktadır.
  10. Telefon, bir akıllı telefondaki ilk ve en büyük katlanabilir ekran olan 10.2 inç ekrana sahip. 6.4 inç ve 7.9 inç ekranlı bir telefon olarak kullanabilirsiniz. LTPO uyarlanabilir yenileme hızına, 1440 Hz yüksek frekanslı PWM karartmaya ve Maksimum 240 Hz dokunmatik örnekleme hızına sahip bir OLED panele sahip. Cihazın ağırlığı yalnızca 238 gram, bu da oldukça hafif ve kullanışlı olduğu anlamına geliyor. Bu üç katlı cihazın her katlanabilir bölmesinin arka tarafına yerleştirilmiş ince pil paketleri vardır. Toplam 5.600mAh kapasiteyi bir araya getirir ve 66W kablolu şarj cihazıyla şarj edilebilir. Telefon ayrıca geriye doğru şarjı da destekler. Öte yandan, üç katlı cihaz 50W kablosuz şarj desteğine sahiptir. Huawei Mate XT Ultimate Design şu fiyatlarla piyasaya sürüldü 16GB+256GB = 2.548 Euro 16GB+512GB = 2.800 Euro 16GB+1TB = 3.050 Euro
  11. Hala aynı mimariye dayansa da, PS5 Pro GPU artık %67 daha fazla işlem birimi ve %28 daha hızlı belleğe sahip. Sony, bu değişikliklerin oyunların PS5'e kıyasla %45 daha hızlı işlenmesini sağladığını iddia ediyor. Diğer iyileştirme ise donanım hızlandırmalı ışın izleme. AMD grafiklerinin ışın izleme için hesaplama birimlerine güvendiği düşünüldüğünde, hesaplama birimi sayısındaki artış ışın izleme performansını da artırıyor. Sony, PS5 Pro GPU'sunun ışınları PS5 GPU'sunun iki katı hatta üç katı hızında yayabileceğini iddia ediyor. Son olarak Sony, şirket içinde geliştirdiği yeni bir AI destekli görüntü yükseltme çözümünü duyurdu. PlayStation Spectral Super Resolution olarak adlandırılan bu çözüm, görüntüleri daha yüksek bir çözünürlüğe yükseltmek için AI ve makine öğrenimini kullanıyor. Bunun muhtemelen donanım hızlandırmalı bir çözüm olduğu düşünüldüğünde, PS5 oyunlarının kullandığı vasat yazılım tabanlı AMD FSR teknolojisinden daha iyi sonuçlar sağlamalı ve Nvidia'nın DLSS'si veya Intel'in XeSS'siyle aynı seviyede olmalı. Ancak Sony herhangi bir kare oluşturma yönünden bahsetmedi, bu yüzden bunun tamamen bir görüntü yükseltme çözümü olduğu anlaşılıyor. Sony ayrıca, 8500'den fazla PS4 oyununa uygulanabilen ve yeni konsol için çözünürlüklerini ve kare hızlarını artırabilen yeni bir PS5 Pro Game Boost özelliğini duyurdu. Yeni konsol ayrıca, desteklendiği bölgelerde Wi-Fi 7'nin yanı sıra VRR ve 8K ekran desteğine de sahip. PS5 Pro, standart PS5'ten yalnızca ufak görsel değişiklikler içeriyor. Mevcut ince modelden daha uzun ancak Blu-ray diski olmayan PS5 modeliyle aynı kalınlığa sahip. PS5 Pro'nun isteğe bağlı bir optik disk modeli yok ve kullanıcılar bunu ayrı olarak satın almak zorunda kalacak (PS5 için mevcut olan sürücüyle aynı). Buradaki tek teselli, PS5 Pro'nun standart modeldeki 1 TB'a kıyasla 2 TB dahili depolama alanına sahip olması. PS5 Pro'nun fiyatı 800 euro, bu da dijital PS5'in 450 euroluk fiyatından %56 daha fazla. Konsol bu yılın ilerleyen zamanlarında 7 Kasım'da satışa sunulacak ve ön siparişler 26 Eylül'de başlayacak.
  12. Besin maddelerinin vücutta yarattığı tepkiler iki türlüdür. Bunlardan biri Besin Alerjisi diğeri ise Gıda intoleransıdır. Besin alerjisi sindirimden hemen sonra oluşan tepkilerle kendini gösterir ve hayati tehlikesi bulunur. Gıda İntoleransı ise hayati tehlikesi bulunmayan sindirimden saatler hatta günler sonra ortaya çıkan bulgularla kendini gösterir. Gıda İntoleransı Nedir? Sindirim sisteminin yenilen besinin içindeki bir maddeye karşı verdiği tepki olarak tanımlanabilir. Yenilen besinin içindeki maddenin sindirilememesi ve parçalanamaması durumudur. Bundan dolayı da sindirim sisteminde hasarlar meydana gelir. Kronik yorgunluk, sürekli devam eden uyku hali, migren ağrıları olan kişilerde gıda intoleransın olduğundan şüphelenilmektedir. Hatta sürekli diyet yapıp kilo veremeyen kişilerde de gıda intoleransından şüphelenilmektedir. Gıda İntoleransının Belirtileri Mide de ağrı, kasılmalar ve yanma hissi olması. Mide bulanması ve kusma Mide ve bağırsaklarda gaz oluşması. Midede kramp ve şişkinlik hissetmek. Baş ağrısı. Sinirlilik hali. Yorgunluk İshal Gıda intoleransında hangi besin maddesine vücudun tepki verdiğini öğrenmek için ilk olarak test yapılır. Sonrasında vücudun tepki verdiği besin ya vücudun tepki vermeyeceği miktarda yenir ya da günlük yiyecekler listesinden çıkarılır. Vücudun alması gereken önemli bir besin maddesini alamamak daha başka sorunlara neden olabileceği için o değerde ve özelliklerde başka bir besin mutlaka onun yerine alınması gerekmektedir.
  13. Maymun Çiçeği Virüsü Aşısı Yan Etkileri Görülen en yaygın yan etkiler aşının yapıldığı yerde ağrı, kızarıklık ve kaşıntıdır. Ayrıca ateş, baş ağrısı, yorgunluk, mide bulantısı, titreme ve kas ağrıları da yaşanabilir. Bazı kişilerde aşılama yapılan bölgede cilt rengi değişimi söz konusu olabilir. Maymun Çiçeği Virüsü Kaptım Ne Yapmalıyım? Maymun Çiçeği Virüsü kapmış bir kişi, başkalarına bulaşmayı önlemek için bazı önlemler almalıdır. Mümkünse kendi evinizde ve odanızda kalın Yaralara dokunmadan önce ellerinizi sabun, su ve el dezenfektanı ile sık sık yıkayın. Döküntüler iyileşene kadar başka insanların yanında maske takın ve lezyonları örtün. Başka biriyle aynı odada değilseniz cildinizi açık ve kuru tutun. Ortak alanlardaki eşyalara dokunmaktan kaçının. Ağızdaki yaralar için tuzlu su gargaraları kullanın. Vücuttaki yaralar için oturma banyosu yapın, ılık su tercih edin. Maymun Çiçeği Virüsü Türkiye’de Var Mı? Türkiye’de 2022 yılında bir kişide maymun çiçeği virüsü hastalığı tespit edildiği duyurulmuştu. Türkiye’de geçmişte tespit edilse de bu hastalar izole edilmiş ve iyileşmeleri sağlanmıştı. 2024 yılı itibarıyla herhangi bir mpox vakası tespit edilmedi. Maymun Çiçeği Görüntüsü Nasıldır? Maymun Çiçeği virüsü görüntüsü ve oluşan lezyonların nasıl olduğuna dair örnekler aşağıda yer almaktadır. Maymun Çiçeği ile Suçiçeği Aynı Mı? Çiçek ve suçiçeğinde görülen döküntülere benzer döküntüler Mpox’da da görülebilir. Ancak hastalığın seyri diğerlerinden farklıdır. Çiçek hastalığına çözüm aşı yöntemleriyle bulunmuştur. Maymun Çiçeği virüsünde ise lenf düğümlerinde şişme olabilir. Maymun Çiçeği Virüsü Hangi Ülkelerde Görüldü? Maymun çiçeği hastalığı Afrika’nın birçok ülkesinde görüldü. Kongo, Burundu, Kenya, Ruanda ve Uganda’da yayılan virüs, geçmiş yıllarda Avrupa ve Asya’da da görülmüştür. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 14.000’den fazla maymun çiçeği vakası kaydedilmiştir. 2024 yılındaki virüs Afrika'nın dışına sıçrarken İsveç'te ilk mpox vakası doğrulandı. İsveç'te görülen türün Klad I olduğu açıklandı. Maymun Çiçeği Pandemisi Olur Mu? Mpox hastalığının bulguları belirgindir. Ayrıca yakın ve uzun süreli temasla bulaşması daha olasıdır. Bir DNA virüsü olduğundan daha az mutasyon geçirmesi söz konusu olabilir. Böylelikle COVID-19 hastalığında olduğu gibi yeni varyantların çıkması kolay olmaz. 14 Ağustos 2024'te Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından gerçekleştirilen Acil Durum Komitesi Toplantısı'nın ardından M çiçeği (mpox) hastalığının, "uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu oluşturduğu" vurgulanmıştı.
  14. Maymun Çiçeği Virüsü Nasıl Anlaşılır? Kuluçka süresi 3-17 gün olan bu hastalıkta, kuluçka süresi boyunca herhangi bir belirti görülmez ve kişi kendini iyi hissedebilir. Meydana gelen döküntüler sivilce ve kabarcık gibi görülebilir. Bu döküntüler ağrılı veya kaşıntılı olabilir. Vücudun birçok yerinde görülebilir. Döküntüler iyileşmeden önce kabuklaşma da dahil olmak üzere pek çok aşamalardan geçecektir. Tipik olarak ilk önce ateş, kas ağrıları ve boğaz ağrısı görülür. Mpox döküntüsü yüzde başlar ve vücuda yayılır, avuç içlerine ve ayak tabanlarına kadar uzanır ve 2-4 hafta boyunca aşamalar halinde gelişir. Kabuklanmadan önce merkeze doğru çöker. Daha sonra kabuklar düşer. Mpox'lu kişi, semptomlar başladığı andan itibaren döküntü tamamen iyileşene ve yeni bir deri tabakası oluşana kadar hastalığı başkalarına bulaştırabilir. Bu virüsün yayıldığı bölgelerde, yeni veya açıklamayan döküntüleri olan kişilerin bir sağlık kuruluşuna başvurması tavsiye edilmektedir. Maymun Çiçeği Virüsü Eşyalardan Bulaşır Mı? Maymun Çiçeği Virüsü, mpox'lu birinin kullanımından sonra dezenfekte edilmemiş nesneler, kumaşlar ve yüzeylerle temas yoluyla herkese yayılabilir. Giysiler, yatak takımları, havlular ve tüm diğer kişisel eşyalar buna dahildir. Maymun Çiçeği Virüsü Testi Var Mı? Maymun Çiçeği Virüsü ile uyumlu döküntüleriniz varsa test yaptırılması önerilir. Mpox hastası birisiyle temasa geçtiyseniz, test yaptırmadan önce bir sağlık kuruluşuna danışmanız gerekebilir. Maymun Çiçeği Virüsü Testi Nerede Yaptırılır? Sadece bir sağlık hizmeti sağlayıcısı Maymun Çiçeği Virüsü testi isteyebilir. Hastadan alınan bir örnek test için laboratuvara gönderilir. Test edilecek örnek döküntülerden alınır. Birden fazla lezyondan çubuk örneği ile alınabilir. Bu sürüntü alma işlemi rahatsız edici olabilir ancak hastalığın tespiti için gereklidir. Sonuçlar genellikle birkaç gün içerisinde belli olur. Maymun Çiçeği Virüsü Tedavisi Var Mı? Maymun Çiçeği Virüsü tedavisi, semptomları azaltmaya yöneliktir ve bu virüse özel bir tedavi yoktur. Döküntüyü azaltmak, ağrıları hafifletmek ve komplikasyonları önlemek hedeflenir Maymun Çiçeği Virüsü Aşısı Var Mı? Mpox'a neden olan virüs, çiçek hastalığına neden olan virüsle ilişkilidir. Geliştirilen JYNNEOS aşısı, maymun çiçeği ve çiçek hastalığına karşı koruma sağlamak için geliştirilen 2 dozluk bir aşıdır. İkinci doz, ilk dozdan 4 hafta sonra uygulanır. Maymun Çiçeği Virüsü olan biriyle temaslıysanız bu aşıyı yaptırmanız önerilir.
  15. Maymun Çiçeği Virüsü Nasıl Bulaşır? Maymun Çiçeği Virüsü insandan insana bulaşabilir. Mpox enfekte kişilerle temas yoluyla yayılabilir. Ayrıca enfekte hayvanlarla doğrudan temas ve kirlenmiş malzemelerle doğrudan temasla yayılması söz konusu olabilir. Dokunma, öpüşme ve cinsel yollarla da bulaşabilen Maymun Çiçeği Virüsü doğmamış çocukları da etkileyebilir. Hamileler virüsü doğmamış bebeklerine geçirebilirler. Maymun Çiçeği Virüsü Nasıl Yayılır? Maymun Çiçeği ya da Mpox hastalığında bulaşıcılık, ağız veya genital bölge gibi cilt bölgeleri veya diğer lezyonlarla doğrudan temas yoluyla gerçekleşebilir. Enfekte bir kişi; konuşurken, nefes alırken bu virüsü bulaştırabilir. Ten tene temasla da bulaşıcılık ortaya çıkabilir. Virüs daha sonra vücuda kırık deri, mukozal yüzeyler (örneğin oral, faringeal, oküler, genital, anorektal) veya solunum yoluyla girer. Birden fazla cinsel partneri olan kişiler daha fazla risk altındadır. Maymun Çiçeği Virüsü Belirtileri Afrika Maymun Çiçeği Virüsü belirtileri görülmeden önce cevaplanması gereken ilk soru, Maymun Çiçeği belirtileri kaç günde çıkar sorusudur. Genellikle bir hafta içinde başlayan semptomlara neden olur. Maruziyet derecesine göre belirti gösterme süresi 21 güne kadar uzayabilir. Semptomlar genellikle 2-4 hafta arasında sürer. Bağışıklık sistemi zayıf kişilerde ise bu süre uzayabilir. Maymun Çiçeği belirtileri ise şunlardır: Ateş Titreme Şişmiş lenf düğümleri Yorgunluk Kas ağrıları ve sırt ağrısı Baş ağrısı Boğaz ağrısı Burun tıkanıklığı Öksürük Mpox semptomları kendisini grip benzeri gösteriyorsa muhtemelen 1-4 gün arasında döküntüler ortaya çıkar. Maymun Çiçeği Virüsü’ne sahip olan kişilerde genellikle ellerde, ayaklarda, göğüste, yüzde, ağızda veya penis, testisler, labia ve vajina ve anüs gibi genital bölgelerin yakınında bulunabilen bir döküntü meydana gelir.
  16. Maymun Çiçeği Virüsü (Monkeypox veya Mpox) Afrika’da hızla yayılmasının ardından dünya gündemine oturan bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Maymun Çiçeği salgını nedeniyle küresel acil durum ilan etti. Maymun Çiçeği Virüsü belirtileri, bulaşma yolları, tedavisi ve Türkiye’de görülüp görülmediği merak konusu oldu. Maymun Çiçeği Virüsü (Mpox) Genel Bakış Maymun Çiçeği Virüsü (Monkeypox veya Mpox) bir virüse bağlı enfeksiyondan kaynaklanan bir hastalıktır. Bu virüs, çiçek hastalığı ile aynı aileden gelir. Maymun Çiçeği salgını dünyada dikkatle takip edilmektedir. Peki, Maymun Çiçeği Virüsü nasıl bulaşır? Bu soruya cevap vermeden önce hastalığa genel bir bakış atalım. Maymun Çiçeği Virüsü Nedir? Mpox (Maymun Çiçeği), Orthopoxvirus cinsinin bir türü olan maymun çiçeği virüsünün neden olduğu bir viral hastalıktır. Vücutta ağrılı bir döküntüye sebep olur, lenf düğümleri ve ateşle kendisini gösterebilir. Mpox, hayvanlar ve insanlar arasında yayılabileceği anlamına gelen zoonotik bir hastalıktır. Orta ve Batı Afrika'nın bazı bölgelerinde endemiktir. Maymun Çiçeği Virüsü, bu bölgelerde yaşayan küçük kemirgenlerde, maymunlarda ve diğer memelilerde bulunmuştur. Bu nedenle Maymun Çiçeği ismi verilmiştir. Maymun Çiçeği Virüsü Tarihçesi Maymun Çiçeği Virüsü ilk olarak Afrika’da değil bir kuzey ikliminde keşfedildi. Danimarka’da araştırma amaçlı tutulan maymunlarda tespit edilen bu virüs insanlarda ilk olarak 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde görüldü. Maymun Çiçeği Virüsü Türleri Maymun Çiçeği Virüsü Klad I ve Klad II olmak üzere iki türü vardır. Peki bunlar ne anlama geliyor? Klad I daha ciddi hastalıklara ve ölüme neden olur. Afrika’da yaşanan bazı salgınlarda hastaların yüzde 10’unda ölüm meydana gelmiştir. Klad I türü Maymun Çiçeği Virüsü genellikle Orta Afrika’da görülür. Batı Afrika’ya özgü olan Klad II türü ise Afrika’da başlayan küresel salgına neden olmuştur. Klad II türündeki enfeksiyonlar daha az şiddetlidir.
  17. Coğrafi işarete sahip, en besleyici ve en lezzetli ekşili pilav tarifi. Sizleri Kastamonu´nun İhsangazi ilçesine ait bir lezzeti ile tanıştıralım. Bu tarif deneyen herkesi kendine hayran bıraktıran çok besleyici bir yemektir. Coğrafi işaret almış ekşili pilav tarifi, hem kolay olması hem de lezzetli olmasıyla her damak zevkine uyum sağlayacaktır Malzemeler; 4-5 yemek kaşığı sıvıyağ 1 adet soğan 1-2 adet yeşil biber Yarım yemek kaşığı domates salçası 1 su bardağından bir parmak eksik siyez bulguru (yıkanmış ve süzülmüş) 2 su bardağı su Bir tutam dereotu, nane ve maydanoz (doğranmış) 3 yaprak asma yaprağı (doğranmış) 1,5 su bardağı yoğurt 3/4 su bardağı su Tuz, karabiber Üzeri İçin; 1 yemek kaşığı tereyağı Yarım tatlı kaşığı toz biber 1 çay kaşığı nane Yapılışı; Öncelikle yapacağınız tencerenin içerisine küp küp doğradığınız soğanları alın ve kavurmaya başlayın. Ardından kavrulan soğanların üzerine yine küp küp doğradığınız biberleri ekleyin ve kavurma işlemine devam edin. Sonrasında salçayı da tencereye ilave edin ve kokusu çıkana kadar kavurun. Salçadan sonra yıkayıp süzdürdüğünüz siyez bulgurunu da tencere alın. Hepsini karıştırdıktan sonra 2 su bardağı suyunu da ilave edip pişmeye bırakın. Suyun birazcık çektikten sonra doğradığınız yeşillikleri tencereye ilave edin ve kapağı tekrardan kapatıp suyunu biraz daha çektirin. Bu sırada sizde diğer taraftan yoğurdunu hazırlamaya başlayabilirsiniz. 1,5 su bardağı yoğurdu ve 3/4 su bardağı suyu güzelce karıştırın. Ardından hazırladığınız yoğurdu ve baharatlarını tencereye ilave edin. Tüm malzemeyi karıştırdıktan sonra bu şekilde 30 dakika boyunca pişmeye bırakın. Yemeğiniz piştikten sonra servis ederken üzerine baharatlı tereyağını ilave edip servis edebilirsiniz. Afiyet Olsun
  18. Dünyanın her yeri görülmeye değer tabii ki fakat bu üç yer, ilkbaharda bir başka güzel. Alize rüzgarlarıyla sokaklarını dolaşmak isteyeceğiniz, açan çiçeklere bakmaya doyamayacağınız ya da otomobillerin olmadığı huzurlu sokaklarda vakit geçireceğiniz bu 3 bölgeyi mutlaka görmelisiniz. Eğer ki ilkbaharda tatil planları yapıyorsanız mutlaka bu bölgelere gitmelisiniz. 1. Japonya – Kyoto Mutlaka Mart ve Nisan aylarında görmeniz gereken bir Japonya şehri Kyoto. Her yerde açan kiraz çiçekleriyle size baharı sonuna kadar yaşatacaktır. Aynı zamanda tarihi yapısı ve kendine özgü kültürleriyle dikkat çeken yaşantıları da görülmeye değerdir. Rengarenk doğal güzellikleri ve kültürel yapısıyla Kyoto, ilkbaharda görülmesi gereken yerlerdendir. 2. Fas – Essaouira Ülkemize çok yakın bir konumda olması ve vizesiz olması nedeniyle çokça ziyaret edilen Fas´ın Essaouira şehrini ilkbaharda mutlaka görmelisiniz. Bahar aylarında başlayan alize rüzgarı sayesinde, rüzgar sörfü ve kitesurfing yapılabilecek en iyi yerlerdendir. Aynı zamanda sanata oldukça düşkün olan bu ülkede sanat galerilerini gezebilir ve eğer farklı tatlara açıksanız oraya ait çaylardan mutlaka denemelisiniz. Ayrıca Fas´a gittiğinizde Marakeş, Rabat ve Kazablanka şehirlerini de mutlaka ziyaret etmelisiniz. 3. İsviçre – Zermatt Dünyanın en zengin ülkelerinden İsviçre mutlaka ilkbaharda görülmesi gereken yerlerden biridir. Kendine özgü kültürünü ve geleneklerini koruyan bu ülke tarihi bir yapıya sahiptir. Aynı zamanda Alpler’in eteklerinde yer almasından dolayı doğal güzellikleri ile çok dikkat çekmektedir. İlkbahrada buraya yapacağınız ziyaretlerde, karların erimeye başladığını ve doğanın kendini göstermeye başladığınız göreceksiniz. Ancak ilkbaharda İsviçre’nin Zermatt kentine yapacağınız ziyarette kendinizi adeta yeniden doğmuş gibi hissedeceksiniz. Sessiz ve otomobil geçmeyen bu kentte doğa yürüyüşleri yapabilir, sıcacık samimi kafelerinde oturup gün batımını izleyebilirsiniz
  19. Maden sulu portakal kabuklu enfes bir kek tarifi. Maden suyuyla kekleriniz daha bir kabarık ve daha bir yumuşak olacaktır. Maden Sulu Portakallı Kek Tarifi 3 adet yumurta 1 şişe maden suyu 1 bardak sıvıyağ 2 bardak tozşeker 1 paket kabartma tozu 1 paket vanilya 2 adet portakal kabuğu rendesi yarım portakalın suyu 2 buçuk 3 su bardağı un Hazırlanışı Yumurta ve şekeri bir karıştırma kabında güzelce mikserle çırpın. Ardından maden suyunu ve sıvıyağı içerisine ekleyip karıştırın. Vanilya ve kabartma tozunu ekleyip unuda eleyerek kontrollü bir şekilde ilave edip mikserle karıştırın. Ardından portakalı kek harcının içine rendeleyip yarım bir portakalında suyunu sıkın. Kullanacağınız kabın içerisini güzelce yağlayıp yapışmaması için unlayın. Fazla unu kabın arkasına vurarak dökülmesini sağlayın. İçerisine kek harcını dökün ve önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında pişirin. İlk 25 dakikadan önce fırını açmayın ki kek sönmesin. Sonrasında açıp içinin pişip pişmediğini bir bıçak yardımıyla kontrol ederek pişirin.
  20. Vücut yağ oranı, vücudumuzda bulunan yağ miktarını göstermektedir. Kilo vermeye çalışan çoğu kişi kilolarının yağdan mı yoksa kastan mı gittiğini merak etmektedir. Bir uzman yardımı olmadan yapılan diyette yarardan çok zarara uğrayabiliriz. Çünkü yağ yakalım derken kaslarımızdan olabiliriz. Bundan dolayı önce yağ oranımızı bilmemiz gerekir. Sonrasında da uygun bir diyet ve egzersizle ideal yağ oranımıza kavuşabiliriz. Vücut yağ oranını evde kendi başınıza da hesaplayabilirsiniz. Vücut yağ oranı, bireyin vücudunda bulunan yağ ağırlığının toplam vücut ağırlığına olan oranıdır. Cinsiyetler arası yağ oranları farklılık göstermektedir. Yağ oranının vücuda göre çok veya az olması çeşitli sağlık sorunlarını beraberinde getirmektedir. Vücut yağ oranını hesaplayıp ideal yağ oranına gelmek ise kendi elimizde olan bir durumdur. İdeal Vücut Yağ Oranları Kadınlarda; 20 – 39 yaş aralığında %21-32 40 – 59 yaş aralığında %23-33 60 – 79 yaş aralığında %24-35 Erkeklerde; 20 – 39 yaş aralığında %8-19 40 – 59 yaş aralığında %11-21 60 -79 yaş aralığında %13-24 Vücut Yağ Oranı Nasıl Hesaplanır? Yağ oranının cinsiyetlere göre farklılık gösterdiğini söylemiştik. Vücut yağ oranlarını hesaplamakta erkek ve kadınlarda farklı hesaplanmaktadır. Vücudunuzun aşağıda belirtilen yerlerinin ölçülerini internette herhangi bir vücut yağ oranı hesaplama sitelerinden birine yazarak yağ oranınızı bulabilirsiniz. Kadınlarda vücut yağ oranı hesaplama; Boy ölçümü Kilo ölçümü Bel çevresi ölçümü (Belin en ince kısmı ölçülür) Kalça çevresi ölçümü (Kalçanın en geniş kısmı ölçülür) Boyun çevresi ölçümü Erkeklerde vücut yağ oranı hesaplama; Boy ölçümü Kilo ölçümü Bel çevresi ölçümü (Göbek deliğinden hiza alınarak ölçülür) Boyun çevresi ölçümü Vücut Yağ Oranını Düşürmenin En Sağlıklı Yolları Öğünlerde karbonhidratı azaltmak. Günlük alınması gereken miktarda bolca su tüketmek. Uykuyu bir düzene oturtmak. Şekerli içeceklerden uzak durmak. Protein ağırlıklı beslenmeye çalışmak Egzersiz yapmak Trans yağ içeren besinlerden uzak durmak. Abur cubur ürünlerden uzak durmak. Meyve sebze tüketmek.
  21. Aritmi, kalp ritim bozukluğu demektir. Kalbin normal çalışmaması hızlı veya yavaş atması duruma denir. Kalp ritim bozukluğu genellikle zararsız olarak kabul edilirler. Fakat bazı aritmiler zarar verebilmektedir. Hemen hemen çoğu kişi ömrünün bir noktasında kalp ritim bozukluğu durumu yaşayabilir Tıbbi adıyla aritmi yani kalp ritim bozukluğu kalpte meydana gelen elektriksel sinyallerin düzgün bir şekilde çalışmaması snucu oluşan bir rahatsızlıktır. Kalp anormal bir şekilde çalışmaya başlayarak yavaş veya hızlı atma durumuna denir. Kalbin hızlı atmasına taşikardi, yavaş atmasına ise bradikardi nedir. Kalp atım hızı gün içerisinde değişkenlik gösterebilir. Hareketli olunan zamanlarda kalp hızlı atarken, dinlenirken veya uyurken kalp yavaş seyrinde atabilir. Aritmi “Kalp Ritim Bozukluğu” Türleri Taşikardi Bradikardi Supraventriküler Aritmi Ventriküler Aritmi Uzun QT Sendromu Aritmi “Kalp Ritim Bozukluğu” Belirtileri Nefes darlığı Baş dönmesi Bayılma Çarpıntı Kalp atışında düzensizlik Halsizlik Terleme Göğüs bölgesinde basınç hissetme Kalbin yavaşladığını hissetme Kalbin olağan dışı hızlandığını hissetme Aritmi “Kalp Ritim Bozukluğu” Nedenleri Kalp hastalıkları Şeker hastalığı Genetik Sıvı kaybı Uyku apnesi Alkol Sigara Aşırı kafein tüketimi Madde bağımlılığı Tiroid hastalıkları Böbrek yetmezliği Psikolojik kalp ritim bozukluğu
  22. Ülkemizin genellikle her bölgesinde yetişebilen hatmi çiçeği, Temmuz Ağustos aylarında toplanmaya başlayarak sonbaharda kurutulur. Kurutulan hatmi çiçekleri sağlık açısından oldukça kıymetlidir. Bağışıklık sistemini güçlendirmesi ve hastalıklara iyi gelmesiyle bilinir. Kış aylarında sağlığımıza iyi gelecek hatmi çiçeği çayı nasıl yapılır? Hatmi çiçeği çayını demlemek normal bitki çaylarından farklı değildir. 1 bardak su ile yapacaksanız 1-2 çay kaşığı hatmi çiçeğini sıcak suyun üzerine ilave edip 5 veya 10 dakika kadar demlenmesini bekleyip sonrasında tüketebilirsiniz. Eğer 1 lt gibi bir suya yapıyorsanız sıcak suyun içine bir avuca yakın hatmi çiçeği atabilirisiniz. Arzunuza göre içerisine bal koyarak tüketebilirsiniz. Afiyet olsun…
  23. Yüksek miktarda vitamin ve mineral içeren avokado, oldukça besleyici bir meyvedir. Tropikal iklim meyvesi olan avokadonun faydaları ise saymakla bitmemektedir. Son dönemlerde de oldukça popülerleşen bu meyvenin nelere iyi geldiğiniz biliyor musunuz? İlk olarak Meksika’da ortaya çıkan ve daha sonra tüm dünyaya yayılan avokado besin değerleri açısında oldukça zengindir. Besleyici özelliklere sahip olan bu meyve, dünyadaki birçok mutfağın en popüler lezzetlerinden biridir. Sağlık için sayısız faydalar sunan bu yeşil meyvenin 100 gramı 160 kaloridir. Bu kalorinin ise 6.7 gramı lif, 8.5 gramı karbonhidrat, 14.7 gramı yağdan oluşmaktadır. Ayrıca tüm bunların yanı sıra içerisinde bolca C, E, K ve B6, B2, B3, B5 vitaminleri ve folat, magnezyum, potasyum bulundurmaktadır. Aynı zamanda omega-3 yağ asitleri içeren bu meyvede beta karoten ve lutein de bulunmaktadır. Sağlıklı yağ ve lif kaynağı olan avokado potasyum için günlük ihtiyacın %10’unu karşılamaktadır. Diğer yandan bağışıklık sistemi sağlığı için gerekli olan besinleri sağlayan avokado, vücutta bulunan iltihabı bastırmaya ve oksidatif hasara karşı korumaya yardımcı olmaktadır. Her Gün Avokado Tüketirseniz Ne Olur? Bağışıklığınız güçlenir Bağırsak sağlığınız düzene girer Böbrekleriniz daha verimli çalışır Karaciğerinizi onarır Cildinizi güzelleştirir Tansiyonunuzu düzene sokar Kolesterolü düzenler Kansere karcı koruyucudur Kilo vermenize destek sağlar Kalp sağlığınızı korur Son yılların popüler meyvelerinden olan avokado sağlığa olan faydalarının yanında cilde olan faydalarıyla da isminden söz ettiriyor. İçerisinde ki yağlar ve vitaminler sayesinde kozmetik ürünlerinde de kullanılmaya başlayan bir meyve olmuştur.
  24. Hatmi çiçeği binlerce yıldır çeşitli tıbbi durumlar için kullanılan bir sağlık deposudur. Halk arasında gül hatmi veya ebegümeci olarak bilinir. Anavatanı Batı Asya’dır. Hatmi çiçeği ülkemizin her bölgesinde yetişebilmektedir. Temmuz ve Ağustos aylarında toplanan hatmi çiçeğinin kurutulma zamanı ise sonbahardır. Hatmi çiçeğinin lila, pembe, kırmızı ve turuncu renkte olanları vardır. Barış Manço’nun Nane limon şarkısına bile konu olmuş... Hatmi Çiçeği Nedir? Ebegümecigiller familyasına ait bir bitkidir. Üst solunum yolları hastalıklarının tedavisinde önemli bir rol oynamaktadır. Hatmi çiçeğinin kökleri, çiçeği ve yaprakları ayrı ayrı tedaviler için kullanılabilmektedir. Ayrıca hatmi çiçeği çay, merhem ve bitkisel takviyeler içinde kullanılmaktadır. Hatmi Çiçeğinin Faydaları Sindirimin kolaylaştırır. Soğuk algınlığına iyi gelir. Bağışıklığı güçlendirir. Öksürüğü hafifletir. Cilt tahrişlerini giderir. Kalp ve karaciğer sağlığını destekler. Ağrı kesici özelliği bulunur. Ağız kuruluğunu giderir. Vücuttan ödem atılmasını sağlar. Hatmi Çiçeğinin Zararları Hatmi çiçeğinin doğrudan bir zararı olmasada bazı hafif yan etkiler gösterebilir. Bunlar şöyle sıralanabilir; Cilt tahrişi Kızarıklık ve kaşıntı Mide bulantısı Baş ağrısı Baş dönmesi Bazı ilaçlarla birlikte alınırsa etkileşim olabilir.
  25. Türkiye, dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar atmaya devam ediyor. Bu adımlardan biri de Gelir İdaresi Başkanlığı’nın öncülüğünde geliştirilen ve başarıya ulaşan yerli ve milli işletim sistemi GİBUX. Açık kaynak kod tabanına sahip olan sistem, vergi sisteminin ihtiyaçlarına özel olarak geliştirildi. Türkiye’nin yerli işletim sistemi GİBUX hakkında her şey! 2023 yılında 64 bit versiyonuna geçiş yaparak güncellenen GİBUX, ülke genelinde 1078 farklı lokasyonda, yaklaşık 41 bin masa üstü bilgisayarda aktif olarak kullanılıyor. Bu durum tek başına GİBUX’un sadece bir işletim sistemi olmanın ötesinde, Türkiye’nin dijital altyapısını güçlendiren bir araç olduğunu da gösteriyor. Ayrıca bilgi güvenliği, bakım ve destek gibi kritik süreçlerde sağladığı avantajlarla, devletin dijital dönüşümüne katkı da sağlıyor. GİBUX, yalnızca teknik özellikleriyle değil, aynı zamanda ekonomik faydalarıyla da dikkat çekiyor. Her yıl lisans maliyetlerinden yaklaşık 50 milyon TL tasarruf edilmesini sağlayarak, milli ekonomiye önemli bir katkı sağlıyor. GİB Teknoloji ise GİBUX ile sınırlı kalmayıp, açık kaynak kod tabanlı yazılımlar geliştirmeye ve ülkeye değer katmaya odaklanmış durumda. Zira 300’den fazla çalışanıyla, teknoloji ve inovasyon alanında sürekli kendini güncelleyen bir ekip yapısına sahip. GİB Teknoloji tarafından sağlanan teknik eğitimler, çalışanların niteliklerini artırdığı gibi onların günümüzün hızla değişen teknoloji dünyasına adapte olmalarını da sağlıyor. Angular, Kafka, PostgreSQL, Temel JAVA, React, Selenium, Spring Boot Developer ve Spring Boot Fundamentals gibi alanlarda verilen eğitimler, ekip üyelerinin uzmanlık alanlarını genişleterek sektördeki yeni trendlere şimdiden hazırlıyor.
×
×
  • Create New...

Önemli bilgi

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için Gizlilik poliçesini inceleyebilirsiniz.