Feneroin

5. Gone Girl Gone Girl (Kayıp Kız) David Fincher tarafından yönetilen ve aynı adı taşıyan 2012 romanından uyarlanan, 2014 ABD yapımı gerilim filmidir. Film karısının aniden ortadan kaybolmasından sorumlu tutulan bir adamın hikayesini konu almaktadır. Gone Girl 6. Contratiempo Adrian Doria kariyerinde hızla yükselen evli bir iş adamı ve sevgilisi de fotoğrafçı Laura Vidal’dır. Bir gün bu iki sevgili gizlice bir otelde buluşurlar ve bir anda Adrian, sevilisi Laura’yı banyoda ölü olarak bulur. Poliste Adrian’ı cinayetle suçlar. Bunun üzerine ne yapacağını bilemeyen Adrian, kendisine güvenilir bir savunma yaratmak için tanık hazırlama ve adli bildirimlerde uzman deneyimli bir avukat olan Virginia Goodman ile tanışır. İşte her şey Goodman’ın Adrian’ın dairesine girmesiyle başlar…

3. A Beautiful Mind (Akıl Oyunları) Nobel Ekonomi Ödülü sahibi ve Abel Ödülü sahibi Amerikalı matematikçi John Nash’in hayatına anlatan 2001 yapımı bir Amerikan biyografik drama filmidir. Önemli başarılarından uzunca yıllar sonra Nobel Ödülü’ne layık görülen ünlü matematikçi John Nash’in gerçek hayat hikayesine anlatan ‘A Beautiful Mind’, iki önemli dalda kazandığı Oscar ödülüyle başarısını kanıtlamıştır. A Beautiful Mind 4. Shutter Island Zindan Adası, Dennis Lehane’nin “Shutter Island” adlı romanından beyaz perdeye uyarlanmış olan 2009 yapımı Amerikan filmidir. Massachussets sahili açıklarındaki bir adada suç işlemiş akıl hastalarının tedavi edildiği hastanedeki bir katilin esrarengiz şekilde kayboluşunu soruşturmakla görevlendirilen Teddy Daniels ve Chuck Aule adlı iki polisin baş döndüren hikayesi konu edinmektedir.

Aynı türde sıradan şeyleri izlemekten sıkılanlar ve kendilerini farklı maceralara sürüklemek isteyenler için 10 farklı film önerisi. Netflix’te izleyebileceğiniz gizem dolu 10 filmi sizler için derlendi. 1. Seven Seven, Hristiyanlık’ın 7 ölümcül günahını işleyenleri kendi vahşi yöntemleriyle öldüren bir seri katili ve onun peşindeki iki polis dedektifinin çabalarını konu almaktadır. Film 1995 yılı Hollywood yapımı bir gerilim filmidir. Seven 2. The Prestige Yönetmenliğini Christopher Nolan’ın yaptığı, Christopher Priest’in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanana film; birbirini alt etmeye çalışan iki sihirbazın hikayesini anlatmaktadır. The Prestige

Gelinlik, her genç kızın evleneceği döneme kadar hayalini kurduğu ve giymek için adeta sabırsızlandığı tek kıyafettir. Gelinlik deyince aklımıza şuanda da olan ak pak gelinlikler gelir. Fakat gelinliğin tarihi çok eskilere dayanır. Bundan dolayı çeşitli medeniyetlerde gelinliklerde renkler ve modeller çok fazla değişime uğramıştır. Geçmişten Günümüze Gelinliğin değişimini gelin birlikte inceleyelim. Genç kızların rüyası olan gelinliğin başlangıç tarihi neredeyse bin yıllar öncesine dayanmaktadır. Gelinliğin ilk amacı yüzünü örtmek olmuştur. Asurlularda nikahın geçerli olması için gelinin yüzünü örtmesi gerekirdi. Latincede düğün demek peçeyle yüz örtme anlamına gelirdi. Yunan ve Romalılar ise bu modaya yarı saydam peçelerle ortak oldular. Gelinliğin yani giyilen kıyafetin rengi de o dönemlerde kırmızıydı. Eski Mısır’da MÖ 4000 yılında kat kat beyaz keten bir elbise ve gösterişli bir taç kullanılırdı. Ortaçağ’da ise gelinlik rengi önemini kaybederek kumaşının kalitesi daha ön plana çıkmıştır. İngiltere ve Fransa’da bekareti temsil eden beyaz gelinlik akımı başlarken ruhban sınıfı bu duruma karşı çıktı. Fakat bu karşı çıkma bir işe yaramadı ve bütün dünyada beyaz gelinlik standart renk olarak kabul edildi. Türk gelinliği örneği Türk Gelinliği Türklerde ise genç kızların gösterişli kıyafet giyerek gezmeleri doğru karşılanmazdı. Bu yüzden hayatlarında düğün günleri ve gelinlikleri çok önemli bir yer tutmuştur. Çünkü en gösterişli ve süslü olan kıyafetlerini gelinlik ile giymeye başlarlardı. Türk kültüründe gelinlik ilk olarak beyaz renkle başlamamıştır. Anadolu gelinleri düğünlerinde bindallı şekliyle tarif edilebilecek kıyafetler giymişlerdir. Şalvarları, bellerinde kemerleri, duvağı ve duvağın üstünde gelin teliyle süslenirlerdi. Halk mor, pembe, turuncu renkli bindallılar tercih ederken, saray hanedanı ise kırmızı rengi tercih ederdi. Beyaz gelinlik modası ise beyaz saraydan çıkmıştır. İlk olarak 1854 yılında Kraliçe Viktorya giymiştir. Osmanlı’da ilk beyaz gelinliği II. Abdülhamit’in kızı Naime Sultan giymiştir. Böylelikle Osmanlı’da beyaz gelinlik yaygınlaşmaya başlamıştır. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde beyaz renk popüler hale gelmiştir. O gün bugündür beyaz renk gelinlerin ve gelinliklerin vazgeçilmez rengi olmuştur.

Evde ekmek yapmayı sevenler ya da farklı mutfak lezzetlerinden hoşlananlar bu tarif sizler için. Tam ölçüleriyle verdiğimiz bu tarifi denediğinizde evinizde en sık yapacağınız ekmeklerden olacak. Lezzetiyle sizi kendine aşık edecek İtalyan Ekmeği Ciabatta Tarifi… Malzemeler; 385 gram un 288 gram su 38 gram zeytinyağı 7 gram tuz 2 gram instant maya 2 gram toz şeker Hazırlanışı; Öncelikle derin bir saklama kabının içerisine su, maya ve şekeri alın ve malzemeler eriyene kadar karıştırın. Ardından ayrı bir kabın içerisinde un ve tuzu karıştırın. Daha sonra suyun içerisine zeytinyağını ve tuzlu un karışımını ekleyin. Tüm malzemeleri iyice karıştırdıktan sonra yoğurduğunuz kabın ağzını hava almayacak şekilde sıkıca kapatın. Hamurunuzu 45 dakika boyunca dinlendirin. Hamurunuz dinlendikten sonra üstünü açın ve kenarlarından katlamaya başlayın. Hamurunuzu katlarken elinize yapışmaması için her katlamada bol suya batırın. Daha sonra hamurun her kenarını yukarı çekiştirip kendi üstüne katlayın ve tekrardan üstünü sıkıca kapatıp 45 dakika dinlendirin. Daha sonra bu işlemi 2 kere daha aynı şekilde yapın. Yani toplamda 3 kez katlama işlemi yapmış olacaksınız. Tüm işlemler tamamlandıktan sonra hamurunuzu unlanmış tezgaha alın. Tezgaha aldığınız hamurun üstünüze unlayıp, dikdörtgen şeklini vermek için hafif esnetin. Ardından hamurunuzu boylamasına 3’e, enlemesine 2’ye bölün. Hamurları unladığınız mutfak havlusuna aralıklarla dizin ve üzerini bir başka mutfak havlusu ile örtün. Hamurunuzu bu şekilde de 45 dakika dinlendirin. Sonrasında fırın tepsinizi 220 derece önceden ısıtılmış altlı üstlü fansız moddaki fırında bekletin. Dinlenen hamurları ısınmış olan tepsiye sığacak kadar (genelde 3 adet) şekillerini bozmadan alın. Bu şekilde 220 derecede en fazla 15 dakika pişirin. Fırından çıkan sıcak ekmekleri nemlendirmemek için ızgara telinin üstünde 15-20 dakika dinlendirin. Afiyet Olsun…

Ceviz kabuklarını genelde çöp diye atıyoruz. Oysa ne büyük hata.. Ceviz kabukları sayesinde saç dökülmesini durdurabileceksiniz. İşte pek bilinmeyen güzellik mucizesi; Saç dökülmesi hepimizin ortak sorunu. Genetik olması dışında bir çok etken de saç dökülmesini tetikler. Stresten, mevsim geçişlerinden, saçın kimyasallara fazla maruz kalması ve yüksek ısı kullanımından, b12 ve demir eksikliği gibi nedenler de saç dökülmesine yol açar. Saç dökülmesi normal oranda olduğu sürece bir sıkıntı teşkil etmemektedir. Zayıf saçların dökülmesiyle saç kendini yeniler ve yerini güçlü saçlara bırakır. Eğer saçlarınız çok fazla ve kökünden dökülüyorsa altında başka bir hastalık olabilir bu yüzden bir uzmandan yardım almalısınız. Ceviz kabuğunun faydaları nelerdir? İyot eksikliğini giderir. Sindirim sistemini çalıştırır. Tansiyonu düzenler. Prostat kanserine karşı koruyucudur. Stres seviyesini düşürür. Göz çevresindeki halkalardan kurtulmayı sağlar. Yaşlanmayı geciktirir. Kanserden korur. Diş tartarının giderilmesine yardımcı olur. Zayıflamaya yardımcı olur. Ceviz kabuğunun saça faydaları nelerdir? Kepeği önler. Saç diplerini onarır. Saç beyazlamasını önler. Saç dökülmesini azaltır ve saç köklerini güçlendirir. Saçların daha parlak gözükmesini sağlar. Saçları nemlendirir. Saça doğal renk vericidir. Ceviz kabuğu saça nasıl uygulanır? 10-15 ceviz kabuğunu bir tencereye alın, ceviz kabuklarını biraz geçecek şekilde su ilave edin. Ocakta kaynamasını bekleyin. Kaynadıktan sonra ocağın altını kapatıp soğumaya bırakın. Islak saçınıza soğuyan ceviz kabuğu suyunu sürün veya bir şişeye koyup sıkın. Saç diplerine nüfuz ettiğine emin olun. Saçınızı bir sonraki duşa kadar durulamayın. Herhangi bir koku veya yağlılık yapmayacaktır. Kısa sürede saçınıza etkisini göreceksiniz.

Osmanlı arşivlerinde yer alan bilgiler aracılığı ile padişahların burçları ortaya çıktı. Fatih Sultan Mehmed'ten IV. Murad'a, Genç Osman'dan II. Abdülhamid'e Osmanlı padişahlarının bilinmeyen özellikleri ve burçları. Oldukça aşk dolu bir şekilde Hürrem'e bağlı olan Kanuni'nin burcu merak edilirken güçlü yapısıyla ve azmiyle dikkat çeken 4. Murat'ın burcu da sık sık aratılıyor. İşte padişahların burçları ve konu hakkında merak edilenler... Fatih Sultan Mehmet - Koç burcu: Doğumu 29 Mart 1432 Burcunun en önemli özeliği ağırkanlılara sabır göstermesi, cesur ve cüretkar olması. Koç, kendine has fikirler ve yaratıcı enejisiyle dikkat çeker. 1. Bayazıt (Yıldırım) - Yay Burcu: 3 Aralık 1447 yılında doğmuştur. Cesur ve atılgandı. Şiir yazardı Jüpiter'in etkisinde dine yönelik duyguları ağır bastı. Seyahatten, iletişimden hoşlanırdı. Çok güzel konuşurdu. Yay erkekleri gibi o da insanların dış görünüşlerinin ötesinden bakıp sadece gerçek değerleri arardı. 2.Selim - İkizler Burcu: 28 Mayıs 1524 yılında doğdu. Duygulu, zeki, espirili idi. İkizler erkeğinde zaman zaman iki kişilik görülür. İkizler'in ince ve duygulu özelliğini taşıyan Selim, bir taraftan seferlere çıkarken, bir taraftan da muhteşem Selimiye'yi yaptırmıştır. Biraz dağınıktır. Konuşmaktan ve öğrenmekten hoşlanırdı. Kanuni Sultan Sülayman - Boğa Burcu: 27 Nisan 1495 yılında doğdu. Venüs'ün etkisindeydi. Çok hırslı, çalışkan ve sabırlıydı. Boğa başarmak isteyen bir burçtur. İyi bir aşıktır. Hürrem Sultan'la yaşadığı aşkta bunun kanıtıdır. Kanuni, acele etmez, geniş düşünür, geri adım atmazdı. Kanuni denmesinin nedeni de adalete inancından gelmektedir. 4.Murat - Aslan Burcu: 27 Temmuz 1612 yılında doğdu. Güçlü biriydi. Burcunun liderlik özelliğinin yoğun olduğu zaman diliminde doğdu. Pohpohlanmayı seven, şık giyinen, eleştiriye kapalı ve titizdi. 1633'te tütün, 1634'te içki yasağı koydu. Hata kabul etmezdi. Mükemmeliyetçiydi. Sefayı çok severdi. 2. Osman (Genç Osman) - Akrep Burcu: 3 Kasım 1604 yılında doğdu. Annesi yetişmesinde çok titiz davrandı. Zekası, keskin bakışlarıyla tipik bir Akrep'ti. Merhametli, hayal dünyası genişti. 3. Ahmet - Oğlak Burcu: 31 Aralık 1673 yılında doğdu. Müzisyendi. İnce zevkliydi. İçki ve kumara hayli düşkündü. Dış görüntüsüne özen gösterirdi. Lale Devri sefasını da o sürdü. 1721 yılında ilk matbaanın açılmasına da o izin verdi. Fakat, patlayan Patrona Halil İsyanı ile 27 yıl oturduğu tahttan indirildi. 2.Mahmut - Yengeç Burcu: 20 Temmuz 1758 yılında doğdu. Duygusal, cesur ve sabırlıydı. Vaka-i Hayriye onun döneminde oldu. Unkapanı köprüsünü o yaptı. Mescid-i Aksa onun döneminde onarıldı. İstanbul'da birçok yeni okul açtırdı. Tüm Yengeç'ler gibi o da eski eserlere, eski değerlere çok sadıktı. 3. Mehmet - İkizler Burcu: 26 Mayıs 1566 yılında doğdu. İlime çok önem verdi. Tasavvufa meraklıydı. Merkür'ün etkisindeki padişah, Sadrazam Koca Sinan'ın başarısızlığını görüp, Haçova Meydan Savaşı'nı kazandı. Ancak sonradan yaşadığı üzüntülere yüreği dayanamadı. 1603 yılında vefat etti. 3. Mustafa - Kova Burcu: 28 Ocak 1717 yılında doğdu. Heybetli bir vücuda sahipti. Hazineyi altınla doldurdu. Yeni deneyimlere meraklıydı. Kara ve Deniz mühendishanelerini ilk o kurdu. 1. Abdülhamit - Balık Burcu: 20 Mart 1725 yılında doğdu. Ok-yay konusunda iddialı, iyi bir hattat ve duygusaldı. Gizemli bilimlere çok meraklıydı. Almanlara karşı kazandığı önemli zaferlere sevinemedi. Çünkü 25 bin sivil ve askerin öldüğünü duyunca felç geçirdi ve 64 yaşında öldü. 2. Abdülhamit - Başak Burcu: 21 Eylül 1843 yılında doğdu. Bir teorisyendi. Alman Prensi Bismark; onun için, "100 gram aklın 90'ı Abdülhamit'te, 5 gramı bende, 5 gramı da diğer siyasetçilerde " dedi. Ceza ve ticaret usulü kanununu çıkardı. Birçok sosyal kuruluşun temellerini attı.

Güneydoğu Anadolu bölgesinin en kalabalık şehirlerinden biri olan Şanlıurfa’nın tarihe tanıklık eden en güzel ilçelerinden biri olan Halfeti saklı cennet veya kayıp kent gibi isimlerle de anılır. Uluslararası Koordinasyon Komitesi toplantısında dünyada ki bir çok şehir arasından Sakin Şehir unvanını almıştır. Halfeti’de tarih gün yüzünde olduğu kadar Fırat Nehri’nin sularının altında da görülmektedir. Yüzyıllar boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan Halfeti 2000’li yıllarda sulara gömülmüştür. Şanlıurfa’nın turistik şehirlerinden Halfeti’yi gelin birlikte tanıyalım. Halfeti “Rumkale” Halfeti Tarihi Şanlıurfa’nın bir ilçesi olan Halfeti, yüzyıllar boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Hititler, Asurlar, Medler, Persler, Makedonlar, Selevkoslar ve Partlar’ın idaresinde kalmıştır. İdare eden Asurlular zamanında şehir Şitamrat olarak anılıyordu. Romalıların idaresine geçinde Urima adını verdiler. Araplar ise Kaletül Rum adını verdi. Şanlıurfa Hz Ömer döneminde feth edilmiş sonrasında Emevi, Abbasi, Selçuklu, Zengi ve Eyyübiler’in hakimiyeti altına girmiştir. O zamanlar Rumkale olarak anılan Halfeti zamanla Müslüman devletlerin topraklarının dışında kalmıştır. Sonrasında Ermenilerin hüküm sürdüğü Rumkale’yi İlhanlı hükümdarı Hülagu ele geçirdi. 1292 yılında bu sefer Memlükler tarafından ele geçirilen şehir tamir edilerek “Kal’at-ül Müslimin” ismi verilmiştir. Son olarak Yavuz Sultan Selim burayı fethetmiş ve Osmanlı topraklarına katmıştır. Adını ise hala kullanılan Urumgala ve Rumkale olarak değiştirmiş ve Halep idaresine bağlamıştır. 1954 yılında ise ilçe olmuş ve Halfeti adını almıştır. Halfeti Nasıl Sular Altında Kaldı? 2000 yılında Birecik barajının yapılmasıyla Halfeti’nin %80’i sulara gömülmüştür. Bir çok medeniyete ev sahipliği yapan Halfeti Fırat Nehrinin sularının altında kalmıştır. Halfeti’nin sulara gömülmesi orada ki turizmi canlandırmıştır. İnsanlar akın akın suyun altında kalan Halfeti’yi görmek için şehre akın etmişlerdir. Dünyada sadece Halfeti’de yetişen “Karagül” Halfeti’de Gezilecek Yerler Halfeti’nin girişinden kalkan tekne turlarıyla hem Fırat Nehri’nin havasını soluyup hem suyun altında kalan batık şehri hem de tarihi Savaşan köyünü daha yakından görme fırsatı bulursunuz. 13. yüzyılda yapılan Barşavma manastırı günümüzde ayakta kalan bir yapıdır. Kalenin içerisinde kalan Aziz Nerses kilisesi, Gürkuyu kilisesi, Selçuklu hanı olarak da bilinen Kantarma mezrası, Fırat Nehri’nin üzerinde bir yarımada olan Rum kale mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasındadır. Ayrıca dünyada sadece Halfeti’ye özgü olan ve o topraklarda yetişen siyah bir gül olan karagülü yerinde görebilir ve Halfeti’nin kanyonlarında oranın güzel manzarasının ve havasının tadını çıkarabilirsiniz. Halfeti’de gezilecek yerlerin dışında doğa yürüyüşleri ve su sporları oldukça ilgi görmektedir. Kano, yelken, dalış ve kürek gibi daha bir çok su sporu aktivitesi yapılmaktadır. Sular altında kalan Halfeti Halfeti Su Altı 2000 yılında sular altında kalan Halfeti, su dalışı yapanların gözde mekanlarından biri olmuştur. Batık şehrin suyun üstünde ağırladığı misafirleri kadar suyun altında da ağırladığı çok sayıda ziyaretçisi bulunmaktadır. Su altına yapılan dalışlarla sular altında kalan tarihi yerleri ve mekanları görmek mümkündür. Sular altında kalan Halfeti

Kavurma yaparken etin iyi pişmesini isteriz. Lokum gibi et pişirmek aslında sanıldığı kadar zor değildir. Sadece bazı püf noktaları bilmek gerekiyor. MADEN SUYU KULLANIN! Şaşırtıcı ama gerçek. Et kavurma yaparken maden suyu kullanmak gerekiyor. Et tencereye eklendikten sonra biraz zeytinyağı birazda tereyağı eklemek gerekiyor. Et iyice suyunu salmaya başlayınca 1 şişe maden suyunu ilave etmek gerekiyor. Tencereye eklenen maden suyu etin yumuşacık olmasını ve çok daha iyi pişmesini sağlıyor. Ayrıca etinizin pişmesine yakın 1 dilim limonun suyunu da etin üzerinde gezdirirseniz etinizin lezzeti 2 katına çıkıyor. Çok sayıda aşçı lokum gibi et kavurması yapmak için bu püf noktaları uyguluyorlar. KLASİK ET KAVURMA TARİFİ İSE AŞAĞIDAKİ GİBİDİR Kavurma için 2 kg kuşbaşı et * 250 gram iç yağ * Tuz KAVURMA YAPILIŞI - Kavurma yapmak için ilk olarak tencere hazırlanır ve ocağa koyulur. Tencere ısıtıldıktan sonra iç yağ koyulur ve iyice erimesi beklenir. İç yağ yoksa zeytinyağı veya tereyağı kullanabilirsiniz. - Tenceredeki yağ eridikten sonra dibine çöken et parçaları bir süzgeç ile süzülür veya bir kaşık yardımıyla alınır. - Ardından sıcak iç yağına küçük küçük doğranan etler eklenir ve karıştırılır. - Karıştırma işleminden sonra tencerenin kapağı kapatılarak kısık ateşte et iyice pişirmeye bırakılır. - Tencerede pişen etler arada karıştırılır ve ara ara da kontrol edilir. Bu aşamada dilerseniz 1 çay bardağı kadar sıcak su ekleyebilirsiniz. Etinizin kuru olmasını önlemiş olursunuz. - Et tamamen pişince tuz ve isteğe göre baharatlar ilave edilir. Etiniz artık servise hazırdır.

Netflix Profil Transferi Nedir ve Nasıl Kullanılır? Netflix’in yeni başlattığı Profil Transferi özelliğini sizler için araştırdık. Ayrı yerlerden aynı hesabı paylaşmayı engellemek amacıyla getirilen bu yeni özellikle Netflix; bir hesapta kayıtlı olan profilin, tüm kayıtlı verilerle başka bir Netflix hesabına aktarılmasını sağlıyor. Aynı zamanda bu özelliğin gelmesi, akrabaların veya arkadaş gruplarının birbirilerinin hesabından Netflix kullanan kişilerin kendi hesaplarını açıp profillerini taşımalarını sağlamaktadır. Netflix’in yeni “Profil Transferi” özelliği sayesinde kullanıcıların; kişiselleştirilmiş tavsiyelerini, izleme tarihçesini, listeleri, kaydettiği oyunları ve diğer ayarları yeni bir hesaba transfer etmeyi sağlamaktadır. Aynı zamanda bu özellik, hesabını arkadaşları veya akrabaları ile paylaşan kişilerin, yeni bir hesap açmaya karar verdiklerinde kişiselleştirilmiş özellikleri kaybetmemesini sağlayacaktır. Ayrıca, şifre değiştirip paylaştığınız kişileri artık Netflix hesabınızın dışında bırakırsanız, onların kendi başlarına Netflix deneyimine başladıklarında, sıfırdan başlamalarını engellemek için kullanılacak. Netflix Profil Transferi Nasıl Kullanılır? Bu özellik gelmeden önce Netflix, kullanıcılara içerikleri aynı anda 2 desteklenen cihazda izleme imkanı sunan Standart paket ve aynı anda 4 desteklenen cihazda izlemenizi sağlayan Özel paket ile kullanıcıların hesabı paylaşmasını sağlıyordu. Ancak Profil Transferi özelliği paket paylaşımı yapan kullanıcılar için tasarlandı. Bu yeni özellik kapatılmadığı taktirde hesabınıza erişimi olan herkes uygun bir profili yeni bir hesaba aktarabilmektedir. Ancak Profil transferlerine izin vermek, hesabınızdaki diğer cihazlarda oturumu kapatmaz veya kimsenin Netflix’inizi kullanmasını engellemez. Netflix’te Profil Transferi Özelliğini Nasıl Kapatılır? Hesabınızda oturum açın Ardından Hesap sayfanıza gidin Burada Ayarlar bölümüne gidin Profil transferi kapat seçeneğine tıklayın. Aynı yolları izleyerek tekrardan Profil Transferi özelliğini etkinleştirebilirsiniz.

6. Antalya Arkeoloji MüzesiAntalya sınırlarında yaşamış üç önemli Akdeniz antik uygarlığı Likya”, “Pamfilya” ve “Pisidya”ya adanan Antalya Müzesi, 1988’de “Avrupa Konseyi Yılın Müzesi” ödülünü almıştır. Müzede sergilenenler arasında doğa tarihi ve prehistorya koleksiyonu, tanrı ve imparator heykelleri, mezar kültlerine ait eserler, sikkeler, mozaik ve ikonalar bulunmaktadır. 7. Baksı Müzesi – Bayburt Bayburt’un Bayraktar köyünde kurulu olan Baksı Müzesi, çağdaş sanat ve geleneksel el sanatlarına ev sahipliği yapmaktadır. Müze, sergi salonları, depo müze, atölyeler, konferans salonu, kütüphane ve konukevi ile 40 dönümlük bir arazide yer almaktadır. Bayburt doğumlu sanatçı ve akademisyen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ın projesi olan müzede özgün bir kültürel etkileşim merkezi yaratmayı amaçlamışlardır. 8. Zeugma Mozaik Müzesi – GaziantepDünyanın ikinci büyük mozaik müzesi olan Zeugma Mozaik Müzesi, sanat tarihi açısından çok önemli ve gözde bir müzedir. Müzede sergilenen mozaiklerin üstün bir sanat zevkini yansıtması, Geç Antik Dönem kiliseleri ile Erken Süryani ve Hristiyan ikonografisine ait örnekleri barındırması müzeyi daha da çekici hale getirmektedir. 9. Hatay Arkeoloji MüzesiHatay Müzesi, antik döneme ait eserlerin sergilendiği bir sanat müzesidir. Hatay (Antakya) Arkeoloji Müzesi, 28 Aralık 2014 itibarıyla Dünya’nın en büyük mozaik sergileme alanına sahiptir. Müze alanı 3250 metrekareyi bulması nedeniyle, dünyanın en büyük mozaiklerinin sergilendiği müze unvanına sahiptir. Ayrıca müzede, Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Tunç Çağı, Hitit, Hellenistik, Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı döneminden pek çok önemli eser yer almaktadır. 10. Çorum MüzesiÇorum il merkezinde bulunan Çorum müzesi, 2003 yılında ziyarete açılmıştır. Müzede, Boğazköy, Alacahöyük, Ortaköy ve Eskiyapar gibi kazıları devam eden bölgelerde çıkan Hitit eserleri sergilenmektedir. Dört kat şeklinde düzenlenen Arkeolojik eser salonunun ilk katında, Kalkolitik Çağ eserleri ile başlayan kronolojik bir teşhir yapılmıştır. Aynı salonda Eski Tunç Çağına ait Alacahöyük kazı buluntuları da yer almaktadır. Diğer katlarda ise Hitit yazılı belgeler (Çivi Yazılı tabletler), Ortaköy-Şapinuva seramik eserleri, Roma dönemi cam eserleri, altın ve gümüş süs eşyaları, heykelcikler, kandiller ile Bizans dönemi eserlerine yer almaktadır. Aynı zamanda şehir sikkeleri ile Bizans ve İslami dönem sikkelerinden oluşan Çorum Müzesi Sikke koleksiyonu da bu müzede sergilenmektedir.

Tarih boyunca, dünyanın köklü medeniyetlerine ev sahipliği yapan topraklarımız, çok kültürlü yapısı sayesinde birbirinden değerli eserleri içinde bulundurmaktadır. Bu sebeple Türkiye’de Görülmesi Gereken 10 Müzeyi derledik. Anadolu’nun en önemli 10 müzesini sizler için seçtik. 1. Topkapı Sarayı Müzesi – İstanbul Topkapı Sarayı, 400 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim, eğitim ve sanat merkezi olarak kullanılmıştır. Saray tarihi dokusu ve koleksiyonlarının yanı sıra zamana meydan okuyan ağaçlarla kaplı bahçesi ve enfes manzarasıyla da büyük ilgi görmektedir. 1924 yılında müzeye dönüştürülen saray günümüzde Türkiye’nin en çok ziyaret edilen müzesi haline gelmiştir. 2. İstanbul Arkeoloji Müzesi Dünyanın en büyük müzeleri arasında yer alan İstanbul Arkeoloji Müzesinde, ir milyonu aşkın eser sergilenmektedir. 1891’de İmparatorluk Müzesi olarak açılan müzede Kuzey Afrika, Balkanlar, Mezopotamya, Anadolu ve Arap Yarımadası’ndan eserler sergilenmektedir. 3. Anadolu Medeniyetleri Müzesi – Ankara Ankara’nın Altındağ ilçesinde bulunan Anadolu Medeniyetleri Müzesi tarih ve arkeoloji müzesidir. Müzede Anadolu’da yaşamış olan uygarlıklardan geriye kalan arkeolojik eserler kronolojik olarak sergilenmektedir. Anadolu’nun en önemli müzeleri arasında yer alan bu müze 1997 yılında “Avrupa’da Yılın Müzesi” seçilmiştir. 4. Mevlana Müzesi – Konyaİlk olarak Selçuklu Sarayı’nın gül bahçesi olan ve sonrasında Mevlâna Dergâhı’na ev sahipliği yapan alan, bugün müze olarak binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Mutasavvıf Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin türbesinin de yer aldığı Mevlevi Dergâhı, 1926’da Konya Asar-ı Atika Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Mevlâna Müzesi’nde; Mevlâna ve Mevleviliğe ait eserler, el yazması kıymetli kitaplar, levhalar, kandiller ve musiki aletleri sergilenmektedir. 5. Tarihi Cezaevi – Sinop1560 yılından itibaren zindan olarak kullanılmaya başlanan cezaevi, Anadolu Selçukluları döneminde yaptırılmıştır. Daha sonra 1996’da tamamen boşaltılarak müzeye dönüştürülmüştür. Tarihi Cezaevi, bir dönem “Anadolu’nun Alkatrazı” olarak nam salmıştır. Refik Halit Karay, Sabahattin Ali gibi ünlü isimlerin de gün saydığı cezaevi pek çok bilinen şarkı ve şiire de konu olmuştur.

Güney Kore’nin K-draması kadar ünlü olan yemekleri de kendinden oldukça söz ettiriyor. İstanbul’da bir çok yerde gidip yiyebileceğiniz Güney Kore yemeklerini bir de evinizde denemeye ne dersiniz? Gelin hep birlikte acı soslu pirinç keki yani Tteokbokki nasıl yapılır öğrenelim… Malzemeler: 20 adet Pirinç keki (Garaetteok) 2.5 su bardağı balık suyu, sebze suyu veya su 1 su bardağı yeşil Lahana Büyük bir soğanın yarısı Büyük boy havucun yarısı 2 adet yeşil soğan Sosu için: 2-3 yemek kaşığı Kore salçası (Gochujang) 2 yemek kaşığı bal 1 yemek kaşığı esmer şeker 1 yemek kaşığı soya sosu (Ganjang) 2-3 diş sarımsak ezilmiş Üzeri İçin: Beyaz Susam Yeşil Soğan 1-2 Adet Katı Pişmiş Yumurta Not: Garaetteok, Gochujang ve Ganjang’ı çevrenizdeki çeşitli büyük marketlerden veya alışveriş sitelerinden bulabilirsiniz. Hazırlanışı: Tteokbokki için ilk işlem donmuş pirinç keklerini yarım saat kadar suda çözülmesi için bekletmek. Pirinç keklerinin çözülmesini beklerken sebzeleri doğrayın. Yeşil lahanayı şeritler halinde , soğanın yarısını yarım ay şeklinde, havucun yarısını verev ve son olarak yeşil soğanı küçük parçalar halinde kesin. Hemen arkasından sosu için olan malzemeleri bir kasede güzelce birleştirip karıştırın. Ardından bir tencerenin içerisine balık suyunu alıp kaynatın. Sonrasında içine hazırladığınız sosu atıp 5 dakika daha kaynatın. Kaynayan sosun içerisine yeşil soğan hariç diğer sebzeleri ekleyip ara ara karıştırarak 5 dakika daha kaynatın. Sonrasında yeşil soğanı da ilave edip 2 dakika da öylece kaynatın. Tteokbokkinin sosunun yoğunlaştığından emin olup ocağın altını kapatın. Servis tabağına aldıktan sonra isterseniz üzerine pişmiş yumurta ve süs amaçlı yeşil soğan ve susam ekleyebilirsiniz. Afiyet Olsun….

Aralık Pixel Özellik Düşüşü, Pixel 7 ve Pixel 7 Pro sahipleri için Google One tarafından sağlanan VPN ile ücretsiz olarak gelir. VPN, Google tarafından da dahil olmak üzere "ağ trafiğinizin kimliğinize bağlanamamasını sağlamaya yardımcı olmak için oluşturulmuştur". Bu hizmet, Platinum planlarındaki (2 TB ve üzeri) Google One üyeleri için zaten ücretsiz olarak sunuluyordu, ancak artık Google One abonelik durumlarından bağımsız olarak Pixel 7 ve Pixel 7 Pro sahiplerine de açık. Yine de VPN, Google One uygulaması üzerinden çalışmaya devam ediyor. Devam edecek olursak, Android Ayarlarında güvenlik ve gizlilik ayarları birleştirildi ve bu yeni bölümde, sizi güvenlik riskleri hakkında bilgilendiren ve işleri daha iyi hale getirmeniz için kolay adımlar sunan eylem kartları bulunuyor. Sıradaki özellik, Pixel 7 ve 7 Pro'daki Net arama, diğer arayanın sesini iyileştirir ve arka plan gürültüsünü azaltır, böylece gürültülü bir yerde olsalar bile onları net bir şekilde duyabilirsiniz. Piksel Kaydedici artık her bir konuşmacıyı tanımlayıp etiketler ve konuşmacı değiştiğinde satır sonları verir, böylece bir röportajı veya toplantıyı kaydettiğinizde her kişi ayrı ayrı etiketlenir. Her şey makine öğrenimi ile yapılır, kayıt sırasında canlı olarak yapılır ve herhangi bir yanlışlık olursa, bitirdikten sonra isterseniz hoparlörleri yeniden etiketleyebilirsiniz.

Android TV 13 artık resmi olarak çıktı ancak muhtemelen onu yakın gelecekte herhangi bir cihazda göremeyeceğiz. Çünkü Android TV güncellemeleri genellikle normal Android güncellemelerinden daha yavaş ve daha az kapsamlı bir programdadır. Google'ın kendi Chromecast cihazları bile bu yılın başlarında Android TV 12'ye güncellendi. Kullanıcı arayüzü neredeyse aynı kalmış. Gizlilik ve erişilebilirlik geliştirilmiş.

Dışarıda yemeye doyamadığınız köri soslu tavuk evinize geldi. Ev kolayca hazırlayabileceğiniz tam ölçüleriyle köri soslu tavuk tarifi. Malzemeler; 600 gram kuşbaşı tavuk göğsü 2 yemek kaşığı sıvı yağ Sosu için: 1 yemek kaşığı un 2 yemek kaşığı tereyağı 2 su bardağı soğuk süt 1/2 su bardağı sıcak su 1 tatlı kaşığı köri 1 çay kaşığı karabiber 1 çay kaşığı tuz Hazırlanışı; Öncelikle 2 yemek kaşığı sıvı yağı bir tavada kızdırın. Hemen ardından kuşbaşı doğranmış tavuk göğsünü tavaya aktarın. Tavuklar renk alıp, suyunu çekene kadar orta ateşte kavurun. Tavuklar kavrulurken bir yandan da sosu hazırlamaya başlayın. Sos için ayrı bir tavada 2 yemek kaşığı tereyağını eritin. Ardından 1 yemek kaşığı unu da üzerine ekleyin ve kokusu çıkıp, renk alana kadar karıştırarak kavurun. Daha sonra kavrulan una 2 su bardağı soğuk sütü ekleyin ve unun topaklanmaması için bir çırpıcı yardımıyla hızlıca karıştırın. Hemen ardından yarım su bardağı sıcak su, 1 tatlı kaşığı köri, 1 çay kaşığı tuz ve karabiberi tavaya ekleyin. Tüm malzemeleri ekledikten sonra sosu, kısık ateşte koyu bir kıvam alana kadar sürekli karıştırarak 4- 5 dakika pişirin. Daha sonra hazırladığınız sosu, kavrulan tavuklara ekleyin ve harmanladıktan sonra pişirme işlemini 5 dakika kadar sürdürün. Sosa bulanmış tavuklarınızı beş dakika daha kavurduktan sonra ocaktan alın ve sıcak olarak servis edin. Afiyet Olsun…

Mutfak, bir evin en önemli odalarından biridir. Dekorasyonu ise evin en zor tasarlanan ve daha çok performans gerektiren alanıdır. Mutfak tasarlanırken içerisinde bulunan dolapların, mobilyaların hatta tezgahın bile uyumlu olmasına dikkat edilir. Fakat mutfak dekorasyonunda dikkat edilmesi gereken noktalardan biriside kullanılan malzemelerin kullanışlı olmasıdır. Dolapların ve mutfakta bulunan diğer mobilyaların yanı sıra mutfak tezgahı da seçilirken önem gösterilmesi gereken bir konudur. Peki mutfak tezgahı nasıl seçilir? Bununla birlikte mutfak tezgahı seçilirken dikkat edilecek noktalar nelerdir? Mutfak Tezgah Çeşitleri Nelerdir? Kuvars Tezgah Çimstone olarak da bilinen kuvars tezgahlar doğal bir malzemeden üretilirler. Renk kazanmaları ve desen açısından ise içerisine granit, cam ve metal parçaları eklenebilmektedir. Kuvars tezgahlar hem işlendikleri hem de doğal taş oldukları için ekonomik değillerdir. Fakat tezgah için kullanılabilecek sağlam, dayanıklı ve hijyen için ekstra bakıma ihtiyaç duymayan bir yapıya sahiptirler. Kuvars Tezgah Ahşap Tezgah Ahşap tezgahlar kullanıldığı her alana sıcak ve samimi bir görünüm katarlar. Neredeyse her dekorasyona uyum sağlayabilen nadir tezgah türlerinden biridir. Fakat ahşap tezgah kullanımı kolay olan bir tezgah çeşidi değildir. Sürekli bakım yapmanız gerekebilir. Çünkü ahşap tezgahlar ısıya ve neme karşı oldukça hassastır. Dikkatli kullanım gerektirir. Ahşap Tezgah Mermer Tezgah Mermer tezgahlar görünüm açısından zarif ve oldukça güzeldir. Mat ve parlak şekilde tercih edilerek kullanılabilir. Günümüzde çok fazla tercih edilen bir çeşit değildir. Fakat ısıya dayanıklı ve uzun ömürlü bir tezgah türüdür. Sürekli bakım ister, cila yaptırılması gerekir. Mermer Tezgah Laminant Tezgah Neredeyse her renk ve dokuda üretilebilen laminant tezgahlar, sıkıştırılmış tuğla ve cila tabakasından oluşurlar. Ekonomik olmasından dolayı çok tercih edilen bir üründür. Pürüzsüz bir tezgah görünümündedir. Laminant tezgahlar dikkatli kullanılması gereken tezgahlardan biridir. Isı ve çizilmelere karşı fazla dayanıklı değillerdir. Laminant Tezgah Çelik Tezgah Genellikle endüstriyel mutfaklarda kullanılan bir üründür. Fakat evde metal türü eşyaları sevenlerin birlikte dekore edebileceği bir tezgah türüdür. Isıya dayanıklı, leke tutmayan ve temizlenmesi kolay bir üründür. Yüzeyi çizilmeye elverişlidir. Çelik tezgah pahalı bir tezgah türüdür. Çelik Tezgah Granit Tezgah Granit tezgahlar doğal taş görünümünde olup en çok tavsiye edilen tezgah türlerindendir. Lekelere ve ısıya karşı oldukça dayanıklıdır. Şık ve parlak bir görünümü vardır. Kuvars türü tezgahlardan maliyetinin daha düşük olması sebebiyle tercih edilirler. Granit Tezgah Mutfak Tezgahı Seçimi Tavsiyesi Mutfak tezgahı seçmek oldukça zor bir konudur. Her an değiştirilebilecek bir eşya olmadığından dolayı üzerinde düşünülmesi gerekir. Tavsiyemiz mutfak tezgahı için bütçenizi belirledikten sonra yukarıda verdiğimiz tezgah türlerini inceleyip dayanıklı, kullanışlı, kolay temizlenebilen ve maliyet açısından size en uygununu seçmeniz olacaktır.

Hamilelikte Mide Bulantısı Ne Zaman Başlar? Gebeliğin ilk birkaç ayında meydana gelen ve genellikle sabahları daha yoğun hissedilen mide bulantıları ne zaman başlar? Hamilelikte mide bulantısına neyin sebep olduğu henüz bilinmese de yaygın olarak görülen bir gebelik şikayetidir. Peki gebelik döneminde meydana gelen mide bulantıları ne zaman başlar ve ne kadar sürer? İşte Op. Dr. Ayşe Duman’dan cevap… Hamilelikte Mide Bulantısı Hamilelikte bulantı maalesef ki pek çok kadının yaşadığı en büyük ve en sık karşılaşılan şikayetlerden biridir. Özellikle ilk üç ayda yaşanan bulantılar, kusmalar bazen o kadar şiddetli bir hal alır ki anne adayı, hiç yiyip içemez, yataktan kalkamaz hale gelir. Ancak sürekli yatmak da bulantının bir çözümü değildir. Kişiden kişiye göre değişse de çoğu gebelikte meydana gelen bulantı tam olarak ne zaman başlar? Gelin hep birlikte öğrenelim. Op. Dr. Ayşe Duman Anlatıyor: İlk olarak henüz hamileliğinizde bulantılarınız başlamadıysa bu soruları kendinize dahi sormamaya özen gösterin. Acaba ne zaman başlar diye bir arayışa girdiğinizde, çok kısa sürede bulantılarınız başlayacaktır. Herkeste de bulantı olacak diye bir kural yoktur. Aslında midenizin gıdalarla olan ilişkisini anlamaya başladığınızda, her gıda sizde mide bulantısı oluşturmuyordur. Biraz daha ne yediğimde ne oluyor, hangi duyguda ne oluyor, hangi hareketler, hangi yeme şekli hatta kiminle konuştuğumda hangi konuları konuştuğumda daha fazla bulantım oluyor? diye biraz daha derinden gözlemlemeler yaparsanız, inanın bu bulantıları çok daha rahat bir şekilde herhangi bir destek almadan geçirme şansınız olacaktır. Son olarak söyleyecek olursak; Google’a ya da komşulara şu soruyu sormayın; Bulantılar ne zaman başlar? Çünkü bu şekilde beklentiye giriyorsunuz. Beklentide olduğunuz zaman çok kısa zamanda sizde bulantılar başlayacaktır. Ancak yine de mide bulantılarının ne zaman başlayacağını merak ediyorsanız, size söyleyelim; bulantıların ne zaman başlayacağı bilinememektedir. Çok nadir anne adaylarında daha döllenmeyle birlikte bulantı hissettiğini söyleyenler var. Fakat bu durum çok nadir görülmektedir. Genellikle biz doktorlar, keseyi görmeye başladığımızda yani 5-6 haftalık gebelikten itibaren bulantıların başladığını gözlemliyoruz. Ama lütfen bunu duyduğunuz için kendinize bu haftalarda benim bulantım başlayacak demeyin. Bu tarz düşüncelerle zihninize yanlış mesajlar yanlış düşünceler göndermeyin. Çünkü zihnin beklentileri bedende bir takım kimyasal reaksiyonlara, kimyasal reaksiyonlarda bir takım semptomlara yol açar. Zihniniz bulantıyı bekliyorsa bedende bunun kimyası oluşur ve sizde bulantıyı yaşamaya başlarsınız. Ve yine pek çok kadında görülen şu ki; kendisini ifade edemeyen, doğumla, kadınlıkla ilgili gebelikle ilgili korkuları olan ve sorumluluk almaktan korkan, kaygıları olan yani çözülmemiş içsel çatışmaları olan kadınlarda bulantı ve kusmaları çok daha fazla görmekteyiz. İşte böyle bir stres durumu veya kimyasal reaksiyonları bozan içsel çatışmalar varsa bunlar bedende bir takım semptomlara yol açar. O halde bulantılarla ilgili tıbbi tedavi almanın yanında duygu durumlarınızla ilgilenmeniz ve bulantılara yol açabilecek duyguları anlamanız gerekmektedir. Hamilelikte bulantıların diğer olası sebepleri ise şunlardır Östrojen seviyeleri hamilelik sırasında 100 kat daha yüksektir ve bu durumun bulantıda etkili olduğu düşünülmektedir. Hamilelikte oluşan yüksek progesteron seviyeleri, erken doğumu önlemek için rahim kaslarını gevşetir. Böylece mide ve bağırsak kasları da gevşer, meydana gelen aşırı mide asitleri bulantıya neden olabilir. İnsan koryonik gonadotropin hormonu (hCG), gebe kaldıktan kısa bir süre sonra gelişen embriyo ve daha ise sonra plasenta tarafından üretilir. Uzmanlar, hCG ile bulantılar arasında bir bağlantı olabileceğini ileri sürmektedir. hCG seviyeleri yaklaşık 10 haftalık gebelikte zirve yapar. Bu süreç çoğu kadında bulantı ve kusmanın en şiddetli olduğu zamandır. Hamilelik sırasında artan koku hassasiyeti, mide bulantısının tetikleyicilerindendir. Kan basıncı değişiklikleri ve vücudun hamilelik sırasında karbonhidratları metabolize etme şekli bulantılara yol açabilir.

Sonbahar mevsiminin gelmesiyle kışlık hazırlıklar da hızlı bir şekilde başladı. Menemenler, kahvaltılık soslar, biberler, sebzeler ve daha bir çok hazırlık yapılıp çoktan dolaplara atılmaya başlandı bile. Kışlık hazırlık deyince akla gelen turşu ise tabi ki her sene olduğu gibi yine baş köşede yerini aldı. Hem lezzetiyle hem de sağlık deposu oluşuyla bu senede turşuları evimizde kuruyoruz. Her sene aynı turşuyu yapanlara ise farklı bir öneriyle geldik. Bugün gelin hep birlikte kaşık turşusunu deneyelim… Kaşık Turşusu Tarifi Malzemeler : 15 adet kornişon salatalık 2 adet havuç 2 adet küçük kelek 2 adet orta boy acur 4 tane sivri biber 1 tane kırmızı biber 4 diş sarımsak (Bu malzemeleri arzunuza göre azaltıp arttırabilirsiniz. Sizin isteğinize kalmış. Yukarıda ki ölçüler hemen hemen bir litrelik kavanoz içindir. ) Turşu Suyu Ölçüleri : 1 yemek kaşığı kaya tuzu (turşuluk tuz) 1 tatlı kaşığı şeker 1 çay bardağı sirke Sıcak su (Bu turşu suyu ölçüsü sadece 1 litrelik kavanoz içindir.) Hazırlanışı: Turşu malzemelerini güzelce yıkayıp küp küp doğrayın. Hepsini bir güzel harmanlayıp kaç tane kavanoz çıkıyorsa turşuları kavanozların içerisine yerleştirin. Ardından sırasıyla tuzunu, şeker ve sirkesini ekleyip son olarak kaynar suyu üzerlerine gelecek kadar doldurup ağzını sıkıca kapatın. Ters çevirin. Serin ve karanlık bir yerde 2 hafta içerisinde turşunuz hazır olacaktır. Afiyet Olsun…

Momo ve Mavi Balina gibi türevlerinden sonra Huggy Wuggy oyunu da ailelerin korkulu rüyası haline geldi. 2022 yılına adeta damga vuran ve çocukların psikolojisini olumsuz yönde etkileyen Huggy Wuggy nedir? Tehlikeli midir? Huggy Wuggy Nedir? Huggy adında bir karakterin bulunduğu dijital bir korku oyunudur. 2021 yılında Amerikalı Mobes Games tarafından geliştirilmiştir. Oyuncu oyuna başlarken terkedilmiş bir fabrikaya gider ve orada ki çalışan personelin hepsinin 10 yıl önce birden ortadan kaybolduğunu fark eder. Fabrikanın içini araştırırken bir çok delil bulur. Ardından Huggy adında ki mavi renkli karakterin orda çalışan bir işçi olduğunu ve onun da düşman tarafında olduğunu tespit eder. Bu Huggy karakteri ilerleyen seviyelerde büyüyerek canavar halini alır ve oyuncuyu öldürmeye çalışır. Oyuncu ise hayatta kalmaya çalışarak ve önüne çıkan bulmacaları çözerek oyunu devam ettirir. Huggy Wuggy Tehlikeli Midir? 2022 yılında çıkan bu oyuna bir çok ülke tarafından yasak getirildi. Çünkü oyun 12 yaş üstü çocuklara göre yapılmış bir oyundu. Fakat daha küçük yaştaki çocuklar bu oyunu oynamaya başlayınca psikolojik olarak zarar gördüler. 12 yaş çocuklarının bile bu oyunun içeriğine bakıldığında küçük oldukları anlaşılabiliyor. Daha küçük yaşta ki çocukların bu oyunu oynadıktan sonra anneleri tarafından değişik tavırlar sergiledikleri açıklanmıştır. Okul öncesi ve ilk okul çocuklarının peluş oyuncağıyla da oynadığı bu Huggy Wuggy oyunu küçük çocukların ulaşabildiği bazı platformlardaki fenomenler tarafından da ilgi görünce tehlikesi daha da artmış oldu. Bundan etkilenen çocukların okullarda bile arkadaşlarına karşı gösterdiği tavırlarda değişiklik olduğu gözlemleniyor. Bu oyunu oynayan çocuklarda ise bazı psikolojik sorunların yanında alt ıslatma, gece uyuyamama ve yalnız kalamama gibi sorunlarda baş gösteriyor.

Şizofreni, kadınlardan ziyade erkeklerde görülen ve toplumda %1 oranında olan psikiyatrik bir hastalık türüdür. En sık görülen 16-40 yaş aralığıdır. Yaşamın her alanını etkileyen bu hastalık tedavi edilebilir bir hastalıktır. Hasta hayatına sanki bu hastalık hiç olmamış gibi devam edebilir. Şizofreni Nedir? Zihinsel bir rahatsızlık olan şizofreni; hastanın yaşanan olayları algılayış şeklini etkileyen, hareketlerini kısıtlayan, aile ve çevresiyle olan ilişkilerini bozabilen psikiyatrik bir hastalıktır. Şizofreni hastası bir insan halüsülasyonlar görebilir, sanrılara inanabilir ve hatta gerçeklik ile hayali birbirinden ayıramaz duruma gelebilir. Şizofreni sinsi ilerleyen bir hastalık şeklidir. Eğer erken teşhis edilebilirse oluşacak tehlikeler kontrol altına alınabilir. Hastanın yaşam kalitesi böylelikle arttırılabilir. Şizofreni tedavisi yaşam boyu sürdürülmesi gereken bir tedavidir. Şizofreni, bir çok dizi ve filme konu olmuş bir hastalık türüdür. Fakat dizi ve filmlerde anlatılan şizofrenik insanlar tehlikeli, saldırgan ve çok kişilikli gibi gösterilir. Bu hiç de öyle değildir. Çünkü aksine şizofreni hastalığı olan insanların genelinde saldırganlık ve şiddet söz konusu bile değildir. Şizofreni Neden Olur? Şizofreni; genetik faktörler, annenin gebelik esnasında geçirdiği bazı enfeksiyon hastalıkları ve çevresel faktörler gibi durumlardan kaynaklanabilir. Beyindeki kimyasallarla ilgili sorunlardan dolayı şizofreniye yatkınlık görülebilir. Şizofreni Belirtileri Nelerdir? Şizofreni belirtileri her hastada farklılık gösterebilir. Fakat içine kapanma durumu, sosyal çevre ve aileden uzaklaşma ve fazla konuşmama gibi belirtiler görülebilir. hastalığın çoğaldığı esnada ise yukarıda saydığımız gibi halüsülasyonlar ve sanrılar görülebilmektedir. Düzensiz düşünmek, sorulan bir soru karşısında cevap verememek yada konuyla alakasız şeyler anlatmak belirtilerindendir. Bunun yanında abartılı hareketler ve çocuksu tavırlar sergileyebilirler. Bunların haricinde surat ifadesinde oluşan mimiksiz tavırlar, sebepsiz yerde oluşan duygusallık, göz teması kurmaktan kaçınmak ve kişisel hijyenine önem vermemek şizofreni belitilerinden sayılabilir. Şizofreni Nasıl Tedavi Edilir? Şizofreni tedavisi psikiyatristler yardımıyla ilaçlarla tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Tedavi sürecinde hastaya ve aileye psikolojik destek verilmesi oldukça önemlidir. Şizofreni tedavisinde en önemli nokta ise hastanın yaşam boyu bu tedaviyi almasıdır. Almadığı takdirde tekrardan aynı sorunlar yaşanabilmektedir.

Canınız atıştırmalık bir şeyler çektiğinde en hızlı ve en sağlıklı bir şekilde hazırlayabileceğiniz fit cookie tarifi. İçerisinde un yok şeker yok! Hazırsanız sizi en tatlı ama sıfır şekerli bir kurabiye ile tanıştıralım. Sadece 5 malzeme ile 15 dakika içinde hazırlayabileceğiniz en kolay kurabiye tarifi. Aynı zamanda mükemmel derecede tatlı, doyurucu, besleyici ve iyi bir protein ve lif kaynağı, Fit Cookie Tarifi. İçerisinde rafine şeker bulundurmayan ve tam bir lif kaynağı olan fit cookie; hem diyet yapanların hem de beslenme hayatından şekeri çıkartanlar için vaz geçilmez bir tarif olacaktır. Canınız tatlı çektiğinde çok kısa bir süre içerisinde hazırlayabileceğiniz bu kurabiye tarifi hemen hemen her evde bulunan en kolay beş malzeme ile yapılmaktadır. Ve işte yemelere doyamayacağınız ve herkese tarifini vereceğini en lezzetli fit cookie tarifi. Fit Cookie Tarifi Fit Kurabiye Malzemeler; 1 orta boy muz 1 su bardağı yulaf 1 tepeleme yemek kaşığı damla çikolata 1 yemek kaşığı kakao 3-4 yemek kaşığı süt Hazırlanışı; Öncelikle derin bir kapta muzu çatal yardımıyla güzelce eziyoruz. Ardından diğer tüm malzemeleri verilen ölçülerde kabın içerisine alıyoruz. Tüm malzemeleri iyice karıştırıyoruz. Malzemeler iyicene karıştıktan sonra fırınımızı 160 derecede ısınması için ayarlıyoruz. Hemen ardından bir kaşık yardımıyla cookie hamurunu 7 adet olacak şekilde fırın tepsisine diziyoruz. Önceden ısıttığımız fırında 15-20 dakika pişiriyoruz. Afiyet Olsun…

Popüler kültürün bize dayattıklarından biri de şüphesiz batı kavramını gözümüzde büyütme zorunluluğudur. Halbuki batı pekte bildiğimiz gibi değil. Batı, akıl hastalarını katlederken ecdadımız sesle tedavi ediyordu. Nasıl mı? Anlatalım. 1228 tarihinde Selçuklulara bağlı Mengücüklüler döneminde Mengücük şahı Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah ve eşi Melike Turan hanım tarafından yaptırılan cami, Türkiye’de 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası’na dahil edilen anıtsal bir eserdir. Ortaçağın karanlık Avrupa’sında akıl hastaları yakılarak öldürülürken, 8 asır önce inşa edilen Divriği Ulucami ve Darüşşifası‘nda akıl hastaları sesle tedavi edilirdi. Hastalar teveccüh odalarında yatarlarken Kuran’ı Kerim’deki şifa ayetleri ve su sesleri ile tedavi görüyorlardı. Eserin baş mimari Muğis oğlu Ahlatlı Hürrem Şah tarafından inşa edilen cami, mimari özelliği kadar iç kısmındaki ses akustiği ile de dikkat çekiyor. Caminin belli bölümlerinde çıkartılan ses, hiçbir teknolojik cihaza gerek kalmadan caminin dört bir tarafına yayılıyor.

Mor soğan turşusu bir günde yapılıp tüketilebilecek oldukça kolay yapılışa sahip bir turşu türü. Hamburgerin, et yemeklerinin yanına ve hatta salatanın bile içine koyulabilen lezzetli bir turşu tarifi. Gelin bu kolay mor soğan turşusunu hep birlikte öğrenelim… Mor Soğan Turşusu Tarifi Malzemeler: 3adet orta boy mor soğan 1su bardağı üzüm sirkesi 1su bardağı su 1yemek kaşığı tuz 1tatlı kaşığı toz şeker 1tatlı kaşığı kişniş tohumu 1çay kaşığı tane karabiber 1adet defne yaprağı Hazırlanışı: Soğanların kabuklarını soyup yarım ay şeklinde doğrayın. Bir kabın içine aktarın ve tuz ilave edip soğanları bir süre ovun. Cam bir kavanozun içerisine soğanları alın. Kişniş tohumu, tane karabiber ve defne yaprağını üzerine ekleyin. Adından üzerine su ile şekeri karıştırıp dökün. Son olarak da sirkeyi ilave edin. Kavanozun kapağını sıkıca kapatıp buzdolabında bir gün boyunca bekletin. Afiyet Olsun…

Son dönemlerin gözde kozmetik ürünlerinden olan kaş waxı kadınların vazgeçilmezi haline geldi. Kaş sabitleyici olarak da bilinen kaş waxı kaşların uzun süre sabit kalmasını sağlayan kurtarıcı bir ürün. Ayrıca kaş waxı bu yıl içinde en çok tercih edilip kullanılan ürünlerin başında geliyor. Gelin birlikte kaş waxı nedir? Nasıl kullanılır? detaylı bir şekilde öğrenelim… Kaş Waxı Nedir? Kaşlar, yıllar boyunca çeşitli şekillere uğramış gerek ince gerek kalın gerekse tamamen kazıyıp dövme olarak karşımıza çıkmıştır. Her dönemde farklılık gösteren bu kaş stilleri son dönemlerde doğal görünümlere yerini bıraktı. Kaş Waxı, kaşları sabitlemeye ve doldurmaya yarayan mucizevi bir kozmetik ürünü. Jel kıvamında olan bu ürün seyrek kaşa sahip olanların kaş makyajındaki en iyi dostu. Kaşları seyrek olmayanların da, kaşlarının doğal görünümüyle öne çıkmak isteyenlerinde tek tercihi. Kaş Waxı Nasıl Kullanılır? Kaş waxı kozmetik ürünlerinin arasında kullanımı oldukça kolay olan bir ürün. Kaşları sabitleyip kaşların düşmesini engelleyen bu ürünü kullanım şekli şöyle; İlk olarak kaşlarınızı uygun renkteki bir kaş kalemiyle doldurun. Kaş Waxının içerisinde bulunan fırça yardımıyla kaşları yukarı zik zak yaparak tarayın. Ardından fırçayı jele batırarak yukarıya doğru istediğiniz gibi kaşlarınızı sabitleyin. Not: Mümkünse bu işlemi tek seferde yapmaya çalışın. Çünkü bir kaç kere fırçayla aynı yere dokunursanız kaşlarınız çok fazla yapış yapış olabilir.