Jump to content

Feneroin

Yönetici
  • İçerik sayısı

    1024
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    10

Everything posted by Feneroin

  1. Sony, gözden geçirilmiş bir PS5 modelini sessizce piyasaya sürdü. Avustralya merkezli bir oyun sitesi olan Press Start, revize edilmiş PS5 modellerinin taban standı için artık tornavida gerektirmeyen yeni bir vida içerdiğini bildiriyor. Sony'nin, elle kolayca ayarlanabilmesi için üst kısımda bir kavrama ile yeni bir vidayla değiştirildiği bildirildi. Press Start ayrıca bu güncellenmiş PS5 modellerinin orijinalinden yaklaşık 300 gram daha hafif olduğunu bildiriyor, ancak Sony'nin ağırlığı azaltmak için neyi kaldırdığı veya değiştirdiği net değil. Yeni PS5'ler, orijinalinde bulunan CFI-1000 yerine bir CFI-1102A model numarasıyla geliyor. Avustralya, geçen ay bir Japon kılavuzunda tespit edildikten sonra, hafifçe revize edilmiş bu PS5 modellerinin stoklarını alan ilk ülkelerden biri gibi görünüyor. Ayrıca ABD'nin bazı bölgelerine de gönderilmiş gibi görünüyor. Twitter kullanıcısı bdp2007, yeni bir kıskaç tasarımıyla genel stantta güncellemeler gibi görünen fotoğrafları tweetledi. Sony, önerilen taban standı için tornavida ihtiyacını ortadan kaldırmış olsa da, konsoldaki isteğe bağlı çıkarılabilir M.2 SSD depolama alanına erişmek için yine de bir tornavidaya ihtiyacınız olacak.
  2. ABD'li bilim insanları UNESCO Dünya Mirası Lİstesi'nde yer alan Peru'daki Machu Picchu'nun düşünülenden çok daha önce inşa edildiğini ortaya koydu. Yeni keşfin, Bir zamanlar Amerika kıtasının en büyük gücü olan İnka medeniyetinin daha doğru ve tarafsız bir şekilde anlaşılmasını sağlayacağını söyleyen araştırmacılar, önceki tarihi kayıtların İspanyol kaşifler tarafından tutulduğunu ve güvenilir olmadığını söyledi. ABD’de yer alan Yale Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, Peru'da yer alan Machu Picchu İnka antik sitesinin düşünülenden daha önce, yani MS 1420-1430 yılları arasında inşa edildiğini ortaya koydu. YENİ BİR YÖNTEM KULLANILDI Antropoloji profesörü Richard Burger liderliğindeki bir araştırma ekibi, Machu Picchu'yu inşa eden imparator Pachacuti'nin iktidara beklenenden daha erken çıktığını ortaya çıkarmak için yeni bir bilimsel yöntem kullandı. Bu durum, Pachacuti'nin fetihlerinin daha erken gerçekleştiği anlamına geliyor ve İnka İmparatorluğu'nun Kristof Kolomb öncesi Amerika'da nasıl en büyük güç hale geldiğini açıklamaya yardımcı oluyor. Bilim insanları daha önceleri tarihi belgelere dayanarak, Machu Picchu'nun 1440, hatta 1450'den sonra inşa edildiği düşünüyordu. Ancak Burger ve ekibi, daha doğru bir tarihlendirme yapabilmek için insan kalıntılarının hızlandırıcı kütle spektrometrisi (AMS) adı verilen bir yöntemi kullandı. MEZARLIKLARDA BULUNAN 26 İNSAN KALINTISI İNCELENDİ Az miktarda organik materyal üzerinde üzerinde oldukça doğru sonuçlar veren AMS yöntemiyle ekip, 1912 yılında yapılan kazılar sırasında bölgeden çıkarılan Machu Picchu'daki mezarlıklardan 26 kişiyi inceledi. ALANINDAKİ İLK ÇALIŞMA Antiquity adlı bilimsel dergide yayımlanan Araştırmaya göre cesetler, taş duvarlarla kapatılmış kayalar, sarkan uçurumlar veya sığ mağaraların altına gömüldü. Ayrıca seramik ve bronz ve gümüş şal iğneleri gibi mezar eşyaları da vardı. Konuya ilişkin açıklama yapan Burger, "Araştırmamız, Machu Picchu'nun kuruluşu ve işgalinin uzunluğu hakkında bir tahmin sağlayan ve bilimsel kanıtlara dayanan ilk çalışmadır" dedi. TARİHİ KAYITLAR İSPANYOLLAR TARAFINDAN YAZILDI Bununla birlikte Burger, tarihsel kayıtların, bölgeyi ele geçiren İspanyollar tarafından yazıldığını ve yeterince güvenilir olmadığını vurguladı. Çalışmanın yazarları, “Modern tarihleme yöntemlerinin İnka imparatorluğunun kronolojisinin yeniden yapılandırılmasında ve İnka anıtsal alanlarının tarihlendirilmesinde öncelik kazanmasının zamanı geldi. Bu durum, Machu Picchu gibi bir çok tarihsel alanda geçerli” dedi. MACHU PİCCHU HAKKINDA And Dağları'nın zirvesinde, 2 bin 430 metre yükseklikte, Urubamba Vadisi üzerinde kurulmuş olan Machu Picchu, İnkalı bir hükümdar olan Pachacutec Yupanqui tarafından inşa edildi. İspanyol istilacılar 1532 yılında buraları işgal ederken sık dağlar arasında kalmış bu şehir, istilacılar tarafından hemen fark edilmedi ve bu sayede zarar görmeden günümüze kadar kaldı. UNESCO Dünya Mirası Listesi ve Dünyanın Yeni Yedi Harikası arasında yer alan Machu Picchu’nun sazdan çatıları çoktan gitmiş olmasına rağmen granit duvarları iyi durumda kalan yaklaşık 200 taş yapıdan oluşuyor. Bunlar arasında bir tören hamamı, tapınaklar, tahıl ambarları ve su kemerleri yer alıyor. Cenaze Kayasının Bekçisinin Kulübesi olarak bilinen birinin ise ölü aristokratları mumyalamak için kullanıldığı düşünülüyor
  3. Yüksek kolesterol sorununu yaşayanların en fazla araştırdığı konuların başında kolesterolü ilaç kullanmadan doğal bir şekilde düşürme geliyor. Uzmanlar da doğru ve düzenli bir diyetle kolesterolün kontrol altına alınabileceğini belirtiyor. "Kolesterolü düşüren besinler nelerdir?" diye soranlar için Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Dyt. Tuba Kayan Tapan, kolesterolü ilaçsız düşürmenin doğal yollarını anlattı. İşte kolesterolü düşüren besinler... 1 1-Omega-3 içeren gıdalar Kalp-damar sisteminde damarın elastikiyetini artırarak aterosiklerozu önler. Elzem yağ asidi olan omega-3'ün en önemli kaynağı balıktır. Kötü kolesterolü düşürmek için haftada 2-3 kez balık tüketimi öneriliyor. Balık yağının içinde EPA ve DHA yağ asitleri bulunuyor. Besin takviyesi olarak alınacak balık yağlarının EPA ve DHA değerlerine mutlaka bakılmalı. Somon, uskumru, ton, sardalya, semizotu omega-3 yağ asidinden zengindirler. 2 2-Krill yağı Krill isimli karidese benzeyen denizde yaşayan bir canlıdan elde edilen krill yağı, bir omega-3 biçimidir. Krill yağını omega-3'ten ayıran özelliği antioksidan etkisinin daha fazla olmasıdır. 3 Çünkü krill yağı astaxanthin içerir. Ayrıca omega-3 yağ asitleri krill yağında fosfolipit formundadır, dolayısıyla %98 oranında biyoyararlanımı bulunmaktadır. Kolesterolü düşürerek kalp sağlığını olumlu etkiler. 4 3-Kabak İçindeki lif ve C vitamini kolesterol seviyelerini dengeleyebileceği için kalp sağlığında çok önemlidir. 5 4-Keten tohumu Doymamış yağ asitleri, potasyum, posa, E vitamini ve omega-3 içerir. Bu sayede kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkisi bulunmaktadır. 6 Her gün 1 tatlı kaşığı keten tohumu yoğurt, çorba gibi besinlerin içine katılarak tüketilebilir. 5-Soğan ve sarımsak İçinde bulunan kükürtlü bileşikler, kolesterol seviyesini düşürür. Her gün 1 diş sarımsak tüketilmelidir. 8 6-Ceviz Folik asit ve E vitamini, demir, fosfor, çinko mineralleri, omega-3 yağ asidi açısından zengin bir kaynaktır. Ceviz, yüksek kolesterole karşı koruyucudur. Ayrıca omega-3 içerdiğinden kalp ve damar sistemini güçlendirir. 9 7-Yulaf, çavdar, tam buğday unu Lif içeriğinin yüksek olması, ayrıca B ve E vitamini içermesi dolayısıyla kalp hastalıklarını önleyici özellikleri vardır. Ayrıca protein, kalsiyum, demir, çinko, bakır, magnezyum açısından zengindir. Yüksek lif içeriği hipertansiyonu ve kan yağlarını düşürdüğü için kalp-damar sistemini de olumlu yönde etkiler. 10 8-Yeşil çay İçindeki polifenoller antioksidan özelliği taşıdığından kalp hastalıklarının engellenmesinde etkilidir. Aterosiklerozu (damar sertliği) önler. Siyah çay ve kahve tüketimi yerine yeşil çay tüketimi termogenezisi (metabolik hızı) artırarak obezitesi olan kalp hastalarının zayıflamasına yardımcı olacaktır. 11 9-Kırmızı üzüm İçerdiği resveratrol (antioksidan) sayesinde kolesterol seviyelerini düşürmeye yardımcı olur ve kalp hastalıklarında olumlu etkisi vardır. Her gün 7-8 adet çekirdekli kuru kırmızı üzümün tüketimi önerilir. 12 10-Domates Antioksidan özelliği olan likopeni yüksek oranda içerdiği için yapılan araştırmalarda kalp hastalıkları oluşum riskini azalttığı görülmüştür. Özellikle domates, suyu, püresi ya da pişmiş domatesin likopen miktarı çok yüksektir. 13 11-Probiyotik gıdalar Probiyotikler bağırsak florasını düzenleyerek bağışıklık sistemini olumlu yönde etkileyen canlı mikroorganizmalardır. Son yıllarda probiyotik alımının kandaki kolesterol düzeyine ve dolayısıyla kalp-damar hastalıkları üzerine olan yararlı etkilerini içeren çalışmalar mevcuttur. 14 Özellikle probiyotik yogurt ya da kefir tüketimine dikkat edilmelidir. Günde 1 su bardağı kadar tüketilmesi kalp sağlığını korumak için oldukça etkindir. 15 12-Enginar Lif oranının yüksek olması sebebiyle sindirime yardımcı olur ve tok hissettirir. Kabızlık gibi gastrointestinal sorunları önlemeye yardımcı olur ve kalsiyum gibi minerallerin emilimini de artırır. Antioksidan bakımından zengin olması ve içerisinde özellikle bağışıklık fonksiyonunu bozan hasarlı hücreleri onarabilen polifenollerin yüksek olması sebebiyle bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Yüksek lif içeriği kolesterol seviyelerini olumlu etkiler
  4. Prof. Dr. Vedat Göral, birçok insanda görülen 'gece uyurken ağızdan su gelme' rahatsızlığıyla ilgili çarpıcı uyarılar yaptı. Prof. Dr. Vedat Göral gece uykusunda ağızdan salya gelmesinin pek çok rahatsızlığın habercisi olabileceğine dikkat çekerek uyarılarda bulundu. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Gastroenteroloji Bölümünden Prof. Dr. Vedat Göral, özellikle gece uyurken ağızdan salya akmasının birçok hastalığın habercisi olabileceğini belirterek önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Göral, “Bazı kişilerde gece uykusunda ağızdan su gelmesi kişinin yanlış uyku pozisyonu, reflü hastalığı, bazı diş problemleri, kafa travmaları sonrası, diş çıkarma dönemi, bazı ilaçlara ait yan etkiler, sinir sistemi bozuklukları, ağız anatomisinde problem ve bağırsak parazitleri gibi etkilerden dolayı meydana gelebilir. Uyku pozisyonu da genellikle ağız içinde salyanın birikmesine neden olur. Yan veya yüzüstü uyuyan insanlarda uyurken salya akması daha olasıdır. Özellikle ağzınızdan nefes alma eğilimindeyseniz veya sinüs yollarınızda tıkanıklık varsa biriken salya nefes almak için ağız açıldığında dışarı çıkmaya başlayabilir” diye konuştu. Yemek borusu kanseri de neden olabilir Alerji, yemek borusu kanseri ve Parkinson hastalığının da salya akmasına neden olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Göral, şöyle devam etti: “Multipl skleroz (MS), Parkinson hastalığı, Müsküler distrofi gibi nörolojik hastalıklar ve yemek borusu kanserleri ağızdan salya akmasına neden olabilir. Antipskotik ilaçlar ve Parkinson hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçlar da salya akmasına neden olabilir. Alerjik durumlarda da, uyku apnesinde de ağızdan salya akması gelişebilir.” İlk olarak uyku pozisyonu değiştirilmelidir Prof. Dr. Göral, tedavi için yapılabilecekleri ise şu şekilde sıraladı: “Öncelikle uyku pozisyonu değiştirilmelidir. Sırtüstü pozisyon tercih edilirse böylece tükürük ağıza ve yastığa akmaz. Ağzınızda sağlıklı bir tükürük dengesi sağlamak önemlidir. Amerikan Diş Hekimleri Birliği'ne göre tükürük vücudumuzu enfeksiyondan korumada hayati bir rol oynar. Aşırı tükürük salgısı olan vakalarda, tükürük bezlerine botoks uygulaması da yapılabilir. Ağıza konan bazı cihazlar gece daha rahat uyumamızı sağlar, salya ve horlamaları azaltır. Uyku apnesi olanlar CPAP kullanmalıdır. Parazit saptanırsa, parazit ilaçları kullanılabilir. Ağızdan tükürük akmasının nedenlerinden biri kişinin ağzından nefes almasına ve dolayısıyla tükürük akmasına sebep olan tıkanık burundur. Burun ve sinüs kanallarının Kulak Burun Boğaz bölümünde temizlenmesiyle kişi daha rahat nefes alır, gece uykusunda ağzını açmayacağı için yastığını ıslatmaz. Stres ve sıkıntı varsa, psikolojik destek alınmalıdır. Ağızdan salya akması ilaçların yan etkisine bağlı ise o ilaçlar değiştirilmelidir." dedi.
  5. Geçtiğimiz günlerde İslam'ı hedef alan ve masonluğu 'sütten çıkmış ak kaşık' gibi göstermek için "yavuz hırsız" misali üste çıkmaya çalışan Galatasaray'ın mason sözcüsü Remzi Sanver, masonluğunu haber yapan Milli Gazete'yi Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'na şikayet etti. Galatasaray yönetimi adına konuşan 33. dereceden mason büyük üstadı Remzi Sanver, futbol derdi olmayan, taraftarın hezimet sonrası üzüntüsüne saygı duymayan ve 'uçkur peşinde koşan' futbolcusuna ayar vermek yerine "Kim bilir hangi çağdan kalmış davranış normları" ifadesiyle İslam'ı hedef almıştı. Habere kızdı, Karamollaoğlu'na şikayet etti Masonluğunu inkar etmeyen ancak "yavuz hırsız" misali üste çıkmaya çalışan Galatasaray'ın mason sözcüsü Remzi Sanver, bu kez kendisinin mason olduğunu haber yapan Milli Gazete'yi hedef aldı ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'na şikayet etti. Milli Gazete’nin, Galatasaray yöneticisi Remzi Sanver ile ilgili yaptığı haberde, Sanver'in mason olduğunu ifade edlirken, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın sitesinde yer alan bilgilere yer verildi. Mason Locası'ndaki fotoğrafı kullanıldı, geçmişi deşifre edildi Haberde, Remzi Sanver’in 2010 yılında Habertürk kanalında gazeteci Fatih Altaylı’nın Teke Tek programına katıldığını ve burada Masonluk Felsefesi ve tarihine dair bilgiler verdiğini hatırlatılırken, Sanver’in Mason Locası’ndaki fotoğrafı da paylaşıldı. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın sitesinde yer alan bilginin de paylaşıldığı haberde, Sanver'in masonluk geçmişi ile ilgili şu ifadelerin yer aldığı vurgulandı: ''1991 yılında İstanbul'da, Ülkü Locası’nda tekris edilmiş, locasında çeşitli görevlerde bulunmuş ve 2003-2005 döneminde Üstad-ı Muhteremlik yapmıştır. 2007-2009 yıllarında Büyük Sekreterlik görevinde bulunmuş, 2010-2013 yıllarında Büyük Üstatlık yapmıştır'' Sanver'den ilginç cevap Milli Gazete’nin yaptığı haberine sosyal medya üzerinden cevap veren ve masonluğu 'sütten çıkmış ak kaşık' gibi lanse eden Remzi Sanver, “Yönetime Burak Elmas tarafından atanmadım, Galatasaray Spor Kulübü Genel Kurulu tarafından seçildim. Buna şaşırmak için herhangi bir sebep olduğunu da düşünmüyorum.” ifadelerini kullandı. Karamollaoğlu'na şikayet etti Ayrıca bir takipçisinin paylaşımına da açıklama yapan ve masonlar hakkında hikayelerin uydurulduğu masalını anlata Remzi Sanver, “Estağfurullah, sadece insan olmaya çalışıyorum. Gayem cevap vermek değil. Kamuoyu ile içten bir duruş paylaşmak istedim. Masonluk üzerinden anlatılan asılsız hikayeler, demokratlık iddiasındaki bir siyasi harekete yakışmıyor.” diyerek Saadet Partisi ve Parti Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na şikayette bulundu. Öte yandan "Madem masonlar hakkında asılsız hikayeler anlatılıyor, kendinizi niye gizliyorsunuz?" ve "Madem çok masumdunuz, arkasına sığındığınız ve kullanmaya çalıştığınız M. Kemal Atatürk mason localarını neden kapattı?" sorularını akıllara getirdi.
  6. Araç içinde buğu oluşumunun nedenleri arasında en öncelikli olanı aracın devamlı kapalı camlı ve iç dolaşımın açık halde kullanılmasıdır. Ayrıca polen filtresi ve aktif karbon filtresinin kirli ve tıkalı olması da buğu oluşumunu arttırır. iç dolaşımın esas amacı araçla çok tozlu veya kokulu (örneğin kamyon arkası, yangın bölgesi vs.) bir bölgeden geçerken dışarıdan girecek olan havayı durdurmak ve içerideki havayı kullanmaktır. uzun süre iç dolaşımda kalması durumunda yazın da kışın da araç içinde buğu oluşumuna sebebiyet vermesinin yanında (aynı havanın dolaşması havadaki nem oranını yükseltir, sonuçta insanlar nefes verirken karbondioksit üretmenin yanında nem de oluştururlar, bu sıcak ve nemli hava soğuk camlarda yoğunlaşır, buna da buğu denir), araç içi karbondioksit seviyesini artırarak uyku getirebilir ve sürüş güvenliğini tehlikeye atabilir. Bu nedenle dijital sistem kullanan başta premium markalar olmak üzere birçok araç bu sistemin belirli bir süre sonunda otomatik olarak devredışı kalmasını sağlar. Ama manuel kullanılan sistemlerde kendiliğinden devre dışı kalmayacağından, araç içinde devamlı bir buğulanma ve pis koku oluşur. Özellikle dolmuş ve minibüsçüler bu sistemi düzgün kullanmadıklarından araç içinde devamlı ön camı elleriyle silerler sonra da klima bozuk diye şikayet ederler. Kışın özellikle yağışlı havalarda otobüslerde de bu sistem efektif kullanılmadığından aracın camları buğulanır ve dışarısı da görülmez. Kışın buğulanan camlardaki buğuyu çözmenin en güzel yolu, iç sirkülasyona almadan klimayı çalıştırmaktır çünkü klimanın nem alma özelliği vardır. Yazın sıcak havada bir aracı soğutmanın en hızlı yolu ise, camları birkaç santimetre araladıktan sonra klimayı en son hıza ve dereceye getirip iç sirkülasyona almaktır. Daha sonra araç yeterince soğuduktan sonra camlar ve iç sirkülasyon kapatılır. Eğer sıcaklık aracın klimasının soğutabileceğinden fazla ise aralıklı olarak iç dolaşıma almak aracın çabuk soğumasını sağlayacaktır
  7. Kuzey Afrika'dan gelen sıcak hava dalgası nedeniyle sıcaklık değerleri mevsim normallerinin üzerine çıktı. Sıcaklık artışı özellikle güney ve batı bölgelerinde etkili oluyor. İzmir'de şehir merkezindeki açık alanlar boşalırken sıcaktan bunalanlar sahilleri doldurdu. Uzmanlar aşırı sıcakların sağlığa zararı konusunda uyardı. Meteoroloji 2. Bölge Müdürü Davut Öztürk, "Güneş ışığının şu anda etkili olduğu saatlerde yani 11.00-16.00 saatleri arasında, başta yaşlılarımızın kronik rahatsızlığı olanların, çocukların, hamile vatandaşlarımızın direkt güneş ışığına maruz kalmamaları lazım" dedi. Şanlıurfa'da şehir içi ulaşımı kullananların sıcaktan daha az etkilenmesi için ana duraklara buharlı vantilatörler kuruldu. Hafta sonu sıcaklığın tüm yurtta daha da artarak mevsim normallerinin 6 ila 10 derece üzerinde olması bekleniyor. Hava sıcaklıkları nedeniyle duraklara kurulan vantilatörler buharlı ve buharsız çeşitlerine göre çok satılmaya başladı. E-ticarette de yoğunluk oluşturan vantilatörleri vatandaşlar sıcaklara karşı çare olarak düşünürken uzun süre çalışması da büyük zararları meydana getiriyor. Uzmanların konuyla ilgili görüşleri tekrar gündeme geldi. Vantilatörün en büyük dezavantajı, havada uçuşan tozların sinüslerinize ulaşıp alerjinizi azdıracak olmasıdır. Astım, alerji ve nezle gibi rahatsızlıkları olanların, odasında vantilatör çalışırken uyudukları takdirde berbat bir gece geçirecekleri aşikardır. Vantilatörün oluşturduğu kuru hava da birçok sağlık problemine sebep olabilir. Kuru hava sinüsleri ve genizi etkiler. Bu da mukus ve baş ağrısına yol açabilir
  8. Julius Sezar‘ın tarihe geçmiş önemli sözlerinden biri; veni, vidi, vici yani geldim, gördüm, yendim. Bu cümle Sezar’ın Zela Savaşı’ndaki zaferini anlatmak için Roma Senatosuna yazdığı mektupta geçer. Sezar Türkiye’nin Kuzeydoğu Anadolu gölgesindeki Tokat ilinin Zile ilçesinde Pontus’lu Pharnaces’ye karşı kazandığı zaferin ardından Roma Senatosuna gönderdiği mektupta bu cümleyi kullanmıştır. Julius Sezar bu savaşla aynı dönemde kendi ülkesinde de bir iç savaşı yönetmektedir ve mektupta geçen bu cümlede Sezar’ın senatoyu küçümse hareketi olarak yorumlanır. Veni Vidi Vici – Geldim Gördüm Yendim Veni Vidi Vici kim nerede söyledi? Julius Sezar‘ın “Veni, vidi, vici” sözünü Tokat’ın Zile ilçesinde söylediği rivayet edilir. Bu sözü söylediği yerde ise anıt olarak 4 bin yıllık tarihi bir kale yer alır. Veni vidi vici hikayesi nedir? Tarihi kaynaklara göre, MÖ 100 veya MÖ 44 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen Roma Generali Julius Sezar, Pontus asıllı Basforos kralı II. Pharneke ile Zile Altıağaç mevkiinde çok kanlı bir savaş yapar. Savaşta her iki taraf da büyük kayıplar verir. Ancak savaşı Roma Generali Julius Sezar kazanır. Bunun üzerine dünyaca ünlü sözü “Veni-vidi-vici” (Geldim-gördüm-yendim) diyerek, durumu Roma’ya bildirir. Sezar, Pompei‘de kaleye taş bir kitabe yaptırarak, dünyaca ünlü bu sözünü oraya da yazdırır. Günümüzde Pompei Kalesi‘nde bulunan kitabeleri ziyaret etmek için her yıl çok sayıda turist ilçeye gelirken, bazı tarihçiler bu kitabenin Sezar tarafından yapılan asıl kitabe olmadığını, gerçek kitabenin çalındığını ve nerede olduğunun tespit edilemediğini, ama bu sözün Zile İlçesi’nde söylendiğinin tüm kaynaklarda geçtiği de ifade edilmektedir. Ayrıca Zile’nin Yıldıztepe kasabasından çıkarılan pek çok antik eserin üzerinde “Veni-vidi-vici” yazısının görüldüğü ifade edilmektedir. Veni vidi vici ne demek? Veni, vidi, vici sözü Julius Sezar’a ait ünlü Latince bir deyiştir. Veni, vidi, vici Latince venire, videre, vincere fiilerinin birinci tekil şahıs geçmiş zaman halidir. Türkçe karşılığı; “Geldim, gördüm, yendim”dir
  9. WhatsApp'tan kız arkadaşına mesaj gönderdi babası cevap verdi! Sosyal medyayı sallayan mesajlaşma Çok popüler olan mesajlaşma programı WhatsApp'ta yapılan konuşmalarda zaman zaman küçük kazalar yaşanıyor. Eğlenceli konuşmaların dışında üzüntülerin de yaşandığı uygulamada bazı sohbetler sosyal medyayı salladı. Kız arkadaşına mesaj yazan bir genç aldığı cevap karşısında şoke olurken verdiği cevap görenleri güldürdü. Milyarlarca kişinin kullandığı WhatsApp'ta gün içinde birçok komik diyaloglara da imza atılıyor. Bazıları sosyal medyayı sallamayı başardı. Sosyal medyaya düşen komik WhatsApp konuşmaları herkesi güldürüyor. Özellikle Türkiye'de WhatsApp'ta yapılan komik sohbetler ise sosyal medyaya yansıdı. İşte son örneği, sevgilisine yazan genç adamın cevap veren baba ile sohbeti.
  10. İstanbul Havalimanı 'İGA Sleepod' adındaki yeni uyku kapsülü uygulamasını yürürlüğe soktu. Dünya üzerinde birçok hava alanında bulunan hizmet yolcuları bekleyişleri sırasında konforlu bir şekilde ağırlamak amacıyla ilk kez Türkiye'ye geldi. Saatlik kiralanabilen kapsüller yolculara hijyenik ve tam teçhizatlı bir uyku sağlıyor. Seyahat için hava yolculuğunu tercih etmek ne kadar güvenli, konforlu ve hızlı olsa da bazen işler istendiği gibi gitmeyebiliyor. Uçuşların beklenmedik şekilde rötar yapması yolcuları saatlerce hava alanlarına tıkabiliyor. Yolcular da çareyi yemek ya da kenarda köşede uyumakta aramak zorunda kalıyorlar. 6 Nisan 2019 tarihinde hizmet vermeye başladığından beri her gün binlerce yolcu ağırlayan İstanbul Havalimanı’na eklenen yeni bir bölüm, bu dertten muzdarip olan yolcular için konforlu bir çözüm sağlıyor. ‘İGA Sleepod’ adı verilen kiralanabilir uyku kapsülleri, uçuş bekleyişlerinin sıkıntısını biraz da olsa indirmeyi hedefliyor. Turistler için uygun fiyatlı denilebilir Kiralanabilir uyku kabini uygulaması aslında yurtdışında birçok hava alanında bulunuyor. İstanbul Havalimanı da kendi uyku kabinini geliştirerek bu hava limanlarının arasına katıldı ve kabinleri saati 9 euroya kiralıyor. Dış hatlar terminali giden yolcu katına yapılan bu kabinler sayesinde yolcular saatler sonra olan uçuşlarını uyuyarak beklerken güvenlik, depolama ve hijyen alanında bazı olanaklardan da faydalanıyorlar. Tam teçhizatlı uyku keyfi Saati 9 euroya kiralanabilen uyku kapsüllerinde hijyen ön planda tutuluyor. Hizmeti kullanan her yolcuya tek kullanımlık çarşaf ücretsiz olarak veriliyor. Yolcular battaniye ve yastık gibi ekstra eşyaları 2 euro karşılığında temin edebiliyor. Bu tek kullanımlık olmayan malzemeler ise her kullanımdan sonra personeller tarafından kuru temizlemeye gönderiliyor. Yolcuların dinlenirken aynı zamanda başka ihtiyaçlarını da karşılaması için tasarlanan kapsüllerde USB girişi ve priz de bulunuyor. Böylece yolcular, hizmetten faydalanırken telefon ve bilgisayar gibi cihazlarını kullanma ya da uyurken şarj etme imkanı buluyor. Kapsüllerde bulunan yatakların alt kısmındaki depolama alanına bagaj ya da herhangi bir yükü depolamak da mümkün. Yolcular uyku kapsüllerindeyken eşyaları hakkında endişelenmeden uykuya dalabiliyorlar. Çünkü depolama alanına ulaşmak için yatağın kaldırılması gerekiyor
  11. 1777'den beri kullanılan su altı kablo sistemleri, günümüzde internet trafiğinin %99'unu taşır vaziyette. Bu sistem nedir, nasıl çalışır? İşte su altı kabloları hakkında bilinmesi gerekenler. su altı kabloları, fiber optik haberleşme sistemlerinde iletim için metal iletkenlere alternatif olarak geliştirilmiştir. ses, veri ve görüntü iletişimindeki hızlı ve büyük değişim daha ekonomik, yüksek kalitede ve geniş kapasiteli sistemlere talebi arttırmıştır. mikrodalga (radiolink) sistemleri ve uydu sistemleri artan talebe ancak geçici bir rahatlama getirmektedir. bilgi taşıyıcısı olarak ışığın kullanıldığı sistemler son zamanlarda oldukça ilgi görmektedir. ilk su altı kabloların tarihi 1777'de başlar 1842 yılında samuel mors (mors alfabesinin mucidi ve mors telgraf servisi sahibi) tarafından hindistan - new york arasında yalnızca telgraf servisi için kullanılan bir bakır kablo çekmiştir. bu başarılı girişimin ardından ilk transatlantik telgraf kablosu 1858 yılında amerika ve ingiltere arasında çekilmiştir. bu bağlantı uluslararası deniz taşımacılığı yapan firmaların işlerini öylesine kolaylaştırmıştır ki, bu bağlantı noktalarının ucunda olan firmaların birbirleriyle haberleşme süresi haftalar sürerken bu bağlantı sayesinde dakikalar mertebesine inmiştir. günümüz dünyasında ki artan nüfus popülasyonu, buna bağlı olarak internet erişimine ihtiyaç duyan cihazlar ve global ticaret hacmi sayesinde yer yüzünde ki erişim ihtiyacı çok fazla artmış bu ihtiyacı su altı kablolar ile 3 temel isteğe uygun şekilde sağlanmaya çalışılmaktadır 1. bandwidth kapasitesi 2. bağlantı 3. düşük gecikme süresi bu omurgalarda; ortalama veri aktarım hızı 35 tb/s'dir. (5 yıl önce bu değer 9 tb/s'dı.) su altı kablolar; dünyadaki internet trafiğinin %99'unu taşıyor. dünyada 19.07.2019 itibariyle 420 farklı su altı omurga sistemi var. submarine cable map toplamda 127.000 km uzunluğunda. (dünyanın çevresini 28 kere dolaşabilirsiniz.) bir iletişim sisteminin bilgi taşıma kapasitesi bu sistemin bant genişliğiyle doğru orantılıdır; bant genişliği ne kadar fazla olursa sistemin bilgi taşıma kapasitesi de o kadar fazla olur. karşılaştırma amacıyla bir sistemin bant genişliğini bu sistemin taşıyıcı frekansının bir yüzdesi şeklinde ifade etmek yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. örneğin, 100 mhz’de çalışan bir vhf radyo sisteminin bant genişliği 10 mhz’dir. (yani taşıyıcı frekansının %10’udur.) bant genişliği taşıyıcı frekansının %10’una eşit 6 ghz’de çalışan bir mikrodalga radyo sisteminin bant genişliği 600 mhz olur. dolayısıyla, taşıyıcı frekansı ne kadar yüksek olursa, o kadar fazla bant genişliği mümkün olur. bunun sonucu olarak da, bilgi taşıma kapasitesi o kadar büyük olur. fiber optik sistemlerde kullanılan ışık frekansları 1014 hz ile 1015 hz arasındadır (100.000 ghz ile 1.000.000 ghz arası). 1.000.000 ghz’in %10’u 100.000 ghz’dir. bugünün ya da yakın geleceğin gereksinimlerini karşılamak için 100.000 ghz aşırı bir bant genişliğidir. foton a, b, c, ve d dalgasında yükselip alçalan bir frekasyona sahiptir. önemli olan dalga boyları arasındaki foton düzlemini yakalamak bugün spesifik işler harici olmakla birlikle a ve d bantları pek kullanılmaz. daha çok b ve c bantları kullanılır, bu spektrumlarda da genel de 1250nm - 1550nm - 1650nm'de(aslında 400nm'den başlar ama en çok kullanılanlar sol tarafta belirttiklerim) 50ghz ve 100ghz frekanslarında kapasite üretilir. carrier'lardan alacağınız elyaf kıl sayısına göre değer hesaplaması yapılır. (yukarıda belirttim) su altı kablo döşeme kategorizasyonu *top slack tension (üst gevşeklik kategorisi) |----- *slacks (gevşek döşeme) - loops & kinks (döngüler ve kıvrımlar) |---------- - telecom (telekomünikasyon) - seismic (genel sismik kategori) ---> bir çok kablo bu kategoride döşenir. - power (güç kabloları) |---------- - suspensions (süspansiyon kategorisi) *tensions (gergin döşeme) |----- *bottom tension (alt gerginlik kategorisi) kabloların döşenme süreci şöyle oluyor belirteç; 2 tip döşeme şekli var: a) deniz tabanına b) sığ bölgeye (30-50 metre) 1- deniz tabanı araştırması yapılıyor, taban haritası çıkartılıyor. 2- kablo fabrikada üretiliyor (üretim süresi ayrı bir konudur çünkü kabloların döşeneceği okyanus basıncına göre değişen süreçleri var) 3- üretimden çıkan kablo 25 metrelik (çok nadir daha büyük olabiliyor) bobinlere sarmal şekilde dolanıyor. 4- gemi fabrikaya yakın bir noktada demirliyor, bir adet kepçe kablonun bir ucunu karada ters yöne taşıyor. gemiden çıkan bir küçük bot kablonun diğer ucunu alıp gemideki makaraya taşıyor. 5- geminin makara sistemi geminin en büyük odasında devasa genişlikte bir yaklaşık 7000 tonluk bir turntable payload sarmalına kabloyu çektiriyor. 6- gemi rotasına çıkar ve döşenecek yerden itibaren (plow dedikleri) bizde kazser dedikleri bir aleti suya bırakır bu alet ön altındaki çapaya benzer ucuyla okyanus tabanında 1,5 -2 metrelik bir tünel kazar. aynı arka alt bölümünde olan kısımdan kabloyu uzun mezara yerleştirir. (plow eğer daha önce döşenmiş bir kabloya denk gelirse o kabloya dokunmaz üzerinden atlar ve işini yapmaya devam eder) 7- sonra yine okyanus tabanına kamyonete benzer (sub-rover) bir alet daha indirilir bu sub-rover o kazılan uzun mezarı hem deniz tabanındaki materyallerle hem de yük deposunda barındırdığı özel bir karışımla doldurmaya başlar. (yine daha önce döşenmiş bir kabloya denk gelirse 10m önce ve 10 metre sonrasına karışım dökmez üzerinden hafifçe geçer ve dökmeye akabinde devam eder) bu kabloların büyük çoğunluğu son 25 yılda yapılmıştır. su altı optik kablolar 8 bölümden oluşur. (içten dışa 8>1) 8- optik fiber elyaf 7-vazelin katmanı 6- bakır boru katmanı 5- polikarbonat katman 4- alüminyum su bariyeri katmanı 3- kalın telli çelik tel katmanı 2- mylar bant katmanı 1- katran kaplaması katmanı her yıl ortalama 100 kablo hasarı ya da sorunu meydana gelmektedir. bunların; %38'i balıkçılık aktivitelerinden, %25'i demir atma/demirleme hatalarından %6'sı kaynaklamalardan %31'i de diğer sebeplerdendir.(deniz altı volkanik patlamalar, tsunamiler, köpek balıkları ve diğer deniz canlıları) 2022 yılında 35 yeni su altı kablosu aktif olarak online olacaktır. dünya üzerinde dolaşan trafiğin alphabet, microsoft, amazon, facebook ve apple gibi büyük kurumların %70'ini tükettiği yakın olduğu ölçülmektedir. her ne kadar uyduların dünyanın daha dezavantajlı bölgelerine hizmet etme imkânları olsa da, fiziksel bağlantıların mümkün olduğu yerlerde denizaltı kabloları gelecek yıllarda internetin omurgası olmaya devam edecek.
  12. İngiliz otomotiv devi Aston Martin, yeni modeli “Rapide AMR” ile yine çok konuşulacak. Teknolojisini ve ilhamını motor sporlarından alan “Rapide AMR”, yalnızca 210 adet ile sınırlı. Yarış takımına layık dört kapılı bir Aston Martin: Rapide AMR! Yalnızca 210 adet ile sınırlı olan ve saatte 330 km/h hız yapabilen Rapide AMR, teknolojisini ve karakterinin büyük bir kısmını Aston Martin Vantage GT12’den alan atmosferik motora sahip lüks bir sedan. Büyütülmüş manifoldlar, 6.0 litrelik V12 motora hava akışını artırırken yenilenen motor ve şanzıman kalibrasyonu ile güç artışı sağlıyor. Efsanevi V12, 603 beygir ve 630 Nm tork üretirken yeni dörtlü egzoz, AMR rozetine yakışan karakteristik bir sesle büyülüyor. Ekstra Aerodinamik Unsurlar da Karbon Fiberden Rapide AMR’ın aerodinamiği, sürtünmeyi minimuma indirmek için tasarlanırken otomobilde bulunan ön lip, arka difüzör, spoyler gibi ekstra aerodinamik unsurlar ise karbon fiberden. Ayrıca büyük hava girişlerine sahip yeni kaput, ağırlığı en aza indirmek için de karbon fiberden yapıldı. Tüm bu gücün kullanılmasına yardımcı olmak ve 0’dan 100 km/h hıza 4.4 saniyede çıkmak için Rapide AMR, 21 inç büyüklüğündeki jantlar ve ultra yüksek performanslı Michelin Super Sport lastiklerle sunuluyor. Aynı zamanda fren soğutmasına da katkı sağlayabilmesi amacıyla, Rapide AMR’ın jantları çok kollu bir tasarıma sahip. Rapide AMR, modifiye fren kanalları ve toz kalkanları ile de Vanquish S’teki soğutma sisteminin daha gelişmişini kullanmakta. Rapide AMR’ın standart olarak karbon seramik frenlerle donatıldığını da vurgulamak gerek! Önde 6, arkada ise 4 pistonlu kaliperlerle, ilk defa bir Rapide böyle bir durdurma yeteneğine sahip oldu. Karbon seramik diskler aynı zamanda AMR’ın hafif parça kullanımının bir parçası. Ağırlığı azaltırken sürüş deneyimi üzerinde de büyük etkisi var. Üstelik Rapide AMR, standart bir Rapide S’ten 10 mm daha alçak. Üç aşamalı adaptif amortisörleri ile daha dinamik. Almanya Nürburgring’deki AMR Performans Merkezi’nde Geliştirildi Baştan aşağı yeniden tasarlanan bu muhteşem otomobilin geliştirme aşamalarının çoğunun yapıldığı yer ise Almanya Nürburgring’de yeni açılan AMR Performans Merkezi. Yalnızca 210 adet ile sınırlı olan Rapide AMR, üç farklı tasarım şemasında satışa sunulacak. Standard ve Silhouette şemaları, dört renk ile otomobil meraklılarıyla buluşacak. Standard şema; ön lipe, eşiklere ve arka difüzöre AMR Lime vurguları eklerken Silhouette şeması; Lime vurgularından kaçınıyor ve bunun yerine China Grey veya Clubsport White renklerinde kontrast bir şerit ekliyor. Signature şeması ise belirgin bir AMR görünümü için Stirling Green boyasıyla Lime vurguları ve çizgisiyle eşleşiyor. Bu da Aston Martin Racing takımı ve yarış otomobillerinin görünümlerine en yakın tasarım olarak dikkat çekiyor. Aston Martin Turkey, Türkiye’deki Tek “Rapide AMR”ı Gururla Sunar! İngiliz lüks spor otomobil üreticisi Aston Martin’in yetkili ve resmi distribütörü Aston Martin Turkey’de ise dünyada yalnızca 210 adet ile sınırlı olan “Rapide AMR”ı yakından görebilirsiniz! D&D Motorlu Araçlar Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Kaya, yarış takımına layık dört kapılı “Rapide AMR”ın Aston Martin Turkey İstanbul Yeniköy’deki Showroom’unda sergilendiğini söyledi
  13. Bazı güneş kremlerinde kanserojen madde tespit edilen Johnson & Johnson'dan 'Türkiye' açıklaması geldi. Skandallara adı karışan Johnson & Johnson'ın aşı ürettiği de biliniyor. Kansere yol açan "benzenin" maddesini içermesi nedeniyle bazı güneş kremlerini piyasadan çeken Johnson & Johnson ilaç firması, bu kremlerin Türkiye’de satışta olmadığını açıkladı. Ürünlerinde kanserojen madde tespit edildi Bünyesinde pek çok ünlü markayı barından Johnson & Johnson'ın bazı güneş kremlerinde, kanserojen madde olan benzene tespit edilmişti. Johnson and Johnson’un içinde benzen olduğu tespit edilen Aveeno Protect+Pefresh, Beach Defense, CoolDry Sport, Invisible Daily Defense ve UltraSheer aerosol güneş kremlerini raflardan kaldırılmıştı. 'Türkiye' açıklaması Son olarak şirketten Türkiye açıklaması geldi. NTV'de yer alan habere göre, Johnson & Johnson, kanserojen madde içeren aerosol güneş koruyucu ürünlerin Türkiye'de satılmadığını iddia etti. Ancak firmanın bu açıklaması inandırıcı bulunmadı. Kanserojen madde nedeniyle bebek pudrasından da ceza almıştı Johnson & Johnson ilaç firmasına, kısa süre önce bebek pudrasında kansere yol açan asbest maddesi tespit edilmesi nedeniyle ceza kesilmişti. 2,1 milyar dolarlık ceza, temyiz mahkemesi tarafından da onanmıştı. Aşı da üretiyor Öte yandan skandallarla gündeme gelen ABD'li şirket, kendi Johnson & Johnson markasıyla ilaç ve aşı üretimi de yapıyor. Benzen nedir? Benzen, aren veya aromatik hidrokarbonlar olarak adlandırılan organik bileşikler sınıfının en basit üyesidir. Renksiz, alevlenebilen bir yapıya sahiptir. Araba tamiri, baskı ve boya sektöründe çalışan dünya çapında milyonlarca işçinin maruz kaldığı bir kimyasal olan benzene pek çok kişi zayıf havalandırılan fabrikalarda, atölyelerde yapıştırıcı, çözücü ve temizlik maddeleri nedeni ile maruz kalmaktadır. Kansere yol açıyor Michigan Üniversitesinde yapılan çalışmada, benzin ve türevleri, boya, lastik ve birçok temizlik ürününde bulunan "benzen"e, 0,5-1 ppm oranında maruz kalınmanın bile özel bir kan kanseri tipi olan Miyelodisplastik Sendromu'na yol açtığı belirlendi
  14. Dünyaya rest çektiğini zanneden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Beni Erdoğan'la karıştırmayın" dedi. Kılıçdaroğlu'nun sözleri alay konusu oldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından Türkçe ve İngilizce paylaşımla dünyaya seslendi. CHP liderinin paylaşımı sosyal medyada alay konusu oldu. CHP Genel Başkanı, "Dünyaya sesleniyorum: Beni Erdoğan’la karıştırmayın. Kuvayi Milliye geleneğinden geliyorum. Kimse kaçtığı yere askerimi bekçi; ülkemi de mültecilere açık hapishane yapamaz! Ben haram yemedim. Geliyoruz ve şimdiden söyleyeyim, çok çetin müzakereler sizi bekliyor. Yok öyle!" paylaşımını yaptı. Haber7'nin aktardığına göre, Kılıçdaroğlu'nun paylaşımıyla ilgili sosyal medyada çok sayıda yorum yapıldı. AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan: Yenilgi rekortmeni, zalimlerin dostu, BATI'nın borazanı Kılıçdaroğlu, "Beni Erdoğan'la karıştırmayın" demiş. Hayatı zaferlerle geçen, mazlumların gür sesi, düşmanların devirmek istediği bir dünya lideriyle kimse karıştırmaz zaten! Kılıçdaroğlu en fazla Demirtaş'la karıştırılır. AK Parti Genel Sekreteri, Ankara Milletvekili Fatih Şahin: Oy kullanmayı bile beceremedi ama dünyaya sesleniyormuş. Çetin müzakereler yapacakmış. Sen önce ikametgâh almayı öğren. Darbe girişimini televizyon karşısında kahve içerek izlememiş gibi "Kuvayı Milliye" diyor bir de. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ: Gezi Darbe Girişimi’nde nüfusumuzun 5’te 1’i kadar olan bir ülkenin başbakanına Türkiye’yi şikayet etmek için mektup yazmış adamsın. Ülkeyi her fırsatta kötüleyen ve Türkiye karşıtlarının sözcülüğünü yapan partiniz mi çetin müzakere yapacak? Senden en fazla küçük enişte olur!
  15. Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) Gemlik Tesisi'nde yerli araç çalışmaları devam ederken, otomobilin montajından ilk görüntü paylaşıldı. Yerli otomobilin üretiminden ilk görüntüler ortaya çıktı. Yerli otomobilin üretim tesisinde çalışmalar son sürat devam ediyor. TOGG’dan yapılan paylaşımda son duruma ilişkin bilgiler verildi. TOGG Gemlik Tesisi'nde üretim ve montaj hatlarının kurulmasıyla 2022'nin son çeyreğinde ilk seri otomobilin banttan indirilmesi hedefleniyor.
  16. Antalya'nın İbradı ilçesi Ürünlü Mahallesi sınırlarında bulunan Altınbeşik Mağarası, milyonlarca yıllık sürecin izlerini taşıyor. İbradı ilçesine 7, Ürünlü köyüne 4 kilometre uzaklıktaki 2 bin 500 metre uzunluğundaki Altınbeşik Mağarası, içindeki sarkıt-dikitler, beyaz renkli traverten ve gölet oluşumlarıyla ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Türkiye’nin en büyük, dünyanın üçüncü büyük yeraltı gölüne sahip Altınbeşik Mağarası adını üst kısmında yer alan Altınbeşik Tepesi’nden alıyor. Denizden 450 metre yükseklikte olan mağara 1966 yılında Türkiye speleoloji derneği kurucusu ve onursal başkanı Dr. Temuçin Aygen tarafından keşfedilip ,1994 yılında ise milli park olarak ilan edilmişti. Mağara son son 5 yılda Antalya turizminin en ilgi çekici merkezlerinden biri haline geldi. Gezi botları ile mağaranın muhteşem doğa güzelliklerini keşfe çıkan ziyaretçileri, özellikle beyaz travertenler, sarkıtlar ve dikitler hayran bırakıyor. Su derinliğinin bazı yerlerde 40 metreyi bulduğu mağaraya gelen turistler, etkileyici doğa oluşumunu kiraladıkları botlarla görme imkanı yakalıyor. Sadece 2019 yılında 69 bin kişi ziyaret ettiği doğa harikası mağara, günübirlik turlarla gelen yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekiyordu. Mağarayı ziyaret eden Alman turist Sabine Sehmeissmer, mağaranın gösterişi ve büyüklüğü karşısında çok etkilendiğini, Türkiye'nin güzelliğinin bilinenden daha büyük olduğunu söyledi. Ziyaretçilerden Şaban Tıraş, ilk defa geldiği mağaradan etkilenilmemesinin mümkün olmadığına dikkati çekti. Nevşehir'den Altınbeşik Mağarası'na 5 yıl önce gelen Ebru Adıyaman, üçüncü kez tekrar mağarayı ziyaret ettiğini söyledi. Adıyaman, "Nevşehir'de turizm işi ile uğraşıyorum. Burayı 3 yıl önce ikinci kez ziyaret etmiştim. Bu eşsiz güzelliği görmek için yeniden geldim. Torosları zaten eşsiz güzellikleri yeşili bol oksijeni ve köyleriyle biliyoruz. Fakat Avrupa'nın üçüncü, Türkiye'nin en büyük yer altı gölüne tekrar geldim ve burası gerçekten eşsiz bir güzellik" diye konuştu. Mağaranın Pamukkale Travertenleri'ni andırdığını söyleyen Adıyaman, sözlerine şöyle devam etti: "Mağaranın içerisine girdikten sonra sessizlik huzur ve muhteşem bir görüntüsü var. Buraya herkesin gelmesini istiyorum. Çünkü, Toroslar sadece yeşilden oluşmuyor. Bota biniyorsunuz. İçerisi serin ve muhteşem bir gezinti yapıyorsunuz. Bu muhteşem güzellik anlatılmakla bitmez"
  17. On yıl öncesinin bir kaç gigabitlik internet hız kayıtları artık yetersiz görünüyor. Mothetboard, Japonya'nın Ulusal Bilgi ve İletişim Teknolojisi Enstitüsü'ndeki (NICT) bilim adamlarının, verileri 319 Tbps hızında karıştırarak internet aktarım rekorunu kırdığını bildirdi. Bağlam açısından, bu, İngiliz ve Japon araştırmacılardan oluşan bir ekibin Ağustos 2020'de yönettiği 179 Tbps hızından neredeyse iki kat daha hızlı. kynny - Getty Images NICT, boru hattının neredeyse her aşamasını yükselterek bunu başardı. Fiber optik hat bir yerine dört çekirdeğe sahipti ve araştırmacılar, nadir toprak amplifikatörlerinin yardımıyla birden fazla dalga boyunda 552 kanallı bir çatallı lazer ateşlediler. Test kesinlikle laboratuvarla sınırlıyken, ekip simüle edilmiş 1.864 mil mesafeden sinyal kalitesi veya hızı kaybetmeden verileri aktarmak için sarmal fiber kullandı. Bu deneylerin çoğunda olduğu gibi, bu performansın anlamlı bir etkiye sahip olması uzun zaman alabilir. Dört çekirdekli fiber mevcut ağlarla çalışacak olsa da, sistem haliyle çok pahalı olabilir. İnternet omurgaları ve kapasitenin maliyetten daha önemli olduğu diğer büyük ağ projeleri ile ilk kullanımı görme olasılığı daha yüksektir. Bu yine de internet kullanımınızı etkileyebilir. NICT araştırmacıları, yeni nesil fiber yapım teknolojilerini "5G'nin ötesinde" (6G gibi) daha pratik olarak öngörüyorlar. Kullanıcı sayısında bir artış olduğunda tıkanmayan daha hızlı internet erişimine geçerek faydalarını görebileceğiz.
  18. PS5 kontrolcü güncellemesi OTOMATİK OLARAK NASIL GÜNCELLERİZ? PS5’i uyku modundan uyandırın “24 Saat Sonra Bildir” ve “Şimdi Güncelle” seçeneklerini içeren mevcut kontrol cihazı güncellemesi konusunda sizi uyaran ekrandaki metne bakın. Bir USB kablosu takın “Şimdi Güncelle düğmesini” vurgulayın ve güncellemek için kumandadaki X düğmesine basın. MANUEL OLARAK NASIL GÜNCELLERİZ? Ayarlar > Ağ > Ayarlar’ı seçerek internet bağlantısını kesin Ayarlar > Sistem > Tarih ve Saat’e giderek dahili saati 24 saat ileri atlayın DualSense yazılım güncellemeleri heyecan verici yeni özellikleri zamanla ekleyebilir, bu sebeple güncellemeleri unutmayın
  19. Kimliğini hala değiştirmeyenler dikkat… Artık ehliyet ve kimliklerde yeni dönem başlayacak. Pasaport, sürücü belgesi ve kimlik kartlarının tek bir nokta olarak nüfus müdürlüklerinden verilmesini sağlayan “Üçü bir yerde” projesiyle ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun gerçekleştirdiği toplantıda önemli açıklamalarda bulunarak duyurdu. UYGULANMAYA BAŞLADI Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemi’nin, kimlik kartının yetkili kurum tarafından verildiğini, kişinin kartının sahibi olduğunu, kimlik doğrulama işleminin nerede, ne zaman, kim tarafından, niçin gerçekleştirildiğini göstereceğini dile getiren Soylu, sistemin 16 noterlikte, Ziraat Bankası’nın 5 şubesinde, Çankaya, Keçiören ve Yenimahalle Tapu Müdürlüğünde uygulandığını anlattı. Bakan Soylu, sistemin temmuz ayı sonu itibarıyla daha da yaygınlaştırılacağını bildirdi. PTT ve üç özel bankanın da pilot çalışma için hazırlıklarına devam ettiğini aktaran Soylu, şöyle devam etti: “Bu projemiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde başlattığımız 21. yüzyıl yolculuğumuzun önemli dijital dönüşüm projelerinden birisi olacaktır. Gündelik hayatımıza doğrudan katkı yapacaktır. Bu proje, yaşanan pek çok mağduriyetin, dolandırıcılık hadisesinin önüne geçecek olan, hem vatandaşlarımızı hem kurumlarımızı koruyacak olan bir proje olacaktır.” Yeni kimlik kartı ve parmak iziyle kimlik doğrulamanın gerçekleştirileceğini söyleyen Soylu, usulsüzlüklerin de önüne geçileceğini vurguladı. Sistemin hayata geçirileceği alanlar hakkında bilgi veren Soylu, projenin bütçeye de katkı sunacağını kaydetti. İçişleri Bakanı Soylu, “Dünyanın neresinde ‘patates hat’ diye bir şey var? Farklı kimliklerle alınan hatlar var. Bu birilerini üzecektir ama hakkaniyeti sağlam bir hale getirecektir. Birilerinin yerine ÖSYM sınavlarına girdiler. Birilerinin yerine başka sınavlara girmenin de önüne geçecek.” dedi. “ÜÇÜ BİR YERDE PROJESİ” Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile dijital dönüşüm alanındaki çalışmaları anlatan Soylu, pasaport, sürücü belgesi ve kimlik kartlarının tek bir nokta olarak nüfus müdürlüklerinden verilmesini sağlayan “Üçü bir yerde” projesinin yürütülen önemli çalışmalar arasında yer aldığını söyledi. Soylu, uygulama kapsamında 65,4 milyon kimlik kartı, 12,4 milyon sürücü belgesi ile 5,7 milyon pasaportun teslim edildiğini bildirdi. Yeni nesil kimlik kartlarına ehliyetlerin aktarılabildiğini de belirten Soylu, 18 Eylül 2020’de başlayan proje kapsamında 1 milyon 563 bin kişinin sürücü belgesini kimlik kartına yüklediğini dile getirdi. Yerli ve milli kaynaklarla oluşturulan Biyometrik Veri Sistemi’ne de değinen Soylu, bu konuda Türkiye’nin dünyadaki 7 ülkeden birisi olduğunu kaydetti. e-Devlet projelerini de anlatan Soylu, Kurban Bayramı’ndan sonra e-Devlet üzerinden soy ağacı belgesi alınabileceğini, buradaki işlem süresinin de 2 saniye olacağını ifade etti. Soylu, bu belgeye ilişkin görselleri de gösterdi. Nüfus müdürlüklerindeki yoğunluğu azaltacak yeni bir uygulamaya geçileceğini belirten Soylu, dijital nüfus şefliklerinin hizmet vereceğini, vatandaşların personel desteği olmadan “e-imza yüklemesi, şifre, randevu, adres beyan” işlemlerini yapabileceğini dile getirdi. Süleyman Soylu, sistemde fotoğraf olduğunda da kimlik kartı yenilemenin de yapılabileceğine değindi. İçişleri Bakanı Soylu, üzerinde çalıştıkları bir başka projenin de “e-imza”nın yeni kimlik kartlarına yüklenmesi olduğunu, bu konuda teknik altyapının tamamlandığını bildirdi
  20. Yazın gelmesiyle birlikte deniz sezonu da açıldı. Peki denize girmeye güneşlenmeye ne kadar hazırsınız? Güneşlenmenin sağlık açısından faydaları olduğu kadar zararları vardır. Uzun süre güneş altında kalmak; güneş çarpması, erken yaşlanma ve yanık gibi pek çok duruma sebep olmaktadır. Bu durumlardan güneş yanığı genelde en acılı geçen dönemlerdir. Güneşten dolayı tahriş olan cilt kızarmaya ve yanmaya başlar. Bu sebeple güneşlenmeden önce mutlaka; güneş koruyuculardan yardım almakta, uygun saatlerde güneşlenmekte ve uzun süre güneş altında durmamakta fayda vardır. Ancak uzun süre güneşe maruz kaldıysanız ve cildiniz yandıysa, bu duruma çözüm olabilecek doğal formüllerde mevcuttur. Güneş yanığına iyi gelecek en doğal çözümlerden bir tanesi; serinletici etkisiyle aloe vera ve iyileştirici etkisiyle bal ikilisidir. Kızarık cilt üzerinde bir anti-enflamatuar olarak çalışan aloe vera, yanık tedavilerinde en sık kullanılan ürünlerdendir. Bal ise cildi en iyi nemlendiren ürün olduğundan dolayı; güneşten kurumuş cildinizi derinlemesine nemlendirme sağlamaktadır. Güneş Yanığına Doğal Tarif Malzemeler; 1 yemek kaşığı aloe vera 1 yemek kaşığı bal Hazırlanışı; Derin bir kasenin içerisinde iki malzemeyi iyice karıştırın. Ardından yüzüne ve yanmış olan diğer bölgelerinize uygulayabilirsiniz
×
×
  • Create New...

Önemli bilgi

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için Gizlilik poliçesini inceleyebilirsiniz.