Jump to content
NetObur

Feneroin

Yönetici
  • İçerik sayısı

    1040
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    12

Everything posted by Feneroin

  1. 2019 yılında başlayan Covıd-19 salgınından sonra dünyayı yeni bir virüs korkusu sardı. Maymun çiçeği virüsü, ilk olarak Afrika kıtasının batı ve orta kesimlerinde görüldü. İnsan ve hayvan farketmeksizin bütün canlı türlerinde görülmeye başlandı. Türkiye’de de ilk kez görülen Maymun çiçeği virüsü nedir gelin hep birlikte öğrenelim… Maymun Çiçeği Virüsü Nedir? İlk kez 1958 yılında bir maymun üzerinde görülen maymun çiçeği virüsü; 1970 yılında ilk kez bir insan üzerinde ve 2003 yılında ise ilk kez Afrika dışında görülmüştür. Bulaşıcılık riski düşük ve ölüm oranı %1 civarındadır. Çiçek hastalığına benzeyen bu virüs daha az döküntü ve daha düşük ölüm oranına sahiptir. Maymun çiçeği virüsü aslında fare gibi kemirgenlerden köken alan bir virüstür fakat ilk defa maymunlarda görüldüğü için bu ismi almıştır. Afrika’da uzun yıllardır görülen bu virüs, son dönemlerde Amerika, İngiltere ve Fransa’da görülmüştür. Türkiye’de ise ilk vaka bugün tespit edilmiştir. Maymun Çiçeği Virüsü Belirtileri Nelerdir? Enfekte olmuş bir hayvandan veya enfekte olan bir insandan başka bir insana bulaşabilecek bir virüstür. Enfeksiyon ile temas edildikten sonra virüsün bir kuluçka dönemi vardır. Daha sonrasında ilk semptomlar 5-21 gün arasında ortaya çıkabilir. Belirtiler ilk olarak yüz çevresinde başlamaktadır. İçleri su dolu kabarcıklar halinde görülen maymun çiçeği virüsü bazı kişilerde genital bölge, gözler ve ağız içi mukozasında da görülmektedir. Maymun çiçeği virüsünün en önemli belirtileri; Yüksek derecede ateş Baş, sırt ve kas ağrıları hissetmek Lenf bezlerinde şişlikler oluşması Yorgunluk hali Üşüme ve titreme Ciltte su çiçeğine benzer, su dolu küçük kabarcıklar şeklinde görülen döküntüler Maymun Çiçeği Virüsü Nasıl Bulaşır? Yakın mesafe ile enfekte olmuş bir insandan insana veya enfekte olmuş bir hayvandan insana bulaşabilir. Hayvanın ısırması, tırmalaması veya kan ve salyasının teması sonucu bulaşabilir. İnsandan insana yakın temas, yüz yüze konuşma ve terin bulaşması sonucu bulaşabilir. Enfekte olmuş birinin özel eşyaları olan havlu çarşaf gibi eşyalardan da bulaşabilmektedir. Maymun Çiçeği Virüsü Türkiye’de Görüldü Mü? Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Maymun Çiçeği Virüsünün Türkiye’de 37 yaşındaki bir kişide görüldüğünü duyurdu
  2. UEFA Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turunda Dinamo Kiev ile karşılaşacak Fenerbahçe'nin turu geçmesi durumunda eşleşeceği takım belli oldu. Temsilcimiz Fenerbahçe, Avusturya temsilcisi Sturm Graz ile karşı karşıya gelecek. Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi'nde Dinamo Kiev'e elenmesi halinde, UEFA Avrupa Ligi 3. ön eleme turunda Slovacko ile karşılaşacak. UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Fenerbahçe 2. ön eleme turunda Ukrayna ekibi Dinamo Kiev ile kozlarını paylaşacak. Sarı-lacivertli ekip, Dinamo Kiev'i elemesi durumunda 3. ön eleme turuna yükselecek.. FENERBAHÇE'NİN RAKİBİ STURM GRAZ Fenerbahçe, Dinamo Kiev'i eleyip Şampiyonlar Ligi'nde yoluna devam ederse 3. ön eleme turunda karşılaşacağı takım Avusturya ekibi Sturm Graz oldu. TEMSİLCİMİZ FENERBAHÇE ELENİRSE NE OLACAK? Fenerbahçe, Dinamo Kiev'e elenmesi durumunda Şampiyonlar Ligi'ne veda edecek ve yoluna UEFA Avrupa Ligi'nde devam edecek. Bu durumda Avrupa Ligi 3. ön eleme turunda mücadele edecek Fenerbahçe, Slovacko ile karşı karşıya gelecek. DİNAMO KİEV-FENERBAHÇE MAÇI NE ZAMAN? Dinamo Kiev - Fenerbahçe maçı 20 Temmuz Çarşamba günü oynanacak. Mücadele TSİ 21.00 başlayacak. Rusya'nın Ukrayna işgali nedeniyle Dinamo Kiev iç saha maçını Polonya'nın Lodz kentinde oynayacak. Karşılaşmanın rövanşı 27 Temmuz Çarşamba günü Ülker Stadı'nda oynanacak. Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turu ilk maçında oynanacak Dinamo Kiev - Fenerbahçe mücadelesi beIN Sports 1'den naklen yayınlanacak.
  3. DEPRESYONU TEDAVİ EDER Diğer bir adıyla mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin, kişiye mutluluğun yanında heyecan, neşe, enerji ve zindelik veri Serotoninin yeterli salgılanmadığı durumlarda ise kişi mutsuz hisseder ve depresyona girebilir. Sürekli eksikliği halinde ise kişi kronik depresyona da neden olabilmektedir Bağırsak ve beyin ise serotonin salgılanmasında büyük önem taşır. Uzmanlar ise haftada düzenli olarak 1 ya da 2 defa kokoreç tüketmenin mutluluk hormonunun salgılanmasını sağladığının altını çiziyor. Depresyonda olduğunuzu düşünüyor ya da kendinizi mutsuz hissediyorsanız kokoreç yemeyi deneyin. Ancak sorunlarınızın hayatınızı etkileyecek bir noktaya vardıysa en kısa sürede bir uzmandan yardım almanızda fayda var. ÇOCUKLAR DA TÜKETMELİ Uzmanlar kokoreçin 7'den 70'e her birey için faydalı olduğunun altını çiziyor. Gerek çocuklar gerek ise yaşlılar gönül rahatlığıyla şifa niyetine kokoreçi tüketebilir. Burada tek dikkat edilmesi gereken nokta ise yüksek kolesterol içermesi. Bu nedenle kronik tansiyon gibi rahatsızlığı olan bireylerin doktoruna danışıp öyle tüketmesi önerilmektedir.
  4. ALERJİLERE İYİ GELİR Bağırsak florası sindirim sisteminin içerisinde bulunan organizmaların sindirim sisteminde görevli mikroorganizmalarına denmektedir. Bu floranın bozulması ise birçok hastalığın temelinde yatan durumdur. Rahatsızlıklara örnek olarak ise otizm, romatizma ve her çeşit alerji türü verilebilir. Kokoreç tüm bu rahatsızlıklar üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Kuzu ve insan florası karşılaştırıldığında aralarında pek bir fark bulunmadığı ortaya çıkmıştır Kokoreç yemek de kuzunun florasının insana aktarılmasına yardımcı olacağından bağırsakların eski sağlığına kavuşmasına yardımcı olabilir. Bağırsak florası dışarıda saklanamadığından ancak anneden çocuğuna geçebiliyor. Kokoreç ise içerisinde bu florayı tutabiliyor ve tükettiğinizde florayı dışardan alma şansına sahip olabiliyorsunuz. Sadece kokoreçte olan bu özellik sayesinde bağırsaktaki sorunların önüne geçebiliyor ve birçok kronik hastalık tedavi edilebiliyor.
  5. ETTEN DAHA YARARLI İçerisinde bulunan protein miktarı ile aslında kokoreç etten daha besleyici bir besindir. Sadece kokoreç değil, diğer pek çok sakatat da etten daha faydalıdır. Aşırıya kaçılmadan tüketildiğinde ihtiyacınız olan proteini almak için et yerine bu besinleri tercih edebilirsiniz. BAĞIRSAKLARI ÇALIŞTIRIR Bağırsaklarınız da dahil olmak üzere sindirim sisteminde oluşabilecek her türlü sağlık sorunu için kokoreç öneriliyor. Bağısakların içerisinde bulunan yararlı ve zararlı bakterilerin dengesi tüm bağırsağın sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlar. Bu dengede meydana gelen herhangi bir bozulma kabızlık gibi çeşitli sorunlara yol açabilir. Bu noktada kokoreç tüketmek ise o dengenin tekrar sağlanmasına destek olur. Eğer kronik kabızlık gibi sindirim sisteminizi etkileyen bir rahatsızlığınız var ise kokoreçi düzenli tüketmeniz öneriliyor. Bağısağın tüm florasını dengeleyen kokoreç, daha düzenli ve sağlıklı çalışmasını sağlıyor
  6. EVDE KOKOREÇ YAPILABİLİR Mİ? Kokoreçin özelliği ağır ateşte pişirilmesindedir. Ateşten uzakta ve ağır ağır pişen kokoreçin içerisine ısı da rahatlıkla etki edebilir. Aksi halde kokoreçin dışı yanar ancak içi pişmez. Bu şekilde tüketilmesi önerilmemektedir. Tüm bu nedenlerden dolayı kokoreçin evde pişirilmesi pek de mümkün değildir. Ancak kokoreçin pişeceği apartın olması ve ağır ateşte pişmesi koşuluyla hazırlanabilir. ADETA DOĞAL BİR AŞIDIR Uzmanlar kokoreç tüketmenin başka bir deyişle ağızdan aşılanmaya eşdeğer olduğunu söylüyorlar. İçerisinde bulunan mikroplar sizi hasta etmek yerine vücudunuzu dıştaki etkenlere karşı daha korunaklı hale getirir. Bu nedenle düzenli tüketilmesi hastalıklara yakalanma riskinizi de azaltır.
  7. KOKOREÇ NE KADAR VE NASIL TÜKETİLMELİ? Uzmanlar kokoreçin haftada bir ya da iki defa tüketilmesi gerektiğini vurguluyorlar. Düzenli olarak haftalık tüketildiğinde ise olumlu etkilerini görebileceğinizi söylüyorlar. Kokoreçin aşırıya kaçmadan tüketildiğinde zararlı bir etkisinin olmayacağı da uzmanlar tarafından söyleniyor. Mümkün olduğunca sade olarak tüketilmesi öneriliyor. Ekmek veya dürüm şeklinde tüketildiğinde zararlı karbonhidratlar da alınacağından sağlıklı ancak kalorili bir yiyecek oluyor. KOKOREÇİN KALORİSİ Bir adet yarım ekmek kokoreç ortalama olarak 430 kalori barındırmaktadır. Kalorisini düşürmek için ekmeğin içinin çıkarılmasını isteyebilir, bu sayede daha az karbonhidrat alabilrsiniz. Bir adet dürüm kokoreç ise ortalama olarak 220 kalori içermektedir. Kokoreçin ise 100 gramında 94, bir porsiyonunda ise 226 kalori bulunmaktadır. Günlük ortalama kadınlar için 2000 kalori ve erkekler için 2500 kalori alınması önerilmektedir. Bunu göz önünde bulundurarak haftalık iki öğününüzde kokoreç tüketebilirsiniz.
  8. Türkiye'de oldukça sevilerek tüketilen sokak lezzetleri arasında yer alan kokoreçin sağlık üzerindeki etkileri sıkça tartışılıyor. Halk arasındaki kokoreçin zararlı olduğuna dair yaygın inanışa doktorlar ise son noktayı koydu. Bu yiyeceği haftada 2 defa tüketmenin sayısız yararı olduğunu belirten uzmanlar, yararlarını ise şu şekilde sıraladı… Çoğu kişinin sağlıksız olduğuna inandığı kokoreçin aslında birçok faydası olduğu ortaya çıktı. İşte kokoreç hakkında bilmeniz gereken her şey… KOKOREÇİN BESİN DEĞERLERİ Kokoreçin besin değerleri ise şöyledir; %11,42 karbonhidrat, % 11,61 yağ ve %74,08 proteinden oluşmaktadır.
  9. Özellikle ayakkabı gibi yeni bir tektil ürünü aldığınızda kutusundan neme, küfe karşı ürünü koruyan silica jel paketleri çıkar. Peki, silica jel ne işe yarıyor? Evde nasıl kullanılabilir? Silika jel, üreticilerin nemin belirli gıda ve ticari ürünlere zarar vermesini önlemek için genellikle küçük paketlere yerleştirdiği bir tür kurutucudur. Güçlü bir nem bağlama yeteneğine sahiptir, jel torbalar kendi ağırlıklarının yüzde 40'ına kadar nemi emebilir. EVDE ÇOCUK VEYA EVCİL HAYVAN VARSA DİKKAT Evde küçük çocuk varsa kullanırken dikkat edilmeli. Çünkü yanlışlıkla yenirse boğulmaya neden olabilir. Bu nedenle üreticiler genellikle onları “Yemeyin” veya “Kullandıktan sonra atın” şeklinde etiketlerler. Örneğin ABD'de Zehir Kontrol Merkezleri kaza sonucu paketleri yutan daha fazla insan vakası bildirmeye başlamış. Vakaların çoğu 6 yaşından küçük çocukları içeriyor . Aynı şekilde evde evcil hayvanların da kazayla bu jelleri yiyebileceği uyarısı yapılıyor. SİLİKA JEL NE İŞE YARIYOR? Silika jel, 1919'da Johns Hopkins Üniversitesi'nden kimya profesörü Walter A. Patrick tarafından patentlendi. Bundan önce, I. Dünya Savaşı'nda gaz maskesi kutularındaki buharların ve gazların emilmesi için kullanılmış. Silika Jel formu, nemi emebilen ve tutabilen milyonlarca küçük gözenek içerir. Ağırlığının yaklaşık yüzde 40'ını nem içinde tutabilir ve kapalı bir kaptaki bağıl nemi yüzde 40'a kadar azaltabilir. Silika jel, kumda doğal olarak bulunan bir bileşen olan silikon dioksitten yapılır. Önemli miktarda suyu emebilen küçük parçacıklara sahiptir . Silika jel ya küçük, berrak, yuvarlak boncuklar ya da küçük, berrak kayalar olarak görünecektir. Jel bir kurutucu görevi görür, yani nem ve küfün bir öğeye zarar verme olasılığını azaltmak için suyu havadan çeker. Silika jel paketleri genellikle aşağıdakilerde bulunabilir: -ilaç ve vitamin şişelerinde -ceket ceplerinde -İçeriği korumak için müze vitrinlerinde -yeni cep telefonu ve kamera kutularında -ayakkabı kutuları ve çantalarda SİLİKA JEL EVDE NE İÇİN KULLANILABİLİR? Chip.de ise silica jelleri atmak yerine evde kullanılabilecek bazı alanları şöyle sıralıyor: Aletlerin bakımı: Tornavida, çekiç gibi ev aletleri paslanabilir. Bunu önlemek için silika torbalarını alet kutusuna yerleştirebilirsiniz, paslanmaya karşı koruyacaktır. Ayakkabıları ve akıllı telefonları kurutma: Deri ayakkabılar ıslandığında, silika jel torbaları ayakkabıları kolayca kurutmanın en iyi yoludur. Her bir ayakkabıya birer adet kurutucu torba koyun ve ayakkabıların tekrar kurumasını bekleyin. Ayrıca ıslanan cep telefonlarını da bu şekilde kurutabilirsiniz. -Akıllı telefonu silika ile dolu bir kaba koyun. Kokuları giderin: Sık kullanılan seyahat veya spor çantaları bir süre sonra kokmaya başlar çünkü kullanılmış ve terli giysiler nemlerini ve kötü kokularını çantalara bırakır. Torbaya bir veya iki poşet silika jel koyun. Bu onları tekrar kurutur, kötü kokuları giderir ve mantar, bakterilerin daha fazla çoğalmasını engeller. Belgelerin korunması: Belgeler özellikle nem girişine karşı hassastır ve çabucak zarar görür. Önemli belgeleri nemden etkili bir şekilde korumak için, örneğin bir çekmeceye, korunacak belgenin hemen yanına bir silika jel torbası yerleştirmelisiniz. Bu, nemin nüfuz etmesini önleyecektir. Business Insider ise silika jel için 6 kullanım alanını aşağıdaki videoyla anlatmış 👇🏽
  10. Elazığ'da 3 yıl önce burun kanaması şikayetiyle hastaneye başvuran Ayşe Tuncel'e İmmünglobülin G4 (IgG4) hastalığı teşhisi konuldu. Türkiye'de 2'nci, dünyada 13'üncü vaka olarak kayıtlara geçen Tuncel, "Birinci ameliyatımı oldum, ikinci bir ameliyat olmak zorundayım. Ben artık geceleri rahat uyumak istiyorum" dedi. Elazığ'da 3 yıl önce burun kanaması ile hastaneye başvuran 17 yaşındaki Ayşe Tuncel, İmmünglobülin G4 (IgG4) hastalığı teşhisi ile Türkiye'de 2'nci, dünyada ise 13'üncü vaka olarak kayıtlara geçti. İlk ameliyatı sonrası ikinci bir ameliyat daha olması gereken Tuncel, "Ben artık geceleri rahat uyumak istiyorum. Uykuda nefesim kesilerek uyanıyorum" dedi. Elazığ'da ailesiyle yaşayan Ayşe Tuncel, 3 yıl önce burun kanaması şikayetiyle hastaneye başvurdu. Hastanedeki ilk muayenede Ayşe'nin burnunda toplu iğne ucu kadar bir delik olduğu tespit edildi. Ayşe'nin bu süre zarfında burnundaki delik 4.5 santimetre büyüklüğüne ulaştı. Elazığ ve Ankara'da yapılan detaylı tetkikler sonucunda genç kıza IgG4 teşhisi konuldu. Genç kız bu hastalıkta Türkiye'de 2'nci, dünyada 13'üncü vaka olarak kayıtlara geçerken, Türkiye'deki ilk vakanın hayatını kaybettiği öğrenildi. "NEFESİM KESİLEREK UYANIYORUM" İlk ameliyatını hayırseverlerin desteğiyle olan Tuncel'in sağlığına kavuşabilmesi için ikinci bir ameliyat olması gerekiyor. 3 yıldır gözüne rahat uyku girmediğini anlatan Ayşe Tuncel, "Ben artık geceleri rahat uyumak istiyorum. Uykuda nefesim kesilerek uyanıyorum" dedi. Yaşadığı zorlu süreci anlatan genç kız, “3 yıl önce doktora burun kanaması sorunu nedeniyle gittik. Burnumda delik olduğunu söylediler ve ardından burnumdaki delik gitgide büyümeye başladı. Birinci ameliyatımı oldum, yüzde 50 oranla tutmadı. İkinci bir ameliyat olmak zorundayım. Ben artık geceleri rahat uyumak istiyorum. Uykuda nefesim kesilerek uyanıyorum. Bir anda nefesim kesiliyor, uykudan ağzım dilim kuruyarak uyanıyorum. Bu yüzden de ameliyatımı olup kurtulmak istiyorum” diye konuştu. İMMÜNGLOBÜLİN G4 (IGG4) HASTALIĞI NEDİR, NASIL TEŞHİS EDİLİR? İmmünglobulin G4 (IgG4) ilişkili hastalıklar yeni tanımlanmış ve pankreas ve safra yolları dahil birçok organı tutabilen önemli bir hastalık grubudur. Geçmişte organa sınırlı farklı hastalıklar olduğu zannedilen bir grup hastalığı kapsamaktadır. Son yıllarda Japon araştırıcıların önderliğinde farklı organ tutulumlarını birleştiren "IgG4 ilişkili hastalık" şeklinde yeni bir adlandırma yapılmış ve her bir tutulum için isimlendirme ve tanı kriterleri belirlenmiştir. Bu hastalıkta teşhis koymak için saptanan şişlik ve kitlelerden biopsi yapılmaktadır. Hastaların yüzde yetmişinde kanda IgG4 oranı yüksektir. Hastalıkta erken tanı ve tedavi çok önemli olmakla birlikte tedavinin esas ilacı kortizondur.
  11. Limonun insan sağlığına her yönden fayda sağladığını biliyoruz. Ancak limon ile ilgili pek çok bilinmeyen bilgi hala mevcut. Bu bilgilerden biri de limonun ayak topuklarına sürüldüğünde, bize sağladığı faydalar. Bu yazımızda sizlere neden uyumadan önce topuklarınıza limon sürmeniz gerektiğini anlatacağız. Ayak altına limon sürmenin faydaları nelerdir? Topuk ve ayak bölgesindeki derinin emiş gücü oldukça yüksektir. Bu sayede buraya sürdüğümüz her madde, vücut tarafından kolay bir şekilde emilebilmektedir. Limonun içerisinde yüksek miktarda C vitamini bulunmaktadır. Bununla beraber bu C vitamininden faydalanabilmek için limonu ayaklarınızın altına sürebilirsiniz. C vitamininden faydalandığınız için de güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olacaksınız. Güçlü bir bağışıklık sistemi, kış aylarında yakalanabileceğiniz soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklardan korunmanızı sağlayacak. Bununla beraber de eğer bu türdeki bir hastalığa yakalandıysanız ve bağışıklığınızı güçlendirdiyseniz, grip gibi hastalıkları atlatma evreleriniz daha hızlı gelişecektir. C vitaminin bağışılık sisteminden sonraki en büyük yararı da cilt sağlığımıza. C vitamini sayesinde cildimizin elastikiyetini korumayı başarırız. Bu sayede de cildimizdeki oluşabilecek kırışıklıklar ve sarkmalar gibi yaşlanma belirtilerinin başlamasını daha ileriki yaşlara ertelemiş olacağız. Ayrıca C vitamini, ciltteki toksinlerin arınmasını sağlıyor. Bu sayede de cildinizdeki sebum seviyesi dengeleniyor. Eğer cildinizdeki sebum seviyesi normalse sivilce, akne ve siyah nokta gibi cilt rahatsızlıkların oluşma olasılığı da düşmüş oluyor. Sabah uyandığınızda, oldukça yorgun mu hissediyorsunuz. Eğer gece yatmadan önce ayak altına ve özellikle topuklarınıza limon sürerseniz, sabahları çok daha dinç ve enerjik bir şekilde uyandığınızı hissedeceksiniz. Çünkü limonun içeriğinde bulunan maddeler, vücudun uyarılmasına ve daha enerjik olmasına neden oluyor. Bununla beraber eğer dikkat dağınıklığı gibi sorunlar çekiyorsanız, geceleri yatmadan önce ayak tabanlarınıza ve topuklarınıza limon sürün. Bunu bir tedavi gibi düşünün ve belli bir süre uygulayın. Bir kaç hafta sonra ise dikkat dağınıklığı ve odaklanma gibi problemlerin çoğunun azaldığını farkedeceksiniz. Limonun bir diğer faydası ise toksik maddeleri temizlemesi. Çünkü limon içerisinde antioksidan maddeler bulunmaktadır. Bu sayede de ayak altına sürdüğünüz limon, gece boyunca vücuttaki toksik maddelerin atılmasını sağlayacaktır. Ayrıca limon, doğal antibiyotik olarak uzun yıllardır kullanılmaktaydı. Bu sebepten ötürü vücuttaki enfeksiyonları temizleyebilen limonu yatmadan önce ayaklarınızın altına sürerseniz, vücudunuzda bulunan enfeksiyonlardan çabucak kurtulacaksınız. Özellikle idrar yolu enfeksiyonu için limon, oldukça faydalı bir besin olarak karşımıza çıkıyor. Sindirim sistemi sorunlarını tek gecede halledebilirsiniz. Bunun için ayak tabanınıza ve topuklarınıza yatmadan önce limon sürmeniz yeterli olacaktır. Bu sayede de hazımsızlık gibi mide sorunlarınızın önüne geçeceksiniz. Ayrıca bağırsak hareketlerini hızlandıran limon, kabızlık gibi bağırsak sorunlarının da çözüme kavuşturacaktır. Aynı zamanda bağırsak hareketleri hızlandığı için vücudumuzun bazal metabolizması hızlanacaktır. Bu sayede de gün içinde ve gece boyunca yağ yakabileceğiz. Topuklara limon sürme işlemi nasıl uygulanıyor? Ayak tabanına ve topuklara limon sürme işlemi oldukça basittir. İlk önce bir adet limonu ortadan ikiye kesin. Daha sonra ise kaya tuzu veya deniz tuzunu limona dökün ve yaklaşık 5 dakika kadar bekletin. Ardından da topuklarınızdan başlayarak dairesel hareketler ile ayak tabanınızın her tarafına masaj yaparak sürün. 1 adet limonu 3 gün boyunca kullanabilirsiniz. Ancak kullandığınız ve kullanmaya devam edeceğiniz limonu, streç film veya alüminyum folyo ile kaplayarak saklamanızı öneriyoruz
  12. Başlıkta belirtilen özelliklerden biri, oyunlarınız için oyun hakkında anlaşılması kolay açıklamalar sağlayacak Gerçek Zamanlı Yorum. Bu yorumlar, Jeremy "Vicious" Lopez ve Aru'dan başlayarak önemli Dövüş Oyunu Topluluğu yorumcuları tarafından seslendirilecek ve 13 dilde altyazı desteklenecek. Ayrıca, World Tour ve Battle Hub adlı iki yeni modun yanı sıra önceki girişlerden modlar da içerecek. Ayrıca Capcom, özel hareketlerin daha kolay yürütülmesini sağlamak için Street Fighter 6 ile Modern Kontrol Tipini sunuyor: Yön girişi ile birlikte sadece bunun için düğmeye basarak özel saldırılar gerçekleştirmenize izin verecek.
  13. Final Fantasy XVI, 2023 yazında PlayStation 5'e çıkacak ve Square Enix oyunun ilk oynanış fragmanını yayınladı. Eikons adlı devasa canavarları ve onların içinde yaşayan Dominant insanları sergiliyor ve orta çağdan ilham alan bir dünyada kaotik, sinematik savaş sahneleri sunuyor.
  14. Dünyadaki zeki insanları düşündüğümüzde hepsinin bir ortak noktası vardır: tamamı doğuştan zekidir. İlgi alanlarına ve dünya görüşlerine göre inandıkları yolda uzmanlaşmayı tercih eden bu kişiler zekalarını da kullanarak inanılmaz noktalara gelebilir ve diğer kişiler arasından kolayca sıyrılabilirler. Astrologlar ise doğuştan zeki olan ilk dört burcu ve nedenlerini şöyle sıralıyor… Bir kişiyi tanımak adına burcunu öğrenmek bize bir çok ipucu verebilir. Konu zekaya geldiğinde de bu yöntemi kullanmak oldukça işe yarayabilir. İşte doğuştan en zeki olduğuna inanılan 4 burç... KOVA BURCU Konu burçlar olduğunda en zeki burçların başında kova gelmektedir. Kovanın yönetici gezegeni olan Uranüs, yeniliğin, yaratıcılığın ve geniş bir bilincin temsilcisidir. Gelenekselliğin ve yeniliğin arasında gidip gelen kovalar, diğer burçların üzerinde bir hayal gücüne sahiptir. Bu da onların yeni fikirler üretmesine ve dahiyane buluşlar yapmasına olanak sağlar. Zamanının çok ötesinde bir içgörüye sahip kovalar, her yeri bilgiyi anında özümser, işler ve anlar. BAŞAK BURCU Mükemmeliyetçilik başak burcu kişilerde vücut bulmaktadır. Gezegeni Merkür olan burç, iletişimi ve düşünmeyi temsil etmektedir. Özellikle akademik alanda oldukça başarılı oldukları söylenebilir. Zekalarını yeni bilgiler öğrenmek ve bu bilgilerin kaynağına inmek için kullanırlar. Kusursuzluğa olan düşkünlükleri zaman zaman dehalarına gölge düşürse de çevrelerindeki herşeyde potansiyel görme yetileri sayesinde başkalarının fark edemediklerini fark eder ve başarırlar. İKİZLER BURCU Zekalarını her an yeni bilgiler öğrenmeye adamış olan ikizler burcu, her konu hakkında her şeyi derinlemesine öğrenmek istediğinden sürekli bir araştırma içerisindedir. Farkındalığı çok yüksek olan ikizler aynı zamanda iletişim kurma konusundaki yetenekleriyle de zekalarını ortaya koyarlar. Her koşula kendini uyarlayabilen ve çok çabuk adapte olan ikizler burcu, sorgulayıcı ve akıl yürütmeye yatkın bir yapıya sahiptir. YAY BURCU Kendini yaşam boyu öğrenmeye adamış ve doğuştan idealist olan yay burçları, zekası ile diğer burçların arasından kolayca sıyrılabilmektedir. Her insanın kapasitesini anlamada ve tüm sorunları iyilikle çözmede yetkin kişilerdir. Katkısız ve saf gerçeğin peşinde olan yaylar, lider ruhları sayesinde kendi bilgilerini de çevredekilere öğretmek için yoğun çaba gösterirler. Deneyimin bilginin temeli olduğuna inanan yaylar, özgürlüğüne düşkün olmakla birlikte rasyonel düşünen ve araştırmayı seven kişilerdir.
  15. Yumurta içerdiği protein ve kalsiyum sayesinde oldukça faydalı bir besin. Ancak yapılan son araştırmalara göre yumurtanın kabuğunda yer alan kalsiyum miktarının da çok fazla olduğu söyleniyor. İşte haşlanmış yumurta suyunun inanılmaz faydaları... Yumurtayı kaynattığınız su içerisinde yumurtanın kendisinde bulunan kalsiyumdan daha fazla kalsiyum içerdiği söyleniyor. Bu nedenle kemik erimesi ve kemik ağrısı gibi rahatsızlıklara iyi geldiği biliniyor. Çiçekleri besliyor Yumurta suyunun içerisinde yer alan kalsiyum bitkiler içinde oldukça faydalı. Sade su yerine bitkilerinize döktüğünüz kaynamış yumurta suyu bitkilerinizi beslemeye yetecektir. Daha canlı ve parlak saçlar Kaynattığınız yumurta suyunu saçlarınıza dökün. Bol miktarda protein içeren yumurta suda kaynatıldığında protein çözülür ve saçlarınız oldukça canlı görünmesine yardımcı olur. Özellikle de kuru saçlar için faydalı bir ilaçtır diyebiliriz. Yumurta suyu ile daha parlak ve ışıltılı saçlara kavuşabilirsiniz. Kireci söküp atıyor Tencere ve çaydanlığınızdaki kireci yok edebilmek için kaynatılmış yumurta suyunu kullanabilirsiniz. Kabın içerisine yumurta kabuklarını alıp kaynatın. İçerisine de biraz sirke dökün. Kirecin ortadan kalktığını göreceksiniz.
  16. ABD’de, yerin metrelerce altındaki mağaralarda, milyonlarca kilogramlık peynirin saklandığını biliyor musunuz? İşte bu gizemli gibi görünen durumun altında yatanlar... ABD’de bulunan Springfield - Missouri'de yerin birkaç yüz metre altında, ABD hükümeti tarafından orada tutulan 635 milyon kilogramlık peynir hazinesi bulunuyor. The Farmlink Project'in bildirdiğine göre, "Hükümet Peynirinin" kökenleri, süt ürünleri kıtlığı ve ilişkili ürünlerindeki yüzde 30'luk enflasyon artışının yaşandığı 1970'lere kadar uzanıyor. O dönemde Başkan Jimmy Carter yönetimdeki hükümet, sorunu çözmenin tek yolunun Amerika'nın süt ürünleri endüstrisine finansal bir destek vermek olduğuna karar verdi. Federal fonlara 2 milyar dolarlık büyük bir nakit desteği belki de istenilenden daha fazla işe yaradı ve mandıra işçileri, herhangi bir fazlalığın hükümet tarafından satın alınacağını bilerek, ellerinden geldiğince çok üretim yaptılar. Depolama için daha uygun olmasından dolayı peynir özellikle ilgi çekiyordu ve 80'lerin başlarında, hükümetin elinde yaklaşık 227 milyon kilogram peynir birikmişti. Antropolog Bradley N. Jones, The Oxford Companion to Cheese'de yazdığına göre, 35 eyalette 150'den fazla depoda çok miktarda süt ürünü depolandı ve basının bir skandalın kokusunu alması uzun sürmedi. Ailelerin gıda kuponlarına güvendiği bir zamanda, bu depolarda çürümeye başlayan yenmemiş süt ürünü dağları oturuyordu. Daha sonrasında, Başkan Ronald Reagan'ın yürürlüğe koyduğu Özel Süt Ürünleri Dağıtım Programı kapsamında, kar amacı gütmeyen kuruluşlara 14 milyon kilogram peynir dağıtıldı. Bu ürünler çoğunlukla küflü olsa da, düşük gelirli insanlara iletildi. Bu çözüm, yalnızca peynirin insan tüketimine uygunluğu tartışmalı olduğu için değil, aynı zamanda süt endüstrisinin satışlarını bozmaya başladığı için ideal olmaktan uzaktı. Bunun yerine, mali baskı altındaki aileler dilimlenebilir, kolayca eriyen süt ürünlerinden peynirli makarna ve tost yapmak için yararlandıkça, sosyoekonomik statünün bir simgesi haline geldi. Hükümet nihayet 90'larda peynir işinden çıktı, ancak bu, devlete ait peynirlerin sonu olmadı. 2016 yılında, hükümetin 600 milyon kilogramın üzerinde fazla peynir toplaması ile istifleme yeniden başladı. Bu stoklar Missouri'de yerin yüzlerce metre altında, "peynir mağaraları" olarak bilinen dönüştürülmüş kireçtaşı madenlerinde tutuluyor. Bir süt ürünleri deposuyla karşılaşmak için garip bir yer gibi gözükse de, mağaralardaki serin ve sabit sıcaklıklar çoğu peyniri serin tuttuğu için oldukça makul bir depolama alanı oluyor. Ancak çürümeyi daha uzun süre önlüyor olsa da, mağaralar bakım gerektiriyor ve süt tüketiminin düştüğü ülkede ürünleri hareket ettirmek giderek zorlaşıyor.
  17. Kene ısırıkları veya yılan saldırıları derken şimdi de başımıza kör eden sinekler çıktı. Avrupa'nın en önemli ülkeleri arasında yer alan İspanya'da Endülüs, Aragon, Katalonya, Madrid, Murcia ve Valensiya kentlerinde sinek ısırığıyla ilgili çok sayıda şikayet kaydedildi. Aynı sineğin Afrika ülkelerinde bazı insanları kör etmesi ise korkuyu daha da artırdı. Kör eden sinekler 2020 yılında ülkemizde de görülmüştü. Dünya tam da koronavirüs salgınından kurtuldu derken yeni sıkıntılar baş göstermeye devam ediyor.Türkiye'de kene vakalarının artması, yılanların hareketlenmesiyle birlikte bu sefer de Avrupa'dan korkutan bir haber geldi. 6 BÜYÜK ŞEHİR İÇİN ALARM VERİLDİ Avrupa'nın önemli ülkeleri arasında yer alan İspanya'da özellikle tatil bölgelerinde "kör eden sinek" nedeniyle panik yaşanmaya başladı. Sinek ısırığıyla ilgili Endülüs, Aragon, Katalonya, Madrid, Murcia ve Valensiya'dan çok sayıda şikayet geldi. BAŞKA ÜLKELERDE KÖR OLANLAR OLDU Dişleriyle deriyi görmesiyle bilinen ve "Kör bırakan kara sinek" adıyla anılan sinekler, yarattığı etki nedeniyle geçici körlük yaratabiliyor. Afrika'da sinek tarafından ısırılan bazı insanların kör olduklarına dair raporların tutulduğu öne sürüldü. TATİLCİLERE UYARI YAPILDI Sinek ısırığı şikayetlerinin artmasının ardından İspanya'nın tatil bölgelerinde kalan insanlara uyarı yapıldı. Sineğin Avrupa'nın başka bölgelerinde var olup olmadığı henüz bilinmezken, İspanya'da da körlük vakasına rastlanmadığı aktarıldı. ÜLKEMİZDE DE GÖRÜLMÜŞTÜ Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile birlikte Doğu Akdeniz'de birçok hayvanın telef olmasına neden olan, 'üç gün hastalığı' olarak bilinen Bovine Ephemeral Fever'i (BEF) yayan 'culicoides' cinsi kan emici sineklerin, insanlarda da körlüğe ve deri altı hastalıklara neden olduğu ortaya çıkmıştı.
  18. Belki dikkat etmişsinizdir. Reklamlarda, mağazalarda, e-ticaret sitelerindeki fotoğraflarda genellikle duvar saati ya da kol saatleri hep aynı saati gösterir; 10:10. Peki neden? İşte olası sebepleri... New York Times'a göre asıl sebep oldukça basit: Estetik. İbrelerin 10:10'da olmasının görsel avantajları var. En başta ibreler birbiri üzerine binmez. Bu şekildeki bir konum ibrelerin saatin yüzünde güzel görünmesini sağlar. 10:10 pozisyonu simetriktir ve insan beyni simetri ve düzeni takdir etme eğilimindedir. Bir diğer olası neden ise saatteki önemli detayların genellikle 10:10'da görünür kalmasıdır. Firmanın logosu genellikle 12'nin altında ve bazen saat 3, 6 ve 9 konumlarının yanında bulunur. Eğer logo 12.00'nin altında ise 10:10 ile dikkat çekici ve estetik bir şekilde görünecektir. Bu şekilde saatteki tüm detaylar daha net görünür. Saat 10:10'da ibreler bir gülümseme gibi görünür ve mutlu bir ifade verir. Pazarlamada müşteriler bir ürünü olumlu bir duyguyla ilişkilendirebilirlerse satın alma olasılıkları daha yüksektir. Bu durumda, gösterilen V, müşteriye gülümsemesini hatırlatmak ve böylece onları satın almaya teşvik etmek içindir. Bu nedenle, ekrandaki saatler genellikle bu saate ayarlıdır.
  19. Rozetleri Admin Paneli'nde kendiniz kolayca degistirebiliyorsunuz
  20. Siz de kahve içmeden ayılamayanlardan mısınız? Eğer öyleyse kafein bağımlısı sayılabilirsiniz. Kahvenin içerisinde bulunan yüksek miktardaki kafein, güçlü yan etkileri olan bir maddedir. Kahvaltıdan önce içilen kahve ise gün içerisinde kaygılı hissetmenize ve daha birçok negatif yan etkiye neden olur. Uyanır uyanmaz kahve içiyorsanız bu yazıyı okuduktan sonra bu alışkanlığınızı tekrar gözden geçireceksiniz. İşte kahvaltıdan önce kahve içmenin vücudunuzda yaratabileceği 5 önemli yan etki… KAN ŞEKERİ SEVİYENİZİ YÜKSELTİR Sabahları kahvaltı yapmadan önce kahveye sarılıyorsanız kan şekeriniz bu durumdan ciddi şekilde etkilenebilir. Uyandığınızda vücudunuza bir şeyler yiyip içmeden kahve girdiğinde, bu durum kan şekeri seviyenizi hızlı bir şekilde yüzde 50 oranında artırabilir. Kan şekerinizi düzenlemek için kafeinsiz kahve tüketmeye başlamanıza da gerek yok. Sadece bir şeyler yedikten sonra kahvenizi içmeniz yeterli. Yapılan araştırmalar kahvaltı sonrası kahve içmenin kan şekerini fazla etkilemediğini gösteriyor. BACAK KRAMPLARINA NEDEN OLUR Hepimiz arada kötü bir gece geçiririz ancak sabah uykumuzun açılması için kahve içmek yapılabilecek en büyük hatadır. Uyanır uyanmaz içilen kahve kan şekerini yükselttiği için geceleri size bacak krampları yaşatarak uykusuz kalmanıza neden olabilir. CİLT KURULUĞU YAPAR Kahve tüketiminin metabolizmayı hızlandırdığı bilinen bir gerçek. Ancak sindirimi hızlandırması nedeniyle güçlü bir idarar söktürücü sayılıyor ve vücuttaki su tutumunun da azalmasına sebep oluyor. Bu nedenle yeterli su tüketmemeniz durumunda bedeniniz ihtiyacı olan suyu tutamayarak dışarı atıyor ve dehidrasyon yaşama olasılığınız artıyor. En az tükettiğiniz kahve miktarı kadar su içmek dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta. SÜREKLİ KAYGILI HİSSETMENİZE YOL AÇAR Günün erken saatlerinde salınan ve stresten sorumlu olan kortizol hormonu kahvenin içeriğinde bulunan kaferinle tepkimeye girer. Uyandığınız anda içeceğiniz bir fincan kahve vucüdunuzda salgılanan kortizol hormonunun salınımını artırarak gün boyu daha kaygılı hissetmenize sebep olmaktadır. MİDENİZE ZARAR VERİR Mideniz doğası gereği içeriğinde çeşitli asitler barındırır. Sabahları aç karna içtiğiniz kahve de yapısı gereği asidiktir. Düzenli olarak kahvaltıdan önce kahve içmeniz durumunda midedeki asit seviyesi artar ve mideye zarar vererek ülser gibi sorunlara yol açabilir
  21. Balın ne kadar faydalı bir besin olduğunu biliyoruz ama kestane balının faydaları saymakla bitmiyor. Kestane balı diğer çiçek ballarına göre daha koyu bir kıvama ve buruk bir tada sahiptir. Kendine has tadı sayesinde kolayca ayırt edilir. İşte doğru biçimde tüketildiğinde çoğu derde deva olan kestane balının faydaları… Kestane balı, arıların kestane ağaçlarının çiçeklerinden topladığı nektarlardan elde ettikleri bir monofloral bal türüdür. Kestane balı, kestane ağacı çiçeklerinden belli bir dönemde toplanarak elde edilmektedir. Kestane balı faydaları Kestane balı, astım hastalığında tedavi amaçlı kullanılır. Düzenli tüketildiğinde kuru öksürüğü rahatlatır. Yanık yaralarının tedavisinde kullanılır. Halsizliğin giderilmesine yardımcı olur, enerji verir. Solunum enfeksiyonları kış aylarında sıkça görülür. Aromasıyla ağız kokularını giderir. Kan pıhtılaşmasını önler ve damarları korur. Kolesterolü düşürür ve kalbin daha sağlıklı çalışmasına yardım eder. Damar sertliğine iyi gelir. Kas kramplarını giderir, kasların gevşemesine yardımcı olur. Gözlere iyi gelir. Katarakt gibi göz hastalıklarına karşı koruyucudur. Kestane balının hafızayı güçlendirme özelliği vardır. Romatizma ve siyatik ağrılarının tedavisinde etkilidir. Kestane balı alırken nelere dikkat edilmeli? Kestane balı alırken yalnızca patent, marka, ambalaj, etiket unsurlarına bakmak yeterli değildir. Balı aldığınız markayı da sorgulamalısınız. Paketin üzerinde parti numarası, dolum tarihi, son kullanma tarihi, firma adı, adresi gibi firma kimliğini açıkça belli eden bilgiler olmasına, kapakta garanti bandı bulunmasına dikkat edin. Faydalı olduğu kadar dikkatsiz tüketiminde sağlığa zararı olan bu balı dozunda ve eğer bir polen türüne alerjiniz varsa doktorunuza danışarak tüketmenizde fayda var. Yatarken kestane balı yenirse ne olur Halk arasında ilaç niyetine tüketilen kestane balı, düzenli ve ölçülü miktarda tüketildiği takdirde astım, bronşit, kabızlık ve grip gibi hastalıkların tedavi edilmesinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Kestane balı, gece yatmadan önce içildiğinde ise mide hastalıklarına da kısa sürede şifa olmaktadır. Kestane balı nasıl tüketilir? Tek bir kaşığı bile fayda sağladığından uzmanlar yoğun bir şekilde tüketilmemesi konusunda uyardı. Her sabah aç karna bir tatlı kaşığı tüketilmesi yeterli olur. Çok acımsı bir tat bıraktığından üzerine iki üç bardak su tüketilebilir. Bunun yanı sıra kestane balını da diğer bal türlerini tükettiğiniz gibi tüketebilirsiniz. Ancak en etkilisi sabah aç karınla olandır. Öksürük için kestane balı nasıl tüketilir? Bir bardak sıcak suyun içine bir yemek kaşığı kestane balı koyun iyice karıştırın. Tüketebileceğiniz sıcaklığa geldikten sonra tek bir seferde içiniz. Kestane balının zarar var mıdır? Polene alerjisi olan kişilerin tüketmeden önce uzmanlarına danışması gerekir. Ayrıca aşırı tüketildiğinde ishale yol açar. Bunun yanı sıra günde 2 kaşıktan fazla tüketildiğinde tansiyonu düşürebilir. Baş dönmesi ve halsizliğe yol açar. Kısacası her şeyde olduğu gibi kestane balını da ölçülü tüketmekte fayda var. Kestane balı neye iyi gelir? Kestane kokusu ve tadını alacağınız bu bal, doğal bir antiseptiktir. Bağışıklık sistemini güçlendirir, kısırlık ve idrar kesesi enfeksiyonları için önerilir, grip ve diş ağrısında etkilidir. Şifa kaynağı olan kestane balı faydaları İbrahim Saraçoğlu tarafından da önemle vurgulanır.
  22. Bonus, prim ve reklam ücretleri hariç, F1 pilotlarının maaşları 👇🏽 L. Hamilton - Mercedes - 35 milyon euro M. Verstappen - Red Bull - 22 milyon euro F. Alonso - Alpine - 17.5 milyon euro S. Vettel - Aston Martin - 13 milyon euro D. Ricciardo - McLaren - 11 milyon euro C. Leclerc - Ferrari - 10.5 milyon euro Carlos Sainz - Ferrari - 8.5 milyon euro
  23. "Twitter'ın olağanüstü bir potansiyeli var, kilidini açacağım" diyen Elon Musk, Twitter'a 43 milyar dolar teklif etti ve "Özel bir şirket olarak yönetilecek" diyerek son noktayı koydu. Twitter ise "Tekliflerini aldık" deyip susmakla yetindiler, en azından şimdilik...
  24. Sıra İsim 2022 başı mal varlıkları 1 Elon Musk 282 Milyar dolar 2 Jeff Bezos 191 3 Bernard Arnault 172 4 Bill Gates 135 5 Larry Page 126 6 Mark Zuckerberg 124 7 Sergey Brin 121 8 Warren Buffet 116 9 Steve Ballmer 114 10 Larry Ellison 109 11 Changpeng Zhao 96,9 12 Mukesh Ambani 96,8 13 Gautam Adani 85,6 14 Carlos Slim 72,3 15 Zhong Shanshan 71,6 16 Amancio Ortega 66,7 17 Jim Walton 64,4 18 Rob Walton 63,9 19 Charles Koch 61,3 20 Phil Knight 57,8
×
×
  • Create New...

Önemli bilgi

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için Gizlilik poliçesini inceleyebilirsiniz.