Jump to content

Feneroin

Yönetici
  • İçerik sayısı

    1024
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    10

Everything posted by Feneroin

  1. Geçen yıl Apple, “Dynamic Island” (Dinamik ada) olarak adlandırılan hap şeklindeki kesmeli ekranı iPhone 14 Pro'yu tanıttı, ancak Huawei'nin böyle bir ekran tipini Amerikalı rakibinden önce tescil ettiğini biliyor muydunuz? Huawei, Mayıs 2018'de Çin Devlet Fikri Mülkiyet Ofisi'ne (CNIPA) "Ekran Tasarımı" patent başvurusunda bulundu. Başvuru, CN305222252S kayıt numarasıyla 18 Haziran 2019'da onaylandı.
  2. Twitter, mavi kuş logolu dünyanın en popüler platformlarından birisi. Elon Musk yine yaptı yapacağını ve Twitter ismini X, mavi kuş logosunu da X logosu ile çoktan değiştirdi bile. Artık web üzerinden girdiğinizde X logosunu görebiliyoruz, çok yakında da güncellemelerle beraber Android ve iOS üzerindeki uygulamalarında da değişmiş olacak. 23 Temmuz 2023'te Musk, Twitter'da "X.com" URL'sinin artık Twitter'a yönlendirileceğini zaten bildirmişti.
  3. Görünümüyle şahane, tadıyla efsane bir tatlı ile karşınızdayız. Şerbetli tatlı severlerin bayılacağı enfes bir tatlı Portakallı Şerit Tatlısı. Keki İçin Malzemeler; 3 adet yumurta 1 su bardağı toz şeker 1 su bardağı süt 1/2 su bardağı sıvı yağ 1 adet portakal kabuğu rendesi 1,5 su bardağı un 1 paket kabartma tozu 1 paket vanilin Labneli Karışım İçin Malzemeler; 500 gram labne 1 adet yumurta 1,5 yemek kaşığı nişasta 1,5 yemek kaşığı kakao 4 yemek kaşığı pudra şekeri Portakallı Şerbet İçin Malzemeler; 2 su bardağı su 1,5 su bardağı toz şeker 1/2 su bardağı portakal suyu Yapılışı; Öncelikle tatlıya şerbeti hazırlayarak başlayalım. Şerbeti için derin bir sos tenceresinde su, şeker ve portakal suyunu alın. Şerbet kaynama noktasına geldikten sonra 10 dakika daha kaynatın. Daha sonra altını kısıp 4 dakika daha pişirdikten sonra ocaktan alıp soğumaya bırakın. Keki hazırlamak için; Derin bir kasenin içerisine yumurta ve şekeri, alın ve mikser yardımıyla çırpın. Şeker tamamen eridikten sonra üzerine süt ve sıvı yağı ekleyip tekrar karıştırın. Daha sonra içerisine rendelenmiş portakal kabuklarını da ekleyin. Son olarak un, kabartma tozu ve vanilin ekledikten sonra mikserle tekrar çırpın. Labneli karışım için; Ayrı bir kaseye labne, yumurta, nişasta, kakao ve pudra şekerini alın ve mikser yardımıyla çırpın. Sonrasında karışımı bir sıkma poşetine aktarın. Birleştirme Vakti; Hazırladığınız kek harcını yağlanmış veya yapışmaz borcama aktarın. Sıkma poşetinin ucunu 1 parmak kalınlığında kesin ve labneli karışımı kek harcının üzerine enlemesine ve boylamasına, 2 kat olacak şekilde, şeritler çekin. Ardından önceden ısıtılmış 185 derece fırında, 45 dakika pişirin. Ancak 45 dakika sonunda mutlaka kürdan ile kontrol ederek çıkartın. Eğer kürdana sıvı hamur bulaşıyorsa pişirme işlemine devam edin. Son olarak fırından çıkardığınız kekin üzerine portakal şerbetini dökün ve birkaç saat çekmesini bekleyin. Şerbetini iyice çeken portakallı şerit tatlısı yemeye hazır. Afiyet Olsun…
  4. İshak Paşa Sarayı, Osmanlı döneminden günümüze ulaşabilen Anadolu’daki tek saray yapısıdır. Topkapı Sarayı’ndan sonra son devirde yapılmış olan en ünlü saraydır. İshak Paşa Sarayı veya İshak Paşa Külliyesi 1785 yılında Çıldır Hanedanından Hasan Paşa’nın oğlu olan İshak Paşa tarafından yaptırılmıştır. İshak Paşa Sarayı’nın inşası 99 yıl sürmüştür. Saray, Ağrı ilinin Doğubayazıt ilçesinde şehre hakim bir tepe üzerine inşa edilmiştir. 7600 metre karelik bir alana inşa edilen saray üç bölümden oluşmuştur. İshak Paşa Sarayı’na doğu yönünde bulunan gösterişli bir kapıdan girilir ve içerisinde; harem odaları, aşevi, hamam, toplantı salonları, eğlence yerleri, mahkeme salonu, cami, çeşitli hizmet odaları, oturma odaları, uşak ve seyis odaları, muhafız koğuşları, cezaevi, erzak depoları, cephanelik, tavlalar, vb. bulunmaktadır. Saray merkezi ısıtma yöntemiyle yani; ocaklarda ısıtılan suların duvarlarda bulunan boşluklarda dolaştırılmasıyla sağlanmaktadır. İshak Paşa Sarayı Osmanlı döneminde Ağrı’da yapılan en önemli mimari eserlerdendir. Selçuklu mimarisinin işlendiği sarayda yer yer Avrupa sanatının Barok üslubu da görülmektedir. İshak Paşa Sarayı / Ağrı İshak Paşa Sarayı’na Nasıl Gidilir? Doğubayazıt ilçe merkezinden Doğubayazıt Kalesi yönünde özel araç ile 15 dakikalık bir yolculukla ulaşabilirsiniz. Adres: İshak Paşa Sarayı, 04400 Yukarıtavla/Doğubayazıt/Ağrı Giriş Ücreti: Giriş ücretleri 20 Tl olup pazartesi günleri hariç 09:00 ile 17:00 arasında açıktır.
  5. İngiliz bir sokak sanatçısı olan ve gerçek kimliği bilinmeyen, Banksy kimdir? Eserlerinde imza olarak kullandığı Banksy adıyla tanınan gizemli sokak sanatçısı, hem politik duruşu, hem estetik bakışı hem de sakladığı kimliği ile ünlü bir sanatçıdır. Peki bu gizemli sokak sanatçısı “Banksy“ kimdir? Gerçek kimliği hiçbir zaman bilinmeyen Banksy, sanat dünyasının en ünlü isimlerinden biri olarak anılmaktadır. Düşündürücü eserleri dünyanın hemen her köşesinde yer alan sokak sanatçısının 1990’larda İngiltere’de doğduğu ve orada yaşadığı bilinmektedir. Kimliğini açıklamaktan her zaman kaçan gizemli sanatçı bir röportajında; muazzam yeteneği nedeniyle kazandığı şöhreti istemediğini açıkça belirtmiş ve işinin kendi adına konuşmasını seçmiştir. Aynı zamanda kimliğinin dikkat dağıtabileceğini ve odaklanılması gereken şeyden uzaklaştırabileceğini ifade etmiştir. Banksy, sanat dünyasına zor kabul edilmiş, müzelerle ve sanat galerileriyle dalga geçen, Time dergisinin dünyanın en etkili 100 ismi arasında gösterdiği bir sanatçıdır. Eserlerinde ise savaş karşıtı, çevreci, hayvan haklarını savunan ve tüketim çılgınlığını eleştiren mesajlar vermektedir. Çalışmalarında genellikle güncel toplumsal meselelere odaklanan ve güçlü siyasi mesajlar veren Banksy, toplumun büyük bir kısmını etkisi altına almayı başarmıştır. Usta bir grafiti sanatçısı olan Banksy’nin ilk büyük ölçekli duvar resmi, 1999’da Bristol’s Stokes Croft’ta yaptığı The Mild Mild West‘tir. Üç çevik kuvvet polisine Molotof kokteyli atan bir oyuncak ayıyı betimleyen eser, sanatçı tarafından üç gün boyunca güpegündüz boyanmıştır. Diğer eserlerinin yanı sıra bugün hala şehirde görülebilmektedir. Banksy, 2006 yılında Swindle dergisine verdiği bir röportajda şunları söylemiştir; “Güney İngiltere’deki görece küçük bir şehirden geldim. On yaşımdayken, 3D adlı bir çocuk sokakları zorlu bir şekilde boyuyordu. New York’a gittim ve Bristol’e ilk kez sprey boya getirdim. Sprey boyayı bir dergide veya bilgisayarda görmeden çok önce sokaklarda görerek büyüdüm." 2000’lerin ortalarında Banksy’nin kendisi de ünlü olmaya başlamıştır. Yalnızca İngiltere’de değil birçok ülkede tanınır hale gelmiştir. Bu sayede çalışmaları daha iddialı hale gelmiş ve dünyanın her yerindeki şehirlerde ortaya çıkmaya başlamıştır. Çalışmları Paris, New York ve Beytüllahim’e görülmeye başlanmıştır. Daha sonrasında eserleri Paul Smith, Brad Pitt, Angelina Jolie ve Christina Aguilera gibi müşterilere büyük miktarlarda satılmaya başlanmıştır. Los Angeles ve Londra da dahil olmak üzere şehirlerde ve daha sonra memleketi Bristol’de kapalı gişe etkinlikleri düzenleyerek çalışmalarının sergilerini sahnelemeye başlamıştır. Gizemini sürdürmeye devam eden sanatçının 2009’da Banksy-Bristol Müzesi sergisi büyük kalabalıklar çekmiştir.
  6. Afşin Kum, ilk romanı olan Sıcak Kafa’yı 2016 yılında yayınladı. Uzun yıllar zihninde tasarladığı hikayeyi iyice şekillendirdikten sonra yazıya aktarmıştır. Bir salgının konu edildiği roman etkileyici ve akıcı dili sayesinde okuyucu kendisine çekiyor. Afşin Kum, Sıcak Kafa romanıyla ‘En İyi Roman Ödülü’ne sahip oldu. Sıcak Kafa romanı 2022 yılında diziye uyarlandı. 8 bölümden oluşan dizinin baş rolünde ise Osman Sonant ve Hazal Subaşı yer alıyor. “Sıcak Kafa” Afşin Kum Dünyayı pençesine almış bir delilik salgını… Konuşma yoluyla, zihinden zihne bulaşarak yayılan bir hastalık… Yıkılmanın eşiğine gelmiş uygarlık… Vaktiyle bu amansız hastalık üzerine çalışmış eski dilbilimci Murat Siyavuş, umutsuzluk içinde annesinin evine sığınmıştır. Acımasız bir devlet kurumunun peşine düştüğünü öğrenince, evden çıkıp hayata karışmak ve salgının dönüştürdüğü dünyayla yüzleşmek zorunda kalır. Afşin Kum’un ilk romanı; akıl, dil, uygarlık, hayatın doğası ve boşlukta anlam arayışımız üzerine çarpıcı bir düşünce deneyi. “Meraklandıran, sürükleyen, çokça güldüren ve nihayet elinizden tutup uçuran bir hikâye. Türkiye’nin dünya bilimkurgu literatürüne armağanı.” Alper Canıgüz Afşin Kum Afşin Kum Kimdir? 1972 yılında İzmir’de dünyaya gelmiştir. Boğaziçi Üniversitesinde bilgisayar mühendisliği, Bilgi Üniversitesinde sinema-televizyon bölümlerinde okumuştur. Yazılımcı ve yönetici olarak çeşitli kurumlarda çalışmıştır. 2010 yılında öykülerini çeşitli dergi ve sitelerde yayınlamaya başlamıştır. 2016 yılında Sıcak Kafa romanını yayınlamış ve roman 2017 yılında en iyi roman ödülünü almıştır. 2020 yılında ise ikinci kitabı olan Kübra’yı yayınlamıştır.
  7. Boğaz manzarası seyredenlerin ya da köprüden geçenlerin dikkatini çeken yalının hikayesi nedir? Tarihi yapısı ve boğazı süsleyen rengiyle Perili Köşk (Yusuf Ziya Paşa Yalısı)… Rumelihisarı’nın en önemli ve tarihi binalarından biri olan Yusuf Ziya Paşa Yalısı, yaklaşık 5000 m²’lik zemin alanına sahip 9 katlı bir binadır. Yalı, Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa’nın Başyaveri olarak görev yapan Yusuf Ziya Paşa’ya aittir. Yalının yapımına 1910 yılında başlanmıştır ancak 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla inşaatı yapan ustalar askere alınınca çalışmalar tamamlanamamıştır. Bu sebeple yalının yapımı yarım kalmıştır. Yalıda boş kalan ikinci ve üçüncü katlar yüzünden bina çevrede “Perili Köşk” diye anılmaya başlanmıştır. Yusuf Ziya Paşa Yalısı Daha sonra Perili Köşk diye anılmaya başlanan yalı, 1993 yılında müteahhit Basri Erdoğan’a satılmıştır. Bu sayede köşk 1995-2000 yılları arasında asıl projeye sadık bir proje çalışmasıyla mimar Hakan Kıran tarafından restore edilmiştir. Öyle ki cephenin taş ve tuğla kaplaması İngiltere’den ithal edilerek aslına en uygun şekilde 4 ayda kaplanmıştır. Perili Köşk, 19 Şubat 2007 tarihinden itibaren 2030 yılına kadar Borusan Holding tarafından kiralanmıştır. Şu anda köşk, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonuna ve çeşitli yerli/yabancı küratörlerin kişisel veya karma çağdaş sanat sergilerine ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca hafta içleri ofis olarak kullanılan köşk, hafta sonlarıysa sanatseverlerin ziyaretine açılmaktadır. Perili Köşk (Yusuf Ziya Paşa Yalısı) Nasıl Gidilir? Ziyaret Saatleri ve Ücreti Nedir? Adres: Rumeli Hisarı, Balta Limanı Hisar Cd. Perili Köşk No: 5, 34470 Sarıyer/İstanbul Giriş Ücreti: Tam 50 TL – İndirimli 25 TL – Grup 30 TL Ziyaret Saatleri: Yalnızca Cumartesi/Pazar günleri 10.00-19.00 (Son ziyaretçi kabul saati 18.00)
  8. Romatizma veya romatizmal hastalıklar her yaş grubu insanda görülebilen bir hastalık çeşididir. Romatizma tek bir bozukluğu tanımlamayıp 200’den fazla farklı durumu kapsamaktadır. Romatizma Nedir? Eski Yunan kökenli bir kelime olan romatizma; eklemlerde biriken iltihaplı sıvı birikmesi anlamına gelir. Çocuklardan başlayıp her yaş gurubunda görülebilen romatizma kas, iskelet ve bağları etkileyen ve buralarda meydana gelen hasarlardır. Hareket kısıtlılığına da sebep olan bu hastalık genellikle genetik faktör ve fazla kilodan dolayı olabilir. Romatizma Belirtileri Nelerdir? Sindirim sisteminde sorunlar oluşması Hareketlerde kısıtlanma Nefes darlığı çekmek Kalp ve dolaşım sisteminde sorunlar oluşması Nörolojik alanda şikayetler oluşması Güçsüzlük hissetmek Böbreklerde sorun yaşamak
  9. Doğu Karadeniz bölgesinin çok sevilen ama adını da çok duyuramamış bir bitkisiyle sizleri tanıştıralım. Karayemiş, gülgiller familyasından küçük beyaz renkli çiçekler açan, daha çok Doğu Karadeniz bölgesinde yetişen bir bitki türüdür. Peki halk arasında taflan, gürcü kirazı, karamiş, Laz üzümü ve tanal olarak da bilinen karayemiş kavurması nasıl yapılır? Karayemiş (Taflan) Kavurması Tarifi; Malzemeler; Yarım kilo karayemiş (taflan) turşusu 3 adet büyük boy soğan 3-4 yemek kaşığı sıvıyağ 1 yemek kaşığı tereyağı Yapılışı; Öncelikle derin bir tencerenin içerisine sıvıyağ alınır. Ardından ısınan sıvıyağın içerisine piyazlık doğranmış soğanlar ilave edilir. Soğanlar iyice yumuşayıp hafif pembeleşinceye kadar kavrulur. Daha sonra 1 yemek kaşığı tereyağı tencereye ilave edilir. Ve hemen ardından karayemiş (taflan) tencereye alınır. Bu şekilde 10 dakika kavurduktan sonra sıcak olarak servis edebilirsiniz. Afiyet olsun…
  10. Sağlık açısından son derece önemli olan ıspanak doğru bir yöntemle tüketildiği takdirde insan vücuduna olan faydaları saymakla bitmiyor. Yeşil yapraklı sebzelerin çoğunda olduğu gibi ıspanakta da sağlığımızı güçlendirecek ve vücuda faydalar sağlayacak birçok yarar bulunur. Mevsiminde tüketilen ıspanağın faydaları şöyle sıralanabilir: Ispanak, A, B, C, E ve K vitaminlerini ve bunun yanında magnezyum, demir ve kalsiyum içermektedir. Besin değeri oldukça yüksek olan ıspanak içerisinde bulunan vitaminler ve mineraller sayesinde kalp ve damar hastalıklarına ve kansere karşı koruyucu etkisi vardır. Göz sağlığı için yararlıdır. Demir eksikliği nedeniyle ortaya çıkan anemiyi ve kemik erimesini önlemektedir. Alzheimer hastalığının ortaya çıkmasını sağlayan bir enzimin aktivitesini yok etmektedir. Zihinsel kapasiteyi geliştirmektedir. Aynı zamanda ıspanak metabolizmayı hızlandırır ve karaciğerin temizlenmesini sağlar. Ispanak cilt sağlığı açısından da son derece faydalı bir sebzedir. Ispanak Nasıl Tüketilir? Ispanağın pişirilmeden önce çok dikkatli bir biçimde yıkanması ve iyice temizlenmesi gerekir. Diplerinde bulunan toprakların çıkabilmesi için bir süre suda beklettikten sonra sudan çıkarıp yıkamak daha sağlıklı olacaktır. Tüm yeşillikler gibi ıspanağı da bıçakla değil el ile parçalara ayırmak sağlık açısından daha yararlıdır. Daha sonrasında Ispanağın bilimsel araştırmalara göre çiğ olarak tüketilmesi daha sağlıklı olduğu için ıspanağı çiğ tüketmekte yarar vardır. Çiğ olarak tüketecekler için ıspanağın salatasını yapmalarını tavsiye ederiz. Fakat yemek olarak yapacaklar için yıkadıktan sonra vakit kaybetmeden yapılıp yenmesi tavsiye edilmektedir. Ispanağı uzun süre pişirmeyip, içerisindeki vitamin ve minerallerin kaybolmasına izin vermeden hemen tüketilmesi gerekmektedir. Ispanak durdukça değerini kaybetmektedir. Ispanağın yoğurtla tüketilmesi tavsiye edilmemektedir. Çünkü ıspanağın içerisinde bulunan demir ile yoğurtta bulunan kalsiyum birbirlerinin emilimini engellerler.
  11. Polikistik Over sendromu, görülme sıklığı artan ve doğurganlığı etkileyen bir hastalık türüdür. Üreme çağındaki kadınlarda yaygın olarak görülen bu hastalık üremeyi etkilediği gibi peşinden bir çok hastalığın oluşumuna da zemin hazırlar. Hastalık teşhis edildikten sonra çeşitli tedavi yöntemleriyle hastalık kontrol altına alınabilir. Polikistik Over Sendromu Nedir? Polikistik over, çevresel veya genetik faktörlerden dolayı oluşabilmektedir. Sebebi tam olarak bilinmeyen bu hastalık ailede polikistik biri var ise diğer bireylerde de görülmesi olağandır. Obezite de polikistik over sendromuna zemin hazırlayan hastalıklardandır. Polikistik Over Sendromu, yumurtalıklarda oluşan iyi huylu ve küçük kistlerin neden olduğu bir kadın hastalığıdır. Bu kistler yumurtlama düzeninin bozulmasını etkilediği için ileride çocuk sahibi olmayı engelleyebilmektedir. Polikistik over sendromu, tüylenme, sivilcelenme gibi sorunlara neden olduğundan dolayı dış görünüşü etkilediği kadar psikolojik olarak da kadınları etkilemektedir. Polikistik Over Sendromu Belirtileri Nelerdir? Kişiden kişiye göre değişen belirtileri olmakla birlikte polikistik over sendromunun en yaygın görülen belirtileri şöyledir: Saçlarda dökülme Kilo almak Göğüste oluşan hassasiyet, büyüme ve küçülme oluşması Adet düzensizliği Tüylenme Adet haricinde kanama görülmesi Sivilcelenme Çocuk sahibi olamamak İnsüline karşı direnç Depresyon
  12. Tahta kaşıklar mutfakta en büyük yardımcılarımızdandır. Ancak temizliği ve bakımı özenle yapılması gerekmektedir. Tahta kaşıklarını kirden arındırmanın en iyi yolu da sirke ve karbonat ikilisidir. Peki sirke ve karbonat ile tahta kaşıklar nasıl temizlenir. Malzemeler; 1 paket karbonat 2-3 yemek kaşığı sirke Kaynar su Yapılışı; Derin bir tencerenin içerisine karbonat ve sirkeyi dökün. Ardından tahta kaşıklarınızı tencerenin içerisine alın. Daha sonra kaşıkların üstünü geçecek şekilde tencereye kaynar su ilave edin. Bu şekilde kaynamaya bırakın. Yaklaşık 15 dakika kaynadıktan sonra kaşıklardaki kirlerin su yüzüne çıktığını fark edeceksiniz. Kaynama işlemi bittikten sonra kaşıklarınızı soğuk sudan geçirin. Son olarak kurumaya bırakın. Bu uygulamayı ayda bir defa yaparsanız tahta kaşıklarınız her zaman temiz kalacaklardır.
  13. Yedikçe zayıflamak… Kimin hayali değil ki? İşte sizin tüm hayallerinizi gerçekleştirecek bir buluşla geldik. Bu besinler sizi hızlı bir şekilde forma sokacak. Diyet yapanlar, sağlıklı beslenenler ve kilo almak istemeyenler bu besinle tam sizlik. Öyle ki bu besinleri yedikçe enerji yakacak, enerji yaktıkça kilo vereceksiniz. Evet yanlış okumadınız, yedikçe sizleri zayıflatacak bu besinlere ise Negatif Kalorili Besinler denmektedir. Yedikçe zayıflatan besinler olduğunu ve bu besinlere negatif kalorili besinler denildiğini daha önce duydunuz mu? Yani bu besinleri tüketirken harcadığın kalorileri onlardan aldığın kaloriden daha düşük. Öyle ki bu besinlerden ne kadar çok yerseniz o kadar hızlı kilo verebilirsiniz. Peki nedir bu Negatif Kalorili Besinler Nelerdir? Besinlerin içerdiği kalorinin o besini sindirirken vücudunuzun harcadığı kaloriden daha düşük olduğu yiyeceklere negatif kalorili besinler denmektedir. Bu besinler, genellikle yüksek oranda su içeren meyve ve sebzelerdir. Yeterli ve dengeli bir beslenme programında negatif kalorili besinler bir diğer adıyla, katabolik etkisi yüksek gıdalar bulunursa kilo verme hızı oldukça artacaktır. Aynı zamanda kendinizi aç hissetmeden, sağlığınızı koruyarak kilo vermenize yardımcı olacaktır. Çilek Kereviz Elma Kayısı Pancar Brokoli Karnabahar Tere salatalık sarımsak Greyfurt Yeşil fasulye Kale bitkisi Pırasa Limon Marul Soğan Ahududu Şalgam Kavun Limon, lahana, orman meyveleri ve yeşil kabak gibi meyve ve sebzeler de bu listeye dahil edilebilir. Bu besinleri tüketmek gün boyu tok kalmanız ve iştahınızın azalmasına yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda kan şekerinin ve kolesterolün düzenlenmesinde önemli rolü bulunmaktadır. Bununla birlikte, bağırsakta bulunan yararlı probiyotik bakterilerin çoğalmak için bu besinlerdeki enerjiyi kullanmaları kilo kaybı ve bağırsak sağlığının korunmasını sağlar.
  14. En Doğal Saç Boyası: Kına Nasıl Yakılır? Dünya var olduğundan beri kadınlar güzellikleri uğruna her türlü yolu denemekten çekinmemişlerdir. Eller, ayaklar, yüz ve saç her zaman bakımlı ve güzel görünmek için mutlaka bir yol bulmuşlardır. Ancak saçlar bir kadın için en önemli ve en dikkat çekici yer olduğundan ayrı bir özen gösterilmiştir. Bunun için ise yüzyıllardır değişmeyen en doğal güzellik maddesi olan kına en çok tercih edilen ürünlerdendir. Aynı zamanda saça da birçok faydası olan kına, kadınların saç boyamak için tercih ettiği ilk ürünlerdendir. En Doğal Saç Boyası: Kına Nasıl Yakılır? Malzemeler; 2 yemek kaşığı doğal yeşil kına 2 yemek kaşığı mısır kınası 2 tatlı kaşığı ravent tozu 1 tatlı kaşığı inülin tozu 1,5 yemek kaşığı aloe vera jeli Demlenmiş hibiskus ve lavanta Hazırlanışı; Saç boyama işlemine öncelikle hibiskus ve lavantayı demlemekle başlayın. 500 ml kaynamış suyun içerisine birer tutam hibiskus ve lavantayı atın ve demleyin. Ardından derin bir kabın içerisine doğal yeşil kına, mısır kınası, ravent tozu ve inülin tozunu alın. Hepsini karıştırın ve sonrasında demlemiş olduğunuz hibiskus ve lavantayı ekleyip iyicene karıştırın. Hemen ardından aloe vera jelini de ilave edip tamamen pürüzsüz kıvam alana kadar karıştırın. Artık saç boyanız kullanıma hazır. Saçınızı istediğiniz şekilde boyayabilirsiniz. Saçınızı boyadıktan sonra streç yardımıyla sarıp en az iki saat bekletin. Son olarak saçınızı soğuk su ile yıkayabilirsiniz. Kınanın Saça Faydaları Nelerdir? Saçların sağlıklı ve parlak bir görünüme kavuşmasını sağlar. Saç derisinin Ph değerini dengelemektedir. Saç dökülmesini gözle görülür oranda azaltır. Saçta elektriklenme gibi problemleri de engellemektedir. Saç derisi hastalıklarına iyi gelir. Saçları yumuşacık yapmaktadır. Saçların uzamasında etkilidir.
  15. Günümüz yaşam şartları ve çalışma koşullarının değişmesiyle beslenme alışkanlıkları da değişim göstermiştir. Aynı zamanda topraktaki mineral kayıpları, asit yağmurları ya da besinlerin maruz bırakıldıkları pişirme teknikleri gıdaların besin öğelerini kaybetmesine neden olmuştur. Bu sebeple insanlar gündelik besin ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiş ve besinlerden yeterince vitamin ve mineral sağlayamamışlardır. Bu durumda dışarıdan besin takviyesine ihtiyaç duyulmaktadır. Takviye Edici Gıda Nedir? Ne İşe Yarar? Takviye edici gıdalar ya da bilinen adıyla gıda takviyeleri; 5996 sayılı Kanun kapsamında “normal beslenmeyi takviye etmek amacıyla, vitamin, mineral, protein, karbonhidrat, lif, yağ asidi, amino asit gibi besin öğelerinin veya bunların dışında besleyici veya fizyolojik etkileri bulunan bitki, bitkisel ve hayvansal kaynaklı maddeler, biyoaktif maddeler ve benzeri maddelerin konsantre veya ekstraktlarının tek başına veya karışımlarının, kapsül, tablet, pastil, tek kullanımlık toz paket, sıvı ampul, damlalıklı şişe ve diğer benzeri sıvı veya toz formlarda hazırlanarak günlük alım dozu belirlenmiş ürünler” olarak tanımlanmıştır. Takviye Edici Gıda Günlük beslenme ihtiyacının karşılanmasının desteklenmesi amacıyla üretilen bu takviye gıdalar, vücudumuzun sağlıklı ve dengeli bir şekilde çalışması için yardımcı olmaktadır. Ayrıca bu takviye edici gıdaların herhangi bir hastalığı tedavi etmek, önlemek gibi bir amacı da yoktur. Yanı bu gıdalar doğa beslenmenin önüne geçmeden ona yardımcı olmak için üretilmişlerdir. Çünkü günümüz şartlarında ne kadar beslenirsek beslenelim bazen besinlerden yeteri kadar verim alınamamaktadır. Bu gibi durumlarda takviye edici gıdalar size en çok yardımcı olacak ürünlerdir. Ancak takviye edici gıdaları kullanmaya başlamadan önce doktorunuza danışmalısınız.
  16. Sağlığımızı etkileyen bir çok sağlık sorununun sebebini yapılan bir çok test sonucunda öğrenmek oldukça mümkündür. Hormon testide bu testlerden birisidir.. Hormon testi nedir, nasıl yapılır, hormon bozukluklarının belirtileri nelerdir ve hormon bozukluğu nelerden kaynaklanır öğrenelim… Hormon Testi Nedir? Hormon testi, kan tahlilleriyle yapılan kandaki hormonların seviyesini görüp neden olabileceği hastalıkları belirleyen bir test türüdür. Hormon testi kandan veya idrar gibi vücut sıvılarından miktarının ölçülmesi esasına dayanan laboratuvar tetkikleridir. Hormonlar, vücut için pek çok fizyolojik fonksiyonun ve mekanizmaların düzgün çalışabilmesi için gerekli biyokimyasal maddelerdir. Kan yoluyla çeşitli dokulara ulaşıp etkisini gösterirler. Kandaki hormon seviyelerinin eksiklik veya fazlalıkları çeşitli aksaklıkları meydana getirir ve sonucunda hastalıkları ortaya çıkarabilir. Hormon Testinde Hangi Testler Yapılır? Tiroid Hormon Testi : Tiroid stimülan hormonu (TSH) Böbrek Üstü Bezleri Testi : Adrenokortikotropik hormon (ACTH) Eşey Hormon Testleri : Lüteinleştirici hormon (LH), folliküler stimülan hormon (FSH) Hipofiz Hormon Testleri : Büyüme hormonu (growth hormon – GH), antidiüretik hormon (ADH), prolaktin (PRL) Hormonal Bozukluğun Belirtileri Nelerdir? Hormon bozukluğunun görülen bir çok belirtisi vardır. Bu belirtilerden genel olarak görülen belirtiler şöyle sıralanabilir: Adet düzensizliği Adet dışında görülen kanamalar Sivilcelenme Kilo değişimleri Ödem oluşması Tüylenme de görülen artış Osteoporoz Üreme fonksiyonlarını etkileme Vajinal kuruluk Göğüslerde hassasiyet oluşması Sıcak basması Kısırlık Hormonal Bozukluklar Neden Kaynaklanır? Hormonları salgılayan bezler, vücutta oluşan aksaklıkların sonucunda görevlerini tam olarak yerine getiremeyebilirler. İnsanların yaşam tarzlarında ki ani değişimler, hastalıklar veya kullanılan bir takım ilaçlar sonucunda hormon bozuklukları meydana gelebilir. Hormon Bozukluğu şunlardan kaynaklanabilir: Aşırı kilo Sağlıksız beslenme Endokrin sistemini etkileyen hastalıklar Diyabet çeşitleri Aşırı stres Hormon Testi Nasıl Yapılır? Kadında yapılan hormon testi için kadının adet zamanının gelmesi beklenir. Adet döngüsünün ilk günleri hormon testinin yapılması için önemli günlerdir. Hormon testleri aç karnına yapılması tavsiye edilir.
  17. Sütyen Ölçüsü Nasıl Alınır? Sütyen Bedeni Hesaplama… Büyük ya da küçük göğüs yoktur yanlış seçilmiş sütyen vardır. Sütyen taktığınız da omuzlarında ya da göğüs altınızda ağrılar hissetmek, durmadan sütyeninizi düzeltmek ve sürekli rahatsız hissetmek yanlış bedende sütyen taktığınızın işaretidir. Bu sebeple sizler için doğru sütyen nasıl seçilir? Sütyen bedeni nasıl hesaplanır? araştırdık. İşte cevabı… Bedenimize uygun doğru sütyeni bulmak gün boyu yaşayacağımız rahatlığa ve kıyafetimizin duruşuna kadar etki göstermektedir. fakat birçok kişi maalesef ki kendi bedenine uygun olmayan sütyen kullanmaktadır. Öyle ki yapılan araştırmalarda kadınların %75’inin sütyen seçerken yanlış beden tercih ettikleri ortaya çıkmıştır. Bu sebeple giyindiğiniz sütyenin arkası yukarı doğru çıkıyorsa, çıkardığınız zaman teninizde iz bırakıyorsa, göğüs arası oturmayıp boşluk kalırsa ve sütyenin askıları omuzlardan düşüyorsa seçmiş olduğunuz sütyenin bedeninize uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Tüm bunları yaşamamak için sütyen seçerken doğru bedeni bulmak önemlidir. Bunun için de öncelikle beden ve göğüs ölçünüzü almanız gerekmektedir. Sütyen Bedeni Hesaplama Sütyen ölçüsü almak için iki ayrı ölçü almanız gerekmektedir. Birincisi beden ölçüsü ikincisi ise kap ölçüsüdür. Burada beden ölçüsü denilen yer sırtınızın uzunluğu anlamına gelmektedir. Kap ölçüsü ise göğüs büyüklüğünüzdür. Sütyen bedeni hesaplanırken kesin sonuç almak için mutlaka sütyensiz ölçü alınmalıdır. Eğer bu mümkün değilse içerisinde en rahat ettiğiniz sütyeni takarak ölçünüzü almalısınız. Ölçü alırken bir mezuraya ihtiyacınız olacaktır. Daha sonra bir aynanın karşısına geçip mezura ile ilk olarak; Sütyen Ölçüsü Hesaplama Mezurayı göğüs altınızdan sizi sıkmayacak şekilde sarın. Çıkan sayı sizin beden ölçünüz olacaktır. Eğer buçuklu bir sayı çıkarsa onu mutlaka yukarıya yuvarlayın. Daha sonra mezurayı göğsünüzün en geniş kısmına gelecek şekilde sarın. Burada çıkacak sayı ilk ölçünüzden daha yüksek çıkacaktır. İlk ölçünüzle ikinci ölçünüz arasındaki fark ise size kap (cup) ölçünüzü vermektedir. Örneğin göğüs altı 75 cm, göğüs çevresi 90 cm çıktı. Bu iki rakam arasında ki 15 cm’lik fark ise kap (cup) ölçünüzdür. 15 cm’lik fark ise C kap (cup) demektir. Bu bedende birinin sütyen bedeni ise 75C’dir. Göğüs altı ve göğüs çevresi arasındaki fark A-Kup: 12-14 cm B-Kup: 14-16 cm C-Kup: 16-18 cm D-Kup: 18-20 cm E-Kup: 20-22 cm Çapraz Beden Nedir? Çapraz beden doğru ölçüm yapıldığı taktirde farklı sütyen bedenlerinin de size uygun olacağını göstermektedir. Eğer istediğiniz sütyen modelinin size ait olan bedenini bulamadıysanız çapraz bedende olan sütyeni alabilirsiniz demektir. Bunun için ise göğüs çevresi bedeninizin bir büyüğünü, kup bedeninizin ise bir küçüğünü seçmeniz ya da tam tersini yapmanız gerekmektedir. Örneğin 80B bedeninin çapraz ölçüleri 85A ve 75C’dir. Sütyen Çapraz Beden
  18. Çağımızın hastalığı olan obezite, insan sağlığına çok ciddi etkileri olan bir durumdur. Öyle ki diyabet, kanser, kalp damar hastalıkları gibi kronik hastalıkların ortaya çıkmasında en önemli etkenken obezitedir. Ayrıca son yapılan araştırmalar da obezitenin üremeyi de etkilediği bilinmektedir. Peki Obezite İnfertiliteye (Kısırlık) Sebebi Olabilir mi? İnfertilite (kısırlık); bir çiftin 12 ay boyunca düzenli cinsel ilişkiye girdiği ve korunma yöntemi uygulamadığı halde hamile kalamama durumudur. Kadın ya da erkek fark etmeden her ikisinde de görülen bu duruma obezitenin de etkileri bulunmaktadır. İnfertil çiftlerin sayısı, günümüzde, stresli yaşam koşulları, doğal olmayan beslenme, sigara alışkanlığı gibi sebeplere bağlı olarak artmıştır. Günümüzde evlenen her 6–7 çiftten birinin çocuğu olmamakta ve tıbbi yardım almak zorunda kalmaktadır. İnfertilite nedenleri arasında kadına ve erkeğe ait sebepler olabilmektedir. Ancak obezite her iki taraf içinde ortak bir etkidir. Kadın vücudunda adet döngüsünü düzenleyen hormonal bir denge vardır. Ancak vücutta ki yağ artışı bu dengenin bozulmasına ve adet dönemlerinin düzensizleşmesine sebep olabilir. Bunun sonucu olarak da infertilite ortaya çıkabilir. Yine aynı şekilde erkeklerde de obezite, hormonel değişikliklere sebep olduğu için sperm sayısını ve kalitesinin azalmasına sebep olmaktadır. Böylece erkeklerde de infertilite ortaya çıkmaktadır. Kısacası yüksek kalorili ve kötü beslenme alışkanlığı fiziksel aktivitenin azalmasına sebep olur. Bu sebeple zamanla obezite ortaya çıkar ve birçok hastalıklar için kapı aralanmış olur. Yalnızca üreme sistemini etkilemeyen obezite, diyabet, kalp hastalıkları ve hipertansiyon gibi ciddi rahatsızlıklara sebep olmaktadır.
  19. Cumhuriyet döneminin en önemli şairlerinden biri olan Ahmet Muhip Dranas, şiirlerinde aşk, yalnızlık, hüzün ve ölüm gibi konuları kaleme almıştır. Dranas, saf şiir anlayışıyla şiirler yazmıştır. Faruk Nafiz Çamlıbel ve Ahmet Hamdi Tanpınar’dan eğitim görmüştür. Ağrı ve Fahriye abla Ahmet Muhip Dranas’ın en ünlü şiirlerindendir. Dranas’ın en güzel şiirlerinden biri olan Serenad… SERENAD Yeşil pencerenden bir gül at bana, Işıklarla dolsun kalbimin içi. Geldim işte mevsim gibi kapına Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ. Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak Ben aşkımla bahar getirdim sana; Tozlu yollarından geçtiğim uzak İklimden şarkılar getirdim sana. Şeffaf damlalarla titreyen, ağır Koncanın altında bükülmüş her sak. Seninçin dallardan süzülen ıtır, Seninçin karanfil, yasemin zambak… Bir kuş sesi gelir dudaklarından; Gözlerin, gönlümde açan nergisler. Düşen öpüşlerdir dudaklarından Mor akasyalarda ürperen seher. Pencerenden bir gül attığın zaman Işıkla dolacak kalbimin içi. Geçiyorum mevsim gibi kapından Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ. Ahmet Muhip DRANAS
  20. Nefes darlığı kişinin yeteri kadar nefes alamadığını hissetmesi durumudur. Nefes alamama durumu akciğer ve kalp gibi nedenlerden dolayı olabileceği gibi psikolojik nedenlerden dolayı da olabilme ihtimali vardır. Nefes Darlığı Nedir? Tıp dilinde dispne olarak geçen nefes darlığı, kişinin günlük hayatını kısıtlayan bir rahatsızlıktır. Akciğer, kalp sindirim, böbrek hastalıkları, aşırı kilo, alerji veya psikolojik nedenlere bağlı olarak oluşabilir. Nefes darlığı yaşayan kişi nefes alış verişini hisseder ve bu eylemi yaparken güçlük çeker. Kişi nefes alıp verirken oksijenin kendisine yetmediğini veya nefesinin engellendiğini düşünür. Bazı kişilerde ise göğüste ağrı ve baskı olarak hissedilebilir. Ayrıca kişi nefes alsa dahi nefes alamıyormuş gibi hissede bilmektedir. Nefes Darlığı Neden Olur? Nefes darlığına bir çok etken neden olabilir. Aniden ortaya çıkan nefes darlığının sebepleri ise şöyledir: Astım Kalp krizi Kalp yetmezliği Pnömotoraks (sönmüş akciğer) Düşük tansiyon Zatürre Kan kaybı Kronik olan nefes darlığının nedenleri ise şöyledir: Obezite Koah Kalp Yetmezliği Anemi Romatizmal hastalıklar Yaşlılık Nefes Darlığının Belirtileri Nefes darlığı ciddiye alınması gereken önemli rahatsızlıklardandır. Kişi kendinde bu tür belirtiler gördüğü takdirde fazla gecikmeden uzman bir doktora baş vurması önerilmektedir. Yeteri kadar nefes alamıyormuş gibi hissetmek. Göğüste ağrı hissetmek. Solunumda hırıltılı ses oluşması Kalp çarpıntısı yaşamak. Bilincin bozulması. Kilo vermek. Baş dönmesi yaşamak. Baş ağrısı hissetmek. Eskiden rahatça yapılan şeyleri rahat yapamama durumu. Sırt üstü yatamamak. Yokuş çıkamamak. Yorgun ve sürekli halsiz hissetmek.
  21. Klasik poğaça tariflerinden sıkılanlar ve yeni lezzetler keşfetmek isteyenler için komşu çatlatacak bir poğaça tarifi ile sizlerleyiz. Almanların en çok tükettiği Laugenecken Alman poğaçası tarifini sizler için derledik. Herkesin bayılacağı ve tekrar isteyeceği Alman Poğaçası (Laugenecken) Tarifi… Malzemeler; 250 ml. ılık süt 2 yemek kaşığı ılık su 1 yemek kaşığı toz şeker 1 paket instant maya 3 yemek kaşığı yoğurt 2 yemek kaşığı tereyağı 1 tatlı kaşığı tuz 3,5 su bardağı un Arası İçin; 1 su bardağı eritilmiş tereyağı Üzeri İçin; 1 yemek kaşığı karbonat 1 çay bardağı su Susam Çörekotu Hazırlanışı; Öncelikle derin bir yoğurma kabının içerisine süt, su, toz şeker ve mayayı alıyoruz ve karıştırıyoruz. Malzemeleri karıştırdıktan sonra 2 dakika mayanın aktifleşmesi için bekliyoruz. Ardından yoğurdu, tereyağını ve tuzu ilave ediyoruz ve hemen azar azar un ilave etmeye başlıyoruz. Ele yapışan yumuşak bir hamur elde ediyoruz. Bu aşamadan sonra hazırladığınız hamuru 1 saat mayalandırmaya bırakıyoruz. Sürenin sonunda mayalanan hamuru unladığınız tezgaha alın. Ardından 8 eşit parça olacak şekilde bezelere ayırın. Daha sonra her birini tezgahta unlayarak yemek tabağı büyüklüğü(16-17 cm çapında) açın. Tek tek açtığınız hamurları üzerine eritilmiş tereyağını sürerek üst üste dizin. Yağlı hamuru 8 üçgen parçaya bölün (pasta dilimi yapar gibi) ve tepsiye dizi. Bu şekilde 10 dakika da tepside mayalandırın. Hamurla tepside mayalanırken sizde karbonatlı suyunu hazırlayın. 1 yemek kaşığı karbonatı, 1 çay bardağı sıcak suyu ile iyice açın. Daha sonra tepside de mayalanan hamurların üzerine karbonatlı suyu sürün. Son olarak susam ve çörekotu ile süslemelerinizi yapın. 190 derece fırında 20-25 dakika kontrollü bir şekilde pişirin. Afiyet Olsun…
  22. Charles Dickens’ın İki Şehrin Hikâyesi tüm zamanların en meşhur edebiyat eseri olarak olarak bilinen ve 200 milyonun üzerinde satılan bir eserdir. İki Şehrin Hikayesi, 1859 yılında gazetelerde yayınlanmaya başlamıştır. 45 bölümlük roman 31 haftada yayınlanmıştır. İki Şehrin Hikayesi, Edebiyat dünyasının “Dickens’ın en iyi tarihi romanı” dediği, Charles Dickens’ın ise “yazdığım en iyi hikaye” olarak tanımladığı bir romandır. Fransız Devrimi sırasında ve öncesinde Paris ve Londra’yı kaleme almıştır. Charles Dickens “İki Şehrin Hikâyesi” İki Şehrin Hikayesi, Fransız devrimi sırasında bir grup insanın özel yaşamlarını anlatan bir romandır. Soylular tarafından ezilen Fransız köylüsünün durumunu, soylulara yönelik vahşeti ve bir kaç karakterin hayatlarına ışık tutmaktadır. Devrimin gazabına kurban seçilen eski bir Fransız aristokratı ve karşılıksız bir aşk yüzünden haytaı boşa geçmiş bir avukatın hayatını anlatır. Charles Dickens Kimdir? 7 Şubat 1812 yılında doğmuş İngiliz yazar ve toplum eleştirmenidir. Babası borçları yüzünden hapse atılınca kendisi çalışmak için okuldan ayrılmak zorunda kaldı. Bir çok işte çalıştıktan sonra 1835 yılında bir gazetede yazılar yayınlamaya başladı. Onu üne kavuşturacak ilk romanını 1837 yılında çıkardı. Victoria devrinin en iyi romancısı olarak kabul edildi. Yaşadığı süre boyunca benzeri görülmemiş bir üne sahip oldu. Lev Nikolayeviç Tolstoy, George Orwell’a kadar bir çok yazar tarafından övülmüştür. Charles Dickens, 9 Haziran 1870 yılında ölmüştür.
  23. Kuruyemişlerin sıhhatimiz açısından bir hayli yararı bulunuyor. Özellikle de beyaz leblebinin bereketleri çok öğrenilmese de bedenimiz üzerinde afallatıcı verimleri var. İbn-i Sina'nın binlerce yıl önce kaleme aldığı ‘’Küçük Tıp Kanunu’’ adlı kitabında bahsettiği harika besinler, birçok hastalığa karşı kalkan oluyor. İşte İbn-i Sina’nın tavsiye ettiği şifalı besinlerde biri de leblebi. Leblebi yiyecek bedeli yüksek olan bir kuruyemiş olduğundan bedenin lüzumu olan bazı vitamin ve minerallerin yetersizliğini giderir. Özellikle sporcuların egzersiz evveli harcadığı bu yiyecek sodyum, potasyum, kalsiyum, demir, protein, lif, A vitamini ve C vitamini içermektedir. BEYAZ LEBLEBİNİN FAYDALARI NELEDİR? – Beyaz leblebi midedeki asit oranını dengeleyerek mide yanması ve ekşimesine iyi kazanç. Özellikle reflü, gastrit ve ülser gibi mide hastalıklarının yaşanma tehlikesini eksiltir. – Perhiz listelerinde ilk sıralarda yer alan beyaz leblebi kapsadığı lif maddesi sayesinde uzun vakit tokluk verirken, kısa zamanda da kilo vermeye dayanakçı olur. Kapsadığı az yağ sebebiyle bölgesel kilo almayı da önler. – Lif madde sayesinde hem kilo vermede dayanakçı olur hem de kolesterol seviyesini balansta tutarak kalp krizi ve felç gibi hastalıkların yaşanma tehlikesini eksiltir. Özellikle damar daralmasını önler. – Kapsadığı antioksidan sayesinde bedeni kısa zamanda arınarak yenilenmesini takviyeler. Ayrıca kapsadığı yağlar cilt hücrelerinin kısa zamanda yenilenmesini sağlayarak buruşukluk gibi cilt meselelerinin yaşanmamasını sağlar. – Bedenin günlük protein ölçüsünü karşılamak için günde bir parça kırmızı et tüketmek gerekir. Ancak et yiyemeyenler günde bir kase beyaz leblebi yiyerek kırmızı etin karşılayacağı proteini karşılar. – Kalsiyum kemik ve diş gelişimi için zorunlu bir maddedir. Beyaz leblebi kapsadığı bu madde sayesinde kemik sisteminin gelişimini katkı sağlar. Özellikle gelişim çağındaki çocukların ve gebelerin harcaması gerekir. Aynı zamanda anne sütünü artırıcı özelliğe sahiptir. – A vitamini sıhhatini de gözetir. – Sodyum maddesi kandaki tazyiki dengeler. Leblebi de sodyum bakımından tesirli bir gıdadır. Bu sayede yüksek tansiyon gibi ciddi vaziyetler önlenmiş olur.
  24. Alman polisi FETÖ'cülerin ihbarı üzerine Türk gazetecilerin evlerine baskın düzenledi. SABAH Gazetesi Almanya Temsilcisi İsmail Erel ve SABAH Avrupa Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Cemil Albay, FETÖ'cü Cevheri Güven'in şikayeti üzerine tebligat dahi yapılmadan gözaltına alındı. Basın özgürlüğünün suistimal edildiği olayda Dışişleri Bakanlığı harekete geçti. Alman polisinin, Sabah gazetesinin Avrupa haberleri merkezinin bulunduğu Frankfurt ofisine baskın düzenlediği ve Almanya Temsilcisi İsmail Erel ve Haber Müdürü Cemil Albay'ı gözaltına aldığı bildirildi. Sabah gazetesi kaynaklarından alınan bilgiye göre Alman polisi, İsmail Erel ve Cemil Albay'ın evlerinde ve Sabah gazetesinin Avrupa ofisinde aramalar gerçekleştirildi ve bilgisayarlarla telefonlara el koydu. Baskının hangi amaçla yapıldığı hakkında henüz yeterli bilgi bulunmadığı aktarıldı. İki gazetecinin serbest bırakılması için Dışişleri Bakanlığı ve meslek örgütlerinin devreye girdikleri öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı devreye girdi Baskının hangi amaçla yapıldığı hakkında henüz yeterli bilgi bulunmadığı aktarıldı. İki gazetecinin serbest bırakılması için Dışişleri Bakanlığı ve meslek örgütlerinin devreye girdikleri öğrenildi. 'Kabul edilemez' Sabah gazetesinden alınan bilgiye göre, diplomatik kaynaklar iki gazetecinin gözaltına alınmasının basın özgürlüğü yönünden kabul edilemez olduğunu ve bunun Alman makamlarına iletildiğini bildirdi. Kaynaklar, konunun hem Ankara'da hem de Berlin'de protesto konusu yapıldığını, gazetecilere yönelik muamelenin kabul edilemez olduğunu ve gazetecilerin serbest bırakılması için Alman makamlarıyla üst düzey görüşmelerin sürdüğünü kaydetti. FETÖ'cüler şikayet etti Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Anews Yayın Koordinatörü Orhan Sali, "Biz de sabahtan bu yana bilgileri toplamaya çalışıyoruz. Çünkü inanılmaz bir durum söz konusu. Sabah saat 6'da Almanya temsilcimiz İsmail Erel, Frankfurt'ta Cemil Albay'ın evine baskın düzenledi. Baskın sonrası her iki temsilcimiz muhabirimiz gözaltına alındı. Hala gözaltındalar. Gözaltına alınma gerekçesine ilişkin detaylı açıklama yapılmış değil. Birkaç saat içerisinde Almanya'dan açıklama bekliyoruz" dedi. AK Parti Sözcüsü Çelik: Almanya basın özgürlüğüne saygı göstermelidir AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Almanya basın özgürlüğüne saygı göstermelidir. Sabah gazetesi Almanya Temsilcisi İsmail Erel ve Sabah Avrupa gazetesi Yazı İşleri Müdürü Cemil Albay’ın FETÖ’cülerin şikayeti üzerine gözaltına alınmasını kınıyoruz. FETÖ’cüler bulundukları her ülke için güvenlik tehdididirler. Almanya’nın dikkate alması gereken budur" dedi.
  25. ‘BİR ESPRİ OLARAK ALGILADIK’ “Togg T10X’lerin İtalya’dan getirildiği ve Türkiye’de üretilmediği” yönündeki iddialara da değinen Karakaş, şunları kaydetti: “Bu iddiaları biz de okuyoruz. Başlangıçta ilk olarak biz bunu bir espri olarak algıladık. Öbür taraftan bunların arkası gelmeye başlayınca bir anlam da veremedik. Açıkçası bu işin gerçek anlamda hangi noktalara varabileceğini belki bu arkadaşlarımız düşünmüyor. Bakın şu an bu tesiste 2 bin 200 çalışanımız var. Bu çalışanlarımızla beraber buraya ürün, parça komponent tedarikinde bulunan iş ortaklarımız var. Nereden bakarsanız bakın şu an Türkiye’de bu iş için emek veren 8-10 bin insan var ve tamamıyla da bunu 8-10 bin insana karşı yapılan bir saygısızlık olarak düşünüyorum, bu benim kişisel düşüncem. Buna, böyle bir hayal ürününe niye ihtiyaç duyuluyor onu da anlamış değilim.” ‘FİYATLARDA BİR DEĞİŞİKLİK YOK’ Togg CEO’su Mehmet Gürcan Karakaş, basın test sürüşünün ardından tüm basın mensuplarının katıldığı toplantıda bir sunum yaptı. Sunumun ardından soruları yanıtlayan Karakaş, Togg’un bir araç havuzu olmadığını ve yeni siparişlerin gelecek yılın nisan-mayıs ayında yeniden başlayabileceğine işaret etti. Karakaş, T10X fiyatlarıyla ilgili bir değişiklik olup olmayacağı yönündeki bir soruya ise şöyle yanıt verdi: “Fiyatlarda bir değişiklik yok. Şu an için bir ihtiyaç görmedik. Bu şu anlama gelmiyor. Fiyatımız yıl sonuna kadar sabit diye bir şey yok yani. Böyle bir böyle bir dünya yok zaten. Fiyatı pazar belirliyor. Ama şu anlaşılmasın yanlışlıkla, bunun özellikle altını çizmek isterim. Çok ilgi var diye fiyat arttırmak gibi bir şey yok bu dünyada. Sizi pazar anında cezalandırılır. O nedenle bizim kendimizi konumlandırmamız, pazardaki o endeksleri takip ediyoruz, ister tedarik zinciri olsun, ister her türlü bununla ilgili maliyete yönelik girdiler olsun… Bunların hepsini biz diğer profesyonel şirketler gibi profesyonelce takip ediyoruz ve ihtiyacımız olursa yeni bir fiyat listesi yayınlarız.”
×
×
  • Create New...

Önemli bilgi

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için Gizlilik poliçesini inceleyebilirsiniz.