Jump to content

Search the Community

Showing results for tags 'şeytan sistem'.

  • Search By Tags

    Etiketleri virgülle ayırarak yazın.
  • Search By Author

Content Type


Forums

  • BiLGi / EĞiTiM
    • SAĞLIK
    • YARARLI ve PRATiK BiLGiLER
    • TARiH
    • BiYOGRAFi
    • ÜLKE KÜLTÜRLERi
    • EDEBiYAT / KÜLTÜR / SANAT
    • iLGiNÇ BiLGiLER
    • OKUL / ÜNiVERSiTE HABERLERi
    • ASTROLOJi / BURÇLAR
    • KiTAPLAR
  • EĞLENCE ve TEKNOLOJi
    • ViDEO OYUN
    • PROGRAMLAR / UYGULAMALAR / YAZILIMLAR
    • ANDROiD
    • iOS / iPHONE / iPAD / AppleWatch
    • OTOMOBiL DÜNYASI
    • AKILLI CiHAZLAR
  • GÜNDEM / HABER
    • DÜNYADAN HABERLER
    • TEKNOLOJiDE SON GELiŞMELER
    • TÜRKiYE'de GÜNDEM
    • MiLLi / YERLi ÜRETiM
    • SPOR / e-Spor
  • ORTAYA KARIŞIK
    • MUTFAK
    • FiLM / SiNEMA
    • GEZi / SEYAHAT
    • KOMEDi / KOMiK ŞEYLER
    • ViDEO iZLEME BÖLÜMÜ
    • KENDi iŞiNi KENDiN YAP
  • DiNiMiZ iSLAM
    • İSLAM
    • DiNi HABERLER

Sonuçları bul...

İçeren sonuçları bulun


Date Created

  • Start

    End


Last Updated

  • Start

    End


Filter by number of...

Kayıt tarihi

  • Start

    End


Group


About Me

1 sonuç bulundu

  1. Türkiye'nin ihtiyacı olan kaynak; banka, banker ve tefeci elinde finansal saldırı için birer silaha dönüşüyor. Ayaklı borsadan yüksek getiri vaadiyle para toplayan bankerler de kura saldırıyor. Merkez Bankası’nın yatırım, üretim ve istihdamı artırmak için son üç toplantıda yaptığı faiz indirimlerini kredilerine yansıtmayan bazı bankalar, topladıkları mevduatla da kur manipülasyonu yapıyor. Ayaklı borsadan yüksek getiri vaadiyle para toplayan bankerler de kura saldırıyor. Bazı yabancı bankalar da bu “paralel bankacılık” sistemine çanak tutuyor. Bankaların kur oyunu bununla sınırlı değil. Kredi notu düşük olduğu için finansmana ulaşamayan işletme sahipleri, faktoring şirketlerine yönlendiriliyor. Bankalarda %25’lere ulaşan kredi maliyeti faktöringde tefecileri aratmayacak şekilde %40’lara çıkıyor. Tabii bu işletmelerin karlılığını silip krize sürüklüyor. Merkez Bankası’nın, ekonominin can damarı yatırım üretim ve istihdamı artırmak için son üç toplantıda yaptığı faiz indirimlerini bazı bankaların kredilerine yansıtmakta cimri davranması, yatırımların önüne set çekiyor. Hatta yabancı sermayeli bazı bankaların vatandaştan topladıkları mevduatı, piyasaya sunmak yerine döviz hesaplarında değerlendirmesi hem finansmana erişimi zorlaştırıyor, hem de maliyeti artırıyor. Banka, banker ve tefecinin kazancını önceleyen bu sistem, yatırımcıyı cezalandırıyor. Enflasyona da neden olan bu döngü, fiyatların şişirilmesi yoluyla vatandaşı da soyuyor. Yatırıma gitmesi gereken para dövizde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, bankalardaki 5 trilyon liralık mevduatın 1,9 trilyon lirası TL cinsi hesaplarda tutuluyor. Geri kalan 3,1 trilyon liranın ise döviz hesaplarında tutulması dikkat çekiyor. Döviz hesaplarından çıkıp TL, altın ve borsa gibi yatırım araçlarına dönenlerin sayısı ve yaptıkları işlem miktarı son haftalarda artsa da spekülatörlerin kur saldırısı bireysel küçük yatırımcıların kafasını karıştırıyor. Bu nedenle hala bankalarda yaklaşık 260 milyar dolarlık döviz mevduatı var. Bankalardaki 5 trilyon liralık mevduatın 3,1 trilyonunun dövizde tutulması, TL olarak verilecek kredinin miktarını kısıtlıyor. Para 'bankerler grubu'nun elinde Bazı bankaların da dahil olduğu grupların yaptığı dolar alımları nedeniyle döviz kurları aşırı yükseliyor. Bireysel yatırımcılar da TL’deki değer kaybı karşısında varlıklarını korumak için dolar spekülatörlerinin peşine takılarak büyük risk alıyor. Özellikle İstanbul Kapalıçarşı’daki ayaklı döviz borsasında açığa satış tezgahları dikkat çekiyor. Elinde olmayan yatırım araçlarına alım emri veren bir grubun varlığı dikkat çekiyor. Kapalıçarşı’da ‘bankerler grubu’ olarak da nitelendirilen simsarların küçük yatırımcılardan yüksek getiri vaadiyle para toplayıp dolara saldırdığı belirtiliyor. Banka üst düzey yöneticilerinin de aralarında bulunduğu Kapalıçarşı’daki ‘bankerler grubu’nun, açığa satış yöntemiyle dolar ve avro gibi döviz cinsi para birimlerinden yüksek alımlar yaptığı ifade ediliyor. Paralel bankacılık Kayıt dışı çalışan bu piyasada günde milyarlarca dolarlık alım-satım oluyor. Kayıt dışı piyasadaki günlük işlem hacmi, açığa satış yöntemi nedeniyle taahhüt edilen parasal miktarlarının on katına kadar çıkabiliyor. Bazı kuyumcu ve dövizcilerde yoğunlaşan büyük hacimli işlemler için zaman zaman bankaların kapısı da çalınıyor. Bazı bankaların çanak tuttuğu bu piyasa, paralel bir bankacılık sistemi gibi işliyor. Bu sistemin oluşturduğu suni talep de döviz piyasasında köpürtülmüş büyük bir talebe neden oluyor. Canına kıyanlar var 2018’deki kur saldırısında aktif rol oynayan Londra ve New York gibi merkezlerdeki yabancıların açığa satış yapmaları gibi, Kapalıçarşı’da yapılan açığa satışları sonuçlandıramadıkları için büyük zararlar yapanlar var. Bankerler, topladıkları paraları çeviremeyip büyük zararlar da yapıyorlar. Bu tür durumlarda genellikle bankerler adına işlem yaptıkları kişilerin teminatlarını yakıp ortadan kayboluyor. Elinde avucunda ne varsa kaybeden bazı aracıların ortadan kaybolduğu, hatta canına kıyanların olduğu belirtiliyor. 'Açığa satış'la saldırı Kuralın sorumsuzca kullanılması “açığa satış” mevzuatına çeki düzen vermeyi gerektiriyor. Çünkü milletten para toplayan aracılar, onların adına hesap açıp yine onlar adına eldeki miktarın 4-5 katı kadar işlem yapabiliyor. Küçük yatırımcılardan “yüksek getiri” vaadiyle para toplayan dolar simsarlarının elinde biriken paranın 5 katı kadar işlem yapma imkânının geçmesi, kurlarla istedikleri gibi oynama fırsatı veriyor. Bankalar kredi vermek yerine yüzde 40 faize zorluyor Finansal Kurumlar Birliği verilerine göre, Türkiye’de 54 faktoring şirketi faaliyet gösteriyor. Söz konusu şirketler arasında yerli ve yabancı bankaların da iştirakleri bulunuyor. Bankaların “Kredibiliten düşük” diyerek kredi vermediklerini faktöring şirketlerine yönlendiriyor. Bankadan kredi bulamayan, ancak paraya sıkışan herhangi bir işletme sahibi, vadesi gelmemiş çeki bozdurmak için faktoring şirketlerinin yolunu tutuyor. Başka bir ifadeyle, vadesi gelmemiş alacaklarını, çek kırdırarak nakit sağlıyor. Ancak faiz oranları neredeyse tefeciden farksız. Bankalarda ortalama kredi maliyeti yüzde 25’se, bu firmalarda yüzde 40’a kadar çıkıyor. Tefeci faizini aratmayacak şekilde yüzde 40’lara çıkabilen bu maliyetler işletmelerin karlılığını silip süpürüyor. Bankadan kredi talebinden bulunan herhangi bir şirket yetkilisinin kredi onayı büyük oranda kredi notuna bağlı. Şayet kredi notu düşükse ya da kara listeye girdiyse kredi çıkması zor. Ancak banka müşterisinin eskiden beri tanınıyor olması, ihtiyacı ve aciliyeti karşısında faktoring şirketlerine yönlendirme yapılabiliyor. Bir bankacıdan edinilen bilgilere göre, kredi onayı çıkmayan bir müşteriye ‘kredi bizde zor ancak şu faktoring şirketiyle de istersen bir görüş’ diye yönlendirme yapılabiliyor. Ancak bunu kredi başvurusunda bulunan herkese değil, ikili ilişkilerin iyi olduğu, eskiden beri tanınan ve güven sağlamış firma sahibi için yapılması söz konusu. Bankaların kredilendirmede daha sağlamcı olduğuna işaret eden yetkili, “Faktoringde çek karşılığı işlem yapılabiliyor ve firmanın vergi levhası da olması lazım” dedi. İlgili kurumlar ne yapıyor? Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Sermaye Piyasası Kurulu, Rekabet Kurulu, Mali Suçları Araştırma Kurulu ve Devlet Denetleme Kurulu gibi düzenleyici ve denetleyici kurumların bu paralel bankacılık sistemi karşısında neler yaptığı merak ediliyor. (Yeni Şafak)
×
×
  • Create New...

Önemli bilgi

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için Gizlilik poliçesini inceleyebilirsiniz.