Jump to content

Feneroin

Yönetici
  • İçerik sayısı

    1095
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    10

Everything posted by Feneroin

  1. Telefon, bir akıllı telefondaki ilk ve en büyük katlanabilir ekran olan 10.2 inç ekrana sahip. 6.4 inç ve 7.9 inç ekranlı bir telefon olarak kullanabilirsiniz. LTPO uyarlanabilir yenileme hızına, 1440 Hz yüksek frekanslı PWM karartmaya ve Maksimum 240 Hz dokunmatik örnekleme hızına sahip bir OLED panele sahip. Cihazın ağırlığı yalnızca 238 gram, bu da oldukça hafif ve kullanışlı olduğu anlamına geliyor. Bu üç katlı cihazın her katlanabilir bölmesinin arka tarafına yerleştirilmiş ince pil paketleri vardır. Toplam 5.600mAh kapasiteyi bir araya getirir ve 66W kablolu şarj cihazıyla şarj edilebilir. Telefon ayrıca geriye doğru şarjı da destekler. Öte yandan, üç katlı cihaz 50W kablosuz şarj desteğine sahiptir. Huawei Mate XT Ultimate Design şu fiyatlarla piyasaya sürüldü 16GB+256GB = 2.548 Euro 16GB+512GB = 2.800 Euro 16GB+1TB = 3.050 Euro
  2. Hala aynı mimariye dayansa da, PS5 Pro GPU artık %67 daha fazla işlem birimi ve %28 daha hızlı belleğe sahip. Sony, bu değişikliklerin oyunların PS5'e kıyasla %45 daha hızlı işlenmesini sağladığını iddia ediyor. Diğer iyileştirme ise donanım hızlandırmalı ışın izleme. AMD grafiklerinin ışın izleme için hesaplama birimlerine güvendiği düşünüldüğünde, hesaplama birimi sayısındaki artış ışın izleme performansını da artırıyor. Sony, PS5 Pro GPU'sunun ışınları PS5 GPU'sunun iki katı hatta üç katı hızında yayabileceğini iddia ediyor. Son olarak Sony, şirket içinde geliştirdiği yeni bir AI destekli görüntü yükseltme çözümünü duyurdu. PlayStation Spectral Super Resolution olarak adlandırılan bu çözüm, görüntüleri daha yüksek bir çözünürlüğe yükseltmek için AI ve makine öğrenimini kullanıyor. Bunun muhtemelen donanım hızlandırmalı bir çözüm olduğu düşünüldüğünde, PS5 oyunlarının kullandığı vasat yazılım tabanlı AMD FSR teknolojisinden daha iyi sonuçlar sağlamalı ve Nvidia'nın DLSS'si veya Intel'in XeSS'siyle aynı seviyede olmalı. Ancak Sony herhangi bir kare oluşturma yönünden bahsetmedi, bu yüzden bunun tamamen bir görüntü yükseltme çözümü olduğu anlaşılıyor. Sony ayrıca, 8500'den fazla PS4 oyununa uygulanabilen ve yeni konsol için çözünürlüklerini ve kare hızlarını artırabilen yeni bir PS5 Pro Game Boost özelliğini duyurdu. Yeni konsol ayrıca, desteklendiği bölgelerde Wi-Fi 7'nin yanı sıra VRR ve 8K ekran desteğine de sahip. PS5 Pro, standart PS5'ten yalnızca ufak görsel değişiklikler içeriyor. Mevcut ince modelden daha uzun ancak Blu-ray diski olmayan PS5 modeliyle aynı kalınlığa sahip. PS5 Pro'nun isteğe bağlı bir optik disk modeli yok ve kullanıcılar bunu ayrı olarak satın almak zorunda kalacak (PS5 için mevcut olan sürücüyle aynı). Buradaki tek teselli, PS5 Pro'nun standart modeldeki 1 TB'a kıyasla 2 TB dahili depolama alanına sahip olması. PS5 Pro'nun fiyatı 800 euro, bu da dijital PS5'in 450 euroluk fiyatından %56 daha fazla. Konsol bu yılın ilerleyen zamanlarında 7 Kasım'da satışa sunulacak ve ön siparişler 26 Eylül'de başlayacak.
  3. Besin maddelerinin vücutta yarattığı tepkiler iki türlüdür. Bunlardan biri Besin Alerjisi diğeri ise Gıda intoleransıdır. Besin alerjisi sindirimden hemen sonra oluşan tepkilerle kendini gösterir ve hayati tehlikesi bulunur. Gıda İntoleransı ise hayati tehlikesi bulunmayan sindirimden saatler hatta günler sonra ortaya çıkan bulgularla kendini gösterir. Gıda İntoleransı Nedir? Sindirim sisteminin yenilen besinin içindeki bir maddeye karşı verdiği tepki olarak tanımlanabilir. Yenilen besinin içindeki maddenin sindirilememesi ve parçalanamaması durumudur. Bundan dolayı da sindirim sisteminde hasarlar meydana gelir. Kronik yorgunluk, sürekli devam eden uyku hali, migren ağrıları olan kişilerde gıda intoleransın olduğundan şüphelenilmektedir. Hatta sürekli diyet yapıp kilo veremeyen kişilerde de gıda intoleransından şüphelenilmektedir. Gıda İntoleransının Belirtileri Mide de ağrı, kasılmalar ve yanma hissi olması. Mide bulanması ve kusma Mide ve bağırsaklarda gaz oluşması. Midede kramp ve şişkinlik hissetmek. Baş ağrısı. Sinirlilik hali. Yorgunluk İshal Gıda intoleransında hangi besin maddesine vücudun tepki verdiğini öğrenmek için ilk olarak test yapılır. Sonrasında vücudun tepki verdiği besin ya vücudun tepki vermeyeceği miktarda yenir ya da günlük yiyecekler listesinden çıkarılır. Vücudun alması gereken önemli bir besin maddesini alamamak daha başka sorunlara neden olabileceği için o değerde ve özelliklerde başka bir besin mutlaka onun yerine alınması gerekmektedir.
  4. Maymun Çiçeği Virüsü Aşısı Yan Etkileri Görülen en yaygın yan etkiler aşının yapıldığı yerde ağrı, kızarıklık ve kaşıntıdır. Ayrıca ateş, baş ağrısı, yorgunluk, mide bulantısı, titreme ve kas ağrıları da yaşanabilir. Bazı kişilerde aşılama yapılan bölgede cilt rengi değişimi söz konusu olabilir. Maymun Çiçeği Virüsü Kaptım Ne Yapmalıyım? Maymun Çiçeği Virüsü kapmış bir kişi, başkalarına bulaşmayı önlemek için bazı önlemler almalıdır. Mümkünse kendi evinizde ve odanızda kalın Yaralara dokunmadan önce ellerinizi sabun, su ve el dezenfektanı ile sık sık yıkayın. Döküntüler iyileşene kadar başka insanların yanında maske takın ve lezyonları örtün. Başka biriyle aynı odada değilseniz cildinizi açık ve kuru tutun. Ortak alanlardaki eşyalara dokunmaktan kaçının. Ağızdaki yaralar için tuzlu su gargaraları kullanın. Vücuttaki yaralar için oturma banyosu yapın, ılık su tercih edin. Maymun Çiçeği Virüsü Türkiye’de Var Mı? Türkiye’de 2022 yılında bir kişide maymun çiçeği virüsü hastalığı tespit edildiği duyurulmuştu. Türkiye’de geçmişte tespit edilse de bu hastalar izole edilmiş ve iyileşmeleri sağlanmıştı. 2024 yılı itibarıyla herhangi bir mpox vakası tespit edilmedi. Maymun Çiçeği Görüntüsü Nasıldır? Maymun Çiçeği virüsü görüntüsü ve oluşan lezyonların nasıl olduğuna dair örnekler aşağıda yer almaktadır. Maymun Çiçeği ile Suçiçeği Aynı Mı? Çiçek ve suçiçeğinde görülen döküntülere benzer döküntüler Mpox’da da görülebilir. Ancak hastalığın seyri diğerlerinden farklıdır. Çiçek hastalığına çözüm aşı yöntemleriyle bulunmuştur. Maymun Çiçeği virüsünde ise lenf düğümlerinde şişme olabilir. Maymun Çiçeği Virüsü Hangi Ülkelerde Görüldü? Maymun çiçeği hastalığı Afrika’nın birçok ülkesinde görüldü. Kongo, Burundu, Kenya, Ruanda ve Uganda’da yayılan virüs, geçmiş yıllarda Avrupa ve Asya’da da görülmüştür. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 14.000’den fazla maymun çiçeği vakası kaydedilmiştir. 2024 yılındaki virüs Afrika'nın dışına sıçrarken İsveç'te ilk mpox vakası doğrulandı. İsveç'te görülen türün Klad I olduğu açıklandı. Maymun Çiçeği Pandemisi Olur Mu? Mpox hastalığının bulguları belirgindir. Ayrıca yakın ve uzun süreli temasla bulaşması daha olasıdır. Bir DNA virüsü olduğundan daha az mutasyon geçirmesi söz konusu olabilir. Böylelikle COVID-19 hastalığında olduğu gibi yeni varyantların çıkması kolay olmaz. 14 Ağustos 2024'te Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından gerçekleştirilen Acil Durum Komitesi Toplantısı'nın ardından M çiçeği (mpox) hastalığının, "uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu oluşturduğu" vurgulanmıştı.
  5. Maymun Çiçeği Virüsü Nasıl Anlaşılır? Kuluçka süresi 3-17 gün olan bu hastalıkta, kuluçka süresi boyunca herhangi bir belirti görülmez ve kişi kendini iyi hissedebilir. Meydana gelen döküntüler sivilce ve kabarcık gibi görülebilir. Bu döküntüler ağrılı veya kaşıntılı olabilir. Vücudun birçok yerinde görülebilir. Döküntüler iyileşmeden önce kabuklaşma da dahil olmak üzere pek çok aşamalardan geçecektir. Tipik olarak ilk önce ateş, kas ağrıları ve boğaz ağrısı görülür. Mpox döküntüsü yüzde başlar ve vücuda yayılır, avuç içlerine ve ayak tabanlarına kadar uzanır ve 2-4 hafta boyunca aşamalar halinde gelişir. Kabuklanmadan önce merkeze doğru çöker. Daha sonra kabuklar düşer. Mpox'lu kişi, semptomlar başladığı andan itibaren döküntü tamamen iyileşene ve yeni bir deri tabakası oluşana kadar hastalığı başkalarına bulaştırabilir. Bu virüsün yayıldığı bölgelerde, yeni veya açıklamayan döküntüleri olan kişilerin bir sağlık kuruluşuna başvurması tavsiye edilmektedir. Maymun Çiçeği Virüsü Eşyalardan Bulaşır Mı? Maymun Çiçeği Virüsü, mpox'lu birinin kullanımından sonra dezenfekte edilmemiş nesneler, kumaşlar ve yüzeylerle temas yoluyla herkese yayılabilir. Giysiler, yatak takımları, havlular ve tüm diğer kişisel eşyalar buna dahildir. Maymun Çiçeği Virüsü Testi Var Mı? Maymun Çiçeği Virüsü ile uyumlu döküntüleriniz varsa test yaptırılması önerilir. Mpox hastası birisiyle temasa geçtiyseniz, test yaptırmadan önce bir sağlık kuruluşuna danışmanız gerekebilir. Maymun Çiçeği Virüsü Testi Nerede Yaptırılır? Sadece bir sağlık hizmeti sağlayıcısı Maymun Çiçeği Virüsü testi isteyebilir. Hastadan alınan bir örnek test için laboratuvara gönderilir. Test edilecek örnek döküntülerden alınır. Birden fazla lezyondan çubuk örneği ile alınabilir. Bu sürüntü alma işlemi rahatsız edici olabilir ancak hastalığın tespiti için gereklidir. Sonuçlar genellikle birkaç gün içerisinde belli olur. Maymun Çiçeği Virüsü Tedavisi Var Mı? Maymun Çiçeği Virüsü tedavisi, semptomları azaltmaya yöneliktir ve bu virüse özel bir tedavi yoktur. Döküntüyü azaltmak, ağrıları hafifletmek ve komplikasyonları önlemek hedeflenir Maymun Çiçeği Virüsü Aşısı Var Mı? Mpox'a neden olan virüs, çiçek hastalığına neden olan virüsle ilişkilidir. Geliştirilen JYNNEOS aşısı, maymun çiçeği ve çiçek hastalığına karşı koruma sağlamak için geliştirilen 2 dozluk bir aşıdır. İkinci doz, ilk dozdan 4 hafta sonra uygulanır. Maymun Çiçeği Virüsü olan biriyle temaslıysanız bu aşıyı yaptırmanız önerilir.
  6. Maymun Çiçeği Virüsü Nasıl Bulaşır? Maymun Çiçeği Virüsü insandan insana bulaşabilir. Mpox enfekte kişilerle temas yoluyla yayılabilir. Ayrıca enfekte hayvanlarla doğrudan temas ve kirlenmiş malzemelerle doğrudan temasla yayılması söz konusu olabilir. Dokunma, öpüşme ve cinsel yollarla da bulaşabilen Maymun Çiçeği Virüsü doğmamış çocukları da etkileyebilir. Hamileler virüsü doğmamış bebeklerine geçirebilirler. Maymun Çiçeği Virüsü Nasıl Yayılır? Maymun Çiçeği ya da Mpox hastalığında bulaşıcılık, ağız veya genital bölge gibi cilt bölgeleri veya diğer lezyonlarla doğrudan temas yoluyla gerçekleşebilir. Enfekte bir kişi; konuşurken, nefes alırken bu virüsü bulaştırabilir. Ten tene temasla da bulaşıcılık ortaya çıkabilir. Virüs daha sonra vücuda kırık deri, mukozal yüzeyler (örneğin oral, faringeal, oküler, genital, anorektal) veya solunum yoluyla girer. Birden fazla cinsel partneri olan kişiler daha fazla risk altındadır. Maymun Çiçeği Virüsü Belirtileri Afrika Maymun Çiçeği Virüsü belirtileri görülmeden önce cevaplanması gereken ilk soru, Maymun Çiçeği belirtileri kaç günde çıkar sorusudur. Genellikle bir hafta içinde başlayan semptomlara neden olur. Maruziyet derecesine göre belirti gösterme süresi 21 güne kadar uzayabilir. Semptomlar genellikle 2-4 hafta arasında sürer. Bağışıklık sistemi zayıf kişilerde ise bu süre uzayabilir. Maymun Çiçeği belirtileri ise şunlardır: Ateş Titreme Şişmiş lenf düğümleri Yorgunluk Kas ağrıları ve sırt ağrısı Baş ağrısı Boğaz ağrısı Burun tıkanıklığı Öksürük Mpox semptomları kendisini grip benzeri gösteriyorsa muhtemelen 1-4 gün arasında döküntüler ortaya çıkar. Maymun Çiçeği Virüsü’ne sahip olan kişilerde genellikle ellerde, ayaklarda, göğüste, yüzde, ağızda veya penis, testisler, labia ve vajina ve anüs gibi genital bölgelerin yakınında bulunabilen bir döküntü meydana gelir.
  7. Maymun Çiçeği Virüsü (Monkeypox veya Mpox) Afrika’da hızla yayılmasının ardından dünya gündemine oturan bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Maymun Çiçeği salgını nedeniyle küresel acil durum ilan etti. Maymun Çiçeği Virüsü belirtileri, bulaşma yolları, tedavisi ve Türkiye’de görülüp görülmediği merak konusu oldu. Maymun Çiçeği Virüsü (Mpox) Genel Bakış Maymun Çiçeği Virüsü (Monkeypox veya Mpox) bir virüse bağlı enfeksiyondan kaynaklanan bir hastalıktır. Bu virüs, çiçek hastalığı ile aynı aileden gelir. Maymun Çiçeği salgını dünyada dikkatle takip edilmektedir. Peki, Maymun Çiçeği Virüsü nasıl bulaşır? Bu soruya cevap vermeden önce hastalığa genel bir bakış atalım. Maymun Çiçeği Virüsü Nedir? Mpox (Maymun Çiçeği), Orthopoxvirus cinsinin bir türü olan maymun çiçeği virüsünün neden olduğu bir viral hastalıktır. Vücutta ağrılı bir döküntüye sebep olur, lenf düğümleri ve ateşle kendisini gösterebilir. Mpox, hayvanlar ve insanlar arasında yayılabileceği anlamına gelen zoonotik bir hastalıktır. Orta ve Batı Afrika'nın bazı bölgelerinde endemiktir. Maymun Çiçeği Virüsü, bu bölgelerde yaşayan küçük kemirgenlerde, maymunlarda ve diğer memelilerde bulunmuştur. Bu nedenle Maymun Çiçeği ismi verilmiştir. Maymun Çiçeği Virüsü Tarihçesi Maymun Çiçeği Virüsü ilk olarak Afrika’da değil bir kuzey ikliminde keşfedildi. Danimarka’da araştırma amaçlı tutulan maymunlarda tespit edilen bu virüs insanlarda ilk olarak 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde görüldü. Maymun Çiçeği Virüsü Türleri Maymun Çiçeği Virüsü Klad I ve Klad II olmak üzere iki türü vardır. Peki bunlar ne anlama geliyor? Klad I daha ciddi hastalıklara ve ölüme neden olur. Afrika’da yaşanan bazı salgınlarda hastaların yüzde 10’unda ölüm meydana gelmiştir. Klad I türü Maymun Çiçeği Virüsü genellikle Orta Afrika’da görülür. Batı Afrika’ya özgü olan Klad II türü ise Afrika’da başlayan küresel salgına neden olmuştur. Klad II türündeki enfeksiyonlar daha az şiddetlidir.
  8. Coğrafi işarete sahip, en besleyici ve en lezzetli ekşili pilav tarifi. Sizleri Kastamonu´nun İhsangazi ilçesine ait bir lezzeti ile tanıştıralım. Bu tarif deneyen herkesi kendine hayran bıraktıran çok besleyici bir yemektir. Coğrafi işaret almış ekşili pilav tarifi, hem kolay olması hem de lezzetli olmasıyla her damak zevkine uyum sağlayacaktır Malzemeler; 4-5 yemek kaşığı sıvıyağ 1 adet soğan 1-2 adet yeşil biber Yarım yemek kaşığı domates salçası 1 su bardağından bir parmak eksik siyez bulguru (yıkanmış ve süzülmüş) 2 su bardağı su Bir tutam dereotu, nane ve maydanoz (doğranmış) 3 yaprak asma yaprağı (doğranmış) 1,5 su bardağı yoğurt 3/4 su bardağı su Tuz, karabiber Üzeri İçin; 1 yemek kaşığı tereyağı Yarım tatlı kaşığı toz biber 1 çay kaşığı nane Yapılışı; Öncelikle yapacağınız tencerenin içerisine küp küp doğradığınız soğanları alın ve kavurmaya başlayın. Ardından kavrulan soğanların üzerine yine küp küp doğradığınız biberleri ekleyin ve kavurma işlemine devam edin. Sonrasında salçayı da tencereye ilave edin ve kokusu çıkana kadar kavurun. Salçadan sonra yıkayıp süzdürdüğünüz siyez bulgurunu da tencere alın. Hepsini karıştırdıktan sonra 2 su bardağı suyunu da ilave edip pişmeye bırakın. Suyun birazcık çektikten sonra doğradığınız yeşillikleri tencereye ilave edin ve kapağı tekrardan kapatıp suyunu biraz daha çektirin. Bu sırada sizde diğer taraftan yoğurdunu hazırlamaya başlayabilirsiniz. 1,5 su bardağı yoğurdu ve 3/4 su bardağı suyu güzelce karıştırın. Ardından hazırladığınız yoğurdu ve baharatlarını tencereye ilave edin. Tüm malzemeyi karıştırdıktan sonra bu şekilde 30 dakika boyunca pişmeye bırakın. Yemeğiniz piştikten sonra servis ederken üzerine baharatlı tereyağını ilave edip servis edebilirsiniz. Afiyet Olsun
  9. Dünyanın her yeri görülmeye değer tabii ki fakat bu üç yer, ilkbaharda bir başka güzel. Alize rüzgarlarıyla sokaklarını dolaşmak isteyeceğiniz, açan çiçeklere bakmaya doyamayacağınız ya da otomobillerin olmadığı huzurlu sokaklarda vakit geçireceğiniz bu 3 bölgeyi mutlaka görmelisiniz. Eğer ki ilkbaharda tatil planları yapıyorsanız mutlaka bu bölgelere gitmelisiniz. 1. Japonya – Kyoto Mutlaka Mart ve Nisan aylarında görmeniz gereken bir Japonya şehri Kyoto. Her yerde açan kiraz çiçekleriyle size baharı sonuna kadar yaşatacaktır. Aynı zamanda tarihi yapısı ve kendine özgü kültürleriyle dikkat çeken yaşantıları da görülmeye değerdir. Rengarenk doğal güzellikleri ve kültürel yapısıyla Kyoto, ilkbaharda görülmesi gereken yerlerdendir. 2. Fas – Essaouira Ülkemize çok yakın bir konumda olması ve vizesiz olması nedeniyle çokça ziyaret edilen Fas´ın Essaouira şehrini ilkbaharda mutlaka görmelisiniz. Bahar aylarında başlayan alize rüzgarı sayesinde, rüzgar sörfü ve kitesurfing yapılabilecek en iyi yerlerdendir. Aynı zamanda sanata oldukça düşkün olan bu ülkede sanat galerilerini gezebilir ve eğer farklı tatlara açıksanız oraya ait çaylardan mutlaka denemelisiniz. Ayrıca Fas´a gittiğinizde Marakeş, Rabat ve Kazablanka şehirlerini de mutlaka ziyaret etmelisiniz. 3. İsviçre – Zermatt Dünyanın en zengin ülkelerinden İsviçre mutlaka ilkbaharda görülmesi gereken yerlerden biridir. Kendine özgü kültürünü ve geleneklerini koruyan bu ülke tarihi bir yapıya sahiptir. Aynı zamanda Alpler’in eteklerinde yer almasından dolayı doğal güzellikleri ile çok dikkat çekmektedir. İlkbahrada buraya yapacağınız ziyaretlerde, karların erimeye başladığını ve doğanın kendini göstermeye başladığınız göreceksiniz. Ancak ilkbaharda İsviçre’nin Zermatt kentine yapacağınız ziyarette kendinizi adeta yeniden doğmuş gibi hissedeceksiniz. Sessiz ve otomobil geçmeyen bu kentte doğa yürüyüşleri yapabilir, sıcacık samimi kafelerinde oturup gün batımını izleyebilirsiniz
  10. Maden sulu portakal kabuklu enfes bir kek tarifi. Maden suyuyla kekleriniz daha bir kabarık ve daha bir yumuşak olacaktır. Maden Sulu Portakallı Kek Tarifi 3 adet yumurta 1 şişe maden suyu 1 bardak sıvıyağ 2 bardak tozşeker 1 paket kabartma tozu 1 paket vanilya 2 adet portakal kabuğu rendesi yarım portakalın suyu 2 buçuk 3 su bardağı un Hazırlanışı Yumurta ve şekeri bir karıştırma kabında güzelce mikserle çırpın. Ardından maden suyunu ve sıvıyağı içerisine ekleyip karıştırın. Vanilya ve kabartma tozunu ekleyip unuda eleyerek kontrollü bir şekilde ilave edip mikserle karıştırın. Ardından portakalı kek harcının içine rendeleyip yarım bir portakalında suyunu sıkın. Kullanacağınız kabın içerisini güzelce yağlayıp yapışmaması için unlayın. Fazla unu kabın arkasına vurarak dökülmesini sağlayın. İçerisine kek harcını dökün ve önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında pişirin. İlk 25 dakikadan önce fırını açmayın ki kek sönmesin. Sonrasında açıp içinin pişip pişmediğini bir bıçak yardımıyla kontrol ederek pişirin.
  11. Vücut yağ oranı, vücudumuzda bulunan yağ miktarını göstermektedir. Kilo vermeye çalışan çoğu kişi kilolarının yağdan mı yoksa kastan mı gittiğini merak etmektedir. Bir uzman yardımı olmadan yapılan diyette yarardan çok zarara uğrayabiliriz. Çünkü yağ yakalım derken kaslarımızdan olabiliriz. Bundan dolayı önce yağ oranımızı bilmemiz gerekir. Sonrasında da uygun bir diyet ve egzersizle ideal yağ oranımıza kavuşabiliriz. Vücut yağ oranını evde kendi başınıza da hesaplayabilirsiniz. Vücut yağ oranı, bireyin vücudunda bulunan yağ ağırlığının toplam vücut ağırlığına olan oranıdır. Cinsiyetler arası yağ oranları farklılık göstermektedir. Yağ oranının vücuda göre çok veya az olması çeşitli sağlık sorunlarını beraberinde getirmektedir. Vücut yağ oranını hesaplayıp ideal yağ oranına gelmek ise kendi elimizde olan bir durumdur. İdeal Vücut Yağ Oranları Kadınlarda; 20 – 39 yaş aralığında %21-32 40 – 59 yaş aralığında %23-33 60 – 79 yaş aralığında %24-35 Erkeklerde; 20 – 39 yaş aralığında %8-19 40 – 59 yaş aralığında %11-21 60 -79 yaş aralığında %13-24 Vücut Yağ Oranı Nasıl Hesaplanır? Yağ oranının cinsiyetlere göre farklılık gösterdiğini söylemiştik. Vücut yağ oranlarını hesaplamakta erkek ve kadınlarda farklı hesaplanmaktadır. Vücudunuzun aşağıda belirtilen yerlerinin ölçülerini internette herhangi bir vücut yağ oranı hesaplama sitelerinden birine yazarak yağ oranınızı bulabilirsiniz. Kadınlarda vücut yağ oranı hesaplama; Boy ölçümü Kilo ölçümü Bel çevresi ölçümü (Belin en ince kısmı ölçülür) Kalça çevresi ölçümü (Kalçanın en geniş kısmı ölçülür) Boyun çevresi ölçümü Erkeklerde vücut yağ oranı hesaplama; Boy ölçümü Kilo ölçümü Bel çevresi ölçümü (Göbek deliğinden hiza alınarak ölçülür) Boyun çevresi ölçümü Vücut Yağ Oranını Düşürmenin En Sağlıklı Yolları Öğünlerde karbonhidratı azaltmak. Günlük alınması gereken miktarda bolca su tüketmek. Uykuyu bir düzene oturtmak. Şekerli içeceklerden uzak durmak. Protein ağırlıklı beslenmeye çalışmak Egzersiz yapmak Trans yağ içeren besinlerden uzak durmak. Abur cubur ürünlerden uzak durmak. Meyve sebze tüketmek.
  12. Aritmi, kalp ritim bozukluğu demektir. Kalbin normal çalışmaması hızlı veya yavaş atması duruma denir. Kalp ritim bozukluğu genellikle zararsız olarak kabul edilirler. Fakat bazı aritmiler zarar verebilmektedir. Hemen hemen çoğu kişi ömrünün bir noktasında kalp ritim bozukluğu durumu yaşayabilir Tıbbi adıyla aritmi yani kalp ritim bozukluğu kalpte meydana gelen elektriksel sinyallerin düzgün bir şekilde çalışmaması snucu oluşan bir rahatsızlıktır. Kalp anormal bir şekilde çalışmaya başlayarak yavaş veya hızlı atma durumuna denir. Kalbin hızlı atmasına taşikardi, yavaş atmasına ise bradikardi nedir. Kalp atım hızı gün içerisinde değişkenlik gösterebilir. Hareketli olunan zamanlarda kalp hızlı atarken, dinlenirken veya uyurken kalp yavaş seyrinde atabilir. Aritmi “Kalp Ritim Bozukluğu” Türleri Taşikardi Bradikardi Supraventriküler Aritmi Ventriküler Aritmi Uzun QT Sendromu Aritmi “Kalp Ritim Bozukluğu” Belirtileri Nefes darlığı Baş dönmesi Bayılma Çarpıntı Kalp atışında düzensizlik Halsizlik Terleme Göğüs bölgesinde basınç hissetme Kalbin yavaşladığını hissetme Kalbin olağan dışı hızlandığını hissetme Aritmi “Kalp Ritim Bozukluğu” Nedenleri Kalp hastalıkları Şeker hastalığı Genetik Sıvı kaybı Uyku apnesi Alkol Sigara Aşırı kafein tüketimi Madde bağımlılığı Tiroid hastalıkları Böbrek yetmezliği Psikolojik kalp ritim bozukluğu
  13. Ülkemizin genellikle her bölgesinde yetişebilen hatmi çiçeği, Temmuz Ağustos aylarında toplanmaya başlayarak sonbaharda kurutulur. Kurutulan hatmi çiçekleri sağlık açısından oldukça kıymetlidir. Bağışıklık sistemini güçlendirmesi ve hastalıklara iyi gelmesiyle bilinir. Kış aylarında sağlığımıza iyi gelecek hatmi çiçeği çayı nasıl yapılır? Hatmi çiçeği çayını demlemek normal bitki çaylarından farklı değildir. 1 bardak su ile yapacaksanız 1-2 çay kaşığı hatmi çiçeğini sıcak suyun üzerine ilave edip 5 veya 10 dakika kadar demlenmesini bekleyip sonrasında tüketebilirsiniz. Eğer 1 lt gibi bir suya yapıyorsanız sıcak suyun içine bir avuca yakın hatmi çiçeği atabilirisiniz. Arzunuza göre içerisine bal koyarak tüketebilirsiniz. Afiyet olsun…
  14. Yüksek miktarda vitamin ve mineral içeren avokado, oldukça besleyici bir meyvedir. Tropikal iklim meyvesi olan avokadonun faydaları ise saymakla bitmemektedir. Son dönemlerde de oldukça popülerleşen bu meyvenin nelere iyi geldiğiniz biliyor musunuz? İlk olarak Meksika’da ortaya çıkan ve daha sonra tüm dünyaya yayılan avokado besin değerleri açısında oldukça zengindir. Besleyici özelliklere sahip olan bu meyve, dünyadaki birçok mutfağın en popüler lezzetlerinden biridir. Sağlık için sayısız faydalar sunan bu yeşil meyvenin 100 gramı 160 kaloridir. Bu kalorinin ise 6.7 gramı lif, 8.5 gramı karbonhidrat, 14.7 gramı yağdan oluşmaktadır. Ayrıca tüm bunların yanı sıra içerisinde bolca C, E, K ve B6, B2, B3, B5 vitaminleri ve folat, magnezyum, potasyum bulundurmaktadır. Aynı zamanda omega-3 yağ asitleri içeren bu meyvede beta karoten ve lutein de bulunmaktadır. Sağlıklı yağ ve lif kaynağı olan avokado potasyum için günlük ihtiyacın %10’unu karşılamaktadır. Diğer yandan bağışıklık sistemi sağlığı için gerekli olan besinleri sağlayan avokado, vücutta bulunan iltihabı bastırmaya ve oksidatif hasara karşı korumaya yardımcı olmaktadır. Her Gün Avokado Tüketirseniz Ne Olur? Bağışıklığınız güçlenir Bağırsak sağlığınız düzene girer Böbrekleriniz daha verimli çalışır Karaciğerinizi onarır Cildinizi güzelleştirir Tansiyonunuzu düzene sokar Kolesterolü düzenler Kansere karcı koruyucudur Kilo vermenize destek sağlar Kalp sağlığınızı korur Son yılların popüler meyvelerinden olan avokado sağlığa olan faydalarının yanında cilde olan faydalarıyla da isminden söz ettiriyor. İçerisinde ki yağlar ve vitaminler sayesinde kozmetik ürünlerinde de kullanılmaya başlayan bir meyve olmuştur.
  15. Hatmi çiçeği binlerce yıldır çeşitli tıbbi durumlar için kullanılan bir sağlık deposudur. Halk arasında gül hatmi veya ebegümeci olarak bilinir. Anavatanı Batı Asya’dır. Hatmi çiçeği ülkemizin her bölgesinde yetişebilmektedir. Temmuz ve Ağustos aylarında toplanan hatmi çiçeğinin kurutulma zamanı ise sonbahardır. Hatmi çiçeğinin lila, pembe, kırmızı ve turuncu renkte olanları vardır. Barış Manço’nun Nane limon şarkısına bile konu olmuş... Hatmi Çiçeği Nedir? Ebegümecigiller familyasına ait bir bitkidir. Üst solunum yolları hastalıklarının tedavisinde önemli bir rol oynamaktadır. Hatmi çiçeğinin kökleri, çiçeği ve yaprakları ayrı ayrı tedaviler için kullanılabilmektedir. Ayrıca hatmi çiçeği çay, merhem ve bitkisel takviyeler içinde kullanılmaktadır. Hatmi Çiçeğinin Faydaları Sindirimin kolaylaştırır. Soğuk algınlığına iyi gelir. Bağışıklığı güçlendirir. Öksürüğü hafifletir. Cilt tahrişlerini giderir. Kalp ve karaciğer sağlığını destekler. Ağrı kesici özelliği bulunur. Ağız kuruluğunu giderir. Vücuttan ödem atılmasını sağlar. Hatmi Çiçeğinin Zararları Hatmi çiçeğinin doğrudan bir zararı olmasada bazı hafif yan etkiler gösterebilir. Bunlar şöyle sıralanabilir; Cilt tahrişi Kızarıklık ve kaşıntı Mide bulantısı Baş ağrısı Baş dönmesi Bazı ilaçlarla birlikte alınırsa etkileşim olabilir.
  16. Türkiye, dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar atmaya devam ediyor. Bu adımlardan biri de Gelir İdaresi Başkanlığı’nın öncülüğünde geliştirilen ve başarıya ulaşan yerli ve milli işletim sistemi GİBUX. Açık kaynak kod tabanına sahip olan sistem, vergi sisteminin ihtiyaçlarına özel olarak geliştirildi. Türkiye’nin yerli işletim sistemi GİBUX hakkında her şey! 2023 yılında 64 bit versiyonuna geçiş yaparak güncellenen GİBUX, ülke genelinde 1078 farklı lokasyonda, yaklaşık 41 bin masa üstü bilgisayarda aktif olarak kullanılıyor. Bu durum tek başına GİBUX’un sadece bir işletim sistemi olmanın ötesinde, Türkiye’nin dijital altyapısını güçlendiren bir araç olduğunu da gösteriyor. Ayrıca bilgi güvenliği, bakım ve destek gibi kritik süreçlerde sağladığı avantajlarla, devletin dijital dönüşümüne katkı da sağlıyor. GİBUX, yalnızca teknik özellikleriyle değil, aynı zamanda ekonomik faydalarıyla da dikkat çekiyor. Her yıl lisans maliyetlerinden yaklaşık 50 milyon TL tasarruf edilmesini sağlayarak, milli ekonomiye önemli bir katkı sağlıyor. GİB Teknoloji ise GİBUX ile sınırlı kalmayıp, açık kaynak kod tabanlı yazılımlar geliştirmeye ve ülkeye değer katmaya odaklanmış durumda. Zira 300’den fazla çalışanıyla, teknoloji ve inovasyon alanında sürekli kendini güncelleyen bir ekip yapısına sahip. GİB Teknoloji tarafından sağlanan teknik eğitimler, çalışanların niteliklerini artırdığı gibi onların günümüzün hızla değişen teknoloji dünyasına adapte olmalarını da sağlıyor. Angular, Kafka, PostgreSQL, Temel JAVA, React, Selenium, Spring Boot Developer ve Spring Boot Fundamentals gibi alanlarda verilen eğitimler, ekip üyelerinin uzmanlık alanlarını genişleterek sektördeki yeni trendlere şimdiden hazırlıyor.
  17. Ananas denince akla galatasaray geliyor hemen. Neden? Çünkü ananasın dışı sert hatta dikenli, içi ise gün geçtikçe yumuşamaya başlar. Bu yumuşama hali ise akla kırmızıyı getirir. Kırmızı ise gay rengidir. Gay denince de akla saçlarını kırmızımsı pembemsi boyayan galatasaraylı futbolcu ve onlara özenen taraftarlarını getiriyor. Ayrıca ananas, yumuşadıkça sulanır. Bu da şikeyi hatırlatır. Şikeyi ise Türkiye'ye ilk getiren takım galatasaraydır. Beşiktaş ve Malatyalılar iyi belir. O sene Beşiktaş Şampiyon olmasın diye tırlarla mal, ürün ve para gitmiştir Malatya'ya, galatasaray tarafından. Şikenin ilkini ve âlâsını yapan bu sebeple AnanaSaray olmuştur.
  18. Daha fazlasını da yapabilirsiniz. DALL-E görselinin Photoshop'ta yapay zekâ ile genişletilmiş hâli DALL-E bünyesindeki Outpainting ve Adobe Photoshop bünyesindeki üretken genişletme ve doldurma özellikleri sayesinde buradan aldığınız görseli çok daha detaylı bir hâle getirebilirsiniz. Daha gerçekçi çıktılar almanızı sağlayacak prompt yazma taktikleri: * Metniniz ne kadar uzun ve detaylıysa çıktı da o kadar iyi olacaktır * Detaylı prompt ile karışık prompt'u birbirine karıştırmayın * İstediğiniz görselin gerçekçi olması gerektiğini mutlaka belirtin * Hoşunuza giden görseli çeşitlendirerek daha iyisini arayın * Konum ve çevreye yönelik detayları da prompt'unuzda geçirin. *Prompt'unuzda farklı ışıklandırma, fotoğraf açıları ve balık gözü gibi lens efektleri ekleyerek görselinizi zenginleştirin. Bunu yapabileceğiniz farklı alternatif uygulamalar: Stable Diffusion Midjourney Bing Image Creator Dream by WOMBO Sundukları özgürlük sebebiyle çoğunlukla Stable Diffusion ve Midjourney araçlarını kullanıyoruz. Bu iki aracın birbirine göre üstünlükleri ve zayıflıkları bulunuyor. Fakat bahsettiğimiz yoldan ilerlediğiniz sürece her yapay zekâ aracında gerçekçi görseller elde edebilmeniz mümkün.
  19. Adım 1: DALL-E sitesine gidin ve üyeliğinizi oluşturun. Bu sayede hizmeti ücretsiz bir şekilde kullanabileceksiniz. Adım 2: Önünüze gelen metin kutusuna istediğiniz görseli tanımlayın. Bu noktada tanımı İngilizce yapmanız çok önemli. Metin, yani prompt kutusunun hemen altında ise başkalarının oluşturduğu görselleri prompt’larıyla birlikte görebilirsiniz. Prompt demişken kafanız karışmasın; yapay zekâya verdiğimiz tanım, bizim prompt’umuz oluyor. Eğer kafanızdakini tanımlayacak kadar İngilizce bilginiz yoksa Google Çeviri'den (Türkçe-İngilizce) yardım alarak sorunsuz bir şekilde devam edebilirsiniz. Şu an için alternatif olarak sadece Bing'in görsel oluşturma hizmeti Türkçe kullanım imkânı sunuyor. Bu noktada kırmızı elbiseli bir kadın, yağmur altında bekleyen bir köpek, “Ay’dan Dünya’yı izlerken gazoz içen bir astronot” gibi prompt’lar üretebilirsiniz. Hatta biz astronot prompt'undan devam edelim. Fakat işimiz daha bitmedi. Adım 3: Tanıma virgül ekleyip sonuna gerekli ibareleri ekleyin. Görselin gerçekçiliğini sağlayacak “realistic, detailed photography, cinematic lighting” gibi ibareleri ekleyin. Bunları sona ekleyeceksiniz diye bir kural yok. En başta da yer alabilirler fakat eklemek şart. Zira bu gibi prompt’lar görselin stilini belirliyor. Bizim amacımız gerçekçi fotoğraflar üretmek olduğundan bunları kullandık. Eğer yağlı boya tarzında üretmek isteseydik “oil painting” üzerinden ilerleyecektik. Adım 4: “Generate” butonuna tıklayın ve sonuçları bekleyin. Kısa bir süre içinde görseller karşınıza çıkacaktır. Görseller yapay zekâ nedeniyle zaman zaman tutarsız görünebilse de promp’a eklediğimiz ibareler sayesinde gerçekçi grafiklere sahip olduklarını görebilirsiniz. Adım 5: Görselleri indirmek için sağ üstteki butona tıklayın Böylece direkt olarak cihazınıza kaydedebilirsiniz. İstediğiniz görsele ulaşıncaya kadar yaptığınız denemelerin de sitede kaydedildiğini hatırlatalım.
  20. Glokom hastalığı göz içi basıncının artarak sinirlere zarar vermesiyle ortaya çıkıyor. Belirtisiz ilerleyen bu hastalık, zamanında müdahale edilmezse görme kaybına yol açabiliyor. Dünya çapında yaklaşık 80 milyon kişinin glokom hastası olduğu tahmin edilirken, bu hastaların yüzde 50’si glokom olduğundan habersiz. Tedavi edilmediğinde körlüğe kadar ilerleyebilen glokom teşhisinin tek yolu ise rutin göz muayeneleri. Göz tansiyonu olarak tanımlanan glokom hastalığının, göz içi basıncının görme sinirine hasar verecek kadar artmasıyla oluştuğunu belirten Medicana International İstanbul Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Op. Dr. Murat Şahin, “Normal bir gözde sürekli olarak göz sıvısı üretiliyor. Ayrıca bu sıvı dengeli bir şekilde emilerek boşaltılıyor. Bunun sonucunda ise göz içi basıncı normal düzeyde kalıyor. 20-21 mm Hg’nin altında yer alan göz tansiyonu normal kabul edilirken, bu seviyenin altında bir sonuç ortaya çıkıyorsa glokom görülme ihtimali artıyor” dedi. GÖRME KAYBI YAŞANIYOR Göz sıvısı üretildiğinde boşaltılması engellenirse göz içi basıncın artmaya başladığını ifade eden Şahin, “Göz sıvısının kan damarlarına ulaşmasını sağlayan kanalcıklarda normalde olmaması gereken bir tıkanıklık oluşuyor. Birikmeye başlayan sıvı ise gitgide basıncı artırıp, göz sinirine zarar veriyor. Tedavi edilmezse görme kaybı yaşanıyor” diye konuştu. YILDA 1 KEZ HEKİME GİDİN Göz sıvısı dışarı atılmadığında glokom oluştuğunu anlatan Şahin, “Her yaştan insanda görülebilmekle birlikte 40 yaş üzerindeki kişilerde daha sık görülüyor. Ailesinde göz tansiyonu olanların daha dikkatli olmalı. Mutlaka yılda bir kez göz kontrolü yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu. BAŞ AĞRISINI ES GEÇMEYİN Bu hastalığa sahip kişilerde genelde herhangi bir belirti oluşmadığını dile getiren Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak erken dönemde bazı hastalarda sabahları baş ağrısı oluyor. Glokomda hastalar tarafından ara ara bulanık görme yaşandığı, geceleri ışık etrafında hakkalar görüldüğü, televizyon izlerken ağrı oluştuğu da söyleniyor. Net bir belirtisi olmayan hastalık ileri bir seviyeye ulaştığında ya da belirgin bir görme kaybı yaşandığında anlaşılıyor. Ailede glokom hastalığı olan birinin bulunması, migren, şeker hastalığı gibi durumlar da riski artırıyor. İleri yaşlarda aniden ortaya çıkabilen dar açılı glokom, şiddetli göz ağrılarına yol açıyor.” RUTİN MUAYENEYİ AKSATMAYIN Glokoma bağlı görme kaybını önlemek için yapılacak en önemli şeyin rutin göz muayenelerinden geçmek olduğunun altını çizen Doç. Dr. Sait Alim ise, “Glokom teşhisi konulduktan hemen sonra hastalara tedavi planlıyor. Bu planlama hastadaki glokom çeşidine, göz içi basıncı yüksekliğine ve gözün etkilenme durumuna göre değişiyor. Her hastada hedef göz içi basıncı belirlenerek, ilaç tedavisi başlanıyor. Bu ilaç tedavisi hastanın hedef göz içi basıncına göre tek ilaç, iki ilaç veya üç ilaç şeklinde oluyor. İlaç tedavisi yetersiz kalan hastalara lazer tedavisi yapılıyor” diye konuştu. Lazer de yeterli olmazsa hastalara glokom ameliyatı yapıldığını söyleyen Alim, “Ömür boyu süren bu hastalıkta doktorlarla iletişim kurmaktan kaçınmayın” diye açıkladı.
  21. İslam tıbbı hekimi Aidin Salih’in Gerçek Tıp Yitik şifanın izinde isimli kitabında hamilenin beslenmesi adlı bölümde anlattığı değerli bilgileri sizlerle paylaşıyoruz. Her zaman olduğu gibi hamilelik döneminde doğru beslenmek oldukça önemli bir konudur. Hamilelik süresince 6-10 kiloya kadar kilo alınması normaldir. Kilolu kadınların ise hamilelik dönemini kilo almadan, hatta kilo vererek geçirmesi daha iyidir. Halk arasında yaygın olan ” Hamile iki canlıdır, daha çok yemeli” düşüncesi yanlıştır. Hamileliğin iyi geçmesi, doğumun rahat ve bebeğin sağlıklı olması için ilk 3 ayını 3 günlük açlıkları yaparak geçirmelidir. Daha sonraki aylarda yediklerine dikkat etmeli, saat 18:00’den sonra ve doyuncaya kadar yememelidir. Anne aç kaldığı sürece, kanda besin ve oksijen yetersizliği oluşur. Bu durumda cenin anne kanından yeterli besin ve oksijen sağlayabilmek için hareketlerini artırmak ve kan dolaşımını hızlandırmak zorunda kalır. Daha fazla hareket ve daha fazla kan dolaşımı cenine sağlık, dayanıklılık ve kuvvet kazandırır. Bununla birlikte annenin yapacağı herhangi bir hareketli iş, spor veya egzersiz de cenin üzerinde açlık gibi etki eder. Doğumun rahat olması, doğumdan sonra sütün temiz ve yeterli olması için ilk 4-5 ay beslenmede sebze, meyve, yeşillik, doğal bal, pekmez yer almalıdır. Bununla birlikte taze kırılmış tuzsuz badem, fındık, fıstık, ceviz, gibi kuruyemişler yer almalıdır. Kalsiyum, protein ve vitamin ihtiyacını, semizotu, ıspanak, roka, tere, dereotu, brokoli, kişniş, hindiba, ısırganotu, turp yaprağı gibi yeşil yapraklı sebzelerden karşılanır. Haftada 3-4 defa mizacına uygun et veya balıktan; hurma, enginar ve tahinden karşılamak gerekir. Yeşil sebzede bulunan kalsiyum canlıdır ve proteinlerin hazmı kolaydır. Klorofil kandaki hemoglobine benzediği için kansızlığa iyi gelir. Yeşil sebzelerdeki organik asitler aktif temizleyici olduğu için rahmi ve doğum yollarındaki kasları kireçten ve damarları tıkanıklıklardan temizler. Hamileliğin son 2 ayında hurmayı artırmak; son iki haftasında 1 saat önceden ıslatılmış keten tohumu ve zeytinyağı içmek, sarımsak yutmak, safran kullanmak rahmi güçlendirir ve kaslara esneklik verir.
  22. Son Dönemlerin Moda Trendi “Mob Wife” Stili Nedir? Türkiye´de henüz yaygınlaşmamış olan Mob Wife stili ne anlama gelmektedir? Mob Wife stili nasıl uygulanır? Mob Wife, kelime anlamı olarak “mafya eşi” anlamına gelmektedir. Yurt dışında başlayan bu trend, kadınları sanki eski dönemlerde mafya eşiymiş gibi görünen bir stile sürükledi. Geçtiğimiz yıl akım olan “Clean Girl” stilini rafa kaldırılmasına sebep olan bu akım bu yıl hızla yayılmaya başladı. Mob Wife stili, genellikle güçlü, gösterişli ve lüks bir moda ve yaşam tarzını sergilemektedir. BU akımın yayılmasında ise sosyal medya, ünlüler ve son dönemlerde retro tarzının yeniden canlanmasıyla etkili hale geldi. Bu stilde her şey gösterişli ve zengin görünmekle ilgilidir. Öyle ki hacimli saçlar, uzun tırnaklar, büyük boy kürk mantolar, hayvan baskıları, büyük güneş gözlükleri ve mücevherler bu tarzın vazgeçilmez parçalarındandır. herhangi bir incelik, kibar duruş aranmayan bu stilde, abartı, gösteriş ve ihtişamlı bir görüntü ön plandadır. “Mob Wife” Stili Nasıl Olur? Bu stil öncelikle yapmanız gereken şey abartmaktan ve gösterişten korkmamak olacaktır. Kırmızı ve siyah rengi daha çok hakim olduğu bu stil tarzında özgüvenli bir duruş ön plandadır. Etkileyici, baskın ve çekici bir duruş için gösterişli takılar, kalın zincirler ve dikkat çekici yüzükler kullanılmaktadır. Tabii ki en önemlisi ve lüksün simgesi haline gelmiş kürkler bu tarzın vazgeçilmez parçalarındandır. Kıyafetlerinizde ya da çantalarınızda leopar ve zebra gibi desenlere yer vermeniz daha cesur bir görünüm sağlayacaktır. Büyük gözlükler. taşlı saatler ve gösterişli şapkalar ile stilinizi tamamlayabilirsiniz. Bunun yanı sıra ayakkabı seçiminde de yüksek topuklu ayakkabılar tercih edilmelidir. Mob Wife stili görünümünü en etkileyen unsurlardan biriside saç ve makyajdır. Kabarık ve dağınık saçlar, iddialı topuzlar stilinize çok büyük etki sağlar. Aynı zamanda gösterişli tırnaklar, dikkat çeken gözler ve çekici dudaklar… Mob Wife stilinin en özel parçalarıdır. Tüm bunların yanı sıra mob wife stili için, özgüven, cesaret, asalet gibi üç terimi benimsemek gerekmektedir.
  23. 3. Gito Yaylası Yine Rize Çamlıhemşin´nin Çat Vadisinde yer alan Gito yaylası en meşhur yaylalardandır. Sosyal medyada sıkça gördüğümüz salıncak fotoğrafı bu yaylada yer almaktadır. 2.070 metre yüksekliğe sahip olan Gito yaylası, dik yokuşları ile ünlüdür. Ancak bulutların üstünde zaman geçirmek istiyorsanız bu fırsatı kaçırmamalısınız. 4. Karagöl Yaylası Artvin, Borçka´da yer alan Karagöl yaylası, Borçka Karagöl Tabiat Parkı içerisinde yer almaktadır. Bu yayla gerçekleşen bir heyelan sonucunda oluşmuştur. Özellikle yaz mevsimlerinde yoğun ilgi gören Karagöl yaylası, büyüleyici bir güzelliğe sahiptir. Aynı zamanda kamp severlerinde uğrak noktalarındandır. 5. Pokut Yaylası Rize Çamlıhemşin´de yer alan Pokut yaylası, 2.023 metre yükseklikte yer almaktadır. Pokut yaylası, yayla evleri, bulut denizi ve kahvaltısı ile meşhurdur. Karlı dağlar, yemyeşil ve çeşitli bitki örtüsü, gidenleri kendine hayran bırakmaktadır. Son dönemlerde ise Ayder yaylasından daha çok ilgi görmeye başlamış ve ziyaretçi sayıları oldukça artmıştır.
  24. Güzelliği ve manzaraları dillere destan, anlatmakla bitmeyecek meşhur Karadeniz yaylalarını. Artvin´den Rize´ye kadar bir çok yaylaya sahip olan Karadeniz bölgesinin görülmeye değer en meşhur 5 yaylası 1. Ayder Yaylası Rize Çamlıhemşin´de bulunan Ayder yaylası artık tamamen turizm bölgesi haline gelmiş durumdadır. Görülmeye değer ve en meşhur yaylalar arasında yer alan Ayder yaylası, turistler tarafından da büyük ilgi görmektedir. 1350 metre yüksekliğe sahip olan Ayder yaylası, hem yaz hem de kış dönemlerinde düzenlenen festivallerin etkisiyle de büyük ilgi görmektedir. 2. Anzer Yaylası Rize İkizdere’ye bağlı olan Anzer Yaylası 2105 metre yüksekliğe sahiptir. Balı ile ünlü olan bu yayla ilkbahar ve yaz aylarında büyük ilgi görmektedir. Zengin florası ile arıların en sevdiği bölge olan Anzer yaylasının, şifa kaynağı olan balı da bir tek bu bölgede üretilmektedir.
  25. Soğuk mevsimlerde ortaya çıkan, soğuk hava koşullarına maruz kalmaktan dolayı vücudun belli başlı yerlerinde ortaya çıkan bir sendromdur. Erkeklere göre kadınlarda daha çok görülen Raynaud sendromu nedir? Soğuk hava koşullarına maruz kalan çoğu kadının el parmakları, ayak parmakları, burun ve kulaklarında oluşan renk değişimlerine denmektedir. Bunların yanında meme uçları, dudak ve diz bölgesindede oluşabilmektedir. Raynaud sendromu olan bölgede uyuşma ve soğukluk hissedilmektedir. O bölgede bulunan kan damarlarının daralıp kan akışının azalması veya durması durumunda oluşmaktadır. Raynaud sendromu bir hastalığın semptomu olarak da görülebilmektedir. Altta yatan her hangi bir hastalığın saptanmadığı durumlarda primer Raynaud semptomu olarak adlandırılan Raynaud sendromu, altta yatan bir sağlık sorununun olduğu vakalara ise sekonder Raynaud Sendromu adı verilir. Raynaud Sendromu Nedenleri Soğuk hava Klimaya ve soğuk odalara maruz kalmak İçilen bazı ilaçların yan etkileri Kaygı, stres ve heyecan Kafein tüketimi Tütün ürünleri tüketimi Romatoid artrit Pulmoner hipertansiyon Buerger hastalığı Kanser hastalığı Otoimmün hastalıklar Raynaud Sendromu Belirtileri Hafif olan primer raynaud sendromunda sıcak ortama girildiğinde renk değiştiren bölge normale dönmektedir. Fakat ikincil sendrom olan sekonder sendromunda belirtiler daha şiddetli görülebilir. Ciltte oluşan renk değişiklikleri. 3 evreli renk değişimi. Bölgede uyuşukluk ve iğnelemeler oluşması Deri ülserleri ve kangren Sendrom oluşup bittikten sonra bölgede şişkinlik oluşması
×
×
  • Create New...

Önemli bilgi

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için Gizlilik poliçesini inceleyebilirsiniz.