Feneroin Konu tarihi: 27 Ocak 2021 Paylaş Konu tarihi: 27 Ocak 2021 Kanser tüm dünyada kalp ve damar hastalıklarından sonra en sık ölüme yol açan hastalık. Üstelik gelişmekte olan ülkelerde görülme sıklığı halen artıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün uluslararası kanser araştırmalarını yürüttüğü GLOBOCAN adlı projenin verilerine göre; geçtiğimiz yıl 18 milyon kişiye kanser tanısı kondu ve bu hastalıktan ölen hasta sayısı 9,5 milyonu aştı. Peki, kanserden besinler yoluyla korunmak mümkün mü?Kanserde genetik etkenler yüzde 5-10 arasında sorumlu olsalar da, hastalık yüzde 90-95 oranında çevresel faktörlerden etkileniyor. Bu çevresel faktörlerin yüzde 30’unu da beslenme alışkanlıklarımız oluşturuyor. Dolayısıyla sağlıklı beslenerek aslında kanserden yüzde 30 gibi bir oranda korunabiliyoruz. Üstelik sağlıklı beslenmek, her gün 30 dakika tempolu yürümek ve ideal kilo aralığında kalmak gibi 3 önemli kurala dikkat ettiğimizde bu oran 40’lara kadar yükseliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Öçal kanserden korunmak için nasıl bir beslenme alışkanlığı edinmemiz gerektiğini anlattı, önemli öneriler ve uyarılarda bulundu. 1. Çok Çeşitli Sebzeler, Meyveler Tüketin Yapılan çalışmalar gün içinde yeterli meyve ve sebze tüketen kişilerin tüketmeyenlere nazaran yüzde 10 daha az kanser riski taşıdığını ortaya koydu. Kanserden korunmak için her gün mümkün olduğunca farklı renkte sebze ve meyveler tüketin. Çünkü ne kadar farklı renkle beslenirseniz, aldığınız antioksidan çeşidi o kadar fazla oluyor. Kadınlar günde 2-3 porsiyon, erkekler de 3-4 porsiyon meyve tüketmeliler. Sebzeler hem vitamin ve mineral hem de posa kaynağıdır. Posadan zengin beslenme özellikle sindirim sistemi kanserlerine karşı koruyucu özellik gösteriyor. Günde 2-3 kase kadar çiğ sebze ve 6-8 yemek kaşığı kadar zeytinyağlı veya pişmiş sebze tüketmeyi alışkanlık haline getirin. Sebze ve meyvelerin “mevsiminde” olmasına özen gösterin. 2. Tahıl Ve Kurubaklagili Ihmal Etmeyin Özellikle popüler diyetlerle beraber tek tip beslenmeye yönelim arttı. “Ancak iyi beslenmek demek, her besinden yeteri kadar yemek demektir. Yani tek tip besleniyorsanız, aslında kötü besleniyorsunuz demektir” uyarısında bulunan Öçal, “Bu yüzden karbonhidratı hayatınızdan çıkarmayın. Ancak sadece ‘kaliteli’ dediğimiz, tam tahıl kaynaklarını ve kuru baklagilleri tüketin. Tahıllar B1 vitamin B1 vitamini hem vücudun enerji sisteminin çalışması için gereklidir, hem de mutluluk olarak bildiğimiz ‘serotonin’ hormonunun ön maddesidir. Sağlıklı olmak, fiziksel ve ruhsal olarak tam bir iyilik halinde olmaktır. Depresyon bağışıklık sistemimizi düşürerek, kaser de dahil birçok sistemik hastalığın görülme riskini arttırabiliyor. Bu yüzden her gün tam buğday ekmek, yulaf, çorba ve bulgur gibi tahıl kaynaklarını, haftada minimum 2 gün de mercimek, kuru fasulye ve nohut gibi kurubaklagil kaynaklarını tüketmeye özen gösterin” dedi. 3. Haftada 2-3 Gün Balık Yapılan çalışmalara göre, insan sağlığı üzerinde pek çok faydası bulunan omega 3 yağ asitleri aynı zamanda kanserin gelişme riskini de düşürüyor. Omega 3 yağ asitlerinin koruyucu etkilerinden faydalanabilmek için haftada 2–3 kez buğulama veya fırında pişirilmiş balık tüketmeyi alışkanlık haline getirin. 4. Kırmızı Et Tüketimini Sınırlandırın Gereğinden fazla kırmızı et tüketimi mide ve kolon kanseri riskini arttırıyor. Bu nedenle et tüketiminizi haftada 2 günden fazla ve toplam 350 gramı geçmeyecek şekilde sınırlandırın. Eti pişirirken kızartma ve kavurma işlemleri yerine; fırında, buharda veya haşlama işlemlerini tercih edin. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre; günde 50 gr işlenmiş et tüketimi, kanser riskini yüzde 18 oranında arttırabiliyor. Bu yüzden işlenmiş et ürünlerini mümkün olduğunca tüketmeyin. 5. ŞEKERDEN UZAK DURUN Fazla miktarda rafine şeker tüketimi hem enerji alımını hem de insülin seviyesini yükselterek yağ dokusunun artmasına neden oluyor. Artan yağ dokusu da kanser riskini yükseltebiliyor. Bu nedenle günlük tükettiğiniz şekerin toplam aldığınız enerjinin yüzde 5’ini geçmemesine özen gösterin. Örneğin günlük 2000 kalori tüketiyorsanız, bunun 100 kaloriden daha fazlası şekerden gelmemeli. 6. Probiyotikleri İhmal Etmeyin Bağırsaklar bağışıklık sistemimizin büyük bir çoğunluğundan sorumlu oluyorlar. Bağırsaklarımızdaki herhangi bir işlevsel bozukluk bağışıklık sistemimizi düşürebiliyor, bu da pek çok hastalığa davetiye çıkarabiliyor. Bu hastalıklardan biri de; kanser. “Bağırsaklarımızda iyi ve kötü bakteriler denge halindedir, ancak kötü beslenme, sigara, stres ve alkol gibi çevresel etkenlerden dolayı bu denge bozulabiliyor” uyarısında bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Öçal bu dengenin bozulmaması için yoğurt ve kefir gibi doğal probiyotik kaynaklardan yararlanmanız gerektiğini belirtiyor. Alıntı Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Sohbete katıl
Şimdi mesajını gönderebilir ve daha sonra kayıt olabilirsin. Bir hesabın varsa, hesabınla göndermek için şimdi oturum aç.